ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
arda turan
-
''milli takım için doksan küsur maç oynadım, beş tane kötü oynadığım maçı söyleyene tüm servetimi veririm.''
beyler üç tanesi bu turnuvada oynadıkları. iki tanesine de siz yardım edin, zengin oluyorum amk.
edit: maçları buldum:
(bkz: 11 kasım 2011 türkiye hırvatistan maçı)
(bkz: 15 ekim 2013 türkiye hollanda maçı)
(bkz: 12 haziran 2016 türkiye hırvatistan maçı)
(bkz: 17 haziran 2016 ispanya türkiye maçı)
(bkz: 21 haziran 2016 türkiye çek cumhuriyeti maçı)
son çek cumhuriyeti maçını kazandık diye çamura yatarsa da bir tane bonus ekliyorum:
(bkz: 9 eylül 2014 izlanda türkiye maçı)
evet arda, hesap bilgileri için özelden ulaş lütfen.
kan stoğu olmadığı için ameliyatların ertelenmesi
-
düşünün tüm ülke sizden nefret ediyor. ama ülkedeki tek adam, reis sizi seviyor ve sayıyor. sırf bu sebeple size hiçbir şey olmuyor ama insanlar canından oluyor. işte niye akp’nin oyları düşmüyor diye merak ediyorsunuz ya? reis’in iyi tarafında olmak bu kadar karlı bir iş. sizin ufak çıkarlarınızın insanların canından daha değerli olduğu bir düzen, bencil ve cahil insanlar için cennettir.
ukrayna halkının türk halkından daha cesur oluşu
-
kısmen katıldığım gerçek.
birincisi ukrayna'da olaylara bakış çok farklı. bizde hakkını arayan herkes "anarşik" olarak isimlendirilir ve haklı olsa bile hakir görülür. işsiz kalıp başbakana-bakana haykıran adam bile partizanca saldırıya uğrar, sıradan vatandaş tarafından linç edilir. linç edenler de muhtemelen açlıktan ağzı kokanlardır.
ikincisi orada büyük oranda göstericiler şiddet kullandı. oradaki kullanımı sonuna kadar meşru görüyorum, haklı buluyorum. eğer bizim gibi "şiddet yok abi" modunda olsalardı sinek gibi ezileceklerdi. öte yandan biz şiddet kullansa idik muhtemelen paramiliter güçler oluşturulup ateşli silahlarla vurulacaktık.
sorun, korkaklık değil ama halkın hala tebaa psikolojisi ile devlete ve dolayısıyla güce tapmasıdır.
son hususta bir şeyler yazdım, dolu bakınızdır. (bkz: türk halkının tebaa psikolojisinden çıkamaması)
rüzgar çetin'in ölümüne sebep olamadığı öbür polis
-
ölmüş arkadaşını iyi bir paraya satmıştır.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
üst kattaki kızla muhabbete girmek için pastaneden bi tane aşure alıp; ben yaptım, dağıtıyorum aşure gününüzü kutlarım ayağına yatayım dedim.
sevgilisi varmış kızın.
"varsa bitane daha alabilir miyiz" dedi.
bende "getireyim" dedim.
pastaneye gidiyorum şimdi kızın sevgilisine aşure almaya.
hastane editi: komşuluk ölmüş canlar, çocuk önce aşureyi yedi üzerine bende güzel bi dayak yedim, bi daha iyilik yapanı siksinler :p
mansur yavaş'ın parmağı var mı araştırılsın
-
sabah ilaç saatini kaçırmış bir ihtiyarın beyanıdır.
lenny kravitz'in atkısı
-
kilimden hallicedir;
http://i.imgur.com/wt6rk.jpg
bunu takarken al jefferson'un yatağına uzanıp, bir yandan doğa rutkay'ın televizyonunu izleyip bir yandan da kıvanç tatlıtuğ'un laptopuyla takılırsanız, küçükken masallarda okuduğunuz devler alemini gerçek hayatta yaşabilirsiniz.
(bkz: gulliver zenginlerin evinde)
eriği tuza batırmadan yiyen insan
-
ekşici piçtir.
13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması
-
soma'da gerçekleşen olay. soma kaymakamı maden ocağında patlama sırasında 300 işçinin bulunduğunu açıklamış.
http://www.posta.com.tr/…ngin-.htm?articleid=227836
edit:
an itibariyle, işletme sahibi ve sonrasında çıkan mühendislerin açıklamasına göre patlamadan önce yeraltına giren işçi sayısı 787.
11 ay sonra gelen edit:
(bkz: soma faciasının ilk kez yayımlanan görüntüleri)
http://www.bbc.co.uk/…2015/04/150413_vid_soma_maden
düz dünya teorisi
-
düz dünyacı tayfa; lütfen bize söylermisiniz,diyelim haklısınız. dünya tepsi gibi düz.dünya düz olduğu halde, bu durumdan küre dünyayı savunanların ne gibi bir çıkarı olabilir. yada,bu size göre, gizlenmese, hayatımızda ne değişirdi? lütfen çok ciddiyim.
dünya'dan plüton'a 9.5 yılda giden teknoloji
-
kendisi istanbul içerisinde mecidiyeköy'den ümraniye'ye 2 saatte giderse şükreden bir yazar tarafından küçümsenen teknoloji.
lan trafiği var, regülasyonu var da var bu işin. uzaylıya haraç yedirmeden olmuyor işler öyle kolay.
hayata dair iç burkan detaylar
-
sabah işe gelirken yolda 2 çocuk el etti. durdum. gidecekleri yer benim yolumun üstüymüş, 12-13 yaşlarında ya varlar ya yoklar. biri urfalı, adı onur; diğeri çankırılı, adı fazlı.
"gelin" dedim. koşa koşa neşeli bir şekilde arabaya bindiler. işe gidiyorlar. yolda muhabbete başladık.
restoranda garson! olarak çalışıyorlarmış. çocuklar başka bir hizmette çalışıyorlar ama utandıkları için mi garson demeyi seçtiler kestiremedim. ben yine de her ihtimale karşı görevimi yapıp restorana, düzene, sisteme sıkı bir sövdüm.
- "iş başı kaçta?"
- "08:30 abi."
- "paydos saat kaçta?"
- "12"
- "öğlen 12 mi olm?"
- "yok abi, gece 12"
- "olm 12 çok değil mi yavv."
- "bu iyi abi, bundan önce başka yerde çalışıyorduk gece 2'yi buluyordu, hele bir de bayram arifesinde gece 3'ü 4'ü bulduğu oluyordu abi."
çocuklar en az 15 saat çalışıp gece 12'de eve geliyorlar ve buna iyi diyorlar. hem de günlük 25 lira için. kahır mı etsem yoksa benden neşeli oldukları için imrensem mi bilemedim.
-
"sour times" aratinca en ba$ta http://www.sourtimes.org/ 'u getirmesinden dolayi direk sempati besledigim site.. (bkz: dmoz)