• orijinal adı cinque scritti morali'dir.
  • italyan yazar umberto eco'nun deneme türünde yazmış olduğu kitap.

    kitapta pek çok kişiden alıntılar yapmış. o kişileri bilmeden kitabı okumak pek makûl görünmüyor. en azından "peki, bu kimmiş" sorularını ortadan kaldırmak adına, o kişiler hakkında yazılan bir iki şeye göz atmakta fayda vardır diye düşünüyorum (en azından ben öyle yaptım).

    kitapta şöyle bir cümle vardır ki; bana altını çizdirmiştir: "çünkü kimi zaman bazı sorunları çözümsüz olduklarını ortaya koyarak çözmek zorunda kalır insan". oldukça doğru bir tespit.

    kitaptaki "savaşı düşünmek" adlı ilk yazıda savaşın olanaksızlığına ilişkin birtakım koşullardan bahsetmiş ve sonlara doğru, "insanların savaşı tabu ilan etme yönünde içgüdüsel bir gereksinim duyduğu noktaya gelmiş olabiliriz" demiştir. bu noktada insan bir duraksıyor. bu gerçekten mümkün mü? bahsedilen koşullar içinde kabul edilebilir olanlar da var fakat, mantıklı gelmeyen noktalar da mevcut.

    savaş ilkel toplumlardan bu yana süregelen bir gerçek. savaşsız bir dünya, kesinlikle ütopya. insanların içindeki hırs, daha fazlasını isteme vs. varken, her geçen gün savaşsız bir dünyaya olan duyarlılık artsa bile, kanser hücresinin olduğu gibi kalmayıp yayılma gösterdiği gibi, bu istekler, duygular, dürtüler bunu mümkün kılmayacaktır.
  • bu yazıların birinde eco hoca papa’ya hitaben şöyle der: beni, dinsizliğimi ilan ettiğim için aforoz ettiniz, fakat isa’yı sevme hakkımı benden nasıl esirgeyebilirsiniz!
  • "bir ulusa kimlik verebilecek tek bir grup vardır: düşmanlar. bu nedenle, kök-faşizm ideolojisinde, olasılıkla uluslararası nitelikli bir komplo saplantısı vardır. faşizmin yandaşları, kendilerini kuşatılmış hissetmelidir. komployu açığa çıkarmanın en kolay yolu da, yabancı düşmanlığına başvurmaktır. ama komplonun köklerinden biri de içeride olmalıdır."

    umberto econun neyi yapmanın iyi olacağı, neyi yapmamak gerektiği ve neyin hiçbir biçimde yapılamayacağı hakkında kaleme aldığı beş denemeden oluşan eser.

    ebedi faşizm başlığı altında kaleme alınan denemede eco kök-faşizm olarak adlandırdığı olgunun tipik özelliklerini sıralamıştır. eco'ya göre bu özellikler bir sistem oluşturmadığı gibi birbirleriyle de çelişebilirler. ancak herhangi birinin varlığı, bir faşizm gölgesinin oluşması için yeterlidir.

    alıntılanan kısım ise hepimize çok tanıdık gelen bir durumu anlatıyor aslında. dıştan kuşatılmış ve içeride casusu olan düşmanlarımıza karşı halkımızın hala nasıl bir arada durduğunun kanıtıdır bu cümleler. eco bu cümlelerden önce şöyle der: " kök faşizm, toplumsal bir kimlikten yoksun insanlara biricik ayrıcalıklarının herkesin paylaştığı ayrıcalık olduğunu - aynı ülkede doğmuş olmak - söyler." bu cümleyi uyarlamak istediğimizde ise şu cümleyi rahatlıkla kurabiliriz: kök-faşizm toplumumuzdaki insanlara biricik ayrıcalıklarının müslüman olmak olduğunu söyler. yoksa hangi insan onların doları varsa bizim de allah'ımız var söylemine bu kadar alkış tutabilir ki.
hesabın var mı? giriş yap