• 7 senede bitirmek varken 9 (dokuz) yilda bitirdigim okul. kac tane mudur eskittim orasini sen hesapla. milenyum mezunu olmam gerekirken 2002 senesinde almistim diplomayi. arkadasliklari bir baskadir. en kral arkadaslarim bunlardan cikmadir. ey gidi gunler.
  • çatısında boğaza karşı gitar çalınmış başka lise var mıdır bilmiyorum.
    çok güzel günlerimiz geçti orada.
  • bugün itibariyle 2011 mezunlarına elveda diyen okuldur. bütün bir dönemin davul, darbuka eşliğinde kurtlarımızı dökmemiz, barbaros bulvarını marşlar söyleyerek inletmemiz, ellerimizde meşalelerle okuldan ayrılmamız, beşiktaşta yol kesip 'who let the dogs out' şovu yapmamız ve her şey mükemmeldi. çok güzel bi 4 yılımı bu okula borçluyum. baal '11 hepinize hayatta başarılar.
  • valide hanımın da mezun olduğu okul. 1958'de atatürk kız kisesi adı ile fındıklıda imiş ve beşiktaş'tan tramvayla gidilirmiş.
    o değilde bu 1958 mezunları bir alem. haminneler ayda bir toplanıyorlar bilader. ne kadar konu varmış eskitemedikleri.
  • çok ilginç bir ilişkim var bu okulla. okuduğum dönem sadece kendi dönemimden üç beş kişiyle takılıp, bitirmiştim okulu. biraz da o dönemki sevgilimin sınıf arkadaşım olmasıyla alakası vardı tabi ki.

    okul bitti, hayatımın her döneminde -tamamen tesadüfen- aynı dönemde okuduğum ama varlığından haberdar olmadığım insanlarla tanışmaktayım. askerde koğuş arkadaşımın, ekşi sözlük'ten tanıştığım dünya tatlısı bir kaç insanın, şimdi de gerçek anlamda dünyanın öbür ucunda, arkadaş vesilesiyle karşılaştığım bir adamın aynı dönem okuduğum kişiler çıkması benim gibi bu konuda beklentisi olmayan biri için çok güzel ve kıymetli tesadüfler. okul sonrası tanıştıklarıma bakıyorum da, bu kadar kıymetli adam var gibi durmuyordu o zamanlar, belli ki pek gelişmemiş, önyargıya açık değer yargılarım varmış veya doğru kişileri bulmaya çaba göstermemişim.
  • tam manasıyla gençlik yıllarımın geçtiği okul. 89 senesinde girdim bu okula, 96 senesinde çıktım. ben ve benim gibi birkaç tip haricinde istisnasız herkes mezun olduğu ilkokulun birincisiydi. 89 senesi itibariyle puan sıralamasında istanbul lisesi ve gs lisesinin ardından 3. idi. o kadar özel insanlar mevcuttu bu okulda. zaten yine ben ve benim gibi birkaç tip dışında neredeyse tamamı üst düzey firmalarda yönetici konumunda şu anda. ancak, duyduğum kadarıyla, hazırlık kaldırılıp eğitim 4 seneye indirgendiğinden beri tüm özelliğini yitirmiş, kadrolaşma yüzünden değerli hocalarını kaçırtmış (!), gayet sıradan bir anadolu lisesine dönüşmüş. kahrolarak alıyorum bu havadisleri.
    velhasıl, hayatımın en güzel günleri bu okulda geçti. 7 sene boyunca ilkleri aynı insanlarla beraber yaşama fırsatı bulan bizim gibi nesiller çok şanslı. 5 şube, her şubede otuz kişi desen, aynı 150 kişiyle geçen 7 sene. adını hatırlamasan bile suretini görür görmez hepsine aşina olmak çok enteresan bir duygu. ve de edinilen dostluklar tabi ki. 11 yaşından 18 yaşına kadar beraber takıldığın insanlarla hayatının geri kalanında görüşmüyor olman imkansız zaten.
    bu okulda, henüz 11 yaşındayken haftada 26 saat ingilizce gördük biz. sömestr ve yaz tatilinde verilen ödevler ciddi şekilde ağırdı. biz böyle öğrendik işte lisanı. ne demişler, ağaç yaşken eğilir. şimdilerde ise hazırlığı kaldırdıkları yetmiyormuş gibi 11 yerine 15 yaşında adama ingilizce öğretmeye çalışıyorlar, üstelik te normal olarak sınırlı saatlerde. yazık, çok yazık. tıkır tıkır işleyen eğitim sisteminin içine eden malum şahısların validelerine en samimi duygularla selamlarımı iletiyorum.
  • ergün isaoğlu gibi muhteşem bir hocayla tanışmamı sağlamış lisem.

    (bkz: üstüne başına köpek sıçsın senin su sığırı)
  • fen lisesi tecrübesi yaşamadan önce 92-96 yılları arasında öğrenim gördüğüm okul. o zamanki sistemi bilen bilir, sadece aynı il içerisinden sadece 3 tercih yapılabiliyordu, istanbul lisesine yedekten girebilmeme rağmen babam "çağın dili ingilizce, almancanın önemi kalmıyacak" diyerek büyük bir hataya düşüp beni buraya yazdırmıştı. 10 dakikalık teneffüs arasında top oynamak için 7 kat merdiveni koşa koşa inip çıkmamız, conradın bahçesine kaçan topları geri almak için komando edasıyla dikenli telleri aşmamız, yine cuma günkü törenlerden kaçmaya çalışmalarımız ve müdür muavini hasan beyin bizleri telin arkasında bekleyip yakalamasıyla tekme tokat dayak yemelerimiz, türkçesi kıt hıdır beyden aldığımız almanca derslerimiz, orta sahadan basket atıp sürekli bizleri dumura uğratabilen ülkü hocamız, keyifli servis sohbetlerimiz, gülünce domates gibi kıpkırmızı olabilen çilli ms. brady hocamız, okul çıkışı servis beklerken alınan çeyrek ekmek köfte ziyafetlerimiz ve çıkışta küçük tezgahıyla bizi bekleyen amcadan alınan sakız ve helvalar ve aklıma şimdi gelmeyen büssürü anıya tanıklık ettiğim okul.

    unuttum şimdi aklıma geldi: 6 ay boyunca okuldan en çok zevk aldığım öğle arası top oynamalarından beni alıkoyup, tübitak matematik olimpiyatlarına hazırlayan, sonra pazar günü gittiğimiz sınavda "ortaokullar için yapılan sınav cumartesiydi" cevabını alarak bana çok güzel ve hoş (?) bi sürpriz yaşatan hocalarıma da buradan selam ederim.
  • baalfest'12 kapsamında 3 haziran pazar günü can bonomo, büyük ev ablukada, sahte rakı ve biz 'i konuk edecek güzide okulum.
hesabın var mı? giriş yap