• merhaba,

    delirmek üzereyim.

    teşekkürler.
  • tabular toplumuyuz, annelik de kutsallığı haricinde konuşulması ayıplı konulardan...

    iki buçuk yıllık anneyim, kendimi anne olduğum için hiç bir şekilde kutsal hissetmiyorum. çocuğum benim herşeyim, artık hayatta tek sevdiğim şey hatta. ama gönül rahatlığıyla söylüyorum ki, anne oldum ve hayatım kaydı. doğumdan iki ay sonra çalışan anneliğe terfi ettim, daha da kaydı. destek olan hiç kimse yok, iki anne de uzak. ha olmalı mı? ben çocuğu birileri bana destek olmak zorundaymış diye mi doğurdum? hayır! ama o etrafta kutsal kutsal gezinen anneler var ya, günün herhangi bir saatinde annesinden, teyzesinden, kızkardeşinden destek alabilen, ay anne sen şunu azıcık tut, karnı tok, ben azcık uyuyayım diyen anneler. buyrun tatlış anneler, linç edebilirsiniz.

    nasıl inandırıldıysam artık, anne olunca üstüme böyle bir kutsallık inecek sandım. inmedi. bebeğim gık dese annesi olarak derdini bir tek ben anlayacağım sandım. anlamadım. ağlayınca benim kokumu alıp pıt göğsümde uykuya dalacak sandım. dalmadı. yoga, yürüyüş yapınca normal doğurabileceğim sandım. doğuramadım. çocuğumla herşeyi konuşursam beni anlar sandım, anlamadı. olmadı da olmadı. anne olmak için doğmadığımı düşünmeye başladım ben de, psikolojim bozuldu. oysa annelik olmak için doğulan birşey değil ki... herşey gibi, deneye yanıla öğrenilen birşey... iki yılın sonunda bunu kabul ettim, rahatladım.

    iş hayatında kendimi başarısız hissettim, çünkü başaracak zamanım yoktu, eve koşup emzirmem gereken bir bebem vardı. aa olur mu canım, sen en büyük şeyi başardın, çocuğun var dediler. yok arkadaş o iş öyle değil! iş yaşamında anne olduğu için ikinci sınıf eleman olmak, ay bunun çocuğu var sonuçta habire izin alması gerekecek, kritik şeyleri vermeyelim buna, kaldıramaz diye bakılması ne demek babalar bilmez mesela. hala başarmak istiyorum, hala sabahlara kadar çalışmak istiyorum ben. çok kutsal değil mi?

    doğumdan sonra ilk bir kaç ay eşimle cinsel hayat sekteye uğradı, üstelik benim libidom tavanken. beni ilk önce 'anne' olarak görmeye başlamış, yanaşamıyormuş, memelerimi bebek emiyormuş, bebeğinmiş artık memelerim. aa ama pardon, kutsal annelerin libidoları olmaz, memeleri de süt için yaratılmış olup cinsel bir obje olmaktan çıkar, süt gidince de pıst diye söner sarkar zaten. kutsal meme olur.

    çocuğumu sevmeme engel tek bir şey bile yok. ama bu kutsal annelik meselesi, öyle düşünemediğim için önce kendimi sevdirmedi bana, sonra toplumu...

    biz hala kadınız, hala normal insanlarız, çocuklarımız bizim için dünyanın en tatlı şeyleri evet ama sizin için öyle olmayabileceğinin farkındayız, dünyanın en zeki çocuğunu doğurmadığımızı biliyoruz, hala sevişmek istiyoruz, hala genç olmak istiyoruz, hala çalışmak istiyoruz, evet doğum günü de kutlamak istiyoruz konseptli monseptli, ama hayatımızın bitmemiş olduğunu da bilmek istiyoruz...

    kustum galiba, kusuruma bakmayın gari.
  • ruhunda bir yara bırakmadan büyütmek istiyorum. tüm çabam bunun için.
  • merhaba sevgili günlük. ölü bir bebek annesi konusuyor. mantik bazen insanin kalbini acitiyor. ben de biraz delirmek istiyorum sanirim. sokakta gordugum bebeklere bakiyorum. yalan yok, öpmek koklamak istiyorum onlari. anneleri onlara hic kizmasin, bir öf dahi demesin istiyorum.

    cok sevdigim bir arkadasimin bebegini stalkluyorum. yolda keske karsilassak, ben aglayarak onun bebegini koklasam diye hayal ediyorum. resmen platonik ask muamelesi yapiyorum kucuk yuvarlak kafaya.

    eglenirken sucluluk duyuyorum. ben bir anneyim, bebegimin yaninda olmam gerek diyorum. su an neye benziyor bilemiyorum. ben hep koca yanak, koca dudak ve minicik burunlu fotografina bakiyorum. benim icin hep oyle kalsin diye bakamadim yuzune. 34 yasimda, hic ölü bir insan gormemis olma halimi ogluma da bakamayarak devam ettiriyorum.

    bir anneyim ama kollarim bos. anneyim ama bana seslenen yok. anneyim ama bu kimlik, ancak gizli gizli bir gunluge yazarken benim oluyor.

    hicbir anne yavrusuna öf demesin...
  • hiç vazgeçmedim
    sözüm de kalbim de çabam da hep açıktı sevdiklerime
    yüreğimi de açtım evet
    melez duygulara, grilere, morlara da;
    aşka, hüzne, mutluluğa, mavilere olduğu kadar…
    hiçbirine kapatmadım kalbimi
    çok seviyorum hissetmeyi
    çok istiyorum iyi hissetmeyi
    onun için ve tüm sevdiklerim için
  • oyun, çocuğun müfredatıdır.
  • sanki bir akşam vakti içimde gökkuşağı
  • dün itibariyle tam 1 yılı bize kendiyle donatmış bir bücüre sahibim!
    nasıl da anneyim! nasıl da dünya onun etrafında dönüyor! nasıl da ilk önceliğim o!
    ama "artık annesin" diye cümlelere başlanırsa "orada bir duracaksın ağa!"
    ben her şeyden önce insanım!
    zaaflarım var, isteklerim var, hayallerim var, dibe vuruşlarım, zirveye tırmanışlarım, uykusuz hallerim, isyanlarım, yüksek kahkahalarım var!
    kadınım ben!
    aşk dolu kalbim, incelik isteyen hallerim, özlemlerim var!
    evet anneyim!
    ama "artık anne" değilim!
    yaradılıştan gelmiş en güzel misyonumu elime almış, ama iş hayatından, üretmekten, sosyal yaşantısından, sanattan vazgeçmeyen insan evladıyım..
    "evlat" kelimesini cümle içinde geçirmişken ;
    "evlat" ne güzel şey be sevgili okuyucu.
  • aslında cidden anneler neler hissediyor diye okumak istemiştim ama başlıkta kayda değer bir bilgi bulamadim sanırım.

    anneme sorayım da anlatsın isterseniz diyeceğim de yaşadıklarının pek hoşunuza gideceğini zannetmiyorum.

    ben anne değilim ama benim annem şöyle biri, kendisinden olan iki biyolojik çocuk dışında ekstradan iki çocuk, ve onların da ikişer çocuğunu da yetiştirmeye çalışmış bir insan.

    yani toplamda sekiz birey diyelim (zaman zaman ekstra olarak gelen diğerlerini saymıyorum bile).

    öyle iki senedir anneyim çok kutsal bir şey demekle olmuyor yani o işler sanki, ben onu biliyorum.

    eğlenceli kısmı sürekli birileriyle uğraşmak galiba ama annem artık uğraşmaktan bıktı, anlatmak bile istemiyor ve çok kırıldı, haklı da zaten.

    ben ki düşünceleri konusunda genelde elestirdigim, onun ilk kızıyım, o anlatamaz diye yazmak istedim, anlatsa bir zaten günlük olarak kalmaz, ansiklopediye doğru gideriz muhtemelen :))

    yani kısacası öyle iki senelik anneyim, şunları şunları çektim ya da tam tersi annelikten şöyle keyif aldım falan diyen biri varsa anneliği kabullenememistir gibi geliyor bana.

    tabi gene de siz istediginize inanin derim ben.

    keşke gerçek annelerin zamanı olsa da yazsa bu başlığa her gün, günlük olarak evet :)
hesabın var mı? giriş yap