• benim nickim. (bkz: yolgezer) ile fazla bir alakası yok. yürümeyi çok severim (ne yazık ki iş güç yüzünden yürüyemiyorum artık). o kadar çok severim ki ankara'nın birçok yerine yürüyerek gittim (bahçelievler'den oran'a örneğin). hatta memlekette iki ilçe arasında gittim. düşündüm taşındım. en uygun nick bu geldi. lotr karakteri olan yolgezer ile ilgili bir özenti değildi.
    (bkz: sözlük yazarlarının rumuzlarının hikayeleri)

    tanım: yolları aşındıran kişi
  • okula gitmek yerine tatil olmasını tercih eden yazar. sen yine de git, parana yazık olmasın.
  • benim imla hatami duzelterek artik pisti dedirten (hic de kullanmayi sevmem ama iyi gitti sanki burda) suser.

    (bkz: boynuz kulagi gecermis)

    ayrıca kendisi 1 ay önce tanıştığımızda 10 da yatan, düzenli bir uyku düzenine sahip bir yazarken şu an sabahı bile görebilmektedir. dark side a geçiş yapmıştır.
  • kendimden, daha doğrusu neden yalnız olduğumdan bahsedeceğim.

    fakir bir ailenin çocuğu olarak ve tekne kazıntısı olarak dünyaya geldim. kuzenimin çocukları bile benden büyük olduğunu düşünürsek durumu anlayın. ailem fakir olunca tatiller köyde çalışarak geçti. gördüğüm tek şey ağaçlar, fındık bahçesi ve bir iki küçük tarla. annem arkadaş edinmemi de istemezdi. insanın üçten, en kötü beşten fazla arkadaşı olmamalı derdi. bu şekilde bir baskı altında ilkokula başladım. ardından orta okul ve lise. orta okul ve lisede sınıf spor takımlarının çekirdeğiydi. ben de o yüzden pek oyunlara alınan biri değildim, hem iştme engelli olmam hem de başka fiziksel nedenlerden. boş derslerimde veya öğle arası tatilinde köy yolunda yürürdüm - okul köy içindeydi ve dışarı çıkmak serbestti.

    ve lise bitti üniversiteyi kazandım. üç beş baskısından lise arkadaşım olmamıştı. ankaraya gelince yeni bir hayata başlayacağım dedim. tıp yerine matematik bölümüne gittiğim için ailem maddi desteğini kesti. okuldan aldığım çok az bir para ile hayatımı sürdürmeye çalıştım. ailem alkole karşıydı. ama üniversitede çevremde bu normaldi. bir kaç kez çevremdekilerle bara gittim. kıyafetlere sinen alkol kokusu yüzünden bile ailemle kavga ettim. zaten param da yoktu bir liralık kolaya beş lira vermeye. artık onları da yapmadım. böylece çevremdekiler eğlenmeye giderken ben yalnız kaldım. yürüdüm ben de. ankaranın her sokağında her caddesinde yürüdüm. eski semtlerine gittim. kerpiç evleri gördüm. kara taştan camileri. yeni semtlere gittim. şaşalı binaları, kafeleri, restoranları gördüm.

    ve üniversite bitti.

    bittiğinde elimde liseden bir arkadaş ve lisanstan bir arkadaş kaldı. liseden kalan arkadaş istanbul'da. kendisi ile sohbet ederiz ama uzakta olunca görüşemiyoruz. lisanstan kalan arkadaşla buluşur bir şeyler yaparız ender de olsa. yüksek lisans başvuruları sırasında bir arkadaş daha edindim. birbirimize iş paslardık. ara sıra da buluşuyoruz. ve böylece üç arkadaşım oldu.

    arkdaş edinemeyen birisinin sevgilisi de olamıyor doğal olarak. ve yine yalnızlık.

    üniversite bittiğinde daha insanları da göremez oldum. bu sefer daha da çok canım sıkıldı. oturdum düşündüm. insanlardan üniversite yıllarında alkol tüketmediğim için uzak kalmıştım. ben de alkol kullanmaya başladım. ama yalnız olduğunuzda alkol tüketmeniz yalnızlığınızı gidermiyor. alkol yanında güzel et yemeği yaptım. geriye kilo olarak döndüler. ve hala yalnızlık devam etti.

    işe başladım. tabi yaşlanıyorsun. ben hariç iş yerinde bir tane yalnız var o da hiç bir şeyi beğenmediği için. insan onun yanında daralıyor. diğerleri ise karısı/nişanlısı/sevgilisi ile zaman geçirdiği için sizinle dışarı gelmek istemiyor. geldiklerinde de siz yalnız kalıyorsunuz. çünkü hem işitme kaybı yüzünden onları dinleyemiyorsunuz hem de kendi aralarında konuşuyorlar. böylece yine yalnız kalıyorsunuz.

    yaş büyüdü dedim değil mi? yaş büyüdüğünde insanlarla tanışma ortamınız azalıyor. özellikle erkekler için. üniversite yıllarında kampüste onca insan var. gidip birilerine merhaba diyip onlarla arkadaş olabiliyorsunuz. şimdi birisine merhaba dediğimde, "merhaba hocam" karşılığını alıyorsunuz. sonuçta sizden uzak oluyorlar. rahat değilller. yine kampüs içindeyim ama iş arkadaşı haricinde başka arkadaş edinemiyorsunuz.

    doğal olarak dışarıya kafelere, barlara bakacaksınız. bu sefer de adamlar sinek avlamıyorsa ya damsız almayız diyorlar ya da tek kişiye yerimiz yok diyorlar. zaten kulak ile ilgili problemim yüzünden çok yüksek sesli ortamlara da giremiyorum. ama zaten içerisinde insan olduğunda da içeri almadıkları için, boş yerlerde arkadaş edinemiyorsunuz. doğal olarak yine yalnızsınız.

    sözlükten bana mesaj atan kadınlar için hep bu yalnızlık sorunu çok kolay. hemen çözülecek bir olay. ama onlar için dam aranmıyor. bir kadın bir kadına ya da erkeğe selam verdiğinde karşılık alabiliyor. ama erkekler için böyle değil. çoğu erkek zaten rekabet içinde av da kafedeki bardaki başka kadın. avlanmada değilse de, bir erkek başka erkekle tanışmayı pek sevmiyor. tamam kadınlar arasında kıskançlık olsa da, bir kadın bir erkeğe selam verdiğinde selam alır. onu bırak zaten erkekler kadınlara selam vermek için can atıyorlar.

    velhasıl şu anda yalnızım. ve durum kangıren olmuş halde.
  • iyilik meleği. sayesinde artık çok sevdiğim bir melodim var.

    edit: yazın o iğrenç sıcaklarında bütünlemelerle boğuşurken tanıştım kendisiyle. hey gidi 6 ay geçmiş üzerinden. kendisine en uzun süreli badim diyor devamını diliyoruz.
  • gördüğüm en bilgili bilgisayar mühendisi bir de üstüne mac os işletim sistemli bilgisayar kullanırsa ne olur sorumun cevabı. kendisine bayılıyoruz. bir de kendine uygun dışarı çıkmayı seven 44+xx şanslı canlıyı bulursa tam olacak.

    edit: sanırım kendisini gözümde öyle büyütüyorum ki bugün arkadaşımın bilgisayarım açılmıyor ne yapabilirim sorusuna ben bilmiyorum ama dur bir arkadaşım var ona sorayım dedim ama öncesinde aklıma bunca yıl bilgisayar konusunda yardımcı babam gelmedi. utanıyorum sözlük.
  • yüzünü yıkamıyor bu. pis herif asdfghfgdsd
  • özel mesaj yoluyla ulaşmaya çalıştığım halde cevap vermeyen insan, bir bilen var mı nerdedir.
  • mutlu, asik ve paylasimci tavirlariyla (her istanbul seyehati sirasinda paylastigi otobus terminali tagi) twitterdaki takipcilerinin sana mi sevgiline mi daha cok sinir oluyorum seklinde sakayla karisik tepkisini cekse de simdi kendi kabuguna cekilmis halini gorunce uzuldum. ozel mesaj kabul etmiyormus! imessagedan denedik sansimizi hadi bakalim.
    edit : (bkz: #29652676) entrysine itafen yazmıştım fakat durumda değişiklik olmuş mutlu mesut ilişkisine devam ediyormuş haydi bakalım diyor mutluluklarının devamını diliyorum.
  • yine istanbul yollarındayım. 4 ayı bitirdik adı konulalı. zor mu gidip gelmek derseniz evet zor. otobüs istanbul'a yaklaştıkça neden daha hızlı gitmiyor diyor insan. belli ki çok özlemişim. kavgalı bir sevda bizimki her hafta bir iki kere kavga eder sonra da devam ederiz. ikimizin de karadeniz damarı tutuyor ne yaparsın. ama ayrı bir güzelliği de var sevmenin ve sevilmenin, uzakta olsa bile. hele o sabah kalktığındaki mesajlaşma ve sonrasındaki konuşma ayrı bir güzel. insan yalnız hissetmiyor. onca arkadaşın olsa bile sevgili ayrı bir yere sahip. anlatamam. çünkü eskiden bilmezdim bile anlamını.

    bunları yazarken gözlerim dolmuş bir halde. mutluluktan. bana yaşamanın anlamını "sevgi" olarak öğretti kendisi. ona minnettarım. ve onu seviyorum.

    işte yol gezer böyle aşık birisi artık.
hesabın var mı? giriş yap