• 5-6 yıl önce dutluk halinde olan, fakat bugün yüzbin dolarlık evlerin yapılıp satıldığı çankaya nın bir mahallesi
  • gayri menkul konusunda yaptığı primin iki katını, hırsızlık konusunda yapan semt. bir gecede 30 küsür hırsızlık olayının yaşandığı bir yer burası. benim şu an ikamet ettiğim apartmana son bir yılda 4 kere girildi. hırsızlık işi o kadar yaygın ki, etrafta bir yıldan uzunca süredir esnaflık yapan ve soyulmamış olan çok az yer varmış, esnafın yalancısıyım ben de...

    ha ama bütün bu hırsızlık olayları da aslında gayet normal, denildiği gibi etraf her ne kadar süper lüks dairelerle kaynıyor olsa da, semtin etrafı tamamen gecekondu mahalleleriyle çevrili.

    yok "pis fakirler, hepsi hırsız" demeye çalışmıyorum, ama ben o gecekonduda yaşıyor olsam ve evime yüz metre ilerideki havuzlu dairelerine, yüzlerce milyarlık arabaları ile gelip gidenleri görsem, benim de gözüm döner...

    ha bu arada "ankara'nın en güvenli sitesi" addedilen yüksek mahkeme konutları mıdır ne karın ağrısıdır, o da bu semtte, hem de hırsızlık olaylarının en sıcak olduğu bölgeye yürüyerek on dk mesafede.

    böylesi de dengesiz bir yerleşim birimdir bu semt işte.

    not: evet geçen hafta yine hırsız girdi apartmana. netice itibari ile topluca delirmek üzereyiz. adamlar bir de büyükten küçüğe geri sayıyolar. 4 no lu daire, 3 no lu daire ... gibi. yok bu hesaba göre bu hafta sıra bizde ama... haydi hayırlısı sevgili günlük.
  • nedendir bilmiyorum ama sanıyorum ankara'da akşamları en çok silah atılan* mahalledir. neredeyse iki senedir bu mahallede oturuyorum ve rahatlıkla söyleyebilirim ki silah atılmadan geçen gece sayısı bir elin parmaklarını geçmez. üstelik silah atmak için milli maç, düğün vb. de aranmıyor. özellikle çevre yoluna doğru iyice artıyor atışlar, çözemedim arkadaş kim bu psikopatlar.

    hayır bir de mahalle sözde "elit" bir yer. pek çok sakini yabancı elçilik çalışanı. herhalde şok oluyordur göreve ilk başlayan ama alışıyordur zamanla.

    (bkz: hayat ne garip vapurlar filan)
  • istanbul'da olanına kadıköy'den 14b'ye binilerek ulaşılabilir. taksi de tutulabilir elbet.
  • istanbul'da esenler'e bağlı bir mahalle. belediye otobüslerinde sürekli üçyüzlü ile beraber anılırlar.
  • dogup büyüdügüm, serpilip eşek kadar oldugum yer (esenler'de olanini diyorum)...

    aslinda birlik mahalleli sayilmam tabi... ben minik bir cocukken esenler ilcesi aslinda bakirkoy'e bagli "esenler köyü" idi... birlik mahallesi falan da yoktu, oraya ninehatun mahallesi deniliyordu...

    sonra esenler bakirkoy'den koptu, gungoren'e baglandi, ardindan bagimsizligini ilan edip ilçe oldu... bizim ninehatun mahallesi de parcalandi tabi. birlik mahallesi de böylece ortaya cikti.
  • zamanında oralara bir gecekondu dikenin bugün gayrimenkul zengini olduğu bölge. bir apartmanlık arazisi olanalar yarım apartman, 2 apartmanlık olanlar bir apartman sahibi oldular ki sanırsam ankara'nın en pahalı ve özellikle son 5 senede değeri en çok artan muhitlerinden biri. hırsızlığa gelince ise sanırsam 2007 yılında suç oranı olarak ankara'nın en önde gelen yeri olmuştu. özellikle sıcaklığın artmasıyla açık pencere ve balkonlara tırmanan örümcek adamlar yüzünden sanırım en çok klima, vantilator satılan muhitlerden biri haline geldi.
  • 1999 yılında 2 tipo parasına yani 6 milyar 250 milyona aldığımız bir ev vardı birlik mahallesi'nden. amaç o evi yatırım amaçlı kullanmaktı. sonra satacaktık. fakat evin tam önünden çevre yolu geçti ve değeri 40 kat falan artıverdi. işte birlik mahallesinin 10 yılda gelişimi böyledir. ve her birlik mahallelinin başına bu olay gelmiştir. o zamanlar koyunların falan otlatıldığı yerlerde oturanlar bir anda arsa zengini olmuşlar. biz de şansına sağlam bir yatırım yapmış olduk.

    413 nolu otobüslerin gittiği semttir ayrıca. bir nevi son durak.
  • elciliklere yakin olmasi ve calisanlarinin kiralik evlere cok ragbet gostermesi sebebiyle dairelerde kiralik yerine for rent yazan mahalledir.
  • edit: kafa şişirmeden evvel bazı eski fotoğraflar;

    çevre yolu doğukent bulv. inşaatından evvel 90'lı yılların ortası
    görsel
    görsel

    eskiden atmaca deresi denilen, bugün şemsettin günaltay adıyla anılan benzinliğin bulunduğu sürekli erozyon olan bölge,
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    bugün zirvekent, 365, inönü parkı vs olan bölge eskiden mühimmat birliği arazisi iken;
    görsel

    kırkkonaklar
    görsel

    internetten topladığım çeşitli görseller;
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    entry:
    ankara kentinin son zamanlarda sanırım en çok değerlenen yeridir.

    eskiden kentin bittiği yerdi burası. (hala öyle gerçi) doksanlı yıllarda modern şehirleşme olarak bir tek oyak sitesi vardı. ötesi gecekondu çamurluk bi yerleşimdi. çukurca mahallesi olarak anılırdı. bizim bir akraba otururdu bu oyak sitesi'nde. bahçeli'den kalkıp oyak'a bayram gezmesine gitmek baya uzun yol gibi geliyordu bana küçükken. yolda arabada uyuyordum falan.

    derken kaderin bir cilvesi 2000 senesinde buradan bir ev aldık.evin ve mahallenin ilk şehirli sakinleriydik diyebilirim. zamana göre ucuz da bi paraydı yalan olmasın 30-35 milyar falan. ev güzel ve yeni evet, fakat cadde/sokak/şehircilik/belediye diye bir şey yoktu. asfalt falan bilmezdik. at arabalarıyla gezilen köy yolları gibiydi resmen. o zamanlar bir tek ana 8.cadde'de ve çevre yolunda asfalt vardı. eski birlik mahalleliler bu yüzden hep yağmurdan nefret eder. birlik mahallesi demek çamur demekti bizler için. hele kar mar yağdı mı, bildiğin evden çıkamazdın. kaldırım kavramını tanımazdık. yoldan yürürdük mecbur her yere. mahalleye en yakın trafik lambası ise taa yıldız kavşağı'nda idi. trafik kuralı falan olmazdı eskiden. doğukent bulvarı daha yeni yapılmıştı. tozu, talaşı üstündeydi. protokol ve oran'daki milletvekili lojmanlarından havaalanına rahat gidilip gelinebilsin diye yapıldığı söyleniyordu.

    bakkal market falan hak getireydi o dönem. ebesinden arabayla gidip alışveriş yapardık. şimdiki gibi öyle 413'ler, dolmuşlar falan da cirit atmıyordu. 413 otobüsü taa oyak sitesi'nden geçer ve giderdi. oyak sitesi'ne kadar haldır haldır yürürdük toplu taşıma kullanmak için. sabahları işe/okula gidiş saatinde insanlar akın akın 8.caddeden oyak'a yürürdü insan seli şeklinde. seyran dolmuşu da trafonun ordaki çağdaş'a kadar çıkar (o zamanlar çağdaş bugünkü peynirci'nin yerindeydi); aynı geldiği yoldan geri dönerdi. çünkü devamında gideceği yol yoktu. kızılay dolmuşu diye bir şey henüz icad edilmemişti. sonraları o da dahil oldu. çevre yolunu kullanmaya başlayan ilk kızılay dolmuşu idi. sonra seyran dolmuşları da çevre yoluna çıkmaya başladı. bu birlik-oyak dolmuşları kızılay veya ulus'daki ilk duraklarında çok zor bulunurdu, güvenpark'ta oyak dolmuşu sırasını keşfetmeye çalışmakla geçti lise yıllarım. yıllar sonra 413 de mahallenin içinden geçmeye başladı. bi de dandik 115 göltepe otobüsü vardı. 2 saatte bir ring yapardı. o da pembe köşkün ordan gelir, köşk market'in ordan mahalleye girer, eski tuna pastanesi'nden mahallenin içini gezip ilkokulun ordan polis lojmanlarına kadar gelir sonra aynı yoldan geri dönerdi. çünkü devam edebileceği yol yoktu.

    bugün 365 alışveriş merkezi, lozan park, inönü parkı, çankaya belediyesi, okçuluk klubünün bulunduğu arazi eskiden tamamen askeri birlik idi. oyak inşaat askeriye'den arazi satın alıp zirvekent'i inşaa etti. zirvekent sadece united clubs/eski adı sporium olan 1. etaptan ibaretti. gerisi komple askeriye idi. cumhurbaşkanlığı muhafız alayı'nın mühimmat birliği idi. baya bildiğin içerisi asker dolu, sabah içtimalar, atışlar, nöbetçiler falan yol boyu dizilirdi. kışla vardı. yaylalar yaylalar diye sabah sporları yapılırdı. atış talimleri, tanklar falan vardı. derken mühimmat birliği şehrin içinde kaldı diye lağvedildi. zirvekent sporium'dan nil sitesi'ne kadarki yol o zaman bildiğin karanlık ve ıssız bir alandı. o yoldan nilkent'e yürürken tel boyu nöbet tutan askerlerle selamlaşırdık... 365'e giden virajlı patika yolu kimse bilmezdi çünkü askeriye sınırındaydı bu yol. biz mahalle gençleri bisikletle girebiliyorduk ve o virajlı patikalı yola girince muazzam bir değişim yaşardık. iki yanından birden çam ağaçları dökülürdü yolun ortasına. sanki toros dağları gibi bir yoldu bizdeki izlenimi... yol boyu kaldırım taşlarının köşeleri sarı siyah boyalıydı.

    4.cadde, 5.cadde, 6.cadde ve 7.cadde eskiden yarım caddelerdi. görsel 2002 yılından. biraz gelişmiş dönemler. daha önceleri çok daha yarımdı. görsel
    sonu dereye çıkardı bu caddelerin. bataklık idi. nasıl olduysa o bataklıklar kurutuldu ve caddelerin devamı inşa edildi.. şu an vadi projesi inşaatı ve gökdelen dikme çabaları var dere yatağında.. dilerim sağlam olur. bugün dere yüzünden yarım kalan bu caddelerin hepsi artık şemsettin günaltay'dan işkembecinin oraya bağlanmakta. ancak her yağmur yağdığında eskiden sanırım atmaca deresi denilen derenin doldurulduğu bölgeyi su basmakta, erozyon, toprak kayması gibi türlü doğal afetler vuku bulmaktadır. mezkur dere buralardan akıp aşağıda incesu ile birleşmekte imiş eskiden.

    o bankaların yanyana dizildiği 7.cadde mesela eskiden çamur daracık bir yoldu. yürürken korkardınız. en yakın banka ve en yakın her şey turan güneş'te idi o zamanlar. tek market ise taksi durağının arkasındaki çağdaş market idi. sonra karşıya taşındı. bu çevre yolu'nun öbür yakasında bahakent ve vadi 2000 inşaatından başka adam gibi kent yapılaşması yoktu. çukurca mahallesinin taşrası gecekondu mahallesi vardı vadi yamacında. çevre yolu kaldırımdan sonra orman başlardı resmen. arada ormanın derinliklerine gider kafa dinlerdik vadi ve elmadağ manzarasına karşı. o vadi 2000'in inşaat arazisinin orada bir yerde toprak bir yol döne döne aşağı vadideki tuğla fabrikalarına, mühye/karataş köyü vadi dibine kadar inerdi. o patika yolda hatırlarım bir inek leşi vardı, 1 sene falan kalmıştı yolun ortasında. resmen kadavra gibi çürüyüşünü takip ediyorduk. o kadar ıssız bir mahalleydi burası yani. şimdi ise çevre yolunun vadi yakasında her taraf ev doldu, mahalle vadiye doğru inerek genişliyor. hem yanlamasına; viyadükten ikea tarafına kadar uzanacak, hem de diklemesine aşağı vadiye kadar kot düşe düşe evler yapılıyor. böyle giderse sanırım bir 20 yıl içerisinde bina dikecek yer kalmayacak ve dikmen vadisi gibi bu mühye vadisi de karşı tepeden yükselip elmadağ, yakupabdal kısmına doğru gelişmeye devam edecektir. dipnot: çok eskiden 1940-50 yıllarında, mühye ve karataş köylerinde üzüm bağları varmış ve köy sakinleri kağnılarla üzüm bağlarından bugün karum sheraton olan kavaklıdere şarap fabrikasına takviye üzüm taşırlarmış. yol olarak da mühye vadisinden şehre gelen patika yoldan çıkıp çukurca içinden geçerek bugün nenehatun dediğimiz bayırdan aşağı inerlermiş kervan şeklinde. kavaklıdere'ye üzümleri teslim edip dönüşte bugün aspavaların falan olduğu yukarı esat kısımlarında bir gece konaklayıp hayvanları dinlendirip, şehirden köye muhtelif yük sarıp geri mühye-karataş köyüne dönerlermiş. 1940 tarihli bir şehir planında görmüştüm, bu mühye karataş ve civar uzak köylerden ankara merkeze uzanan incesu deresi hattında seyredilen bir ticaret yolu varmış.
    görsel
    görsel

    bugün şemsettin günaltay olarak bildiğimiz cadde çatallanıp hem aşağı benzinliği ordan hem yukarıdan koza sokak, köroğlu işkembecisi'nin önüne çıkıyor. eskiden alt yol dere idi. öyle bir yol yoktu.çok yeni açtılar. sadece üst yol vardı ve sadece o kullanılırdı. o üst yol da işkembeci'ye falan çıkmazdı. o üst yoldan giderdik, sonra doksan derecelik bir sola dönüş ile düz duvar gibi dik bir yokuş çıkarak köroğlu migros'un önüne direkt inerdik. sonra bir şekilde o dimdik yokuşu patlattılar üstüne gökdelen diktiler ve arka üst yolu düz işkembeciye bağladılar bir şekilde. zaten bugün de belli oluyor üst yol bir noktada daralıyor, iki araba zor sığıyor, plansız, iptidai açılmış bir yol.
    görsel - 2002

    ben 2000 yılında takip etmeye başladım bu mahalleyi ve takib eden bir kaç yıl boyunca bu mahallede hafriyat kamyonu, inşaat gürültüsü, çimento kamyonları, toz, toprak, çamur eksik olmadı. baya bildiğin harıl harıl sıfırdan lüks mahalle inşaa edildi gözlerimizin önünde.

    o zamanlar kırkkonaklar diye bi mahalle de yoktu. yani apartman ve şehirleşme yoktu. bildiğin safi gecekondu manzarası idi. ötesinde mamak çöplüğü hala vardı ve ters rüzgar estiğinde taaa birlik mahallesine kadar çöp kokusu gelirdi.

    bugün dikkatli gözlerle izlerseniz birlik mahallesi'nde aynı apartmandan bir kaç tane vardır muhakkak. çünkü müteahhitleri hep aynıdır. ben bizim evin aynısından üç tane gördüm mesela. en ufak detayına kadar aynısı. sadece başka sokakta.

    o zamanlar mahalle sakinleri de ya bizim gibi sonradan mahalleye can verenler ya da gecekondu zengini çukurca mahallesi yerlileri idi. hepsi 5 sene önce koyun otlattıkları merayı müteahite vermiş, 3er 5er daire sahibi olmuşlardı. o zamanlar birlik mahallesi apartmanlarının içinde kapı mapı kapatılmaz, karşı komşular iki sokak kapısı arasına çamaşır asar, köy muhabbeti yapmayı adeta bir gelenek gibi sürdürürlerdi apartmanda. arada bizim gibi şehirli tiplere de garip gözle baksalar bile, komşuluk namına güzellikler yapmayı ihmal etmezlerdi. onlardan komşuluk dersi alırdık resmen. yemeği pişse kokmuştur diye getirir, kurban kesse yarısını size verir, ses tıkırtı oldu mu toplaşıp olay yerine intikal ederlerdi falan. lakin zihniyetleri gecekondu idi tabi. neyse gel zaman git zaman bu gecekondu kültürünü daha fazla apartmanda yaşatamayacaklarını idrak edip, onlar da zemine ayak uydurmaya başladılar. eskiden çoğunluk iken artık azınlık teşkil ediyor bu gecekonducu aileler. o kadar paralandılar ki artık birlik mahallesi'ni beğenmiyorlar, park oran'da çayyolu'nda falan ikamet ediyorlar artık.

    birlik mahallesi henüz gelişimini tamamlayamamıştır bence. daha çok gelişecek, daha çok binalar dikilecek buraya. iki katı, üç katı değerler ile değerlenmeye devam edecek gibi gözüküyor. bazı noktalarında kocaman boş araziler halen bulunmakta. mahallenin ıssızlaştığı veye gecekendu olan yerler. oralar genelde tapusu 60-80 kişiye veraset olarak intikal etmiş ve mahkemelik paylaşılamayan arazilerdir. büyük ihtimal uzunca bir dönem de öyle ot arazisi olarak kalacaklardır.

    ulaşım konusunda da arabası olan için muazzam merkezi bir bölgedir. çevre yollarını, ara mahalle çıkışlarını falan iyi kullanırsanız asla trafiğe girmeden her yere hızlıca ulaşabilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap