• güneşin şamarıyla başlayacak haziran. ayakları iple bağlanmış bir karga görücem. siyahından kopya çekicem. hayatımın yasını tutucam. bir gün çıkıcam beyoğlu'ndan sürüyecem ayaklarımı fitaş'a. karga aklımdan hiç çıkmayacak. fitaş'ın önünde duracam. son derece sinematografik. bakıcam binlerce adımlık kalabalığa. bu kentsoylu soysuzluk resmi geçit yaparken, ben ayarlayacam bakış açımı; adımları sarhoş bir kadının 38 numara yılgınlığına...

    sevdiğim kadın 38 numara ayakkabı giyecek. nah buraya yazıyorum:38...

    dünya dön... başım dön... karga, zavallı karga... ayağında iplik sen de dön... galilei yasası bu yavrum. sen bir yerçekimli karanfilsin. takılmışsın insanlığın utanç ceketinin yakasına. ben bakıcam edip cansever bakışıyla; "nerede bu sevdiğim?" diyecem.

    "neredesin, ağlatma bu fakiri?"

    denedim, yağmaladım bilinmeyeni hüü. bu nasıl bir yaradır, aşk radarıma yakalanmıyor 736 gündür. usul usul ağlıyorum. yaş 27. indir beni müsait bi' yerde hü. indir düşeyim zamansız şu külkedisinin dizlerinin dibine. güvercinler konmuş terasımın demirlerine. öpüş halindeler. sanki ders vermekteler. bulmuşlar birbirlerini. kur yapıyorlar çıkıyor gırtlaklarından bir garip ses: "gurr, gurrr.."

    değişiyor yazımın zamanı. değişiyor yazgımın makası.
    aktı yastığıma bir düş, leke bıraktı.
    kokunu aldım, o zaman barışabilirim alkolle.

    dudaklarını hazırla.
    salla kahraman kalçalarını.
    ufak ve konuşkan ellerini hazırla..
    ayakkabıların hazır. 38 numara. benim bağcıklarım birbirine bağlı. gel beni kurtar.

    karga yan geliyor. mahallenin çocukları eğlencede. ne işiniz var lan bu saatte zavallı karganın peşinde. tophane'nin yerinde duramayan esmer çocukları?

    saat tam yirmi iki otuzbeş. başladı sınavım.
    ama haberin olsun boş kağıt vericem.
    kimseyi dinlemem. ben cepheme bakarım. kararlıyım...
    bulucam seni bigün ve acayip sevicem..
  • bulucam onu bigün ve acaip sevicem
    öyle bir seveceğim ki,
    böyle bir sevmek görülmemiş olacak.
    başı dönecek, oha falan olacak yane
    ve diyecek ki "peki tamam, ben de seni seveceğim
    üstelik de acaip seveceğim,
    böyle bir sevmek görülmemiş olacak".
    bir gün beni çok acaip sevicek.
    o gün, birbirimizi çok acaip sevicez.

    ertesi gün ben bir öküze dönüşeceğim
    ve fakat.
    gözümdeki o ışık sönecek,
    "hımm ya öyle mi eh iyi bari tamam"
    demeye başlayacağım.
    onunla beraberken başka yerlere dalıp gideceğim.
    sevgi sözcükleri söylemez,
    oyunlar oynamaz olacağım.

    bir gün beni öyle acaip sevicek ki,
    benim götüm kalkacak.

    üzüleceğiz,
    sümüğümüz falan akacak gün boyu,
    birbirimizi eskisi kadar sevmiyor olduğumuz için ayrılacağız.
    sonra
    sonra ben başka birisini bulucam ve onu acaip sevicem

    çünkü ben aslında, bulmayı ve sevmeyi seviyorum. onu değil.
  • "şimdi"yi hafife alan zihniyet.
    şimdi olmaz, ama bigün bulucam onu ve acayip sevicem.
    bulamazsın.
    sen şimdiyi reddederken, o bigün geldiğinde,
    ne o, o olacak.
    ne sen, sen kalacaksın.

    (bkz: an)
  • yaşadığı aşklardan hep hayal kırıklığı edinmiş, kendi gibi sevilmek, sevmek isteyen insanın avuntusu, belki de beklentisi.
  • bu sözü söyleyen;
    bulucam onu bir gün..
    belki isikta karsidan karsiya gecerken, belki bogazda denizi seyrederken, belki bir kafede çay içerken , belki de vapurda bogazi gezerken..
    gözleri gözlerime degecek içim ürperecek,karsilikli bakakalacagiz birbirimize ,ardindan utanarak gülümseyecegiz ve ilk sözcüklerimiz dökülecek dudaklarimizdan, sevilecegim ve acaip sevecegim,
    arada o oldugu sanilip aldanmalar ,asik olmalar , kirilmalar olacak ama ben umudumu kaybetmeyecegim ve onu bulacagim,
    diyen kisidir.
  • insana büyük kazik atmis ve ortadan yok olmus birisi sözkonusu iken de agizdan dökülebilen söz öbegi.
hesabın var mı? giriş yap