• bir ay önce filan yolum düştü buraya. ilçede dolaşırken kravatlı takım elbiseli bir grupla karşılaştık, kibarca el sıkıştılar bizimle hepsi, "desteklerinizi bekliyoruz" filan dediler, gittikten sonra orda bizi misafir eden arkadaşa sordum, "chp adayı ve ekibi" dedi. ben "ulen bu deniz görmez anadolu kasabasında kazanamaz bunlar, kesin akp alır" dedim, ordaki arkadaş -ki akp'liydi onun ailesi de- "yok bu adam eski belediye başkanı, avukat, çok sevilir buralarda, belli olmaz" dedi. ibrahim hakkı aslan imiş adı. http://www.hakkiaslan.com/ diye sitesi varmış. ben inanmadım. "buraya çok loto piyango vuruyormuş" deyip bolca loto oynadık, piyango bileti aldık. bize bir şey çıkmadı. amcam ise % 50'nin üzerinde oyla seçilmiş.
  • etrafında kocaman meyve bahçeleri olan bir ilçe. en popüler meyve elmadır, son zamanlarda şeftali de başlamıştır. burada bulunan iki büyük meyve suyu fabrikası** civardaki il, ilçelerden çilekten nara kadar suyu sıkılan tüm meyveleri toplayıp işlerler.

    ayrıca, çivril'in etrafında bolca haşhaş ekimi yapılmaktadır. bu haşhaşı bilmeyenler mayıs-haziran aylarında bunun kocaman çiçeklerini görünce önce lale zannederler. amma lakin ki öyle değildir. bunlar bildiğin haşhaştır. beyaz ve mor renkli haşhaşlar bahar aylarında çivril'in etrafında bir renk cümbüşü oluştururlar. arada bazen eflatun renkli olanlar da görülür. öyle ki ben buraları her gördüğümde kendimden geçmekteyim. yok yani haşhaşın kendinden değil, sadece görüntüsü insanı çok etkiliyor.

    mayıs-haziran aylarında afyon'a veya dinar'a yolu düşenler eğer denizli yönünde gidiyorlarsa mutlaka yollarını değiştirip biraz daha dar ve dolambaçlı* bir yoldan gitmek pahasına denizli'ye bu yoldan gitmelidirler. kendilerini temin ederim, pişman olmayacaklar. sonra da gelip bana teşekkür edecekler. o derece.

    unutmayın, dinar'a gelince sağa doğru ayrılan çivril yolundan gireceksiniz. sonra çivril ve denizli tabelalarını takip ederek ana yola tekrar çıkabilirsiniz, korkmayın, kaybolmazsınız.
  • dün (29.11.2017) bir cenaze dolayısıyla ilk defa gittiğim denizli ilçesi.
    ilçede ilk dikkatimi çeken tabii ki bisiklet, bisiklet sayısı oldu. denizli'de herhangi bir yerleşim yerinde görmediğim kadar bisiklet var ilçede. insanlar bisikleti ulaşım aracı olarak kullanıyor. üstelik hem hava soğuk hem de yollarda çok çalışma vardı, yollar çamurluydu. buna rağmen bir çok bisiklet gördüm. bu çok hoşuma gitti. ilginç bir nokta da bisikletlerin çoğunun aynı model olması. sanki bir dönem bedava dağıtmışlar da herkes almış gibi. bu da eskiden beri bisiklet kullanıldığını gösteriyor. tabii cenaze evinde böyle bir bisiklet muhabbeti yapamadım kimseyle. bisikletler şundan:
    örnek 1
    örnek 2
    örnek 3

    merkezde bir cami var tortoğlu camisi. camide cenazelerin konduğu musalla taşının arkasındaki duvarda, cahit sıtkı tarancı'nın dizeleri yazılıydı. bir camide bir şairin dizelerini görmek güzel.

    neylersin ölüm herkesin başında.
    uyudun uyanamadın olacak.
    kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
    bir namazlık saltanatın olacak,
    taht misali o musalla taşında.

    şehir mezarlığında 3 şehidin yattığı ayrı bir bölüm, 14. yüzyılda yaşamış bir türk beyinin mezarının bulunduğu bir türbe ve bir de bir köy öğretmenin mezarı var.
    bizim cenazeyi defnettiğimiz yer tesadüfen öğretmenin mezarının çok yakınındaydı. anne baba öğretmen olunca öğretmenin mezarı dikkatimizi çekti tabii. şefik sınığ isimli öğretmenin ebedi yatağı.. ceyhun atuf kansu'nun yazmış olduğu "dünyanın bütün çiçekleri" isimli şiire konu olan, ilham olan öğretmenmiş.

    şefik sınığ'ın ikayesi şu şekildeymiş:

    şefık sınığ, 1925 yılında konya - seydişehir'de dünyaya geldi. babasının adı hulusi, annesinin adı nazife'dir. küçük yaşta annesini ve babasını kaybeden küçük şefık, hem yetim hem de öksüz kalır. kimsesiz kalınca, o yıllarda çivril ilçesinde ptt müdürü olan eniştesinin yanına gelir. burada, ilçenin tek ilkokulu olan 30 ağustos ilkokulu'nda öğrenime başlar. çivrilli osman gürkan, ısparta - gönen köy enstitüsü'nde tarım ögretmenidir. çevresinde zeki, çalışkan, yardıma muhtaç çocukları teşvik ederek, çoğunlukla, okula kendisi götürerek, o çocukların öğrenim görmelerini sağlar. şefik de, bu çocuklardan biridir. öğretmen osman gürkan, şefik'i ısparta - gönen köy enstitüsü'ne götürür, orada, parasız yatılı okumasını sağlar. ona bir baba şefkati gösterir. ona sahip çıkar. şefik sınığ, gönen köy enstitüsü'nü bitirdikten sonra, afyon'un dinar ilçesi, sütlaç köyü ilkokulu'na öğretmen olarak atanır. burada ilk görevine başlar. 1949 yılı ekim ayında bir gün, görev yaptığı sütlaç köyü'ne yakın bostancı köyü'ne futbol oynamaya giderler. o köyde çivril'den ve gönen köy enstitüsü'nden sınıf arkadaşı olan öğretmen mehmet aydeniz görev yapmaktadır. orada, maç esnasında futbol topu patlar. şefik öğretmen ve arkadaşları, tapu tamir etmek için okula giderler. şefik öğretmen, topu tamir ederken okulun ara duvarı üzerlerine çöker (duvarın yıkılma sebebi bir kaç kaynakta deprem olarak geçiyor). yalnızca o ağır yaralanır. o yıllarda, ulaşım şartları hayli zor olduğundan çivril e güç şartlarda getirilir. doktor şerif gürsel, ağır yaralı olan şefik öğretmeni muayene eder ve omuriliğinin hayli ezilmiş olduğunu görür. şefik öğretmen çaresiz bir şekilde, çivril'den sütlaç'a geri götürülür ve orada okul odasında yatağına yatırılır. hasta yatağının başında, öğretmen arkadaşı mehmet aydeniz ve köylülerden bir kaç kişi bekler. ancak, durum umutsuzdur. dünyanın bütün çiçeklerini, köy çocuklarını, öğretmenlik mesleğini çok seven idealist öğretmen ölmek üzeredir. sürekli öğrencilerini sayıklar. bu sayıklaması gün boyunca sürer. hep öğrencilerini, kaderleri kendisine benzeyen o köy çocuklarını sayıklar. dünyanın bütün çiçeklerini yanına ister. son sözleri şu olur: "bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin." daha sonra, yaşama gözlerini kapar. zorluklarla geçen yaşamı acı bir olayla son bulmuştur. artık o çok sevdiği köy çocuklarından, okulundan ayrıdır. bu acı olay, 1949 yılında ekim ayının bir perşembe günü meydana gelmiştir. çivril'de de duyulan bu acı olay üzerine, bir grup öğretmen arkadaş, bir kamyonla şefik öğretmenin cenazesini çivril'e getirmek üzere sütlaç'a gider. giden öğretmenler süleyman çavdaroğlu, hasan başkaya, ali dönmez, rüştü özen ve mehmet reşit akay'dır. yanlarında, beraber gittikleri öğretmenlerden birisinin çivril'de misafiri olan bir üniversite öğrencisi de vardır. o da çok üzülmüş ve duygulanmıştır. şefik öğretmen, arkadaşlarınca çivril' e getirilir ve şehir mezarlığında toprağa verilir. mezarının başına adı, soyadı, doğum ve ölüm tarihleri yazılı bir mezar taşı dikilir. çivril'den öğretmenlerle beraber sütlaç'a giden üniversite öğrencisi bu acı olayı ceyhun atuf kansu'ya, 1949 yılında anlatır. şefik öğretmenin o duygu yüklü son sözlerini aktarır. bu acı olayı ve son sözleri duyan ceyhun atuf kansu çok duygulanır. şefik öğretmenin anısını, idealistliğini ölümsüzleştirmek için "dünyanın bütün çiçekleri" adlı o duygulu, anlamlı şiirini kaleme alır. bu şiir, ünlü şair tarafından 1950 yılında kaleme alınmıştır, öğretmen şefik sınığ, yıllar boyu yaşasın diye. gerçekten de, "dünyanın bütün çiçekleri" şiiri, yıllar boyu bir türkü gibi söylenip durur. öğretmen şefik sınığ, bu şiirle ölümsüzleşmiştir. şefik öğretmenin mezarının çivril'de olduğunu pek fazla kişi bilmiyor. onu tanıyan, bugün hayatta olan emekli öğretmen arkadaşları mezarın yerini bilmektedirler ve anısını ilk günkü canlılığı ile içlerinde yaşatmaktadırlar. bugün, hayatta olan, kendisini tanıyan arkadaşları osman gürkan'ın oğlu emekli kütüphane öğretmeni turan gürkan, emekli öğretmenler rüştü özen, mehmet reşit akay ve süleyman erdem'dir. emekli öğretmen süleyman erdem, şefik öğretmenin mezarının çivril' de olduğu konusunu yeniden gündeme getirir. ilçe milli eğitim müdürlüğü'ne "mezarın yeniden düzenlenmesi" önerisini götürür. öneri kabul görür ve yapılan düzenleme 24 kasını öğretmenler günü'ne yetiştirilir. mezar taşına şiirin ilk ve son kıtaları yazdırılır. 24 kasım' da mezarının başında kısa bir tören yapılır. emekli öğretmen rüştü özen, ceyhun atuf kansu'nun oğlu ışık kansu'ya olayı haber verir. çivril'e davet eder. ünlü şairin oğlu ışık kansu, yıllardan beri peşinde olduğu, araştırdığı olayın birden bire aydınlandığını duyunca, oldukça heyecanlanır. hemen çivril'e gelir ve şefik sınığ'ın mezarını ziyaret eder. onu tanıyan emekli öğretmen arkadaşları ve diğer kişilerle tanışır, konuşur. daha sonra, rüştü özen ile birlikte dinar'ın köyleri olan sütlaç ve bostancı köyleri'ne gider. amacı o günlerin tanığı yaşlı kişileri bulup konuşmaktır. amacına ulaşır. o acı olayın canlı tanıklarını bulup konuşur. oradan buruk bir acı ile çivril'e geri döner. yıllardır arayışının mutlu sona ulaşmasında katkısı olan çivrillilere teşekkür ederek, ankara'nın yolunu tutar. ankara yollarında babası ceyhun atuf kansu'nun "dünyanın bütün çiçekleri" şiirini daha bir anlamlı mırıldanır.

    http://www.sutlackoyu.com/…yazi.asp?goster=dos&id=1

    (bkz: denizli /@lonelycowboy)
  • kapatilmis bir demiryolu hattinin son istasyonu.
  • 19 mayıs’ta bankamatikten para çekmek için uğradığım denizli’ye bağlı bir ilçe. ışıklı gölüne yakın. ışıklı, beydilli, gümüşsu, sütlaç, yuva gibi güzel köyleri var. para çektikten sonra gerisin geri ışıklı, beydilli, dinar istikametine devam ederken uğradığım yuva köyü harika. haşhaş tarlaları muhteşem. koyunları otlatan çobanları muhteşem. ışıklı gölü de muhteşem. herkesin oraları görmesini tavsiye ederim.
  • ışıklı diye bir gölü de vardır. rakı balık yapılır göle bakılır. güzel yerdir ama fazla kalmak sıkabilir. aşağı mahalleli yukarı mahalleli diye ayrım yapan insanları da mevcuttur. aşağı mahalle daha zengindir. genel de yukarı mahalleliler diğerlerine çemkirir. en azından benim gördüklerim öleydi.
  • 1980'li yılların sonuna kadar demiryolu ulaşımının da olduğu ilçedir.çivril sütlaç arasında çalışan kara tren çivril'i ulusal demiryoluna bağlıyordu.1980'li yılların sonunda ekrem pakdemirli anap iktidarının ulaştırma bakanı olarak ilçeyi ziyarete gelmiş ve bu ziyarette iyi karşılanmaması dolayısıyla kara tren'in verimsizliğini gerekçe gösterip tren seferlerini durdurmuş ve çivril'in demiryolu ulaşımına son vermiştir.
  • yolları yazın toz toprak; kışın yağmur çamur olan denizli ilçesi.
  • rüştü özen gibi bir eğitim çınarını geçen hafta yitiren ilçedir.ama yerel basını istanbul'da yaşayan para babası hemşehrilerine yalakalık yapmaktan bu vefata değinmeye fırsat bulamamıştır.
  • ılçe sınırlarındaki thk'na ait bina hangi ihale ile hangi şartlarda kime ve neden satılmıştır, konunun muhatapları açıklama yapmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap