• saclarını ve kaderini kendime benzettigim mitolojik kahraman. her aşk acısı ceken toprakla birleşmek için dua etmiştir ama ayakta kalmayı başarabilen ise yeşerip meyvelerini vermiştir. umut meyvesi yanilebilendir umutsuz agacın meyvesi de yenmez.
  • (bkz: cepte para bulmak) hissiyatını yaşatmış, geri dönüp dönmediğinden emin olmayan yazar. farkında olmadan yazmaya devam etsin, budur dileğim..
  • remember september'ı sevip sevmediğini hatırlamasa da, bu konuda nötr takılmayı düşünen insandır...

    saatleri ayarlama enstitüsü müdürüne durdurun len dünyanın bütün saatlerini diye dillekçe yazmak isteyen insandır.... durduramıyoruz efendim, sürekli ilerliyor.... dört... üç.... gibi yanıtlar alan insandır.

    tuz kadardır o, tuz kadardırdır da. dırdırdır.... artık o tuz kadar da olamayabilecektir.

    susmalıdır...
  • bugün sanata doymuş, hatta sanattan kusma raddesine gelmiştir. muhtemelen bu muhterem geceyi sanatsal idrak yollarındaki bu aşırı doygunluğu gidermek için uğşarak geçirmek ve sırf bu yüzden belki de paparazzi falan izlemek zorunda kalacaktır. suçluyum. suçumu kabul ediyorum.
  • marcus talihli kadın.
  • nehir tanrısı peneus'un bakire kızı, güneş tanrısı, müzik ve şiir'in kompetanı apollon'un ilk ve tek aşkı.

    apollo dağda kırda dolaşırken venüs'ün oğlu cupid'i (eros) okuyla yayıyla oynarken görür. pythona karşı kazandığı zaferin tadı damağında götü havada bi haldeyken, dur şu velede bi laf sokiim der kendi kendine. ve şöyle der:

    - lan velet, hırt, o okla bizi mi vuracan len. bırak da o aletleri ellerine yakışanlar kullansın sen git de çelik çomak oyna.

    e tabii eros da altta kalmak istemez çocuk da olsa tanrı çocuğu. o da şöyle karşılık verir.

    - apollo apollo! senin okların herkese atılabilir ancak benimkiler sadece sana özel olacak.

    bu olaydan sonra eros gider iki tane ok yapar biri sivri uçlu altından yapılan ve saplandığı mahlukatı kayıtsız şartsız karşısındaki kadına aşık eden.
    diğeri ise kör uçlu kurşundan yapılan ve saplandığı kişinin kalbini ebediyete kadar aşka ve sevgiye kapatan.

    daha sonra gider altın olanı apolloya, kurşun olanı da daphneye saplar, yani atar. daphnenin babası "canım daphne bana bir damat ve çocuk borçlusun, artık evlenmenin zamanı gelmedi mi" diye sorar. daphnede " baba, bana anlayış göster çünkü ben diana gibi hiçbir zaman evlenmeyeceğim" der. bunun üzerine babası şöyle mırıldanır "zaten senin kendi yüzün bunu engelleyecek" der.

    daphne apollodan kaçtıkça apollo kovalar, taşdan taşa seken daphneye haykırır.

    - daphne, ben düşmanın değilim benden kaçma. ben jupiterin oğlu güneş tanrısı apolloyum. benim oklarımdan daha ölümcül bir ok beni yaraladı, bitap durumdayım. ayağın kayıp düşeceksin ve tüm ilaç bilgeliğime rağmen benim yüzümden yaralanman, benim kalbimi de yaralayacak.

    kaçmaktan, sonunda yorulan daphne babasını çağırır ve bu kovalamacadan onu kurtarmasını ister.
    derken daphnenin kolları dallara, saçları yapraklara dönüşmeye ve ayakları da kök salmaya başlar.
    bunu gören apollo ağaca sarılıp konuşmaya başlar.

    - madem eşim olamıyorsun, benim ağacım sembolum olacaksın. seninle tahtımı süsleyeceğim, arpımı işleyeceğim. kahraman romalı askerler, zafer dolu seferlerinden dönerken senin yapraklarından taçlar takacaklar ve senin yaprakların hiç solmayacak. yaprakların her zaman yeşil kalacak.

    bu olaydan sonra apollo söz verdiği gibi defne yapraklarını kişisel sembolü haline getirir.
  • yeni telefonu hayırlı olur inşallah diye içten bir temenni de bulundurtan kurum.
  • demin biseyler dedi bu. pansiyon mu açcakmis, mansiyon mu alcakmis. annamadim.
    allah anali babali büyütsün. benimle asik atmaya calistigini farketmedim sanmasin.
  • "yürrü bee. yürrü bee. kim tutar seni" kisisi.
  • geleceğin dört dörtlük romancısı olma yolunda hızla ilerleyen bir sevingül bahadir sevengül.
    hatta kesin bence*
hesabın var mı? giriş yap