• bilim ve bilgi sözcükleri ayrı yazılır
    (bkz: dil bilim)
    (bkz: dil bilgisi)
  • dilbilim,dil bilimi,lengüistik ya da lisaniyat; dilleri dilbilgisi, söz dizimi (sentaks), ses bilgisi (fonetik), ses bilimi (fonoloji), biçimbilim (morfoloji) ve edimbilim(pragmatik) gibi çeşitli yönlerden yapısal, anlamsal ve bildirişimin çıkış bağlamını temel alarak sözlerin gönderimlerini ve iletişimdedilin yaptırım gücünü inceleyen bilim dalıdır.
  • zor olmasına zor ama seveni için oldukça ilgi çekici bir bilim dalı.

    (bkz: #14084778)
    şu sertifikayı lisansta ekstra dersler alarak ben de almaya hak kazanmıştım, ancak statüsünün sertifika olması büyük haksızlık, minor olmalıydı en azından. verilen emek öyle böyle değil, 8 koca ve zor ders.

    lisansüstü alanım olarak sürdürmek istesem de olmadı*. şu an başka bir alandayım. ancak bilimsel ilgimi sürdürmeye devam edeceğim. hem gün gelir araştırma alanımla kesişir, belli mi olur?

    yine de syntax ağaçları çizerken zorlanmayı veya swahili dilinin morphology'sini incelerken kafamın yanmasını özlemiyor değilim tabii*
  • ayrı entry girmek istememiştim ama yeni bir bilgi olduğundan ikinci bir entry girmeyi daha uygun gördüm.

    doğrusu dil bilim ya da dil bilimi değil, dilbilimdir.

    sinirbilim (nörobilim), ruhbilim (psikoloji), edimbilim (pragmatik), sesbilim (fonetik) ve diğer pek çok örnekte olduğu gibi bileşik, yani compound, bir sözcüktür. geleneksel dilbilgisi ile bakacak olursak " isim tamlaması şeklinde kurulan birleşik isimdir". örnek verecek olursak:

    aslan + ağzı = aslanağzı (aslanın ağzı > aslan ağzı > aslanağzı)
    dil + bilim = dilbilim (dilin bilimi > dil bilimi / dil bilim > dilbilim)

    bu yanlış, tdk'nin eksik yönlerinden biri, o yüzden tdk'yi kaynak göstermek sıkıntı bana kalırsa. buna bir kanıt olarak tdk'nin "dil bilimi" tanımı altında filoloji sözcüğünü kullanması gösterilebilir. zamanla düzeltilir diye umuyorum. benzer bir hata olarak dilbilgisi ve dil bilgisi de var. "dilbilgisi" en basit tanımıyla grammar'a karşılık gelirken "dil bilgisi", yani dilin bilgisi, the knowledge of language'a karşılık geliyor. yani ikisi arasında anlamsal bir fark var. bu hatanın da düzeltileceğini ümit ederek dilbilimin soğuk sularına çekiliyorum efendim.
  • dilbilim... bana verilen dilbilimden nefret ediyorum. fransız ekolünden nefret ediyorum. büyük acılarla geçirdiğim, her vize final döneminde anksiyete, panik atak krizleri ile okuduğum bölümümün en nefret ettiğim son finalini bu gece yarısına kadar teslim etmeliyim, tek kelime yazamıyorum, sabrımın sonunun nirvanasındayım. o kadar nefret ediyorum ki dersi verenden de dersin konularından da bir insan ne kadar sevmezse o kadar sevmiyorum. eskiden sevmediğim şeyleri özleme meyilinde olan biri olarak eminim ki bunu ve bu bölümü hiç sevmediğimi asla unutmayacağım ve özlemeyeceğim. edebiyatı yaşamak, kitaplar okumak ve bir şeyler yazarak geçireceğimi düşündüğüm yıllarımı tarih öncesi üç beş akademisyenin geçerliliği kalmamış makaleleri ve teorileriyle dolduran bölüm başkanımız, sende değil suç bende. ben seçtim sevmediğim bölümü. çok da kızamıyorum o genç ve başarısızlıktan, boşta kalmaktan korkan o hevesli kıza, bilir miydi her gün öleceğini bile bile orada kalacağını. çok sevdiğim bir adamın da dediği gibi dolan bir bardakta, taşıran birkaç damlayı suçlamamak lazım. genel bir yorgunluk benimkisi aslında bakarsak. dilbilim başlığından gitmeliyim tam şu anda.
  • hak ettiği değeri görmeyen bir bilim dalı. insan hayatındaki yeri bu kadar büyük olup da, bu kadar gözardı edilen başka bir alan daha yoktur sanırım. bir gün elbet gereken önem gösterilecektir. ya benden ya bir başkasından güç alarak yükselecek. kişi veya zaman fark etmez ama sonuç kaçınılmaz bir şekilde gün yüzüne çıkacaktır.
  • "dilbilim, mantık, ruhçözüm, açıklama dizgeleri olarak, amerikalı ya da ingiliz düşünürleri ile araştırıcılarının söylem kuramları ya da dil felsefesine ilişkin çalışmaları, sözceleme dilbilimi, "paris okulu"nun çalışmaları birbirine her zaman benzemeyen, dogrultuları, yöntemleri farklı, ama hep "imbilim" alanına yöneldiğini söyleyen, ya da imbilimcilerin ilgi gösterdiği değişik çabalar." bilge karasu - imbilim ders notları

    "dilbilimden bağımsız bir imbilim düşüncesi gelişiyordu: anlamlandırmanın öğelerini belirleyip çözümlemekten çok, anlamın düzenlenişinin, üretiminin kavramlaştırılması, amaç olacaktı. (...) çabalar da sezgici, "kendiliğindenci" davranışların aşılmasına yöneldi. çözümlemeler için biçimsel bir aygıtın geliştirilmesine çalışılıyor. bilgisayım da yavaş yavaş işe karışıyor." bilge karasu - imbilim ders notları

    "dilin yasalarının akılla bir ilişkisi yoktur; toplum-devletin yasaları ise akıldışılıkla yakından ilişkilidir." jacques ranciere - cahil hoca

    (bkz: dil felsefesi)
    (bkz: linguistik), linguistics, linguistic
    (bkz: türkçenin yetersiz bir dil olması/@ibisile)
  • lisans bölümünde pek sevilmeyen bu ders aslında üzerine öğrenmesi ve düşünmesi çok güzel bir alandır bana kalırsa. ama türk akademisyenlerden ne bekleyebilirsin ki? kendisi ne biliyor öğrenciye ne anlatacak.

    öğrencinin rahatça kavrayabileceği şekilde düşünce aktarılabilirse önce gayet eğlenceli olur. ama bunun yerine sikim sonik slayt gösterilerinden signifier signified ebük ve gübük deniyorsa isyan kaçınılmaz.

    ayrıca sen aptal değilsin üstteki yazar arkadaşım. henüz seni dersten geçirecek olan kişinin dilini çözemedin sadece.
  • bu alanda türkiye'de gidilecek ilk adres için bakınız: boğaziçi üniversitesi dilbilim bölümü.
  • dilbilim öğrenci platformu'nun pazar günü gerçekleştirdiği ve murat özgen'in konuk edildiği etkinlik yayınını youtube kanallarına yüklemişler:

    https://www.youtube.com/watch?v=jkw9wscl05y
hesabın var mı? giriş yap