• buralar hep entry entry dolacak.
  • malum ortamlarda yerini almış filmdir. (bkz: pain and glory)
  • az once izledigim film. film suresince bana degisik duygular yasatti ve sonunda da hafiften bir "aaa" ile kucuk supriz yapilmis. n'olursa olsun bi kere is almodovar'in ve ispanyol sinemasi; simsiyah perde koysalar izletir.

    izlenmesini nacizane tavsiye ederim.
  • izledigim ilk pedro almodovar filmi oldugundan ahkam kesemeyecegim. ama cok iyiydi lan. bazi sahnelerde sinema diye bir sanatin varligina sukrettim. cokca renkli, cok huzunlu ama yine oldukca komik, hayat gibi birsey bu film.
    antonio banderas'in cannes'da en iyi erkek oyuncu secilmesinin sebebini anlayabiliyor insan. ayrica penelope cruz sen ne guzel bir kadinsin.

    --- spoiler ---
    cocukluktan yasliliga insanin aslinda cok degistigi ama bir yerde hep ayni kaldigi, anneyle olan iliski, bir insanin bir baska insani sevmesinin naifligi, cocuklugun yillarca pesimizi birakmayan bittersweettadi, oldukca zevkli dosenmis iki farkli ev, iki farkli karakter, bunlarin catismasi, dostluklari, en zor aninizda yaninizda olan baska bir dost, insanin uretmedigi takdirde karanlik bir bosluga yuvarlandigi gercegi (burasi biraz kış uykusu'nun sonunda aydin'in daktilosunun basina gecmesine benziyor.) ve daha bircok sey islenmis.
    --- spoiler ---
  • filmekimi kapsamında atlas’ta izlediğim almodovar filmi. son filmlerini de sevmiş bir izleyici olarak (pek çoğunun aksine) bunu sevmemem pek olağan değildi zaten. sahiden volver’dan bu yana en güçlü filmini çekmiş ve hepimizi bir güzel tarumar etmiş. içimi pek çok duyguyla doldurdu film ve bu duygular her birinde bir gözyaşına dönüşmeye çalışsa da kendime hakim oldum. keşke hayat senin gözlerinin baktığı gibi renkli olsa.
  • uzun zamandır izlediğim en iyi film. etkisi hala üstümde.
    otobiyografik bir film olması sebebiyle, çok özenle, şiir gibi , ince ince ve zerafetle işlenmiş bir film.
    filmin hiçbir anında, ne küçük komik anlarında ne de drama anlarında, hiçbir sivrilik ve patlama, insanın gözüne gözüne sokulan bir şey yoktu.
    o kadar muhteşem bir kurgusu var ki, filmi izlemeye başladığınız ruh halinde hiçbir kopma , kesilme yaşamadan , kesintisiz bir şekilde, filmde en yüksek ruh haliniz ile kalıyorsunuz.
    işte böyle filmler, sizi sinema sanatına yeniden aşık eden filmler.
  • öncelikle tam bir feeling good moovieetkisi yarattı ve fakat "dur lan bu entrye ne yazmışlar" diye sözlükte baktığımda yazılanların tam anlamıyla feel good moovie derken kastettiğim etkiyi karşılamayacağını düşündüm. o sebeple acısıyla zaferiyle film sizi mutlak bir iyi hissetme çemberine davet ediyor diyeyim de tam olsun. çünkü filmden çıktıktan sonra ve ertesi gün sebepsiz bir mutluluk hissedebilirsiniz.

    ispanyollar, italyanlar akdeniz insanı olmaları sebepli bize hep yakın gelirler, onlara da biz aynı şekilde yakın geliyoruz fakat bu onları kıskanmama ya da boklamama engel olamıyor, neticede avrupalılar ve kıskanabiliyorum doğuştan elde ettikleri için. ama bu film ve yaratılan karakterler kıskanmaktan öte bir yakınlık ve sempati hissettiriyor. belki de bu anne- çocuk, arkadaş, sevgili, meslektaş ilişkilerinin irdelenmesi ve her ne olursa olsun birbirlerine destek olan insanların vurgulanması bence kültürel benzeşmemiz tarafından da usulca bizi içine çekiyor.

    film hiçbir karesinde ilgiyi dağıtmıyor, bu sahneyi de boşuna uzatmışlar dedirtmiyor (son dönem özellikle müzikal/ müzikal biyog. filmlerde "yeter artık" dediğimi biliyorum). ve hatta daha da uzun olsa izlenir hissi veriyor. görüntü/sanat yönetmenliği renk ve ayrıntılarla sürekli izleyeni yakalıyor ama güzel tarafı abartı dozajı pek yerinde.

    filmde kötü karakter olmaması da sanırım benim için pozitif etkenlerden biri. tüm karakterler "iyi insan" özelliğinde. yaramazlık yapma halleri bile kendini kaybetmemiş ve farkındalıkla gibi sanki. hani pastel tonlarda bazı filmler ne kadar dramatik olsa bile bir pamuk şekeri havasındadır ya, bu film de canlı tonların elma şekeri bence.

    sonu tabii ki ters köşe ama yine sırıtmıyor bitmeseydi yahu dedirtiyor.
    özetle film, orta yaş sonrası bir erkeğin geçmişine bakışı ve tekrar canlandırması niteliğinde. rahatlıkla gidiniz izleyiniz, filmekiminde kaçırdıysanız kasım ayında başka sinemada izleyebilirsiniz.
  • 11 ekim'de vizyona girecek almodovar filmi.
  • huzur jeneratörü bir film daha, etkisinden kolay kolay kurtulunmuyor.
  • yıllardır almodovar filmi izlememiş olan bana ilaç gibi gelmiş film. o kadar özlemişim ki evde oturup kendi kendime almodovar gecesi düzenleyesim geldi. adamın tarzını sevenin bu filmi sevmemesi imkansıza yakın.

    başta ağlayan erkek olmak üzere bütün klasik almodovar öğelerini filmde görmek mümkün. ayrıca pek sevmediğim için yıllardır izlemediğim antonio banderas ne tonton yaşlanmış öyle. penelope cruz zaten tanrıça gibi bir şey onun yaşlanması uzun süre önce durdu galiba.* herhalde en son en la ciudad sin limites'de izleyip sen de kimsin tatlı çocuq dediğim leonardo sbaraglia ise tam bir tatlı adam olmuş, allah sahibine bağışlasın.*
hesabın var mı? giriş yap