• fayda yerine zarar verir insana. dünyanın nasıl anlamsız ve insanların ne kadar iki yüzlü olduğunu anlarsın ki bu da seni mutsuz kılar. hayat küsersin. kimseye güvenmezsin. güvensen bile yiyeceğin kazıklar seni incitmeye devam eder ve çelişkiler yumağı içerisinde boğulur gidersin. sonra bir oblomov olur çıkarsın. tembel işe yaramaz ama mantıklı bir şekilde tabiki.. belkide yukarı da bahsi geçen çeyler aynı zamanda fayda olarak da değerlendirilebilir. i
  • sıkılmadan bunalmadan bırakmadan cümleleri tekrar tekrar okumak zorunda kalmadan yediyüz sayfayı okutabilmesidir.
    sadece o değil, bütün rus yazarlarda var öyle bi keramet. ya rus yazarlar çok yetenekli ya bizim çevirmenler, ya da ikisi birden.
  • insanları anlarız, hayal kırıklığımız azalır.
  • klasik sayılan herhangi bir roman okumanın verdiği faydadır:

    1)daha vicdanlı, daha empatik bir insan olursunuz.
    2)sizden daha iyi düşünebilen ya da daha iyi yazabilen birine tanık olursunuz.
    3)şanslıysanız, kendinizden daha büyük bir dünyaya bağlanmış hissedersiniz. (bkz: edebiyat)
  • farkındalığınızı artırır.

    gerçi bunun da ne kadar faydalı olduğu tartışılır tabi ki. “cahillik mutluluktur” denmiş sonuçta.

    bizzat kendisi de böyle düşünüyor dostoyevski’nin:

    “her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır.”
  • okura faydası, 1950’lerin başında wakabayashi okura isimli japon biliminsanı tarafından, nagazaki’nin izbe bir mahallesindeki radyoaktif kalıntıların içerisinde tesadüfen bulduğu bir elementin yaptığı ışımaların cilde ne kadar da faydalı olduğunun ortaya çıkmasıyla bu ismi almıştır. dostoyevski ile hiçbir alakası yoktur.
  • insanı alıyor götürüyor olayın tam ortasına koyuyor, ordan izliyorsunuz tüm olan biteni ve bu ruh hali başka bir insanın duygularına ne kadar yaklaşabileceğinizi ve ne kadar derinden onun hislerini kendi benliğinizde hissedebileceğinizin bir testi haline geliyor.

    diyeceğim şu ki çevremizdeki insanların ruh hallerini dostoyevski okuduktan sonra daha iyi anlayabiliriz.

    bu bir fayda mı siz karar verin...
  • ordaki garibanları görür halimize şükrederiz. (bkz: halk halinden memnun)
  • dostoyevsk’i okunduğunda insan başka birinin zihninin kıvrımlarında dolaştığını hisseder.
  • “insan psikolojisini çok iyi tahlil etmiştir. fakat okura bir şey katmaz” demiş arkadaş . vay arkadaş!
    düz mantığı amuda kaldıran bir beyan.
    merak ve bilme isteği değil de sırf bana bir şeyler katsın diye kitap okuyan kişinin ben şu zamana kadar olmak istediği kişeye dönüştüğüne şahit olmadım. olan sadece; sivri kavramsal bilgilerle, taciz ettiği güzelim beynine ve bu bilgilerle bir iki insan etkiler miyim acaba diyen, gariban egosuna olmuştur.
    dostoyevski okumanın okura faydasına gelecek olursak; insanın duygusal zekasını geliştirir ve kendini tanırsın. hiç yoktan yukardaki arkadaş gibi birbirini götüren cümleler kurup da düşüncelerine, birer “boş küme” muamelesi yapılmasına engel olursun.
hesabın var mı? giriş yap