due diligence

• sirketin degerlendirilmesi ve bu degerlendirmenin sonuclarini kapsar. vergi alanındaki, legal konulardaki ve sirketin finansal tablolarindaki analizini icerir.
• mali, hukuki ve idari açılardan yapılan, özen-itina- ihtimam^* denetimi olarak da adlandırılır.
• ders: business strategies
  konu: merger
  diyalog:
  rus hoca: if you do a bad due diligence, you ^*vzrtiyavos ^*! what does it mean?
  arkadan bir amerikali ogrenci (bagirarak): you ruin the merger.
  rus hoca: no!
  amerikali baska bi ogrenci (sessizce): you get fucked up..
  rus hoca (sessizce): exactly..
• eger soz konusu sirket uretim sirketi ve ozel itina gosterilmesi gereken bir alanda faaliyet gosteriyorsa cevresel denetim de yapilir.
  
  - uretim izinleri ve gecerlilşk sureleri
  - kati - sivi - gaz atik limitleri
  - aldigi cevre ile ilgili cezalar varsa
  
  bunlar mevcut yasalar veya ileride uygulanmasi ongorulen, ornegin ab'ye entegrasyon esnasinda degismesi ongorulen cevre yasalari da dikkate alinarak denetlenir.
• (bkz: due to the fact that)
• bir avukatın hayatının sona ermesine yol acabilecek dönem.
• satılmadan önce tüpraş'a yapılan denetim due diligence'a süper bir örnektir. bir anlamda "doğru mu diyo lan bu hakkat alsak mı bu kızı eve" denetimidir.
  
  ayrıca süper karizma bir kelimedir, onu da eklemek lazım.
• ''gerekli özeni gösterme durumu'' anlamında da kullanıldığı görülmüştür.
• türçemize "detaylı şirket incelemesi" olarak kazandırılmasını önereceğim ingilizce kelime.
• devralinacak hedef isetme ile ilgili riskelerin, genellikle hukuki veya finansal acidan degerlendirilmesine yonelik kapsamli bir degerleme usulu.
  
  salt sirketler degil, aslinda kisisel farkindaligi ve bilinci arttirmak bakimindan, her bir birey hayatta farkli sureclere giris ve cikista kendi due diligence'ini yapmali.
  
  (bkz: kendimizin due diligence ini yapmak)