• şimdi efendim eskiden, yani buralar böyle yaldır yaldır bilgi kaynağı, şakır şakır edebiyat, sinema pınarı, müzik şelalesi falanken bazı arkadaşlar zaten burada yazar olmakla övünürdü. biriyle tanışırdın, kafanda hem kendin hem onun için bir liste belirirdi. sonra onay vermeye başlardın sırayla;

    eğitim durumu: check
    hal, tavır, terbiye: check
    dış görünüş: check
    akan sohbet: check
    genel kültür: check
    işte son satırda sözlük nickini verip işi hızlandıranlar vardı. ben henüz yazar değilken ve sözlükte insanların birbiriyle direkt iletişim kurduğunu bile bilmezken başıma böyle bir şey geldi. başka bir ortamda tanıştığım adam bir şekilde lafı sözlüğe getirdi ve "işte ben de orada yazarım, bir ara beni okumak istersen nickimi vereyim" gibi bişeyler dedi. ben adamla zaten diyalog halindeyim, neden gidip oradan okuyayım diye düşünmedim değil. ama prospektüsleri, kasa fişlerini, saatli maarif takvimlerini, elektronik eşyaların kullanma kılavuzlarını, kıyafetlerin yıkama talimatlarını okuyan biri olarak gidip adamın yazdıklarını okumamam mümkün değildi.
    işte bu bir tuzaktır arkadaşlar, bunu diyen adam bilin ki o dönem sözlükten çok ekmek yemiştir*

    yalan değil, okuduklarım olayı hızlandırdı. hatta o güne kadar sözlükte yazar olmayı hiç düşünmemiş, bunun onaya tabii bir şey olduğunu bilmeyen biri olarak gittim on tane entry yazdım ve nasıl olduysa, denk geldi galiba hemen de yazar oldum.
    haliyle gittim adamın nickinin altına işedim ki kokuyu alan dişiler uzak dursun. (gençtim, salaktım ama tatlıydım o zamanlar)
    adam akıllı olduğu için benden sonra bir daha hiç yazmamak üzere sözlüğü bıraktı. çünkü beni bulmuştu kalp kalp kalp (işte bakın bu benim salaklığımı tescil ettiğim cümlem, iyi okuyun, bana sakın paye vermeyin)

    sonra ben adamın yazdığı her şeyi, hakkında yazılanları, başkalarına yazdıklarını tek tek okudum. yazanların kim olduğunu ve onların yazdığı diğer her şeyi ve onlara yazılanları okudum*...
    ama gururluyumdur da, hiç hesap sormadım. o ara işte iki kere kurdeşen döktüm, beş kere uçuk çıktı, ülser başladı, diğer iç organlarımda da kesin bişeyler olmuştur ama bilmiyoruz henüz. neyse, geçmiş bitmiş bir hikaye sonuçta, bir marazı kaldıysa da borcumdu der, öderim.

    benim algı düzeyime göre, birine karşı aşk hissetmek bunu gerektiriyor. her şeyi merak ediyorum. çayı nasıl sevdiğini de, vücudundaki yara izlerini de, kafasında geçen ve satırlara döktüğü düşünceleri de. maalesef sözlük son söylediğim şeye çok hızlı ulaştırıyor bizi.
    bilmeseydim bişey değişmezdi elbette ama yazan taraf olarak bilinmemek kesinlikle çok daha büyük bir alan yaratıyor. özgürlüğünü "acaba bu yazdığımı üstüne alınır mı" diye düşünerek kısıtlamıyorsun. gerçi şu anki ben ile başıma böyle bir şey gelmiş olsa bu kadar önemsemeyi bırak, okur muyum ondan bile emin değilim. en son kimi merak ettim, onu bile hatırlamıyorum.

    ne temas halinde olduğum özel birine, ne aileme, ne arkadaşlarıma söylemiyorum ben artık. eskiden bilenlerin de okuyor olduğu aklıma bile gelmiyor. hatta şu an bu satırları okuyan sen dahil kimsenin okumadığını düşünerek yazmak istiyorum.
    çünkü bana iyi gelsin diye yazıyorum. bu saatten sonra ne keyfime kahya, ne derdime ortak...
  • yazdiklarinizi bastan asagi okuyup, fi tarihindeki bir girdi yuzunden ikidebir sizi yargilamayacak birisi hayatinizda oldugunda gayet normal olan durum.
  • sevgilinin, eski sevgili konumuna geçtiği andan sonrası huzursuz eder. her yerden bağın kesilmiş olsa da rahat yazamazsın bir çok şeyi.hakkimda yeni şeyler bilmesini istemediğim ama sözlükte yazınca rahatladigim şeyleri yazamıyorum mesela.
  • (bkz: yok ki)

    olsa da söylemem sanırım, gereksiz yere ortamı germeyelim. aman ne kadar da düşünceliyim ehehe.
  • bir üst seviyesi, hesabı ortak kullanmaktır. ben yaptım, siz yapmayın.

    ya da yapın, hep beraber yanalım.
  • arttırıyorum.

    eski sevgilinin eski sevgilisinin nick'ini bilmek.

    ponçik sevgilim o zamanlar ne düşündü ne yapmak istedi bilinmez, tarafıma bildirmişti bunu. kızımız kendi halinde tabi ama bizimki durur mu basıyor fav'ı. neyse ki yaz kızım, gereken yapıldı.
  • sözlüğü bir kaçış yeri olarak görenlerin korkusu... sözlüğe yazdığım bir şeyi paylaşamayacağım biriyle zaten sevgili olamam. sözlük benim için kendimi ifade yeri, kendimi ifade etmediğim biriyle niye sevgili olayım ki?
  • güven göstergesidir

    edit: bilmiyordu.
  • bilinmemesi daha hayırlı olan durumdur. stalklayarak secere çıkaran kız sözlük nickinden nelere ulaşır...
  • sevdiği kişinin iç dünyasını ilk elden öğrenebilmesini sağlayacaktır. şanstır.
hesabın var mı? giriş yap