• basit ve yalın haliyle kısaca beyninizdeki düğümleri çözme tekniği.
    bu süreçte recovery mode a alma gibi sizi rem uykusuna yatırıyorlar. haliyle rem uykusunun ne kadar değerli ve önemli olduğunun farkına variyorsunuz.
    siesta uykusuna yatanlar bıyık altından gülüyordur şimdi :)

    rem uykusu en sevdiğim konudur.
    (bkz: rem uykusu/@cahil prof)
  • piyasada ''sen kendin serbest çağrışım düşün, ben de sırayla dizlerine vurayım, başka da bir bok yapmayayım'' şeklinde uygulayıcıları da görülmüş olan psikoterapi tekniği.
  • ben neler yaşamışım dedirten terapi yöntemidir. bugüne kadar bastırdığınız her duyguya tek tek geç kalmış gözyaşlarınızı dökersiniz. ilk zamanlar girdiğim bu geçmişe yolculuk bana iyi gelmedi dersiniz, acınıza acı kattınız sanabilirsiniz. korkmayınız yapınız, çünkü hiçbir şey siz olamamaktan daha kötü değildir. kaybolmuşluğunuza çaredir emdr. bir yıl boyunca her hafta biraz daha ağladım geçmişime ve her şeyi yeniden bir kez daha yaşadım. içimdeki çocuğu büyüttüm, beni her yanlışımda cezalandıran ebeveynimi susturdum. kendimden yeni bir ben yarattım. daha doyumlu ve kaliteli bir hayat yaşamak için kendim için çabaladım. sadece bu süreçte bu acıdan kurtulamayacaksınız gibi olan dönemler geçireceksiniz. aldırmayın acısız, sancısız doğum olmaz unutmayınız.
  • yazmaya baya çekindiğim tedavi yöntemi,

    yaklaşık 20-25 seans kadar girdim. öncelikle ben size süreci anlatayım, siz karar verin.

    emdr'a kafanıza göre giremezsiniz, siz psikologunuza tüm hayatınızı anlatırsınız. anlatırken zaten anlatış biçiminize ve yaşadıklarınıza göre sizin travma yaşayıp yaşamadığınıza karar verir. bununla birlikte zaten bir travmanız varsa o günü anlatmanıza da gerek yok travmayı siz her gün her gittiğiniz yere götürüyorsunuzdur.

    psikologunuz da anlar görür herhalde. gördü yani benimki.

    sonrasında size güvenli yer diye bir teknik veriyor. ınception filmini izleyenlere çok tanıdık gelecek. özetle sizi kendi hayal gücünüzle gerçekten huzur duyacağınız bir alan oluşturtmaya çalıştırıyor. yer önemli değil, kişiler önemli değil, gerçekliği/oluru olmazlığı önemli değil.

    önemli olan huzurlu hissetmeniz, yanında anneni mi istiyorsun gelsin, ferrarinin içinde mi huzurlu hissediyosun, oda gelsin. hayalindeki evi inşa et, içine arkadaşlarını doldur veya yalnız kal neyse işte artık.

    bunu 1-2 seans yaptırır genellikle, tabi bu öyle düz yapılmıyor. vücudunuzda 2 noktaya dokunularak yapılıyor, neden? o noktalar beyninizle bağlantılı ve aslında işlerin iyi gideceği mesajını veriyoruz beyine. ben eğitmen veya emdr terapisti değilim, benim mantığım bunu gördü başka birşey de olabilir.

    bana 1 seans sadece emdr nedir, tarihçesi nedir bunu anlattı. fransız bi arkadaş 1980'lerde buluyor. psikolog olmasına rağmen şans eseri buluyor, burayı bi ara blog falan yazar anlatırım önemi yok.

    ilk emdr uygulamasında yani ilk gerçek seansta şöyle bir olay oldu. travmaya yoğunlaştık, karşıma oturdu ve dizlerimin üstüne vurmaya başladı sistematik olarak. ilk 15 dakika, "ulan 3-4 seanstır gidiyorum, placebo etkisinden başka bir bok değilmiş gitti x tl para" diyordum içimden. hatta bu çok saçma dedim ve durdurdum. kendisi de "rys, zaten saçma bir şey yapıyoruz. mantığını sorgulama sadece bırak" dedi. bende öyle yaptım, bir beş dakika sonra inanılmaz bir şekilde kahkaha atmaya başladım. sanırım bi 10 dakika falan güldüm. sonra da bi anda bi 3-5 dakika ağladım.

    olay tam olarak şöyle gelişiyor, sizi o güne geri götürüyor ve o günü 458732 kez tekrar yaşıyorsunuz ancak film izler gibi izliyorsunuz aslında olayın dışından yaklaşıyorsunuz. ana problem neyse o probleme de yoğunlaşıyorsunuz, bilmem kaçıncı tekrardan sonra beyin olayı kendi kendine değiştirmeye başlıyor.

    eğer size zarar veren bir insan varsa onu siliyor mesela veya başka bir benliğiniz (mesela şu an ki haliniz) olaya gelip eski olaydaki kendinizi çekip çıkarabiliyor başka bir yere götürebiliyor. bunun gibi garip şeyler mümkün. sonuç olarak o eski olayların verdiği hiddet, şiddet, üzüntü, pişmanlık veya her neyse gerçekten diniyor.

    ben ilk emdr terapimden çıktığımda bambaşka bir insan olduğumu farkettim. üstümden bir yük kalkmış gibiydi ama o güne kadar o yükü hiç farketmemiştim. sonraki seanslar bukadar etkili olmadı, zaten psikologumda önceden böyle olacağını söyledi. ancak daha farklı ve daha duygularını yaşayabilen ve gösterebilen bir insan oldum.

    mesela eskiden olsa, ben bu tanımı da yazmazdım. dünya kadar şeyden bahsettim; ağlamaktır, üzülmektir, travmadır, gülmedir vs. bunun gibi yani.

    sonraki aylar rutin geçti, ara ara gülmeler vs. gelmişti ama hepsi okadardı. geçen haftaki seansta ilk seansta anlattığımın kırk katı bir gülme geldi, hiç beklemiyorduk. kendisi de beklemiyordu psikologumun ve başka bir çıkış noktası bulduğumuzu söyledi.

    bu herkeste böyle işler mi, bukadar etki gösterir mi onu bilemem. ancak bu işte önce iyileşmeyi istemeniz, hayal gücünüze güvenmeniz ve güvenli yer çalışmasını eksiksiz her gün yapmanız lazım.

    benim seanslarımdaysa başıma gelen en güzel şey şu oldu:

    3 yaşındaki halim, 6 yaşındaki halim, 9, 11, 15, 17, 20 yaşlarındaki hallerim geldiler. bir kamp ateşinin çevresinde hep birlikte sohbet ettik. bunu kim yaşamak istemez ki?

    iyi şanslar.
  • hayatımı karartmış uygulama. bir insanın her anısı da elinden alınmaz ki... yok mudur bunun bir sınırı? başta çok iyi geliyordu, sadece kötü anılarla çalışıyorduk. tam iyileştim diyordum, sonra küçüklüğüme dair hatırladığım güzel ne varsa elimden aldı. her şeye karşı hissizleştim. sanki bu hayatı ben yaşamadım da filmini izledim.
  • emdr uygulaması esnasında sıklıkla albert camus'nun şu sözü dolanıyor zihnimde: "hatırlamak için yavaşlar, unutmak için hızlanırız"

    geçenlerde bir meslektaşıma, emdr öğrenmeden önce biz travma müdahalesini nasıl yapıyorduk, dedim. özellikle ağır travmatize danışanlarla çalışırken emdr tam bir kurtarıcı olabiliyor. emdr'dan önce cognitive çalışıyorduk, hatta analitik travma müdahaleleri kullanıyorduk. çocuklarla sanat terapisi teknikleri bazen narrative(öyküsel) çalışıp dışlaştırma falan yapıyorduk başarılı da oluyorduk çoğu zaman ama zaman ve emek açısından her iki taraf için de zorlayıcı hale gelebiliyordu.

    emdr'a dair ilk eğitimi 99 marmara depreminde yabancı bir gruptan almıştım. yıllarca terapi planının küçük bir parçası olarak kullandım. birkaç yıl evvel gittim yeniden eğitim aldım vr hemen ardından toplumsal bir afette çok sayıda çocukla çalışmak zorunda kalınca sadece emdr yaptım. sonuçlar inanılmazdı.

    ben ağırlıklı olarak psikolojik travmalar, yas ve kayıp çalıştığım için afet örneği verdim. bunların dışında bir çok alanda etkili bir şekilde kullanıldığını defalarca gördüm. psikoterapi bir mucize değildir, terapist ve danışan arasındaki iletişimin niteliği terapinin başarıya ulaşması için en önemli faktördür. uyumlu çalışabileceğiniz bir terapist ve emdr hayatınızda bazı şeyleri değiştirmenizde çok etkili olabilir.
  • bana bugün güvenli alanımda ördekleri hediye etmiştir. ördek bu; ister karada ister suda her daim tepişendir, yüzünüzü güldürendir. hani yürürken böyle paytak paytak ya da ne bileyim suya batıp çıkarken şımarık tavırlar içine giren minnakların peşlerinden koştura koştura gidesi gelir insanın. pençeleri olmadığından gagaları yassı olduğundan zarar da vermezler size. heh işte orası güvenli alan bakın. çünkü dikkat ettiniz mi ördekler mutlu hayvanlar, başlarına bir şey gelmediği sürece. mutlulukları da çok basit şeyler.
    şapşal şeyler siziiii al besle o büyürken sen de büyü, takıl peşine güvenli alanına yürü..

    ha emdr mi.. usta ellere teslim olmanız gerekendir. insana bişiiler oluyor dilinden dökülenler gerçek mi hayal mi kestiremiyor.. söylediklerini fark et ve devam et diye diye ilerliyor her şey.. bilinç dışkıladıkça içiniz dışınıza çıkıyor sonra da güvenli alanınıza gidip bi nefes alıyorsunuz. çocuk masumluğunda sırıtıyorsunuz. ehe
  • enteresan bir terapi tekniği. travma sahibi danışanların beyinlerinin sağ ve sol loblarının sesle ya da titreşimle veya her iki yolla birden uyarılmasıyla gerçekleştiriliyor. konuya dair özellikle son dönemde bir hayli ilgi yoğunlaşması yaşandığından kişisel tecrübelerimi paylaşmak istiyorum.

    çocukluğum ve ergenliğime dair oldukça büyük travmalarım olduğu için bu metodu denemek istedim. terapistimle geçirdiğim bir ayın ardından bu metodu uygulama kararı aldım. başlamadan önce internette yazılanlar nedeniyle bir hayli heyecanlı ve endişeliydim fakat süreç boyunca korkulacak bir şeyin olmadığını gördüm. süreç esnasında yaşadığım sıkıntı ve üzüntü, travmalarımın hayatımın içine etmesinden ve bütün insan ilişkilerimi alt üst etmesinden daha vahim değildi.

    neyse sürece gelelim. terapistimle birlikte bende travmaya yol açan anıları ve bu anıların bünyemde yarattığı hisleri listeledik. bu hislerin yoğunluğunu derecelendirdikten sonra beni en çok etkilediğini düşündüğümüz anıdan yola çıkarak işe başladık. her emdr seansının başında gözlerimi kapatarak bu anıyı hatırladık. 15-20 saniyelik anı hatırlama faslının ardından yaklaşık 1-1,5-2 dakika boyunca gözlerim kapalı haldeyken uyarıldım. sessiz kaldığım bu 1,5 dakikanın ardından aklıma gelenleri 20 saniye boyunca anlattım. sonra tekrar gözlerimi kapatarak 1,5 dakika boyunca yeniden uyarıldım. emdr bu şekilde 1,5 dakikalık uyarılmalar ve akabinde 20 saniye boyunca bu uyarılmaların size anımsattığı şeylerden bahsetme şeklinde ilerliyor. bu anımsayışlar esnasında aklınıza alakalı, alakasız, faydalı, faydasız pek çok şey geliyor. bende bolca anı ve his olduğundan ve terapi sürecine az çok hakim olduğumdan seanslarım oldukça verimli geçti. fakat travmalarıma dair bir hayli dirençli olduğumdan yaklaşık 6-7 emdr seansı sonrasında gelişme kaydedebildim. süreç benim gibi sabırsız bir insan için biraz yavaş ilerliyordu ve ciddi ciddi bırakmayı düşündüm. ama şu ana kadar oldukça az yol kat edebilmiş olsam da 'iyi ki bırakmamışım' diyorum. yaklaşık 6-7 emdr seansının sonunda terapiye başlarken kullandığımız anının en önemli sahnesinin silindiğini fark ettim. uğraşsam da o sahneyi net bir şekilde hatırlayamadım ve bundan terapistime bahsettim. o da emdr'ın anılarda fluluk yaratabileceğinden bahsetti. bu beni şoka uğrattı. binlerce defa söylenmiştir ama bu bildiğimiz (bkz: eternal sunshine of the spotless mind)

    terapi genel olarak bir hayli yavaş ilerleyen bir süreç. 20-25-30-40 senede yaşanan koca bir hayatın yaralarını sarmak kolay olmuyor. bu nedenle kısa sürede büyük ilerlemeler kaydetmeyi beklemek de gerçeklikten uzak ütopyalar olarak kalıyor haliyle. buradaki arkadaşların bir kısmı ilk 1-2 seans sonunda ciddi ilerlemeler kaydettiklerinden bahsetmişler. ben de o yüzden büyük beklentilerle bu yola çıkıp ufak çaplı bir hayal kırıklığı yaşamıştım. mucizeler bekleyen arkadaşları uyaralım yani; mucize gerçekleşmiyor. o üzücü olaylar yaşandı ve geçmiş değiştirilemiyor ne yazık ki. terapinin yapabileceği şeyler; geçmişe yönelik bakış açınızı değiştirebilmek, beyninizin yanlış kodlaması sonucu sizde travmaya neden olan olayları yeniden hatırlatarak beynin bu defa bu anıları sağlıklı bir şekilde kodlamasını sağlayabilmek ve olaylara yönelik hassasiyetinizi azaltabilmek. bunlar gerçekleştiğinde siz daha olgun ve geçmişi bırakıp geleceğe bakabilen bir insan haline geliyorsunuz. bu bakış açısı değişimi ise insanın tüm hayatını baştan aşağı değiştirebilir.

    insanların yanında ağlamaktan nefret eden biriyim ve terapistimin yanında dahi ağlayabilmek benim için çok zor oldu. ama emdr seanslarımın hepsinden salya sümük çıktım. dumura uğradım. yaşadıklarımın ağırlığı altında ezildim. tüm hayatımı baştan ele aldık ve olayların sandığımdan daha da vahim olduğunu gördüm. gözden kaçırdığım bir dünya daha yaram varmış ve hepsine birer birer dokunduk. bu süreçte çok yoruldum. üzüldüm, ağladım, yıprandım, çaresiz hissettim, umudumu yitirdim ve daha bir sürü şey. şu an süreç devam ediyor, hatta yolun başında sayılırım. terapiye başladığım halime oranla daha kırılgan, daha sakin, daha farkında ve daha mutsuz bir insan oldum. ama bu farkındalığın uzun vadede benim lehime döneceğini çok iyi biliyorum. o nedenle devam edeceğim ve her şeyin daha da iyiye gideceğini umuyorum.

    son tavsiyeleri verecek olursak; -biraz kişisel gelişim kitabı tanıtım yazısı gibi olacak ama mazur görün- bu süreci yalnız geçirmeyin. çevrenizde sizi seven ve size destek olan birileri olsun. o insanlara nasıl bir sürece girdiğinizden ve bu süreçte olacaklardan bahsedin. sizi hoş görsünler ve yanınızda olsunlar. desteğe ihtiyacınız olduğunu dile getirmekten çekinmeyin.

    eğer böyle bir desteğiniz yoksa yalnız kalmamaya çalışın. terapistinize destek alabileceğiniz kimsenizin olmadığından muhakkak bahsedin.

    terapiye çok düzenli bir şekilde devam edin. hiçbir bahane terapide aksaklık yaanmasına ve o disiplinin bozulmasına neden olmamalı.

    terapiden mucizeler beklemeyin ve sonuçların uzun vadede görüleceğini bilin. umudunuzu yitirmeyin.

    ve tabii ki bu süreçte doğru insanla çalışın. terapistiniz olacak insanı çok iyi araştırın ve bu konuda para harcamaktan çekinmeyin. hiçbir şey akıl ve ruh sağlığınızdan kıymetli değil.

    terapistinizi sevin ve onunla iletişiminizi sağlam tutun. aklınızdan ve kalbinizden geçenleri terapistinizle dürüstçe paylaşın. ve bu süreçte çok çabalayın. siz çabalamadıktan sonra sizin hayatınızı kimse sihirli bir dokunuşla dönüşüme uğratamaz.

    bir süre sonra gelen edit: emdr'a karşı kararsız kaldım. sorunları çözer gibi yaptı ama gerçekten çözdü mü yoksa rafa mı kaldırdı, emin değilim. herkeste farklı etkisi var muhtemelen bu yöntemin. travmanıza neden olan kişi hala hayattaysa ayrı dert, ölmüşse ayrı dert. acı hala tam anlamıyla geçebilmiş değil. çok merak edenler birkaç seans deneyebilir.
  • ankara içinde önerebileceğiniz bir terapist var ise en acilinden tavsiyelerine açık olduğum, güzel umut.
  • hakkında baya tecrübe sahibi olduğum tedavi tekniği.

    daha önce şunları yazmıştım:
    #69773445 - başlangıç
    #72210777 - ortaları

    son kez yazıyorum, çünkü tedavi bitti çok şükür. psikolog seanslarına devam ediyor olsak da yaklaşık 1 ay önce son emdr terapime girdim. tüm süreci detaylıca bir blog yazısı olarak da yazacağım fakat ona nezaman vakit bulurum bilemiyorum, unutmadan yazmak istedim kısa da olsa.

    öncelikle zor bir çocukluk/ergenlik dönemi geçirmediyseniz, yani travmanız yoksa bu yöntemin sizde pek etki etmesi mümkün değil. ben bir yazılım geliştirmeniyim anladığım işten anlatmaya çalışacağım artık olduğu kadar.

    bilgisayarınızda, ram denen bir donanım var. bu geçici bellek anlamına da gelir, yani anlık veriler genellikle ramde tutulur. eğer bu veri gerçekten önemliyse hard diskinize yani verilerinizin tutulduğu kısıma yazılır. bu gereksiz bilgiyi şimdi şöyle örneklendireyim.

    sen geçmişte birşey yaşamışsın, bu yaşadığın şey beynin tarafından ram bölümüne aktarılmış. tamamen örnek olsun diye söylüyorum bir haksızlığa uğraşmışsın mesela, bu haksızlıktan dolayı sen farkında olmasan bile (!) öfkeli olabilirsin. beyin bunu travma olarak tanımladığı anda onu hard diske yani "anılarım" bölümüne alamıyor. o sen hatırlasan da hatırlamasan da hep önbellekte kalıyor.

    belki 15 yıl önce yaşadığın bir haksızlık, bugün yaşadığın o ufak veya büyük haksızlıkla birleşip sende çok şiddetli öfkeye, korkuya veya başka şiddetli duygulara, depresyona yol açabiliyor. unut öfkeyi, kedi görünce korkudan altına sıçan insanlar var. bu insanlar geçmişte kediyle alakalı veya kediyi çağrıştıracak birşeylerle alakalı bir sıkıntı yaşadılar. onlar hatırlamasalar bile beyinleri hatırlıyor. emdr ise bu travmaları henüz emdr terapistlerinin bile tam olarak açıklayamadığı bir şekilde "normalleştiriyor".

    yani o anıyı alıyor, o anıdaki anormalliği beyin kendi kendine çözüyor ve o artık senin beynin içinde bir anı oluyor. sonrası çok acayip işte.

    ben yaklaşık 20 emdr seasına girdim. girmeden ekşiden de okudum ve hiç inancım yoktu açık söylemek gerekirse. pek placebo insanı değilimdir ben, senelerdir ilaç bile içmedim. çok kez psikologa gittim ama elle tutulur herhangi bir faydasını da görmemiştim, ondan olsa gerek emdr'a gitmemek içinde baya bir direndim, bir umuttur diye gittim.

    emdr seasında tam olarak anılarınızla savaşıyorsunuz. hatırlamak istemediğiniz bir anının içine girip belki 60 defa o anıyı yaşıyorsunuz. olayı da siz değil beyniniz yönetiyor. yani oldukça yorucu bir süreç. işler kontrolden de çıkabilir ancak bu noktada terapistiniz zaten duruma müdahele eder.

    bazı yazarlar, çok kez özel mesaj atmışlar. sorulanların bir çoğu özel hayatımla alakalı ve nickimden/yazar profilimden çok rahat ismimi bulabileceğinizden dolayı bu soruların bir çoğunu yanıtlayamam. ancak şunu söyleyebilirim:

    gerçekten çok öfkeli bir insandım, trafikte, işte, arkadaşlık ilişkilerinde falan baya taş üstünde taş bırakmayan bir insandım ben. öyle ki olaylardan birinde trafikte karşıma çıkan insanı hastanelik ettiğimden kaynaklı iş adli tarafa kadarda gitti. ama diyorum ya öyle bir insan olmak hiç istemedim, zaten beni tanıyan insanlar "yok artık" diyorlardı duyunca. emdr ile yaklaşık 9-10 ay önce tanıştım, hayatımın en sakin 10 ayını geçiriyorum. alınganlığım, öfkem, agresifliğimin tamamı neredeyse geçmiş durumda. ancak şunu söylemem gerekir; hepsi emdr kaynaklı değil, ben bu sorunu yenmeyi vatan millet meselesi haline getirdiğim için yendim. emdr ise araçtı. öfke genellikle alınganlık ve kontrolcülükten kaynaklıdır, bu problemlerde geçti gitti. bunun için çok çalıştım, bir seansı bile aksatmadım. güvenli yer çalışmasını her gün yaptım. bunun dışında hedeflediğim, yaklaşık 15 maddelik bir liste vardı. hepsini de başardım.

    sonuç olarak şunu söyleyebilirim, sorunlu bir geçmişin varsa emdr sihirli değnek olabilir.

    daha detayını geniş bir vakitte blog yazısı olarak yazıcam, son olarak bana mesaj atıp terapist soranlar oldu. ben bu sorumluluğu almak istemiyorum. emdr'ın sitesinde sertifikalı terapistlerin listesi var, girin bakın.

    yaklaşık bir sene önce bu başlığı okurken, çok umutsuzdum çünkü psikologların bir fiyasko olduğunu düşünüyordum, antidepresan da hayatta kullanmazdım haliyle bir çıkmazdaydım; o çıkmazı hiç beklemediğim bir tedavi yöntemiyle çözdüm.

    aynı durumda olanlara da çok öneririm, en büyük pişmanlığım bukadar geç bulmam ve bulduktan sonra çok geç gitmem oldu, o hatayı yapmayın.
hesabın var mı? giriş yap