6 entry daha
  • münferit bir olay değildir.

    benim daha önceki yazdıklarım da dahil olmak üzere çeşitli kaynaklara "andıç" hakkında yazılan yazılar fazla yüzeysel. yani, "aa nasıl olabilir böyle şeyler??" "şaştım kaldım, bu ne rezillik" gibi tepkiler/haklı şaşkınlıklar aslında uzun yıllar sayısız defa uygulanan psikolojik harekat taktiklerini ve stratejilerini "münferit" olaylar haline getiriyor. misal, nazlı ılıcak belki de "mal bulmuş mağribi gibi" bu olayı defalarca işliyor, başka işi kalmamışcasına...

    aslında bu eylemler, uzun yıllardır dillendirilen psikolojik harekatlarından yalnızca birini bir belgeyle tam olarak kanıtlandığından da ileri geliyor. yani, diğer psikolojik harekatlarla dediğim gibi sayısız defa karşılaşılmasına rağmen tam olarak kanıtlanamamıştı. yani, gerçek apaçık olmasına rağmen belgeler "yok" edilmişti veya saptırılmıştı. kanıtlanan bir psikolojik harekat olduğu dolayısıyla "andıç" işleniyor.

    bir şeyi gözden kaçırmamak lâzım: ne kadar homojen olursa olsun ve ne kadar disiplinli olursa olsun; evet, çeşitli koşullardan dolayı militer kurumun içinde farklılıklar olacaktır doğal olarak. ama konumuz andıç dolayısı ile psikolojik harekat ise analizi genişletmek lâzım muhakkak...

    üç "modern", bir "postmodern" darbe yaşamış, içerisinde kontgerilla operasyonları olduğu raporlara girmiş, cia oluşumları belgelenmiş, vs bir kurumdan bahsediyoruz. zorunlu askerliğin olduğu, vicdani reddin olmadığı hatta bu haktan bahsetmenin bile yasak olduğundan bahsediyoruz. her türlü devlet kurumların (hatta sivil toplumun) işlerine karışmayı kendine hak edindiği ve hatta darbelerden sonra yeni kurumlar kuran bir ordudan bahsediyoruz. gerçekleşen antidemokratik uygulamaların hesabının sorulmadığını bir ülkeden bahsediyoruz. yani bahsediyoruz ve bahsediyoruz ama bir türlü başedemiyoruz...

    şahsi inancıma göre, bir mekânda militarizm varsa gerçek özgürlük hiçbir zaman gerçekleşmez, bu yüzden özgürlüğü tam olarak kazanabilmek için tüm ülkelerin ordularının dağıtılması gerekir. ama bu "zaman"a kadar reform namına ve belki de süreci hızlandırmak uğruna birtakım eylemler yapılabilir. bugün dünyanın pek çok ülkesinde asker üzerinde "tam olarak" sivil denetim kurulması da bunun bir örneğidir. kurumları suçlamıyoruz, ama bizim ülkemizde bırakın sivil denetimi, militarizm hayatın her yerine hükmediyor. karşı çıkmanın "kötü" ilan ediliverildiği bir ülkedeyiz biz. yurttaşların bunu son derece kanıksadığını, hiçbir şekilde itiraz etmediğini, sanki kışlada gibi itaât ettiğini görüyoruz, "ülke için inadına yaşamanın" değil; "vatan için ölme"nin iyi yurttaş kabul edildiği bir mekândayız biz. muhalif "sol" hareketlerin bile her laftan sonra bir savunma mekanizmaları kurmaları gerektiği yerdeyiz....

    ülkemizde "sivilleşme" olmadığından darbeler, ve benzer hukukdışı ve antidemokratik uygulamalar gerçekleşti ve gerçekleşiyor.. ve dahi bu "andıç olayı" da bu sürecin ürünüdür. yani, kısaca dediğim gibi şaşırmamak gerek pek, münferit bir olay değildir bu...

    emin çölaşangiller diyecek şimdi: "e canım ülkemizde onca düşman var, elbet ordu yapacak bunları", "diğer ülkelerde de yapıyor bunları" diye... tabiî burada uzun uzun bir insanı yıldırmak için hangi merkezi iktidar (evet merkezi iktidar elbet) icra ederse etsin yalan haber üretmenin hangi etiğe dayandığını, hedef göstermenin, basını kullanmanın hangi hukuka uygunluğunu tartışmayacağız. dilimizde tüy bitti çünkü. bizler, mevcut olguyu anlatıyoruz, maalesef demagojiyi tedavi edemiyoruz.

    örneğin gazetelerden okuduğumuz, televizyonlardan/radyolardan dinlediğimizin çeşitli ve kişiler hakkında "şok haber"lerin aslında bir dezenformasyon ve hedef gösterme olduğunu öğrenince ne yaparsınız? yapılmayan/edilmeyen eylemlerden dolayı sanık sandalyesine otursanız ne hissedersiniz? ya da en önemlisi, örneğin bir "x" kişisinin komplo teorisini asıl yapılma nedeninin "x" kişisinin ve "doğrudan veya dolaylı bağlantılı olduğu" kişi ve kurumlarının "komplo"larını örtbas etmek için yapıldığını görseniz ne düşünürsünüz? bu "komplo"ların çeşitli yerlerden geldiğini (çoğunlukla "ulusalcı") görseniz ne hissedersiniz?

    beni dehşete düşürürdü misal. ama "devletin bekaa"sı önemli değil mi canlar? merkezî iktidar istediğini yapabilir, bunda da sorun yok. hem bütün ülkelerde de yapılıyor. siz de "o ülkede bunlar ortaya çıkarılırsa birilerinin kellesi gider" deyip ülkemizde yaşayanlara aba altından sopa gösteriniz. ya da münferit deyin "imaj" kurtulsun...

    bu belgeye "1. andıç belgesi" demiştim ama değil: "x. andıç"tır bu: bitmedi, bitmiyor; militarizm toplumun üzerinde olmadıkça da bitmeyecek... ama işte bu andıç'ı analiz etmek için mevcut militarizme bakmak gerekiyor maalesef. neden maalesef? amaç "orduyu yıpratmak" ya!
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap