5 entry daha
  • antalya'nın kumluca ilçesinde bir tepede bulunan antik kent.

    rhodiapolis, tıpkı phaselis ve olimpos gibi rodoslu kolonistlerce kurulmuştur. kent, denizi görebilecek şekilde yüksek bir tepe üzerine inşa edilmiştir. şehir, tıpkı phaselis ve olympos gibi likya birliği üyesidir. rhodiapolis’te birazdan fotoğraflarda da görebileceğiniz şekilde taşa oyulmuş harika kaya mezarları vardır. ayriyeten rhodiapolis’i özel kılan durumlardan bir diğeri de, diğer antik kentlere göre çoğu binanın ve sarnıçların oldukça iyi durumda olmasıdır. bunun nedeni, büyük likya depremi ‘nden(m.s 141) sonra şehirdeki çoğu binanın güçlendirilmesine yetecek kadar zengin insanları içerisinde barındırmasıdır. bunlardan bir diğeri de entrynin devamında ayrıca anlatacağım tüccar opramoas’tır.

    rhodiapolis’teki çoğu mimari eser, roma imparatorluğu döneminde özellikle de depremlerden sonra restore edildiğinden ya da yeniden inşa edildiğinden dolayı, günümüze ulaşan kalıntıların çoğu 7. yy sonrasından kalma. bunun haricinde küçük bir grek tipi tiyatrosu, helenistik bir kuleye de sahip. özellikle roma imparatorluğu’nda hristiyanlık yaygınlaştıktan sonra bizans dönemi öncesi inşa edilmiş kiliseler ve bazilikalar da mevcut. ayrıca küçük taşlardan yapılma kimisi harçlı kimisi de harçsız hala ayakta durabilen şahsi evler de mevcuttur. şehrin bir diğer ilgi çekici özelliği, yürürken neredeyse sağda solda kırılmış küp ve vazo parçaları bulabileceğinizdir. muhtemelen şehir terk edildikten sonra gerçekleşen depremlerde bunlar parçalanıp kırılmış.

    şehrin hemen hemen çoğu köşesinde yazıtlara rastlamak mümkündür. bunların çoğu opramoas ve likya birliğiyle alakalı yazılardır. opramoas’ın şerefine düzenlenmiş etkinlikler, onurlandırmalar ve likya birliği’nin yöneticisi olduğu düşünülen kişiyle yazışmalar vardır. yazının başından beri sürekli bahsettiğimiz opramoas’ı tanıyalım biraz da. antonius pius döneminde (m.s 138 – 161) yaşamış olan opramoas, evsizler ve fakirler için aşevleri kurmuş, evlenmek isteyen fakat parası olmayan gençlerin çeyizlerini hazırlatmış, büyük likya depremi'nden sonra yıkılan ve kullanılamaz hale gelen çoğu binayı tamir ettirip insanlara barınma imkanı sağlamış, 100.000 denarii kadar yardım yapmış, tüm likya şehirlerinin vatandaşı olan ve roma ımperatoru tarafından bile bizzat tebrik edilen bu adam, yaşadığı dönemin adeta bir meleği gibiydi.

    rhodiapolis'in hikayesi de böyle. pamfilya, likya, pisidia bile başlı başına bir çok öyküye ve kahramanlığa imza atarken, anadolu üzerindeki antik kentlerin sayısını da hesaba katınca varın siz düşünün ne denli hikayeler, kederler, mutluluklar çıktığını bu topraklardan.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap