126 entry daha
  • bilimsel yöntemin motorunun doğrulama değil, yanlışlama olması gerektiğini söyleyen şahıs. çünkü bir teoriyi yanlışlamak gayet olanaklı iken, onu doğrulamak mümkün değildir. bu da yanlışlama ve doğrulama arasında bir asimetriye yol açar.

    bilimsel yöntemin içeriğini dolduran gözlem önermelerini ele alalım. bu gözlemler yanlış çıkarsa, teorinin de yanlış olduğu sonucuna varabiliriz. ama gözlemlerimiz doğru çıkarsa, bu, teorinin de doğru olduğu sonucuna bizi götürmez. çünkü tüm tekil gözlemler bir teoriyi doğrulamak için yetersiz kalır.

    dolayısıyla, tekil olaylardan sonuçlara, yasaya doğru ilerleyen yöntem olan tümevarım problemlidir. tümdengelim ise herhangi bir içeriği olmadan, daha en başından düşünceye dayandığı için doğrulama ve yanlışlama arasındaki asimetriden kaynaklanan içerik problemleri ona pek sirayet etmez. çünkü, kimsenin görmediği bir yerdeki siyah kuğu, "tüm kuğular beyazdır." gibi tümevarımla oluşturulmuş bir doğrulamayı geçerli ama tam da geçerli olduğu için defolu hâle getirirken, tümdengelimde sonuç zaten baştaki fikre göre ya geçerli ya da geçersiz olacağından onda bu açık kapı şansı bulunmaz.

    popper'a göre, bir bilim insanının sahip olması gereken şüpheciliği, tümevarım zedelerken tümdengelim destekler. bilim ise, bize ancak bir kuramın yanlış olduğunu söyleyebilir. yanlışlığı henüz ortaya çıkmamışsa da, onun doğruluğuna dair dogmatizm geliştirmez. doğrulamacılık (verificationism) olarak ifade edilen yöntem ise, dogmatizme gebedir. bilimin gücü ise, yanlışlanabilir olmasından ileri gelir.

    yine de, popper her ne kadar kendi yöntemini dogmatizmden uzak tutmaya çalışsa da, bu çaba başka dogmatizmden o kadar kolay bir şekilde sıyrılmayı sağlamaz. duhem-quine tezine göre, popper'ın yaklaşımının problemi, yanlışlanabilirliği teoriye atfederken teorinin bazı ön varsayım ve yan varsayımlara sahip olduğu gerçeğini göz ardı etmesidir. yani hata daha en başından fikir düzeyinde değil, gözlem düzeyinde olabilir. buradan çıkan sorun gerçekten büyüktür. zira eğer biz daha teoriye dair önermeleri bile doğrulayamıyorsak, onları nasıl yanlışlayabiliriz ki?

    bu anlamda popper'a göre, gözlemlere dair önermelerden tümdengelimli olarak çıkarılabilen şeyler aslında bilinebilen yegâne şeylerdir. fakat bilim bazen tümdengelimli olmayan çıkarımları da bilgi (varsayım) olarak kullanır. bu çıkarımlarda sonuç tümdengelimli olarak geçerli olmasa bile akla yatkın olur. yani öncüller tarafından sağlam bir şekilde desteklenir. bu tür çıkarımlarda öncüller, sonucun doğru olmasını mutlak anlamda garanti etmez. yine de, doğrulama hâlâ devrede kalmak zorundadır.

    pierre duhem'in de ortaya attığı bu sorunları gören willard van orman quine, bilginin oluşumunu ne katı tümdengelim, ne de fazlaca gevşek tümevarımla ortaya koyabileceğimizi iddia ederek, inanç ağı yaklaşımını ortaya atar. buna göre, tüm inançlarımız bir ağ gibi birbirine bağlıdır ve hangi inançların bizi yanlışa sevk edeceğini belirlemek tümdengelimle de, tümevarımla da mümkün olmaz.
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap