invasion

• 9 yıllık mubililiğimi^* tek başına ödeyecek değerde bir keşif bu benim için. bi kere borges diyince duran akan suları takip ediniz. dönemine göre mükemmel, benim şu an için gördüğüm en güzel jenerik, bi kere arjantin tangosu^**ile başlayan bir siz diyin dedektif ben diyim aksiyon veya gizemveya siyasi idealizm^*filminden daha iyi ne olabilir ki? siyah-beyaz?
  
  --- spoiler ---
  
  başrollerinde dolunay soysert'in ve cool don draper giyimli (ama alakaları yok tabii ki) arjantinli direnişçi abilerin oynadığı filmde don porfirio'nun fiziksel olarak doğu perinçek'e benzemesi şanssızlığını bir yana bırakırsak(bence, benzetmelerde unique olduğum için bu bir referans değil es geçebiliriz) sürekli mateiçme tatlılığı, "herrera'nın cesur olmaya ihtiyacı var" olması... stadyum öncesi silahli çatışma sahnelerindeki cami gibi duran efsane mekan ve o acımadan kırılan güzel küp.. en çok da açık renkli takımılar ve koyu renkli takımıların çatışmasıyla bezeli filmde, bir yerde her iki ekipten birer kişinin karşılaştığı yerin adeta satranç tahtası gibi göründüğü sahneye bitmiş vaziyetteyim. synopsisi okumasanız neyi niye niçin yaptıklarını asla anlayamayacağınız gerçeği böylece neyin önemli olduğu ayrışması öyle güzel ki.. ve "bir şehir insanlardan ibaret değildir".. yine aşkın, acının, melankolinin, sodadeın, tutkunun hakkını en iyi güney amerikalılar veriyordu.^*
  
  --- spoiler ---
  
  galiba bu filme aşık oldum.
  
  sözlerimi sarhoş olayazmış doktorun dizeleriyle yani aslında yine, yeni, yeniden borges ile bitiriyorum:
  
  başkalarına ızdırabın ateşi ve teri
  bana dört kurşun
  gün ağardığında
  manuel flores ölecek
  yaygın bir durumdur bu
  ölmek bir alışkanlıktır
  çoğu insanın sahip olduğu
  yarın mermi gelecek
  ve mermiyle, unutuluş
  öyle dedi bilge merlin
  ölmek doğmuş olmaktır
  yine de bana acı veriyor
  hayata veda etmek
  bu çok alışılan şeye
  çok tatlı ve çok tanıdık olana
  şafakta elime bakıyorum
  elimdeki damarlara
  tuhaf görünüyorlar bana
  sanki başka birininmiş gibi
  yolda neler, neler gördü
  bu gözlerim
  kim bilir daha neler görecek
  mesih beni yargıladıktan sonra
  
  başkalarına ızdırabın ateşi ve teri
  bana dört kurşun
  gün ağardığında
  
  edit: aşık olup çektiğim ve dizeleri tek tek kör olmak pahasına^* yazdığım bu şiirli sahne youtubeda varmış ^**. milonga de manuel flores^*