13 entry daha
  • güzel ve farklı gözüken ama yine ve malesef hollywood klişesi olmaktan öteye gidemeyecek bir sona imza atmış film.

    --- spoiler ---
    "kardeşim bu amerikalılar ne melek insanlarmış böyle, bir karıncayı bile incitmeye çekinen insanları var. taa başkanından en altta sıradan bir zencisine kadar. zenci menci deyip de geçmeyin (ya da afro amerikan diyelim ehehe) haa, amerika'nın havasını teneffüs etmişse melek olması yeterlidir" gibi bir mesajı adapte etmeye çalışıyor film.

    operasyonun beyni olan adamın, olabildiğince kötü gösterilmesine uğraşılmış. önüne geleni öldürüyor. arkadaşlarını, bu yola başkoyduğu yoldaşlarını bile şahit olmaması için yok ediyor veya ettiriyor. yani -eeee siz türkler nasıl diyorsunuz?- tam bir orospu çocuğu* görüyoruz ortada. amma velakin bu kadar cana kıyamakta beis görmeyen adamımızın, bir veledi ezmemek için girdiği o tür atraksiyonlara kargalar bile güler. eğer muro bu adamı görseydi diyeceği laf şu olurdu. "nalet olsun senin bu içindeki çocuk sevgisine!". niye filmi böyle bağlamaya çalışmışlar ki. saçma sapan bir durum olmuş.

    ben zaten seyrederken o çocuk sahnesine bile yeterince ifrit olmuştum. "bir amerikalı'nın içindeki çocuk sevgisini göstermek için senaryoya kıytırıktan bir anneli çocuklu sahne eklemişler" izlenimi uyandırdığı için de o çocuğu her görüşümde "gebersin(!) de kurtulalım" dedim. tabi filmlerde çocukların asla ölmemesi gerçeğinden haberdar olduğum için, filmin içine edebileceğini de aklıma getirmiştim. neticede de o veled-i zinanın yaptığı aşırı mallıklar ile filmin içine edildi.

    nasıl edildi bir bakalım. içinde yüksek çocuk sevgisi bulunan amerikalı eli kameralı adamımız, yavrucağı içinde çocuk sevgisi o kadar da fazla olmayan ispanyol bir polise teslim etmekle ondan kurtulduğunu sanarak yanılmıştı. polisin elinden nasıl ve niye kaçtığını anlayamadığımız gereksiz varlık anna da mallığın zirvelerine tırmanarak, yol ortasında arabaların geldiğini görünce yürümeyi değil de durmayı tercih ediyor. (gerçi niye yola çıktı orası da muallakta. kaldırımdan yürüsene be çocuk!). bir de bekliyor ki, birisi 50 m uzaktan koşarak gelsin de onu kurtarsın. neticede de öyle oluyor. saatte 90* km hızla kayan ambulansın önünden çocuğu "yürüyerek" çeken adamı görüyoruz. yahu öyle yürüyerek kaçılabiliyorsa eğer kayarak gelen arabadan, o mal çocuk da öyle yapsaydı ya donup bekleyeceğine! genelde bu tür sahnelerde kahraman kişi, hoplar ve uçarak kurtarır insanları ki süper esnek ve kıvrak hareket görürüz ve böyle yapmasa hayatta kaçamazdı deriz bir seyirci olarak.

    bir de bu sonu hazmedemedim ben arkadaş. zaten amerikan başkanı ölmedi diye deli oldum. adamlar amerika başkanını rehin olarak alıp ne yapacaklardı da öldürmediler orasını da bi söyleseydiniz keşke. başkanın ölmesini istememdeki sebep belki de içimizden birisi olan dr. jack shephard'ımızın teröristerlerden tarafta olması da olabilirdi. o yönden bile sempatik geldi adamlar.

    son olarak da çok kolay yakalandı başkan. tek adam, tak tak vurdu herkesi. kurtlar vadisi pusu'da kızdığımız sahnelere benzer şeyler oldu. koskoca başkanı koruyan adamlar öküz gibi öldü gitti. üstelik ispanya'daki her esmer insan, -ki muhtemelen faslı olanlar- ihanette baş rol oynadı. resepsiyonistinden kameramanına, berboyundan polisine kadar. "insanlar amerikalı değilse, asla güvenilmezdir ve içlerinde her daim ihaneti veya terörizmi barındırır. güvenmeyin ulan bunlara" alt mesajı çıkardım ben.

    --- spoiler ---

    ah ah ne güzeldi oysa film ilk başlarda. 11 14 ile bile kıyaslarım belki demiştim.
80 entry daha
hesabın var mı? giriş yap