1088 entry daha
  • henüz ünlü olmamış oyuncularla sahnelenmiş, sıradan insanların hikayesi. sıradan insanın olağan hikayesini izlemenin oranı epeyce düşük. 7 numarada senaryo başrol üzerinden yürümüyor, bilakis ekip birlikte yürütüyor. erkek öğrenciler, zeliha-vahit, asiye vb karakterlerde, yani köyden gelen grup daha açık yazılmış karakterler. ancak, armağan karakteri üzerinden fark ettiğim bir şey var ki, kız öğrenciler dizideki karakterleri ile gerçek hayattaki karakter geçmişleri aynı. tuba erdem'in bir röportajında, geçmiş yaşamıyla armağan'ın geçmişinin örtüştüğüne dair cümleler kurmuştu. hatta kendisinin de kuralcı, realist, katı vb gibi özelliklerinin de aynı armağan gibi olduğundan bahsetti. diğer kızlarda da var bu herhalde. onlardan bir cümle almadığım için herhalde diyorum. ama şöyle bir ipucu var ki, hepsinin soyadı gerçekteki soyadları ile aynı. dolayısıyla bir ihtimal diğer kız öğrenciler de gerçek karakterlerinden büyük izler barındırıyor.

    diziyi istemsizce 4'e ayırıyorum.

    ilk kısım: 1'den 13. bölümün sonuna kadarki, en iyi kısım. ahşap evin havası diziye yansıyor. karakterleri tanıma süreci ve ilk çatışmalar yaşanıyor. vahit ile zeliha'nın tanışması hikayesi bu kısımda su yüzüne çıkıyor. süratli bir şekilde de dış tehditler karşısındaki tepkilerini görüyoruz. dış tehditlere karşı sergiledikleri ortak tavıra ve birbirlerini sahiplenip desteklediklerine şahit oluyoruz.

    ikinci kısım: 14'ten sonra başlıyor, kötü karakterin ilahi bir güç * ile iyi olması ile son buluyor, yani 19. bölüm sonuna kadarki kısım. bence performans ilk kısımla yarışır. bu kısım, berat'ın sevimsiz hallerini izliyoruz. ancak, haydar'ın asistan olması, recep ile meryem'in kaynaşma süreci ve armağan'ın içinde saklı tuttuğu, haydar'a karşı hisleri ile ilk kez karşılaşıyoruz. ayrıca cücük sayesinde, vahit emmi batırdığı internet cafe işini mantı evine çevirerek büyük bir zarardan kurtuluyor. aslına bakılırsa bir nevi dönüşüm ve gelişim süreci yaşanıyor senaryoda.

    üçüncü kısım: 20. bölüm ile 75. bölüme kadarki kısım. 20. bölüm'de, vahit-zeliha'nın 20. evlilik yıl dönümlerini öğreniyor, onlara sürpriz yapan 7 numara halkının heyecanını izliyoruz. aslında bu bir nevi taçlandırma kısmı. dış ve iç tehditler yok olduktan sonra oluşan bir kutlama seremonisi.
    21. bölüm'den 25. bölüme doğru dizi 7 numara zeminine oturuyor. sonrasında ise diziden ziyade, her bölüm farklı bir konu, aynı karakterler ama ev halkı bütünü ile işleniyor. karakter gelişimi görmüyoruz. karakterleri detaylandırmak da göremediğimiz bir şey. sadece konu konu günlük hayattan hikayeler izliyoruz.

    dördüncü kısım: 75'ten son bölüme kadarki kısım. seyircinin ısrarı ile süregelen, oya yüce'nin senaryo ekibinden çıktığı kısım. duygusal bakınca, kötü diyemiyoruz. ama bana kalırsa, bu kısımda tempo fena halde düşüyor. izlerken zorlandığım kısım işte burası. akış zayıflıyor, kalite düşüyor. ve bir yeşilçam final bölümü ile noktalanıyor. neden böyle noktalıyorlar onu anlayabilmiş değilim. bence oya yüce'nin bitirişi efsaneydi.

    dizi komedi ağırlıklı, romantizm ve dram içerikli sahnelerin de olduğu bir yapım. örneğin zeliha'nın yalancı hamileliği ortaya çıkarken, ikili ilişkinin öfkeli ve üzüntülü tartışmasını açıkça seyrediyoruz. ardından zeliha eve geldiğinde yaşadığı depresyonu olabildiği kadar kısa ve net veriyorlar. ancak bu kadar. drama kısmı saman alevi gibi. mesela, asiye karakterinin çocuklarının olduğu ve çektiği hasret bir süre sanki yokmuş gibiyken, başka bir karaktere pas atmak (berat) için kayınpeder-kayınvalideye mektup yazdırırken görüyoruz. dram kısmı ansızın ortaya çıkıyor ve kayboluyor. sonra yine berat karakteri için ortaya çıkıyor ve tekrar kayboluyor. dava açmak, çocukları vesayeti altına almak üzerine bir senaryo işlemiyor. daha çok öğrencilerin ve zeliha-vahit'in ön plana zaman zaman çıktığı bir dizi seyrediyoruz.

    eğer oya yüce diğer karakterleri de eşitlemek ve tüm karakterlerin detayına inmek isteseydi çok daha farklı bir dizi seyredebilirdik.

    bir diğer konu da aniden beliren final bölümleri. 75. bölüm ile fantastik role play'in hikaye anlatıcısı * * oya yüce bitti diyor ve hikaye noktalanıyor. yahu bu insanlar üniversite okumak için istanbula gelmediler mi? bir iki kere sınav haftası sürecini izliyoruz. gerginliklerini görüyoruz ama o kadar. mezuniyet, mezuniyet sonrasına atıfta bulunma gibi hiç bir şey belirtilmeden bitiyor.

    muhtemelen, diziyi kırk kere (abartıyorum) baştan sona bitirdiğim için bütün bunları yazabiliyorum. yetmiyor, izliyorum ama keşke başka bölümleri de olsaydı diyorum içten içe. elbette bitmeli, tadında kalmalı. ancak komedi dizimiz/filmimiz o kadar az ki. özellikle komedi dizileri parmakla saymak çok kolay. bir de böyle başlamadan kaynaşmış bir ekiple çekilen tiyatral ağırlığı yüksek çalışmalar yok gibi bir şey.

    tüm bu saçmalamalarıma dizi ekibinden bir iki güzel insan denk gelir de okursa diye, son söz; iyi ki varsınız, iyi ki böyle bir çalışmayı bizlere bıraktınız. eğer fırsatını bulsaydım, arkadaşlarımı toplayıp 7 numara evreninde türlü hikayeler üreterek frp oynamak isterdim. kim bilir, kısmet. belki bir gün yeniden frp oynayan arkadaşlarım olur.
96 entry daha
hesabın var mı? giriş yap