• efendim, (ara: yeni başlayanlar için*) ekolünün tarafımdan icra edilen son ürünüdür.

    uzun zamandır dinlediğim, izlediğim, hayran olduğum bu şahsın, bu ekole uydurulmuş bilgilendirmesi de böyledir.

    robert bobby mcferrin junior

    asıl ismi yukarıda görmüş olduğunuz gibidir. bobby mcferrin, 1950 senesinin 11 martında, manhattan** da dünyaya gözlerini açmıştır. babası, robert mcferrin, o zamanların metropolitan operasına kayıtlı ilk african-american solistidir*. ailesi hollywood a taşındığında kendisi 8 yaşındaydı. ve o zamanların ünlü oyuncusu sidney poitier tarafından ücret karşılığı, filmindeporgy and bess şarkı söylemesi için çağırılmıştır. henüz 8 yaşındayken bu film için şarkı söylemiştir. aslında o zamanlarda, kendisi, klarnete hastadır, ancak şartlar gereği piyano çalmak durumunda kalmıştır. bobby, ergenlik döneminde rahip olmayı düşlemiş, ancak müziğin damarlarında akan kanda olduğu gerçeğini görmemezlikten gelemeyince o yöne yönelmemiş, müzikle ilgilenmiştir, dünya müziği açısından çokta iyi etmiştir! lisedeyken bobby mack quartet e girmiş, ardından ice follies ile birlikte ulusal müzik turuna çıkmışlardır. bu 4lüde piyano çalmıştır.

    bobby, uzun zaman piyano çalmaktan biraz sıkılarak, 1977 de piyanonun arkasından, sesini denemek için kalmıştır. 4 sene süren çalışmalardan sonra astral project** grubuyla birlikte new orleans ta çalmaya başlamıştır. bu grupta vokalistlik yaparken efsanevi caz vokalisti jon hendricks ile tanışmış ve birlikte turlara çıkmıştır. ek olarak aynı zaman zarfı içersinde eski bir caz vokalistinden bir müzik yatırımcısına dönüşen linda goldstein ile tanışmış, 1979 a kadar linda, bobby’nin hem menejerliğini hemde prodüktörlüğünü yapmıştır. keith jarrett in efsanevi emprövize konserlerinden çok etkilenmiş, prodüktörüyle birlikte deneysel – solo vokalisti olmaya yönelmiştir. aslında bu o zamanlar için, geleneksel yapıya ayrıkı olduğu için büyük bir adımdır, ve yapılması bir nevi meydan okuma olarak değerlendirilebilir. hoş, periyodlar ve akımlar halinde caz tarihini incelediğimizde, tıpkı bobby gibi bu zorluğun altına girmiş, ve caza yeni perspektifler ve yeni stiller getirmiş birçok müzisyeni görebiliriz. ki kendisine bu müzisyenlere yegane örnektir. bill cosby 1980 yılında kendisi için playboy jazz festival inde bir yer ayarlamış, bobby yaklaşık 1 saatlik bir performans göstermiştir. ***** 1981 yılında düzenlenen kool jazz festival da inanılmaz bir performans göstermiştir. zaten hemen ardından vokal kariyerinin ilk albümünü çıkarmıştır aynı zamanda ise tamamen emprövize solo konserlerine devam etmiştir. 1983 te ilk avrupa turuna çıkmış, yalnız başına, bir orkestra olmadan seyirciyi selamlayınca, ilk başta avrupa seyircisi ne olduğunu anlayamamış, ancak konser bitiminde, bobby’nin tamamiyle seyirciyi ve etrafta ne bulursa onu**** kullanarak sergilediği müthiş performansından sonra bu yenilikçi vokaliste hayran kalmıştır* bu çeşitli konserlerde performe ettiği şarkılar the voice albümünde toplanmıştır. bir süre sonra alman eleştirmenler tarafından “mucize ses” olarak addedilmiştir.

    1980lerde, vokal emprovizasyonunu ve seyirci etkileşimini geliştirmiştir. aslında, sahnede ki esprili ve sempatik tavrı ve zamanlaması, kasıtlı olarak zapt etmediği eğlenceli mizacı, her tarz müziği aşkla tonlamasıyla, bobby, sahne performansını bir adım öteye taşıyarak, performanstan alıp, adeta bir müzikal kutlamaya-paylaşıma, müzikal ayine çevirmiştir. 1985’te ilk grammy ödülünü manhattan transfer ile birlikte yaptığı another night in tunisia çalışmasıyla almıştır. diğer grammy ödülleri ise 1986’da bernard tavernier in round midnight çalışmasıyla ve 1987 de jack nicholson ile how the rhinoceros got his skin çalışmalarına verilmiştir.
    1988’de yine eşlikçisi olmadan tek başına emprövize olarak hollywood bowl’dan carnegie halle kadar ve elbette dünyanın birçok yerinde konserler vermiştir. ünü, artık müzikal ve fenomen haline gelmiştir. simple pleasures albümünü çıkarmış, böylelikle 1960’ların müziğine saygısını dile getirmiştir. don’t worry, be happy hiti ile efsaneleşmiştir. 1988’da da grammy ödülünü en iyi albüm ve en iyi şarkı olarak almıştır. don’t worry, be happy bobby mcferrin’in en bilindik, en popüler şarkısıdır. halbuki bu çok üzücü bir durumdur. keza, bahsi geçen şarkı, müzikal alt yapısı olsun, armonisi olsun, tamamen popülist öğelerle bezenmiştir. böyle bir şey neden gerçekleştirilmiştir, popülarite arayışından mı, ya da para kazanma hırsından mı bilemeyeceğim ancak mcferrin’in yaptığı tüm diğer işler, şarkılar ve çalışmalar göz önünde bulundurulduğu vakit, don’t worry be happy’nin aslında ne kadar traş, basit ve populist olduğu kabak gibi ortada olduğu için, kolaylıkla anlaşılabilir.

    bobby mcferrin, vokal kariyerine ilk başladığı zamanlarda bu kadar ünlü olacağını hiç aklından bile geçirmemiştir. keza, müzik ve onu geliştirmeye olan istenci ile deneysel olmak, ünlü olmak için çok büyük bir risk olduğundan bunun ispatıdır. mcferrin, kariyerinin ortalarında, müzikal gelişimini profesyonalize edebilmek için, leonard bernstein,gustav meier ve efsanevi orkestra şefi daha önce neredeyse hiç öğrenci kabul etmemiş olan seiji ozawadan dersler almıştır. hevesi, insanın içine işleyen neşesi, virtüözlüğü ile mcferrin’in gerçekleştirdiği tüm performanslar onu aynı zamanda dünya klasik müziğinin önde gelen isimlerinden biri haline getirmiştir. kendisi ilk olarak san francisco senfoni orkestrasıyla birlikte konser vererek 40ıncı yaş gününü sevenleriyle birlikte kutlamıştır. ardından hem arkadaşı hem de ünlü bir çellist olan yo-yo ma ile the hush albümünü kaydetmiştir. ki bu albüm billbordlarda 2 seneyi aşkın bir süre birinci sırada kalmıştır. 1995te st. paul chamber orkestrası ile birlikte paper music albümünü çıkarmıştır. genelde bilinen klasik müzik bestelerinden oluşan bu albümde, ilk kez orkestra şefi olarak kayıt ettiği ilk albümdür. bu albümden sonra, chicago senfoni orkestrası, cleveland orkestrasi, new york filarmoni orkestrası, philadelphia orkestrası leipzig gewandhaus orkestrası ve kendisine en son avrupa turunda eşlik eden viyena filarmoni orkestrasıyla birçok kez çalış ve turlara çıkmıştır.

    son yıllarda, bobby, doğaçlamaya olan aşkını, şeflik yeteneğiyle birleştirerek bir çok konser vererek seyircilerini defalarca büyülemiştir. eleştirmenler bunu “the next bobby mcferrin” olarak nitelendirerek destek olmuşlardır. kariyerine hem caz vokalisti hem orkestra şefi hemde eğitmen olarak devam etmektedir. elbette, tüm bu sahne hayatı ve kariyer dışında, eşi debbie mcferrin ve 3 çocuğuyla birlikte geçirmeye adamıştır hayatının diğer kısmını.

    geleneksel olmayan, yenilikçi olarak tanımlamalı bu şahsın kariyerini. bir kez olsun konserinde bulunan kişiler, zaten bobby’nin ister vokalist olsun ister orkestra şefi olsun, seyircilerin beklemediklerini vererek, onları şaşırttığı ve şenlendirdiği için onu hep böyle nitelendirirler. bobby, dünya müziğinde gerçekten nadir bulunabilecek, müzik stilleri ve genellemelerin çok ötesine kendi başına geçebilmiş bir efsanedir. ek olarak, unutmamalıdır ki, kendisi, tüm dünya müzik mirasını kucaklayıp, füzyon haline getirerek, sınırları aşmış, dünya kültürüne olan saygısını göstermiş ve mükemmel müziğiyle kendisini tarihe air titanyum* harflerle kazımıştır.

    bence en önemli özelliklerinden biri ise, sahnede sergilediği emprovizasyonlarının çoğu afrika kökenlidir. babasından ya da atalarından kalan bu mirası bu kadar iyi değerlendirebilmesi takdire şayandır. filhakika, o pek ukala, 60’lar sonrası caz ve caz stillerine pek aşina olan montreal seyircisini bile afrika ezgileriyle kendinden geçirmeyi başarmıştır. caz’ın kökeninde afrikanın olduğunu yine yeni yeniden göstermiş, eline geçen her fırsatta performansının orasına berisine sıkıştırarak seyirciye bu gerçeği unutmamalarını sağlarken, hepsini aynı zamanda da çoşturmuştur.

    diskografisi

    1982 – bobby mcferrin
    1. dance with me
    2. you've really got a hold on
    3. moondance
    4. all feets can dance
    5. sightless bird
    6. peace
    7. jubilee
    8. hallucinations
    9. chicken

    bobby’nin ilk albümü kendisiyle aynı ismi taşımaktadır. albümde eşlik olmadan solo olarak söylediği şarkılara nazaran, baterist h.b. bennett ve piyanist victor feldman eşliğinde de çalığı birçok şarkı vardır. peace ve dance with me en bilinen bestelerdir.

    1984 - the voice
    1. blackbird [lyrics]
    2. the jump
    3. el brujo
    4. i feel good
    5. i'm my own walkman
    6. music box
    7. medley
    8. donna lee
    9. big top
    10. we're in the money
    11. i'm alone
    12. a-train

    the voice albümü, tıpkı miles davis in kind of blue albümü gibi, caz tarihinin kilometre taşlarından biridir.bu bobby mcferrin’in hiçbir eşlik olmadan tek başına solo olarak kaydettiği ilk albümüdür. ki james browndan i feel good yorumu tadından yenmez!

    1986 – spontaneous inventions
    1. thinkin' about your body
    2. turtle shoes
    3. from me to you
    4. there ya go
    5. cara mia
    6. another night in tunisia
    7. opportunity
    8. walkin'
    9. i hear music
    10. beverly hills blues
    11. mañana iguana

    the voice albümünün yeteri kadar ses getirmesinden sonra, bu albümde hem solo hem de birçok ünlü müzisyen (bkz: herbie hancock)(bkz: manhattan transfer)(bkz: wayne shorter)* ile stüdyoya girmiş, another night in tunisia çalışması ile, en iyi caz vokali ve en iyi vokal aranjesi ödülünü almıştır.* müzisyenin bir de yine aynı isimli bir konseri vardır, dvdsi mutlaka alınmalı izlenmelidir..!

    1988 – simple pleasures
    1. don't worry, be happy
    2. all i want
    3. drive my car
    4. simple pleasures
    5. good lovin'
    6. come to me
    7. suzie q
    8. drive
    9. them changes
    10. sunshine of your love

    en bilinen hiti don’t worry be happy yle milyonlar satmış dördüncü albümü. drive ve good lovin’ çeşitli teknik vokalizasyonları ile insanı adeta kendinden geçirir.

    1990 – medicine music
    1. medicine man
    2. baby
    3. yes, you
    4. the garden
    5. common threads
    6. sweet in the morning
    7. discipline
    8. he ran all the way
    9. angry
    10. the train
    11. soma so de la de sase
    12. the 23rd psalm

    ismi gibi ilaçtır. bu albümde ilk defa voicestra ismini verdikleri 12 kişiden oluşan bir vokal grubuda eşlik etmektedir. albüm coğunlukla gospel ve latin izlerini taşır. babasınında dahil oldugu tüm şarkılar annesi içindir. common threads bir aids belgeselinde kullanılmış, eğer yanlış hatırlamıyorsam, bestenin kompozisyonunda lyle may yada pat methenynin parmağı vardır. ek olarak inatla belirtmek isterim ki, sabah sabah sweet in the morning dinlemek kadar güzel bir güne başlayış yaşamadım ben evet.

    1991 – play
    1. spain
    2. even from me
    3. autumn leaves
    4. blues connotation
    5. round midnight
    6. blue bossa

    chick korea ile birlikte canlı olarak kaydettikleri yenage çalışma. özellikle spain ve blue bossa inanılmaz olmuştur. caz severlerinde bileceği gibi, caz dünyasının klasik şarkılarını alıp, yorumlamışlardır. ama altını çizmek gerekir, şarkı söylemiyor bobby, çoğunlukla vokal – drumming throat singing yaparak besliyor müziği. örneğin spainde söz yok*

    1992 – hush
    1. grace
    2. andante from concerto in d minor for two mandolins (vivaldi)
    3. flight of the bumblebee (rimsky-korsakov)
    4. stars
    5. hush little
    6. vocalise (rachmaninoff)
    7. musette (j.s. bach)
    8. coyote
    9. allegro prestissimo from sonata for 2 cellos (barriere)
    10. ave maria (gounod/bach)
    11. howdown!
    12. air from j.s. bach's orchestral suite no. 3 (j.s. bach)
    13. goodbye

    bobby mcferrin’in arkadaşı yo yo ma ile yaptıkları, ilk klasik müzik kaydı. ave maria’yı defalarca kez sahnelerde seslendirmiştir. flight of the bumblebee deki performansı ile dudak uçuklatır.

    1995 – paper music
    1. overture to the marriage of figaro (mozart)
    2. menuet from string quintet no. 1 in e major, op.13, no.3 (boccherini)
    3. pavane (faure)
    4. minuetto & finale from pulcinella suite (stravinsky)
    5. concerto in g minor for 2 cellos, strings and continuo (vivaldi)
    6. scherzo from a midsummer night's dream, op. 61, no.1 (mendelssohn)
    7. first movement from concerto for violin, strings and continuo in a minor (bach)
    8. eine kleine nachtmusic, k. 525 (mozart)

    bobby mcferrin’in orkestra şefliği yaptığı ilk kayıtlı albümdür. st. paul chamber orchestra ile birlikte çalışmıştır. pavane yorumu müthiştir. bobby hem orkestrayı yönetirken hem de söyler, sonlara doğru normalde klarnetin olması gereken yerde bobby söyler ve öyle güzel bir nüans ile yerini klarnete bırakır ki, hangisi hangisi anlamakta zorluk çeker, hayran falan kalır, oha falan bile olabilirsiniz evet.**

    1996 – mozart sessions
    1. concerto for piano and orchestra no.23 in a major, k. 488
    2. concerto for piano and orchestra no. 20 in d minor, k. 466
    3. song for amadeus, improvisation on mozart's sonata no. 2 in f major k. 280/189e:ii adagio

    yine bir bobby – chick* çalışması. diğerlerinden daha farklı bir biçimde, bu klasik müzik çalışmasında, iki müzisyen kendilerinden bir şeyler katarak yorumluyorlar. böylelikle, mozart’ın o dayanılmaz müziğine bir de caz perspektifinden bakabiliyoruz.

    1996 – bang!zoom
    1. bang!zoom
    2. remembrance
    3. selim
    4. freedom is a voice
    5. friends
    6. heaven's design
    7. my better half
    8. kid's toys
    9. mere words

    bu albüm birçok farklı müzisyenin katılımıyla oluşturulmuş, bobby mcferrin’in inanılmaz vokal tekniğiyle süslenmiş bir albüm. fakat nedense benim bir türlü ısınamadığım albüm olmuştur bu.

    1997 - circlesongs
    1. circlesong one
    2. circlesong two
    3. circlesong three
    4. circlesong four
    5. circlesong five
    6. circlesong six
    7. circlesong seven
    8. circlesong eight

    bu albüm, mcferrin’ın gerçektende dünya müzik mirasını ve kültürünü kucaklayarak, onları bir üst seviyeye taşımaya çalıştığının adeta bir göstergesidir. circlesongs, yine voicestra korosunun, yani 12 farklı vokal disiplinlerinden gelme**** kişilerin mcferrin ile dünyanın farklı yörelerinden ayin ya da dinsel müziklerin füzyonunu icra ettikleri müthiş bir albümdür. eğer yanılmıyorsam, circlesong 2 bir iran sufii ayinini, 6 ise yahudilerin bir ayinini baz alıyordu. kesinlikle dinlenmesi gerekmektedir.

    2002 – beyond words
    1. invocation
    2. kalimba suite
    3. a silken road
    4. fertile field
    5. dervishes
    6. ziggurat
    7. sisters
    8. circlings
    9. chanson
    10. windows
    11. marlowe
    12. mass
    13. pat & joe
    14. taylor made
    15. a piece, a chord
    16. monks/the shepherd

    kendi albüm tanıtımında, der ki; beyond words bobby mcferrin’in müzikteki sihri bulduğu noktadır. yanlışta demez hani. keza, yıllarca süren turlar, dünyanın 4 bir yanına yapılan yolculuklar, ve kendi stiline harika bir şekilde ayak uydurabilme yetisine sahip olan, omar hakim, richard bona ile orta doğu, asya, avrupa, afrika, hint kültürlerine dair çok hoş ezgileri bulmak mümkündür. windows haricindeki tüm eserler kendisine aittir. özellikle invocation müzikte son noktadır benim açımdan!

    diğer kayıtları**

    1. journey to the one
    artist: pharoah sanders
    1980, theresa records
    track: "you've got to have freedom"

    2. vocal summit
    artists: bobby mcferrin, ursula dudziak, lauren newton, jeanne lee, jay clayton
    1982, moers music

    3. the young lions
    artists: various
    1983, elektra/asylum
    tracks: "b'n'w", "whatever happened to the dream deferred", "nigerian sunset"

    4. the best is yet to come
    artist: grover washington, jr.
    1982, elektra/asylum
    track: "things are getting better"

    5. tangents
    artist: chico freeman
    1984, elektra/asylum

    6. a tribute to thelonius monk
    artists: various
    1984, a&m records
    track: "friday the thirteenth"

    7. a night in copenhagen
    artists: charles lloyd quartet
    1984, manhattan/blue note
    track: "third floor richard"

    8. sportin' life
    artists: weather report
    1985, cbs
    tracks: "corner pocket", "hot cargo", "pearl on the half-shell", "ice pick willy"

    9. vocalese*
    artists: the manhattan transfer
    1985, atlantic records
    track: "another night in tunisia"
    (* grammy en iyi vokal ve en iyi vokal aranjmanı ödülü)

    10. watching my life go by
    artist: michael hedges
    1985, windham hill
    track: "the streamline man"

    11. dialects
    artist: joe zawinul
    1986, cbs

    12. the laziest gal in town
    artist: gal costa
    1991, bmg/ariola (brazil)

    13. heart's horizon
    artist: al jarreau
    1988, reprise
    track: "yo' jeans"

    14. strange angels
    artist: laurie anderson
    1989, warner bros.
    tracks: "monkey's paw", "ramon", "the dream before"

    15. back on the block
    artist: quincy jones
    1989, quest/warner brothers
    track: "wee b. doinit"

    16. duets*
    artists: rob wasserman and diğerleri
    1988, mca
    track: "brothers"
    (* grammy en iyi vokal ödülü)

    17. extra special edition
    artist: jack dejohnette
    1994, blue note
    bütün şarkılar

    18. dreamland
    artist: the yellowjackets
    1995, warner bros.
    track: "summer song"

    19. the other side of round midnight*
    artists: various
    1986 manhattan/blue note
    track: "what is this thing called love?"
    (* grammy en iyi vokal ödülü)

    20. round midnight*
    artists: various
    1986, columbia
    track: "round midnight"
    (* grammy en iyi vokal ödülü)

    21. the elephant's child*
    artists: bobby mcferrin & jack nicholson
    1987, windham hill
    bütün şarkılar.
    (*grammy en iyi çocuklar için yapılmış kayıt)

    22. the just so stories
    (how the camel got its hump; how the rhino got its skin)
    artists:bobby mcferrin & jack nicholson
    1987, windham hill
    bütün şarkılar.

    23. the music of disney's cinderella
    artists: various
    1995, walt disney records
    track: "bibbidi-bobbidi-boo"

    24. in my life
    artists: various
    1998, the echo label
    track: "come together" (robin williams ile birlikte

    25. rendez-vous in new york
    artist: chick corea
    2003, stretch records
    track: "armando's rhumba", "blue monk", "concierto de aranjuez/spain"

    26. little words
    artist:bela fleck
    2003, columbia records
    track: "ballade of jed clampett", "what it is"

    27. magic hour
    artist: wynton marsalis
    2004, blue note
    track: "baby, i love you"

    videografisi

    konserler

    1. spontaneous inventions (1989; 1989 ace cable ödülü)
    2. sessions at west 54th street (1997; voicestra ile birlikte)
    3. try this at home (1999)
    4. swingin' bach (2000)
    5. spirits of music (vols. 1 & 2) 2002
    6. live in montreal(2003)
    7. rendezvous in ny(2004; chick corea için misafir sanatçı olarak)

    film/video kayıtları

    1. son of the pink panther (1993)
    2. knickknack (pixar, 1989)
    3. common threads (1989; emmy award for best score)
    4. round midnight (1986)
    5. how the camel got his hump (1987)
    6. how the rhinoceros got his skin (1987)
    7. the cosby show theme song(1987)

    klip çektiği şarkılar

    1. good lovin’ (1988)
    2. drive(1988)
    3. don’t worry be happy (1988)
    4. opportunity (1990)
    5. the garden (1991)
    6. baby (1991)

    diğer*

    1. saturday night live (1988; konuk sanatçı)
    2. rhythms of the world (1992; peter gabriel ile)
    3. wizard of oz on ice (1996; host)
    4. in my life (1998; belgesel)
    5. beyond words* (2003; belgesel)

    yazarın son sözü

    binlerce kez sahneye çıkmış, 10 kez grammy almış, yenilikçi tarzı, kucaklayıcı yapısı, neşeli ve esprili mizacı, inanılmaz ses ve ses tekniğiyle milyonları binlerce kez coşturmuş, büyülemiş bir sanatçı olarak bobby mcferrin, eğer biri bana kalkıp sorarsa, “bu dünyada tanrının müziğini yapan birini göster” diye, ilk ve tek işaret edeceğim müzisyendir.
    bence, gerçektende kendisi tanrının müziğini icra etmektedir. 58 yaşında olması sebebiyle, aman bir şey olacak diye çok korktuğum yegane sanatçıdır.
    mutlaka dinlenmeli, dinletilmeli, türkiye’ye geldiğin konseri kaçırılmamalıdır. 200 ytl bile olsa inanın o paranın son kuruşuna kadar değecektir…

    (bkz: el emeği göz nuru)
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap