50 entry daha
  • enteresandır, ülke tarihinin dönüm noktalarından biri olduğu halde soyadı kanunu ve bu kanunun uygulanması ile ilgili doğru dürüst ne bir araştırma, ne de herhangi bir kitap/roman/film vb mevcut. halbuki toplumun bütün kesimlerini doğrudan etkilemiş, sosyal hayatı şekillendirmiş çok ciddi bir olay bu. gelgelelim, sadece "bizim sülale lakabı sidikliler ama, nüfus memuru yılmaz diye yazmış" falan gibi kulaktan kulağa aktarılan hikayeler, yahut dönemin aydın kesiminin eleştiri niteliğindeki bir iki yazılı metni var. ha, bir de refik halit karay veya aziz nesin gibi muhalefetini ince ince yapanlar mevcut ki, sayısı bir elin parmaklarını geçmez sanırım.

    nasıl çıkmış, nasıl uygulanmış, kimler çalışmış, ne tür bir altyapı kullanılmış, türk dil kurumu, türk tarih kurumu, üniversiteler bu konuda ne yapmış, örnek soyadları nasıl ve kimler tarafından belirlenmiş, nüfus müdürlüklerine liste falan mı gönderilmiş? bürokrasinin nasıl işlediğine az çok vakıf ve bu tip "bir gecede çıkmış" kanunların nasıl uygulandığına şahit olmuş biri olarak cidden merak ediyorum.

    tahminime göre, birileri oturup o zamanki ideolojinin ruhuna uygun olarak örnek bir liste oluşturuyor ve bunlar nüfus müdürlüklerine yollanıyor. ilgili memurlar da belirlenen tarih aralığında müdürlüğe kadar gelip "ben soyadı olarak şunu istiyorum" diyebilen herkesin kaydını yapıyorlar. geri kalanlar, özellikle kırsalda yaşayıp köyünden çıkamayan veya kendine soyadı seçecek bilince sahip olmayanlar da nüfus memurları veya dönemin yerel idarecileri/muhtarlar/ağalar tarafından o bahsettiğim liste dahilinde rastgele kayıt altına alınıyorlar.

    işte o dönem şehirlerde yahut en kötü kasaba merkezlerinde yaşayıp sosyoekonomik düzeyi az çok yüksek olan (üretime, ticarete ve sosyal yaşama yön veren meslek erbapları, tüccarlar, toprak sahipleri, belirli soy ve sülaleler vb.), dönemin "elit tabakası" olarak adlandırabileceğimiz ufak bir kesim kendi soyadını seçebiliyor.

    teorime göre, bugün bile soyadlarına bakmak suretiyle osmanlı dönemi uzantısı olarak cumhuriyetin ilk yıllarında bu elit kesimi oluşturan tabakanın temsilcilerini tespit etmek mümkün. meslek, köken veya sülale atıflı soyadı varsa tamam. helvacıoğlu, taciroğlu, uncular, hacı(x)oğlu, yazıcı, ketenci, kalemci, ağaoğlu, hekimoğlu, kadıoğlu vb.. işte bunlar hep dönemin varlıklı/nitelikli insanlarının soylarını devam ettiriyorlar. toplumun geri kalanına göre daha iyi imkanları olan, daha iyi eğitim, sağlık, beslenme şartlarına erişebilen ve sahip oldukları mal varlığı ile gelecek kuşaklarına bile iyi hayat şartları sağlayabilen aileler bunlar. ve gerek maddi gerekse de entelektüel anlamda birikimlerini kuşaktan kuşağa aktararak bir şekilde devam ettirmişler.

    geri kalan büyük çoğunluğa gelince..

    eh, işte bizler de o dönem nüfus idaresine gidip seçtiği soyadını kayıda geçirecek kadar basireti olmayan, köyünde ağanın/muhtarın karşısında el pençe divan durup bu okuma yazmayı dahi doğru dürüst bilmeyen insanların (tahminen) bir listeye bakarak adeta taşak geçercesine dağıttığı "yılmaz", "coşkun", "şahin", "aslan", "demir", "güven", "kaya", "çelik" gibi soy isimlere sahip çapsız atalarımızın nesillerini devam ettiriyoruz nitekim.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap