1016 entry daha
  • başladığım işi bitirme huyum var. ve bu röportajda, matthew'a bebekken verilen uyuşturucu niteliğindeki bağımlılık yapan ilaç ve annesinin çalışan ve oğluyla yeterince ilgilenmeyen bir anne oluşu kısmı da ilgimi çekmişti. annelerin çocuklar belli bir yaşa gelinceye kadar anne olmalarının, anneliklerinin birinci planda olmasının daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum ben de çünkü.

    alkole nasıl başladı, nasıl bağımlı oldu? - video

    matthew 2022'de anılarını bir kitapta topladı (bkz: friends, lovers, and the big terrible thing) ve bununla ilgili bir tur yaptı, söyleşiler verdi. bu sözünü ettiğim de bu söyleşilerden biriydi.

    matthew aslen kananalı. ottawa'da 14 yaşında, arkadaşlarıyla ilk içki içişini anlatıyor.

    en iyi arkadaşlarım, bir arkadaşın arka bahçesinde toplanmıştık. ne yaptığımızı bilmiyorduk, arkadaşlarım bira getirdi, ben de 1 şişe şarap getirmiştim. ben bütün şişeyi içtim... ve yere yattım, gökyüzüne baktım. hayatımda hissettiğim en iyi duyguyu hissettim ve normal insanların her zaman böyle hissettiğini düşündüm. ilk defa evdeymiş gibi hissettim ve çok sevdim.

    diğer insanların verdiği tepkiden daha farklı tepki verdim. normal insanlar biraz içer, biraz sersem gibi hisseder, evine gider ve ertesi gün de işlerine giderler. ben ise 3 hafta içinde ilk kez içki içsem hayat anlam kazanmaya başlıyor. böyle hissedince de "neden sürekli içmeyeyim" diyorsun.

    14 yaşındaydım ve herkesten farklı tepki verdiğimi, ya da neden böyle tepki verdiğimi bilmiyordum, anlamamıştım elbette. bana ne olduğunu anlamamıştım tabii ama bir sorunum olduğunun da farkındaydım. ve bu gelişen bir hastalık, zaman geçtikçe, yaşlandıkça ilerleyen, gittikçe daha kötü olan bir hastalık.

    bu 14 yaşında arkadaşlarımla içtiğim ilk günden sonra, hemen ertesi gün yine içtiğimi düşünmüş olabilirsiniz. hayır, içmedim. ama zaman geçtikçe, 18, 19, 20 yaşlarıma geldikçe içmem hızlanmaya başladı. her akşam içmeye başlamıştım. ve içki içmem bir sırdı. arkadaşlarımla içiyordum, sonra eve geçiyor onlarla içtiğimden daha fazlasını içiyordum. ve dönme dolap gibi gittikçe hızlanan, iniş çıkışlarla dolu bir yola girmiştim.

    soru: çok başlangıçta, çok küçük bir bebekken, uyuşturucu ilaçlarla bir deneyimin oldu değil mi?

    matthew: size bir şey anlatayım, ve ebeveynlerimi bu konuyla ilgili herhangi bir şekilde suçlamıyorum. çok ağlayan bir bebekmişim ve durmadan ağlıyormuşum. ebeveynlerim beni bir doktora götürüyor, doktor eski usul klasik bir doktor, beyaz önlük giyenlerden. ve doktor, 'eğer bebek ağlıyorsa, ona sadece bu ilacı verin' diyor. onlar da 'tamam' diyor. bana bir ilaç veriyor ve bu ilaç phenobarbital / fenobarbital. oysa bu çok ciddi bir ilaç ve çok ciddi bağımlılık yapan bir ilaç. ben 30 günlük bir bebeğim ve bu ilacı 30 gün boyunca vermişler bana.

    benim fotoğraflarım var o zamandan, ve resmen sarhoş gibi görünüyorum, yüzüm falan sarhoş gibi. ve ailem gülüyor fotoğraflarda, herhalde sarhoş bir bebek komik görünüyor olmalı. ama bu ilacın, benim uykumu hayat boyu etkilediğini, bozduğunu düşünüyorum, çünkü hiçbir zaman iyi uyuyamıyorum. ama ben de ebeveyn olsaydım 1970'de, bana da bu ilaç doktor tarafından verilmiş olsaydı ve bebek ağlamayı kesseydi, ben de kullanırdım muhtemelen. ama bugün 'al bu ilacı kullan' deseler bebek için, "kafayı mı yediniz siz? derdim.
    *
    matthew'ın kitabı bestseller oldu bu arada çıkar çıkmaz geçen sene. çünkü ilk kez bağımlı biri tarafından yazılmış, bağımlı bakış açısını yansıtan bir kitap olmuştu bu anlamda. ama ben buraya bir not eklemek istiyorum. bizde bunu yapan bir kişi olmuştu. yazar halit çapın, 'bay alkol'ü takdimimdir' ismiyle kendi alkolizmini anlatan bir kitap yazmıştı. kitap daha sonraki yıllarda tv dizisi de olmuş ve çok dikkat çekmiş, izlenmişti zamanında.
    *
    zayıf bir insan değilim, çok güçlü ve dayanıklı bir insanım ama bu bir hastalık. 'sadece bırak' dediklerinde, suratlarına bir yumruk atmak istiyordum, öyle bırak demeyle bırakılmıyor, bunun zayıflıkla ilgisi yok, bu bir hastalık.
    *
    şu andaki kanada başbakanı justin trudeau'nun babası pierre trudeau'da da zamanın kanada başbakanı. ve matthew'ın annesi de başbakan için çalışıyor. halkla ilişkiler falan gibi bir iş yapıyor. kadın çok güzel, havalı ve aktif bir kadın. ve çocuğuyla yeterince ilgilenemiyor, çünkü çalışıyor. matthew burada, şimdi o konudaki duygu ve düşüncelerini anlatıyor.

    soru: annen, kanada başbakanı pierre trudeau için çalışıyordu. ve sen "en karizmatik adam annemi gündüzleri benden çalıyordu" diyorsun kitapta...

    matthew: annem, başbakan pierre trudeau için the west wing'deki allison janney gibiydi... kendi çapında bir ünlüydü annem de... büyük bir balo salonuna giriyoruz... annem önde yürüyor, bütün görkemi, ışıkları ve ilgiyi üzerine çekiyor, ben de bir kaç metre arkada yürüyorum... aklımda hep bu görüntü, imaj var...

    benim bütün isteğim ise annemin benimle ilgilenmesiydi, bana dön, bana bak, beni gör, benimle ilgilen, bana odaklan, bana yardım et, bana eşlik etmene ihtiyacım var... ben daha çocuğum... annem bunu hiçbir zaman yapmadı...

    ve ilerleyen yaşlarımda şunu farkettim ki... bu da bağımlılığın bir parçası, hala benim için vakti olmayan insanın, bana vakit ayırmayan insanın ilgisine ihtiyacım var, onun ilgisini istiyorum... bu da bir uyuşturucu, bir bağımlılık gibi benim için...

    annem tabii ki yanlış bir şey yapmadı, sadece işini yapıyordu ama benim de bir çocuk olarak ona ihtiyacım vardı ve bu beni üzmüş, acıtmıştı...
    *
    kanada başbakanı justin trudeau ile beraber büyüdük gibi evet... ve başbakan justin trudeau'yu dövdüğüme dair bir hikaye var, doğru... ama bunu arkadaşlarım anlatıyor, onlara sorun yine...

    hatta başbakan da buna cevap verdi bir seferinde twitter'da... ve beni yeni bir dövüşe davet etti.... ben de ona "senin kendine ait bir ordun var, tamam sen kazandın, dön ve işine bak, ülkenin sorunlarıyla ilgilen, bana yazmayı bırak" diye cevap verdim...
    __________
    kendi annen bile yanında kalmıyor ve ilgilenmiyorsa, kim seni sevecek ve ilgilenecek?

    kocaman ve boş bir evin var, anne baban hayatta ama herkes kendi hayatında. kalbinin attığı kız da seni sevmemiş zamanında. jen'den sonra sevmemiş bence. birkaç sene önce bir nişanlanmıştı falan ama fasa fiso işler tabii onlar.

    matthew, jen için anlatıyor: gelirdi ve ben "selam, seni görmek güzel" derdim.. sonra kendi giyinme odama geçerdim ve "ahh, hiçbir zaman, hiçbir zaman onunla birlikte olamayacağım" derdim... - ig ig

    çok çok üzücü, ölüm haberi geldi. #158223846
    bağımlılıktan kurtulmak için 10 milyon dolar harcadı. #158247131
    dizi arkadaşlarından kısa taziye. #158293146
    (bkz: matthew perry/@theriver)
168 entry daha
hesabın var mı? giriş yap