48 entry daha
  • buda böyle bir anımdı tadında olacak;

    2009 temmuz sabahı bodrum güllük'den balıkesir dönüşünü gidişinde de olduğu gibi otostop ile yapıyorum. söke'de çok bekledim. olması gerekenden fazla idi. bir fransız çift aldı. yarım yamalak ingilizceleri ile güle oynaya kuşadası'na kadar geldik. kuşadası'nda indim. 5 dakika sonra 63 plaka bir kia araç durdu.

    -baboş nereye gidiyorsun?
    +balıkesir abi.
    -(uzaklara bakarak 5 sn. düşündükten sonra) tamam gel ama önce bir kaç işim var kuşadası'nda. onları halletikten sonra durmadan gideriz. ben istanbul'a kadar gidiyorum.
    +yok abim ben sana ayak bağı olmayayım ne de olsa başka bir araç durur.
    -yok be baboş ne ayak bağı atla hadi.

    bindim. isim, memleket, iş okul sohbeti geçti. bursa'lı olduğumu söyledim. 40 küsür yaşlarında temiz yüzlü bir adamdı. ilk gözüme çarpan araçta, sağ kapının gözünde duran kocaman ekmek bıçağıydı. adam bagajında (muhtemelen uçurma) yığınla motosiklet bujisi ile çıkmış yola. buralara ilk defa geldiğini söyledi. arabayı da yeni almış sanırım. kuşadası sanayisi'nde bu bujileri satacakmış, en başta bahsettiği iş buymuş. gittik sanayiye. kimseye kakalayamadı bujileri. tanesini bir liradan bırakıyordu. teşhir amaçlı konsolda tuttuğu bujilerden birini heyecanlı bir makine öğrencisi olarak isteyecektim yolculuğun sonunda. ancak, sanayiden çıktık ve başladı olaylar;

    -benim memelektli arkadaşlar var burda. yemek hazırlayacaklardı. aç mısın?
    +yok abi sağol, sen ye madem, ben seni beklerim.
    -lan oğlum gelsene yersin kebap mebap.
    +yok be abim sağol.
    -eh sen bilirsin.

    kuşadası liman'da durduk. 20 dakika sonra gelecekti alacaktı buradan devam edecektik. 15 dakika sonra geldi elinde şeftaliyle " senin için pazardan aldım bunu" dedi. "la havle" dedim içimden. almadım tabi "miğdem biraz bozuk" dedim. yemeğin biraz geciktiğini söyledi ve geri gitti. bende bu arada çay içiyorum, ufka bakarak süper derin düşünceler eşliğinde sigaramı tüttürüyorum. akabinde eleman geldi. arabada önde bir ufaklık vardı. 500 metre ilerde bir yere bıraktı. arka koltuğa oturmuştum haliyle. ben ise arka koltukta uzanarak uyuyacağımı sandığım anda "gel öne" dedi. "hay" dedim "sokayım". geçtim öne. çıktık yola. "istersen yatır koltuğu rahat edersin" dedi. "yok" dedim "sağol". kuşadası'ndan yavaştan çıkıyoruz;

    -ya baboş, bu bursalılarda niye böyle top mop çok fazla oluyor?
    +(standarttır işte otostopta bu muhabbetler diyerekten) abi, bir zeki müren var bilmem ne ebele hübele...
    - ne bileyim hep öyle duyuyoruz görüyoruz diye sordum.

    başka muhabbetler girdi araya. sonra;

    -kız arkadaşın var mı?
    +var abi 3-4 senedir.
    -(gayet rahat) sikişiyor musunuz?

    yemin ediyorum ne cevap verdiğimi hatırlamıyorum. biraz maço bir şekilde geçiştirdim. oysa ki adama şu cevabı versem orgazm olacak sanırım, o şekilde sordu resmen; " off abi emmeli gömmeli hemde, grup filan da yapıyoruz istersen sen de gel?"

    ben artık sıkılmaya başlamıştım. sağımda duran ekmek bıçağını yavaştan düşüncelerimin arasına ister istemez katmaya başlamıştım. bu sebeple de saçma bir soğuk kanlılık çökmeye başladı üstüme.

    kuşadası'ndan çıkmıştık artık. gene aradaki karısını çocuğunu urfa'yı filan anlattığı başka bir sohbetten sonra;

    -peki baboş, bu geyler neden böyle oluyor, yani bir erkeğe nasıl ilgi duyuyorlar garip değil mi?
    +(hönk) (mantıklı açıklamalar) abi, işte tercih meselesi, insanoğlu çok karmaşık bir hormonel yapıya sahip. olabiliyor. geçirdikleri tramvalar, yaşadıkları olaylar. saygı duymak lazım tabi vs vs.
    -haaa. bende merak ediyorum da o yüzden sordum. temiz bir çocuk denk getirsem denemek isterdim
    +saygı duyuyorum ( böyle bir şey dememiştim. o sinirle ve şaşkınlıkla gene muhtemelen mantıklı açıklamalar filan kasmıştım sanırım. ama saygı duymadığımızda sözlük tarafından ahlak polisi filan oluyoruz. neme lazım (bkz: #18803853) (bkz: #18788088) )

    konu kapandı orda, aydın otobanı'na girmeden bir benzinlikte durduk. lpg almaya indiğinde, beline dikkat ettim. silah bilmem ne bir şişkinlik var mı diye. yoktu. araba yıkayan çocuklara 50'lik attı ayrıca. büyük sevap(!). bindi arabaya. telefonu çaldı. kürtçe konuştu. anlayamamak, içinde bulunduğum garip durum yüzünden daha da berbat bir şeydi. devam ediyoruz. ben saçma salak bir şekilde her ihtimali düşünüyorum. o bıçağı kullanmak durumunda kalır mıyım? o durumda gerçekten de kullanır mıyım? gibi sorular yöneltiyorum kendime, cevaplıyorum. bakıyorum adama, saflık var gibi, ilk defa geldiğini söylüyor buralara. arabasını yeni almış. parayı yeni bulmuş olmalı. birileri ölmüştür para kalmıştır gibi bir hali var. adam geyler niye böyle diye sorarken kibar. koltuğunu yatır istersen rahat edersin derken gayet kibar. öküz gibi olmamak için kasıyor. yani bana karşı davranırken oturaklı ve planlı değil. ya herif bana pazardan şeftali almış, romantik yapıyor yani.. şu ana kadar hiç kontrolü eline alamadı zaten alamayacak da.

    otobana girdik, hız sınırlarını hiç aşmıyor. fena da kullanmıyor hani.

    insanlar heyecanlı bir şeyler anlatırken ya da öğüt nasihat verirken, özellikle de araba kullanırken yolcu koltuğundaki insanın bacağına omzuna şöyle bir dokunurlar. bunda kötü bir durum yoktur ancak radyonun sesi kıstı ve sol bacağımı okşamaya başlamadan şu cümleyi kurdu;

    - bak şimdi senle, yanlış anlama da (neden yanlış anlayayım ki) ( eli attı ve başladı sıvaza) iki arkadaş, dost gibi sevişsek senin için bir problem olur mu?
    +(o elini öyle bir çektim ki ordan sol pencereden dağlara tepelere fırlayacaktı eli) ( inanılmaz karizmatik ve sert ses tonuyla) sen napıyon lan ters bana abicim.
    - ( şaşkın ve üzgün bir şekilde) tamam ya baboş sinirlenme. sadece sordum. zorla yapacak değiliz ya.
    + heralde zorla yapacak değilsin. yok abicim bana ters.

    aslında metal kabın içinde ısıtılan canlı fare kadar panik halindeyim. ama renk vermiyorum. gayet sakinim, biraz da "ulan senin gibi kaç tanesini gördük" havası katmaya çalışıyorum oturuşmla, hareketlerimle. kız arkadaşıma da mesaj attım. arabanın plakasını filan sordu, insene dedi. şarjım azdı söyledim, bana ulaşamaması sonuçta bir şeyi kanıtlayamazdı. yani yanlış olurdu. ama dedim böyle böyle 63 plaka kia mia.. "acele etme" dedim "ulaşamazsan". onu da rahatlatmak için ki zaten ben işte rahattım adam sevişelim mi diye soruyor ne bileyim " sikişelim, yalaşalım, takılalım" değil. romantik yapıyor kendince. kız arkadaşımı da rahatlatmak için, " ne oldu lan kıskandın mı inmemi filan istiyorsun" yazıyorum. bu arada başka konulardan sohbet ediyoruz herifle. muhtemelen de telefondan birilerine haber verdiğimi de anlamıştır. o kadar da salak olacak değil ya. mesela telefonu bu konuşmadan sonra elime alıp mesaj yazmaya çalıştığımda gayet; "nabıyon lan haber mi veriyorsun polise molise bilmem neye" deyip agresif yapacak olsaydı o anda yapardı. başka sohbetler filan, ama herif eminim hem tırsıyor belli hem de kıl kapıyor benim rahat konuşma şeklimden. biraz geçtikten sonra;

    - ya bak, açık açık söyleyeyim. durduğumda seni almak için şöyle bir düşünmüştüm ya; yolda bir şeyler yaşarız vakit geçiririz, bir şeyler paylaşırız diye düşünmüştüm. yani senin için problem yoksa yapalım yani ne kaybediceksin ki?
    + abi anlamıyor musun? işim olmaz öyle işlerle. bana ters ( içimden de amına koyim)
    - peki diyorum ya zorla yapmıcaz heralde.

    bir de düşündüm, saçmaladığım şeylerden birisi - arabadan inmemem dışında tabi- habire "bana ters" demem. bana ters ne lan? adam dese " ha işte bende tersten istiyorum" ne diyeceğim anasına..

    otobandayız hala. orman yangını var uçaklar geliyor geçiyor. yanan tepelerin karşısında araçlar emniyet şeritlerinde durmuş 50 araç filan vardı. inmişler izliyorlar. bu insanlar ağlıyorlardı. şu anda bile o olayı düşününce tüylerim diken diken oluyor. çok rahat ağlayabilirdim o görüntü karşısında. ama malum, bir yerde de kendisinden sorumlu olduğum bir "backside'ım var. bizim hıyarın şeyinde değil tabi orman yanıyor, o oluyor bu oluyor. kafasında çocuğu nasıl kandırabilirim planları dolaşıyor muhtemelen hala. velhasıl, seksli sokslu şeyleri böyle 5-10 dakka arayla soruyor, konusunu açıyor;

    -yani diyorsun ki şimdi, olmaz, ama neden?
    +(lafını bitirmesine izin vermeyerekten, en piskopat ses tonuyla) bak abi, sen benden istediğin, düşündüğün öyle planını yaptığın hiç bir şeyi alamayacaksın, hiç uğraşma. öyle dakika başı soracaksan da bırak ineyim. insanlığını yapıp gideceğin yere kadar götüreceksen de amenna. ama diyorum öyle baştan düşündüğün hiç bir şeyi yapamayacaksın. benimde sabrım taşıyor.
    -(hayal kırıklıkları, hafif korkmuşluk. sonuçta herif aşık olmuştu bana, ki benim favorim burası) tamam kızma ya baboş. anladım. tamam, sen hiç bir şey yapma, ben sadece senin çükü elleyeyim, olmaz mı?
    +(sinir bozukluğu ve şaşkınlıkla gülmemek için kendimi zor tutarak ama ister istemez renk vererekten) abi sen ne yaptın ya? senin karın çocuğun yok mu? vs vs. çok sağlam ayarları verdim.

    bundan sonra zaten rahatladım. bu nasıl bir mantelitedir. ben bir şey yapmayacakmışım o benim çükümü elleyecekmiş. o zaman tamam angelina jolie de bir şey yapmasın ben sadece onun memeleri popoyu elleyeyim. süper olurdu lan. tey tey..

    ama hala aslında yolun başından beri tek tırstığım şey, herifin bir yere sapması, belki kuşadası'nda yemek yediği memleketlileriyle bir tezgah hazırlayıp, beni kıstırmaları ihtimali. sonuçta bu lavuk tek başına iken ve o bıçak ordayken, ne pahasına olursa olsun ben çömleği kırdırmazdım. ama çekti bir yere diyelim, fazladan da 2 tane öküz olursa orda gerçekten bir bukkake gangbang tarzında şeyler hiç yaşanmamış gibi yaşanabilirdi.(cümleye gel)

    gidiyoruz otobanda hala. şöyle bir gözleri kapandı, araç bir sendeledi. ayı kendi de farkına vardı. yani uyudu şöyle bir bana baktı sonra. kimisi seksten sonra güzel bir uyku çeker, kimisi de partneri tarafından red edilip o gece hayal kırıklıklarıyla kötü bir uyku uyur ya hani.. 2 dakka sonra

    -sen araba kullanmayı biliyor musun?
    +evet biliyorum ama ehliyetim yok
    -yani benim gibi götürebilir misin arabayı?

    normalde otostop yaparken gençlerle filan bu olayı konuşuruz, otostopta alan arabayı kullanırmıyız diye. tabi ki de hayır kullanmayız derdik. sonuçta araba çalıntıdır, bagajda o vardır bu vardır, bin bir türlü bela sonuçta ancak sonuçta araç ile birlikte iyice rahatlayacaktım; "heee" dedim "götürürüm". geçti arkaya. baktı en başta bir nasıl kullanıyorum diye. ikna olunca arka koltukta duran sırt çantamı yastık yaparak uzandı koltuğa. yeni araba, uzun yol, radyo, sigara. gerçi ilk çalan şarkı harbiden sevişmeden uyumayalımdı. ah dedim kendi kendime sokayım bu güzelim şarkının hatırası bu mu olacaktı. herif horluyor arkada. ben de kesiyorum arada, benim çantayı koklayıp koklayıp kendine bir hand job muamelesi yapıyor mu diye. herif camışlar gibi uyuyor. ben bir benzine bir gaza alıyorum arabayı, takılıyorum. akhisar'da uyandır demişti. sert frenle uyandırdım lavuğu.. bujileri sattı hepsini lavuk. ordan devam ettik allahtan gene arkada uyudu bıçak orda hala en niheyetinde. balkes merkeze geldik. uyandırdım. ;

    -geldik mi?
    +geldik abi.
    -sen delikanlı bir çocuğa benziyorsun da bu küpeler niye ?
    +ondan bundan..(mantıklı açıklamalar kuşağı)
    -anladım haa. şimdiki gençler böyle. bak bu kartım. sizin üniversitede kızlarla sikiş ortamı oluyordur. ara hemen gelirim bak.
    +(çantayı aldım arkadan kontrol ettim. mp3, kamera filan yerinde mi diye) peki abi ayıbettin. hadi eyvallah.

    arkasından sesli bir şekilde bastım küfrü tabi.

    bir sürü sonuç çıkarılabilir. binlerce km yol yaptım otostop ile. 100 lerce araç değiştirdim. ama bu tarz bir olay bir kere oldu. bu hikaye bu kadar uzunda olmayabilirdi. yazamıyor dahi olabilirdim. ya da utancımdan anlatamıyor da olabilirdim.

    bilmiyorum, duyulanlar, görülenlerden, ülkemizin bazı kısımlarında ki daha çok kırsal bölgelerde hayvanla ilişkiye girmek oğlancılık vb. buna benzer sapkın durumlar gayet yaygındır. sanıyorum oralarda bu işleri bu öküzler rahat yapabiliyor. ya da çocuk bir kızı seviyor, başlık parası istiyor kızın babası veremiyor. ama başka bir kadına da el süremiyor herif. nabacak başka?

    herifin allah belasını versin filan demek yersiz, kabul ettiğimden değil yaptıklarını falan tabi ki, ama kendince iyi bir niyetle de yaklaşıyordu. yani cahil. cahillik onun suçu mu? cehaletinin sebebinin ne olduğunu söylememe gerek bile yok..

    bu da böyle bir anımdı işte. otostop, defalarca kez yapıp böyle bir olayın başıma gelmesi sebebiyle güvenli sayılabilir. ama birinin daha ilk yaptığı otostopta belki de daha büyük belaların içine düşmesi de ihtimal dahilinde. ama demek istediğim otostop ne yazik ki memlekette hala recep ivedik filmlerinde olduğu gibi görülüyor. hele kamyon olayını anlamıyorum. elbette yavaş olması sebebiyle vs. son tercihdir kamyonlar ancak en kral adamlara hep kamyonda denk geldim.

    korkmak yersiz, tedbiri elden bırakmak ise hepten yersiz. unutmamak gerekiri otostopçunun korktuğu kadar, alan kişininde korktuğu bir gerçek.. ne yazik ki..

    son olarak, buji bu yaşanan olaydan sonra hatıra olarak alınacak en son şeydir nitekim de almadım. (bkz: buji)

    ayrıca sözlükteki kızlara da selam olsun madem, herif temiz bir çocuk arıyordu, bu kadar bir olaydan sonra kimse benim temiz bir çocuk olmadığımı düşünmesin. hahay..
135 entry daha
hesabın var mı? giriş yap