59 entry daha
  • bir woody allen klasiği bence.
    ilişkileri sorgulamayı, değerlendirmeyi biliyor bu adam. romantik ya da mantısal bir yaklaşımla değil sadece, hem romantik hem mantıksal bir biçimde. olduğu gibi anlaşılmasını istiyor ilişkilerin. bu gerçeği arayan tavrı, onu her filminde bu konuda bir şeyler söylemeye itiyor, söyleyeceği bitmiyor, sanırım hiç bitmeyecek bu konuda bilmediklerimiz ve tabii ki söyleyeceklerimiz.

    bu filmin ancak yaşayanların başına gelebilecek hüzünlü bir kaç noktası var.

    --- spoiler ---

    birinci ve en etkilisi sanırım, alvy'in annie ile yaşadığı ıstakoz sahnesinin tekrar ama bu sefer başka biri ile yaşanması ve sonucun hiç de eğlenceli olmaması. o zamanlar annie'ye biraz da "tafra" yapan alvy, bu sefer aynı yaklaşımı göremiyor bu yeni insanda. bekliyor, beklediği için de eğlenceli olmuyor. bu feci bir hata zaten, tüm ilişkilerde herkes bundan kaçınmalı. insanlardan gözlerinin içine bakarak bir davranışta bulunması. insanlar sırf istediniz diye sizin istediğiniz gibi davranmaz, ne kadar çok ne kadar temiz isteseniz de durum böyledir. hayran olduğunuz filmi birlikte izlemek, aranızda bir yüzük takma niyeti ya da kadınlar için bir evlenme teklifi almak gibi. siz istersiniz, büyülü olsun, olmaz; istediğiniz gibi davransalar da bunun suniliği sizi bile tiksindirir. çünkü biz olayın özel olduğunu sanırız, oysa özel olan sadece o andır, iki insan için o an'ın şartları oluşmuştur. gülünecektir o an, gülünür, duygusal bir orgazm yaşanacaktır, yaşanır; ama siz bir şeyler yaşadınız diye mutlu oldunuz diye , yenisi olmaz, buna kanmayın.

    ikinci alvy'nin dönüşü, evlenme teklifi. anlaşamadıkları ortadadır, belki de harun korçak haklı diye düşünür alvy, düşünür ve "durmaksız süren o kavgalar, meğer aşkın cilvesiymiş" der. razı olur kavgalara. birine bağlanma hissinin en güzel örneği bu bence. anlaşamazsın, anlaşmazlığın büyüdükçe büyür, yorulursun, ayrılık kurtuluş gibi görünür, mantığın söylediği gibi kalp de ayrılık diye söylenmeye başlar ama sonra yeniden düşünürsün ve ayrılırsın. ama sonra yeniden, alvy'nin filmin başında yaptığı gibi düşünüp tüm parçaları oturtmaya çalışırsın kafanda. bu tam bir hüzündür, biten ilişkiye sarılırsın daha önce annie'nin yaptığı gibi ama erkek bu durumda çoğunlukla kadın kadar çekici olmaz. kadın ve erkek arasında hep görülen bir farktır bu. alvy dönüp annie'ye evlenme teklif ettiğinde annie kabul etmez ama annie alvy'yi gece yarısı arayıp evindeki böcekleri öldürmesini istediğinde alvy gelir, böcekleri öldürür, sonra yeniden ilişkileri başlar. böyledir maalesef.

    üçüncüsü, hayallerinin aşkı değildir, kusurları vardır bir sürü, ama onun yanında bir keyif bir tat alırsın yaşamaktan. başkaları, başka alanlarda başarılı olsalar da, daha entellektüel olsalar da, yerini doldurmaz o kusurlu kimsenin. çünkü açıkça söylemezsiniz aşkınızı, ölmezsiniz ama seversiniz, diğer insanları sevmemişsinizdir bile.

    dördüncüsü, ilk karısı ile olan cinsel yaşamında ilişkiden kaçmak için düşündüğü şeyler gibi annie olan ilişkisinde de kendisinden kaçılması. bir tarafın kaçanı olurken, diğer tarafın kovalayanı. bu da hayatın acıklı bir gerçeği; hepimiz aşık olduğumuz insanların gözünde zavallılarız ve bize aşık olanların gözünde büyülü mucizeler.

    --- spoiler ---

    bir de woody allen'in metin şentürk'ün görme engelli oluşunu hatırlatan esprileri gibi, yahudi olduğuna dair espirileri. bir insan dininden gurur duyabilir, bunu ifade etme gereği duyabilir. kabul. ama bu kadarı da itici oluyor, yahudi düşmanlığı ile bu şekilde mi savaşıyor diye düşünmüyor değilim.
153 entry daha
hesabın var mı? giriş yap