209 entry daha
  • --- s02e12 spoiler ---

    ters köşe üzerine ters köşeye yatırma sanatının en şok edici şekilde icra edildiği bölüm olmasının yanında taşıdığı ağır atmosferden ve hikayenin eski formunun sona erişinin getirdiği felaket sonrası ilk gündüz sessizliği tadından dolayı herhangi bir duygusal dışa vurum hissettirmeden, içten içe kanatarak, ürperterek sürdü ve noktalandı. şaşırma durumuna yabancılaştıran bir donukluk hakimdi olayların işlenişinde, bunu kötü bir eleştiri olarak değil, belirgin bir farklılığın varlığı açısından söylüyorum. bölümün finalindeki aşırı optimist tablonun meraka ve gizlenmiş karamsarlık izlenimine olanak tanımaması dışında bölümü oldukça beğendim. ama boardwalk'un diziye nazaran bölümlere ayrılmış dönem filmi kurgusuna yaraşır anlatısında da bu seçim gayet anlaşılabilir bir durum.

    chalky white cephesinde uzun süredir arzulanan sonuca ulaşmanın mutluluğunun hakim oluşuna şahit olduk. dunn purnsley de ileride ön planda izleyebileceğimiz bir karakter olma yolunda başka kimseye benzemeyen edasıyla kısa ama sağlam adımlarla ilerliyor. klan üyelerini tek ısırıkta parçalara bölmek ister gibi manyak manyak hareketleri var. jimmy'nin nucky ile barışmayı istediğini göz önünde bulundurduğumda, neden hala bir çıkarı varmış gibi chalky'nin isteğini yerine getirdiğini anlayamadım. piyasadan çekilip nucky'nin istediğini yapacaktı çünkü. planı buydu. ama sonradan bunu tamamen nucky'nin dönüşünü öngördüğü için, onun hakimiyetindeki kasabada grevin sonlanmasını sağlayarak manevi babasına yardım etmek adına yaptığı sonucuna vardım. neticede klan meselesi chalky'nin sık sık nucky'nin başını ağrıttığı bir konuydu. nucky riske girmemek, güç kaybetmemek adına elini taşın altına sokmaktan çekiniyordu. jimmy'nin ise artık kaybedecek bir şeyi yoktu. gerçek anlamda ölmek istiyordu. tereddütsüz işi halletti.

    manny'nin sinagog bodrumunda mickey ve nucky'ye odessa'daki dolandırıcılar hakkında anlattıklarıyla açılan sahnenin girişi çok hoşuma gitti. manny'nin tek kişilik gösterisi gibi sürdü bir süre. manny'nin nucky'nin ardından "he would be nothing in odessa(odessa'da o bir hiç olurdu)" demesiyle ne kadar işbirliği etse de nucky'yi pek de kendine yakın bulmadığını anlayabiliyoruz.

    margaret ilk başta açık sözlü bir üslup takınıp avukatın karşısına çıktığında niyeti kimseye zarar gelmeden gerçeklerin ortaya çıkarılmasıydı. ama avukatın gözünün nucky'yi hapse atmak dışında bir şey görmediğine şahit olduğunda bunun son derece saf ve imkansız bir emel olduğunu anladı. nucky söylediklerinde ne kadar içtendi bilmiyorum, orası beni bölüm sonundaki tavrından dolayı muallakta bırakan bir husus, ama kimi nasıl ikna edeceğini iyi biliyor. para ile ayartması mümkün olmayanı da duygusal yanından doğru şekilde yakalayarak kendi safına kattı. beklenen evlilik sonunda gerçekleşti. ancak margaret, gerek jimmy konusunda gerekse neary konusunda nucky'nin parmağı olduğunu her ne kadar sezdirmese de fark ettiğinden ötürü kendine bir düstur benimsedi: ben senin kirli işlerini kabulleniyorum ama sen de bana yalan söylemenin bedelini benim isteklerime göz yumarak ödersin. örnek şekil bir a: kilise sana canım feda içerikli imza. nucky hala soğukkanlılığını koruyor olursa bu duruma karşı buz kıracağı getirtip kessler'a teslim edeceğim. o ne yapacağını biliyor.

    van alden allah aşkına(senin anlayacağın dilden: for god's sake) bu hal ne aq ya? kalpten mi götüreceksin sen beni arkadaş? ilk göründüğün bölümü açıp baksam şu geldiğin noktaya sanırım inanma şansım yok. kilise cemaatinde nelson aga olarak nam salacakmış gibi bir izlenim yaratan yeni tarzını gönülden kutlar, rose'un duysa kendi canına kastedeceği yeni bir evlilik dışı ilişkiye yelken açman açısından sırtını sıvazlarım. o abigail yavrucağına bir elini sür bari arkadaş, üvey evlat muamelesi görüyor senden çocuk. yeni yerleşim yerinin adetlerine göre hayırlı bir katolik olarak yetişmesini temenni ederim. amen kardeş. ya bi de ev sahibi kadın kilisenin yerini söylemesi gerekir mi diye teyit etmek adına "kiliseye giden insanlardansanız eğer" diye söze başladığında tez canlı gibi "evet. ben giderim. en çok ben giderim." şeklinde atladın. ne adamsın lan. gelecek sezon yaban ellerde ne yapacaksın cidden merak içerisindeyim.

    eli, iyice derin acıların adamı triplerinde gezmeye başladın. ama julio césar dendiğinde "eli diye karakter mi var laaağn?" diye google'da kendi ismini aratan adam tepkisi vermeyi biliyorsun. gir hapse, uzun müddet kal, bol bol okumaya zaman ayır, çıkınca "içerideyken düşünecek çok zamanım" oldu diyebilecek kıvama gel, ama dolu düşün bak, ben gelip çıkarıcam seni. "american history x: eli" tadında bir performans bekliyorum senden. hadi koçum. yıkıl şimdi herkesin karşısından. bir de kolpa sıkıyor yok ben seni korudum diye. "kill him" diye o güzel muhabbeti bozan sen değil miydin lan? bari inandırıcı yalan söyle sandalyede oturup bütün gün içli içli bakacağına.

    a. r. uyuşturucu işine el atarken kurnaz sırıtışıyla gelecek sezon ortamlara efsanevi biçimde dahil olacağını ilan etmekle kalmadı, nucky'ye kenara yazılası bir laf ederek değişilmez karakterler arasındaki yerini sağlamlaştırdı.

    -flip a coin. when it's in the air, you'll know which side you're hoping for.(yazı tura at. havadayken hangi tarafın gelmesini umduğunu anlayacaksın.)

    nucky madem manny'ye dokunmayacaktı, neden a.r.'a sakıncası olur mu yokluğunun diye sordu diye düşündüm. ama sonra gerçekten a.r.'ın tavsiyesine uyup gerçek isteğinin bu olmadığını fark ettiğini ve bu sahneden sonra fikrini değiştirdiğini anladım.

    gelelim jimmy ve nucky'ye. jimmy'nin geçmişinden getirdiği yükünün ağırlığından ve keskinliğinden ötürü pek de sağlıklı bir psikoloji çerçevesinde hareket etmediğini ve egzistansiyal problemlerini aşmakta büyük güçlükler çektiğinden, daimi bir kaygının, pişmanlığın, kaybolmuşluğun ruhunu kemirip durduğunu biliyoruz. son yaşadıkları(angela, nucky, commodore ve hatta ilk sezon torrio ile çalışırken birlikte olduğu yüzü kesildikten sonra intihar eden kadın) da yaşamsal serüveninin gelmiş olduğu anlamsızlaşma durumuna son ve büyük darbeleri vurmuş oldu. uzun süredir isteksizce peşinden koştuğu, yalnızca acı veren bir kendini iyi hissedebilmek umuduyla kovaladığı kendi ayaklarının üzerinde durma savaşı, kendisi için yarattığı kandırmaca bir gaye oldu yalnızca. ölümünden önceki son cümlelerinden birinde söylediği gibi o cephede çoktan ölmüştü zaten. ne chalky'ye fazladan parayı teslim ederken ne de üç saldırganı bulmak için diğer klan üyelerine doğru tetiği çekerken bu yüzden belki eli titremedi. angela'nın ölümü ve babasının dürtükleyici varlığının ortadan kalkışının ardından kalan tek içsel bağlılığının bulunduğu eski liman olan nucky'ye sığındı. eski diyorum çünkü sorunlu bir mazide temiz kalmış sıcak bir ilişki her zaman güç verir zayıf kalmış olana, yoksa elbette şimdisinde richard'ın desteği söz konusu. nucky için bir şeyleri değiştirmek, güzel bir şeyler görmek istedi. bunu kurtuluşu için değil güzel ölebilmek için istedi. kendisine değer ifade eden birine yardım ettikten sonra ölmek istedi belki.

    jimmy'nin ölümü beklenmedikti ama bölüm boyunca alttan altta bu çok güzel sezdirilmiş ve bu karakterin son satırlarının altı çok samimi karelerle çizilmişti. bölüm bitince hepsi aklımda taze renkleriyle canlandı. jimmy'nin "ramak" görüntülerini izledik. uzatılmış bir son nefes, son bakış, son andı bu sahneler. bölümde pek çok kez kamera uzun süre jimmy üzerinde sade bir sıkıntının iyileşecek olmasına istinaden kaldı ve bu iyileşme ölüm olarak vuku buldu. sıkıntıyı ferahlatan manzaralara dalıp giden bir adam izledik. gözlerinde hüzün vardı sadece, sonluk vardı. o an fark edilmese de bölüm bitince yerli yerine oturdu hepsi. jimmy ölüme gidiyordu tüm bilinçliliği ile.

    nucky'yi beklerken sigarasıyla cam kenarında dinlendiği sahne.

    oğlunu sahilde at binmeye götürdüğü ve annesine, oğluna, denize sıkıntı taşıyan gözlerle baktığı, bir süre onları izlediği sahne. bu sahnede oğluna "me myself and i" diyor kendi çocukluğundan söz ederken, oğlu da aynısını yapıp yapamayacağını soruyor. jimmy ise adeta onu yalnız bırakacağını bilirmiş gibi elbette yapabilirsin diyor. kendi annesiyle baş başa kalışındansa oğlunun kendi yolunu çizebilmesini diliyor. commodore'un vasiyetini yırttığını hatırlayalım. orada da "ben ölünce oğluma kalacak değil mi?" dedikten sonra yapıyor bunu. yani adam daha en başında nucky'yi konuşmaya çağırırken öleceğinin farkında.

    oğlunun kovboy şapkası değil, asker şapkası seçtiğini görüyor. ona askerden kalan künyesini bırakıyor. richard'ın bunu gördüğündeki yüz ifadesini hatırlayın. o ölümün idrak anını nasıl karşıladığını görebilirsiniz. dostunun öleceğini bildi. düğümlendi yalnızca.

    şu sahildeki oğlu ve annesi ile olduğu sahne tamamen ölümünün ön hazırlığı üzerine kurulmuş. oğlunu izliyor at üstünde. annesine dönüyor ve onu izliyor. sonra dönüp ürkek bir kabullenişle yaklaşan vedaya bir sigara yakıyor.

    richard'ı gelmemesi için ikna ediyor. "'kendim' halletmeliyim" diyor. eve dönmeyi deneyeceğine söz vermesini istiyor dostundan. geride bıraktıklarını doğru bırakmak istiyor. annesi ile oğlunu son kez görüyor mutlu oyunları esnasında. bu ölüme hazırlığı, kendi kefenini dikiyor oluşu nasıl o an değil de bölümün sonunda fark ettim kendime şaşıyorum.

    nucky'nin karşısına dikiliyor, ölmeye hazır. manny'yi yakalamış olduklarını gördüğünde şaşırıyor. umduğu bu değil. "is that what this is?" diyor. tuzak olduğunu sakinlikle fark ediyor. nucky'nin elinden ölmek ve temizlenmek istiyor bu bataklıktan. onu tahrik etmeye başlıyor. başkasına yaptıracağını ima ederek onu zorluyor. nucky silahına sarılıyor. ebedi yalnızlığını, kirlenmişliğini yüzüne vuran jimmy'yi vuruyor. bir asker heykelinin kasketi üzerine yağmur boşanıyor, göz yaşları gibi süzülüyor. nucky yalnızlığının bir lanet değil tercih olduğunu jimmy'ye bağışlanma peşinde olmadığını söyleyerek iletiyor. jimmy bunu biliyordu.

    jimmy cephede. bunu görüyoruz çünkü bu jimmy için bir dibe vurma çabasının başlangıcı. ölme arayışının ilk adımı. işte jimmy o cepheden çıktığı anda ölmek için yaşamaya başlıyor. hayat dediği paçavrayı o cephede bırakıp ileri atılıyor düşünceli bir duraklamanın ardından. işte nucky'nin bildiğini sandığı gibi, hayalleri olan çocuk o gün öldü. çevresindekilere mutluluğu verebilecek olan çekip gitti. kendi mutsuzluğunun karanlığına çektiği insanların ortasında yaralı bir beden kaldı yalnızca.

    ölmekte olmak bir dizide bu kadar dokunaklı ve başarılı işlenmiş midir emin değilim. böyle bir karakteri bu kadar samimi ve estetik uğurlamak en doğrusuydu. olur da dizi uzarsa, "jimmy vardı" dendiğinde güzel anılar canlanacak diziye dair.

    derin nefes. bitti be.

    gelecek sezon al capone, luciano, meyer ve a.r. işin içine girecek diye tahmin ediyorum fazlasıyla. daha ön planda olacaklar ilk iki sezona göre. jimmy'nin ölümü richard'ı öne çekmek adına kusursuz bir hamle ve efsanevi bir dizi karakteri doğuyor olabilir. hamuru buna çok müsait. manny ve chalky senaristler için güçlü kozlar olacaktır.

    --- s02e12 spoiler ---
606 entry daha
hesabın var mı? giriş yap