3 entry daha
  • küçücüktü biri, esin; 2 yaşında daha. otizm tanısı almış, anne panikte, çocuk kendi içinin halindeydi. sallanıyordu bir ritme tutunmuş; o ritmin dışındaki herşey gayrı- kendindendi. tutunduğu ritmin bir 'es'inden girip dalmıştım iki yaşındayken daha oluşturmuş olduğu dünyasına.

    8 yaşında yakışıklı mı yakışıklı bir oğlandı diğeri. emirhan. safi saldırganlıkla bezeli backgrounduyla getirilmişti yanıma: aynı masa etrafında, o bir yandan ben diğer yandan üfledik plastik topu karşı kıyıya; bir seans esnaında, aynı şeyi aynı anda yapıyor olmanın hazzı hala sol yanımda.

    insanız ya eksiğiz. her şeyi "kendi kurallarımız, kendi iletişim biçimlerimiz, kendi gerçeklerimiz" üzerinden isteriz. öyle "iyi" hissederiz.
    bilmediğimiz bir gerçeklik karşısında, "öğreneyim ben bunu" yerine "bu ne ki?" deriz. yadırgamak kabil. kabil de, başka yaşam biçimleri de var hayatta. bizim sizin gibi algılamayanlar da. bir işin işin kulpunu, o gördüklerimizden değil, görmediğimiz bir yanından tutanlar da.

    şu bahar curcunasında her yandan yeşeren doğada bizim algılayışımızdan farklı, hayatı başka bir yanından okuyan insanlar, çocuklar, canlar... var. içimizde ölmeye mahkum ettiğimiz o "yaşama hakkına" inanalım bir zahmet; merhametten değil, saygıdan; acımadan değil, anlamaktan; tahammülden değil, hayattan.

    nirengimiz kendimiz değil hayat olsun,
    sağlıcakla kalın.
80 entry daha
hesabın var mı? giriş yap