12 entry daha
  • birazdan tüm çalışma günümün içine edecek konuyu sapıtma, saptırma ve insanlara iftira atma canavarına selam olsun. madem sınava 20-25 gün kaldı ve ben de şu dar vakitte gerçekleri anlatmak için telefon yerine bilgisayarı açıp, bu aslında değmeyecek adama mesai harcıyorum bu işi tam yapıp yalancılarla olan tartışmamı nihayetlendireceğim. doktor dövmeyi savunanların nasıl şeref, ahlak, dürüstlük, görgü, terbiye, alçak gönüllülük gibi insani değerlerden yoksun bir adam küçüğü olduğunu sözlüğe anlatıp, bugün kaç saat sürerse sürsün onların fişini çekeceğim. uyduruk sözlerine, iftiralarına, saptırmalarına teker teker cevap verip kapıyı kendisine göstermek istiyorum.

    öncelikle ben kimseyle derdi olmayan fakat insanlıktan nasibini almamış insan müsveddelerinin sözlük gibi bir ortamdan cesaret bulup azıtmalarına sessiz kalamayacak biriyim. bu arkadaş ile olayların en başından itibaren kişisel bir derdim olmadığı gibi onun her türlü terbiyesizliklerine ve salyalı entry’lerine rağmen hala onunla kişisel bir derdim yok. zaten kaleye alacağım birisi değil.

    istesem de bu görgü ve ahlak yoksunu hasta ruhlu adamlarla bir derdim olamaz. adam yerine koyup hakkında konuşmak ciddi anlamda bir vakit kaybı olmasına rağmen böyle adamlara cazgırlıkla, terbiyesizlikle, şiddetle bir yere varamayacağını göstermek için inatla -anlamayacağını bile bile, kafasından geçmeyeceğinden emin olduğum halde- vakit harcamaktan vazgeçmeyeceğim ama eminim ki bu yazacaklarımdan sonra doktor dövmeyi savunanların diyecek tek bir sözü bile kalmayacak. böylelikle bu gereksiz adamlarla konunun hassasiyeti nedeniyle adamların gereksizliğine tezat oluşturacak zaruri nitelikteki tartışma da son bulacak. zaten şu bilgisayarın başına da bu doğru söz nedir bilmeyen, ahlak nosyonunu edinememiş, artık tiksintiyle karışık acıdığım adamlarıı daha fazla konuşturmamak için geçtim.

    şimdi hızlıca gelelim esas mevzuya. bu mağaramızın değerli gülü bundan birkaç hafta önce doktor dövmeyi ballandıra ballandıra anlattığı her yanı iğrenç ve neresinden tutarsan tut insan olanın elinde kalacak saçma sapan ama kendisine yakışan bir entry yazdı. bu zeka, kültür, terbiye ve görgü konusunda kendisindeki tüm noksanlıkları yansıttığı entry'si ile olaylar patlak verdi. bu saçma sapan entry'de yazdığı ve doktor dövmeyi hala savunduğu bazı iğrenç satır başı cümleler şöyle:

    ***'' lan bir afra tafra sanarsın allah peygamber falan. mücileri oynuyor beynini siktiminin çocuğu.'' ***
    (şu seviyenin göz alıcı, zarafetine haline bakar mısınız? ne de güzel türkçe konuşuyor.)

    ***''lan seni öyle bir sikerim ki ana hamile kalır göt oğlanı.''***
    (çok seviyeli, çok kültürlü, acaba bu kadar küfrü babası anasına ederken mi öğrendi?)

    ***''geçen şantiyedeyim 2 tane baraj yapıyoruz.'' ***

    ( alakaya bak, sadece şantiyedeyim demiyor da egosunun patlaklarını 2 baraj yapımında bulunduğunu vurgulayarak dolduruyor, ezikliğe baksana, sanki bana gap yapıyor, çimento beyin. biz bilmiyor muyuz karadeniz’e dökülecek ve ona hayat verecek derelere sırf rant için bentler diktiğinizi. ikincisi sana alaysız ve doğrudan bir soru sormak istiyorum, yapıyoruz diyorsun da sen bu projenin neresindesin? şirketin sahibi misin, şirket aile mi şirketi, şirket abinin de sen de onun yanın da mı çalışıyorsun yoksa tamamen senden ve ailenden bağımsız sadece çalıştığın bir şirket mi? bu barajları kim yapıyor? alay etmeden, laf sokmadan, sana düzgün bir soru sordum umarım aynı düzgünlükte yanıtlayabilirsin. bu merakımın sebebi senin, pilotluğu bıraktım da aile şirketinin başına geçtim demen, hangi aile şirketiymiş bu gerçekten merak ediyorum. hani insan seymen ağa gibi bir şey bekliyor, anlatabiliyor muyum? )

    ayrıca;
    (bkz: geçen yine şantiyede beton döküyorum)
    (bkz: geçen yine sevişiyorum)

    **''kalk ulan oradan dinini sktim senin keyfini mi bekleyeceğim dedim yüzü de yatağım kenarında. bunun suratına tekmeyi bir bastım. bu zıpladı yüzünü kapattı. yerlere atıp duruyor kendini. yerde tekmeleyeceğim puştu diğer amcık girdi araya. ağabey yapma bilmem ne.'' ***

    dayağını nasıl da ballandıra ballandıra anlatıyor bizimki? ha hani soruyordun ya; ‘’nerede ballandıra ballandıra anlatıyorum?’’ diye, al işte senin cümlelerin bunlar. alzheimer mı oldun arkadaş yoksa retrograd amnezi mi geçiriyorsun? tamam, beynin bazı şeyleri aynı anda aklında tutmakta zorlanıyor olabilir ama biraz bulmaca filan çözerek en azından mr gibi görünmekten kurtulabilirsin.

    sen bu nasıl ''yerlere atıp duruyor kendini'' sözünde, öyle bir çaktım ki kendini kaybetti, debelenip durdu gibisinden alttan alta kendini övmüyor musun? ben adama böyle çakarım işte demek istemiyor musun? azıcık dürüst ol ve gerçeği söyle. yaşattığın iğrenç şiddeti şu iğrenç cümlelerle kutsamıyor musun şimdi? yeme bizi? sen bu yazdıklarınla, bakın ben böyle adam döverim mesajı veriyor musun, vermiyor musun?

    gerçi sen de alt metinlerle derdini anlatacak karmaşık bilişsel süreçler cereyan etmediği için için böyle şeyler yapabileceğini zannetmiyorum ama kazara da olsa böyle mesajlar vermeyi başarmışsın. künt zekanın yarattığı mucizelerden birisi sanırım.

    işte senin sorunun da aslında tam da bu küntlük. salyalı ve küfürbaz ağzınla ve çelik kasa botunla atacağın tekmelerle sorunlarını çözmeye devam et. künt zekana göre yaşamak zorundasın ve maalesef magandalık, barbarlık dışında çözüm yolu bilmiyorsun benim hep yarı yolda kalmış bahtsızım.

    ***''inşallah o yara izleri hep kalır da ömrünün sonuna kadar yaptığı hıyarlığı unutamaz.'' ***

    adama bak, en ufak pişmanlık olmadığı gibi izi kalmasını isteyerek magandalıkta kendini bile aşıyor. yaşattığı şiddeti bu cümlelerle anlatan birisi şiddeti övmüyor mu şimdi? ballandıra ballandıra anlatmış olmuyor mu?

    şiddeti övmek ne demektir? mesela, şiddet uygulanan kişinin mağdurluğundan bir zafer gibi bahsetmek şiddeti övmenin en kolay yoludur.

    ben bunun yüzüne bir koydum yerde debelendi durdu, şoför yalvararak kolumdan tuttu beni, eğer tutmasaydı daha fena olacaktı demek veya tam da bu anlama gelen senin sözlerin, doktorun yaşattığı mağduriyetten bir zafer gibi bahsetmektir.

    o kara vicdanını, azıcık dile getir de cevap ver; doktoru dövdüğün yetmezmiş gibi bir de bu şiddetten övünerek bahsetmedin mi? hala yazdıkların duruyor, sen ne kadar inkar da aklı selim olan herkes senin nasıl bir barbar er ya da geç olduğunu görecek. bunlar yetmiyormuş gibi ikinci bir doktor dövmek entry’si daha yazdın. bir insan, yediği iğrenç haltta bu kadar ısrar eder mi?

    yahu adamda şuur sıfır, yaptıklarının yazdıklarının ne demek olduğunu anlamıyor bile. şuursuz o kadar şuursuz ki, yerde öylesine biten çimden bile şuursuz. algılama, anlamlandırma, sonuca ulaştırma gibi kognitif hiçbir faaliyette bulunamıyor bu arkadaş. keşke imkan olsa da bu mermer kadar düz olduğundan emin olduğum beynini inceleyebilsek. sen gerçekten özel birisin, şu hayatta tam 30 yıl bir anensefalik olarak hayatta kalmayı başarmış yegane insansın.

    ***'' ben o piçi öldürsem devlet bir de bana ceza verecek adam öldürdün diye.'' ***

    adamın içindeki vahşet hissi dövmeyle, dövdüğünü ballandıra ballandıra anlatmasıyla, insanların yüzünde kalıcı yaralar bırakmakla da geçmiyor. adam öldürmekten bahsediyor. caniye bak hele, bu gibi bir cani ile aynı ortamda yazıyoruz. adam potansiyel katil olmak istediğini söylüyor da devletin çok ceza vereceğinden endişelenip bu cürümü işlemiyor. bu nohut arkadaşın, bu fındık arkadaşın adam öldürme konusunda vicdani hiçbir duvarının olmadığını salt hapis yatmaktan korktuğu için adam öldürmediğini anlıyoruz. sanırım hapis yatmayacağını bilse, sevmediği insanları teker teker öldürürür, vahşetin çağrısına gel.

    ''ben o piçi öldürsem devlet bir de bana ceza verecek adam öldürdün diye.''

    bu salakça cümleyi biraz daha çevir şu anlam çıkıyor: ''ben bu adamı öldürürdüm ama adam öldürmekten hapse düşmemek için canını bağışlıyorum.'' oğlum senin hiç mi vicdani değerin yok, bırak o doktor %100 suçlu olsun, adam mı boğazlayacaksın, katil ruhlu musun?

    ülkede 125.000 hekim var, başkasına git. adam bu basit mantığı bile kuramıyor, bana bakmayan doktoru önce dövüp sonra öldürmeliyim kafasında. ben buna boşuna mağaranın gülü demiyorum. adam son neanderthal, kaptan mağara adamı. (ahaha, hem kaptan pilot!, hem mağara adamı, uydu mu? tam uydu.)

    yazdık yazdık bitiremedik ama devam edelim. bu adam bu saçma salak entry'den sonra gerek nick altında, gerek doktor dövmek başlığında gerekli cevabı aldı, ayar manyağı oldu, teselliyi bir zamanların efsanesi ‘’beyhan’’ kuru yük gemisin güvertesinde aradı, ağladı, güvertede oradan oraya koşturdu filan.

    tabi tam olarak böyle mi oldu bilmiyorum ama bu şekilde bir değneklik olmasa başka bir değneklik yapmıştır o süre zarfında. böyle istisnai bir kişiliğin bir anı bile boş geçeceğini zannetmiyorum. belki de kendi çıtasını yükseltmek için o arada tecavüzü, gaspı, çocuk pornosunu, ensesti, kapkaçı, hırsızlığı hatta cinayeti mazur gören (oops adam zaten öldürmeyi makul buluyordu da devletin cezalarından yakınıyordu, pardon pardon) bahaneler yaratmakla uğraştı.

    gerçekten de bu kriminal magandanın neler düşündüğünden tam emin olmasam da bunları da düşünmemiştir diyemiyorum. adamın çizdiği profil açık; kaba, saba, yontulmamış, vicdansız, sorunlarını şiddetle çözen ne oldum delisi bir görgüsüz. ne oldum delisi ve görgüsüz kısımlarına da bilahare geleceğim. sabret maganda sabret.

    gelelim benim hakkımda yazdığı ilk entry'e. bakalım orada yine ne yumurtlamış, hangi iftiralarda ve saptırmalarda bulunmuş. yine bazı spot cümleler vererek bu adamın seviyede dibi zorlayan hallerini özetlemek istiyorum.

    **''emzik mahlasımda değil kotumun altında kardeşim.'' ***

    bu sözü nereden öğrenmiş hangi kenar mahallenin abi grubundan duymuş gerçekten merak ediyorum. birkaç kez bu sözle güya ayar verdiğini sanmış. ayarı küfürde arayan bir arkadaş olduğunu biliyoruz da insan şu kafayı biraz çalıştırır da öyle küfreder. kotumun altındaki emzik derken kendi kendini mal edebilecek aptal saptal bir cümle. adam değneklikte çağ açıp çağ kapıyor resmen, değnekliği otomatik pilota aldı resmen, yoksa bu değneklik pilotu mu?

    hani bu sözü birisi bana 15 yaşında söylese, anladığım kadarıyla şeninki bir emzik boyutlarında mı filan derim, oranı benzete benzete bir emziğe mi benzettin derim ama kendisinin aksine ergenliği aştığım için böyle saçma salak bir söze diyecek bir şey bulamıyorum. belki 30 yaşında adam, bunun yaşıtları whipple yapıyor bu gidiyor ''eheheh kotumun altı emzik, hehe. anlasana emeceksin. heheheh. çok komik'' diyerek ortalarda geziyor. insan yaşından başından utanır be. attığın lafa bak, lümpenspor forveti seni, mahalle apaçisi. memlüklülerin kenar mahalle prensi. dj kader, mc acıya mahkum!

    ***''bir de edit yedirip durmuş göt korkusundan kim bilir ne yazdın da sonradan düzelttin. tipi tip seni.''***

    edit konusunda gerekli cevabı daha önce vermiştim, şunu yazmıştım o entry'i silip buraya daha derli toplu dursun diye tekrar yapıştırıyorum şöyle demişim:

    ‘’ha bir de edit konusunda çok hassas. edit yapmak yerine kendisine sövsek daha az incinir herhalde. ya edit'in mantığını anlayamamış (ki bu, onun için çok normal) ya da edit ile ilgili geçmişinden gelen ciddi sorunları var (ki sorunlu yapısından anladığımız kadarıyla bu da çok olası)

    en son gramer naziliğine inecek kadar acz içine düşmüştü şimdilerde edit dedektifliğine başlamış. demek ki insan yerden göğe haksız olunca kazı çevirmek için böyle şeylerden medet ummaya başlıyormuş. adam iki edit arası kendisine sövüp saydığımızı sonrasında sildiğimizi düşünecek kadar psikotik bir bünye.

    bu paranoyaklığın adı; (akşamları sözlükte psikologculuk oynadığından kendisinin de bildiğini düşündüğüm) perseküsyon yani türkçesi herkes beni tenhada sıkıştırmak istiyor sanrısıdır. arkadaşım seni kim ne yapsın? halbuki biraz rahat olsa, edit ile kendini nikahlayıp onu namusu olarak görmese çok tatlı, kedi gibi bir şey olacak inşallah.

    sana bir sır vereyim kardeşim, o edit dünyasında sandığın gibi şeyler dönmüyor, ben bazen sırf virgül için bile entrylerimi editliyorum, bazen sözlerimi ağır bulup düzeltiyorum, geçen zaman zarfında fikirlerim değişmişse entry'i de değiştiriyorum. ayrıca entry yazarken yanında mıydın ki düzeltirken sana sorayım kardeşim? yine de çok merak ediyorsan edit tarihçelerini sana gönderirim, rahat ol. bununla birlikte esas konuyu yine yeniden ıskalıyorsun karavanacı kardeşim.

    sen insanları dövüp, sövmekte beis görmeyip edit'lere takılırsan komik duruma düşen yine sen olursun. aç artık şu gözünü, levent oranlık yapmayı bırak, hukuk ülkesinde dayakla işlerin çözülmeyeceğini anla, kendinle yüzleş, hatanda ısrar etme. edit saatiymiş, havalimanıymış gibi ipe sapa gelmez, saçma salak argümanlarla tartışmak, ergenliğe saplanıp kalmak yerine hatalı olduğunu kabul edip makul olmaya çağırıyorum. tamam mı güzel kardeşim? az yaşının adamı ol ya, lütfen.

    gelelim hakkımda yazdığı salyalı entrylerinin ikinci kısmına. bakalım yine neler uydurmuş neler? ikinci entry'nin ana teması şuydu, ben bunun hakkında o gün sözlükte yazılanları okurken bir entry'e denk geldim, orada da bunun arkadaşı, sevgilisi olarak beni de dövdü diye bir şey yazmıştı. gayet ciddiydi, ben de entry'e inanıp, araştırma gereği duymadan tek bir cümlede geçen şu sözü yazdım, ''sevgilisini de dövmüş cesur yürek!'' onlarca yazdığım cümleyi unutup bir açığımızı bulduğunu düşünüp kaç gündür buradan alt etmeye çalışıyor.

    ben bir saflık yapan bu entry'i kim yazmış, yazan neden yazmış, yazanın kaç entry’sinden kaçı tmby2'ye aitmiş, bu yazar, mağara gülümüzün kankası mıymış gibi şeyleri sorgulamadan olumsuz diğer entryler içinde gayet gerçekçi geldiği için büyük sazanlık yaparak inandım. benim sazanlığım, troll tuzağına düşmem. bunun da yanlış olduğunu anlayınca yazdığım ''sevgilisini de dövmüş cesur yürek!'' sözünü sildim. olay bu kadar basit ve kısa.

    arkadaş, bu olayı büyüttü de büyüttü, sanki konu doktor dövmesi değil de adamın ikili ilişkilerinde yediği haltlarmış gibi buradan yürümeye çalıştı. düşününce benim burada saflık dışında ikinci bir hatam, adamın şiddet manyağı olduğu argümanını güçlendirmek için ilgisiz bir olayı dayanak göstermemdi.

    halbuki tek başına doktor dövmesi nasıl bir şiddet manyağı olduğunu ispatlıyordu. bunun da sağlıklı bir tartışma yöntemi olmadığı da açık. belki üzerinde biraz daha düşünme fırsatım olsaydı, bu sevgili dövme olayı gerçek bile olsa özel hayatını ilgilendirdiği ve hekime yönelik şiddet ile organik bir bağa sahip olmaması sebebiyle kendiliğimden de silebilirdim.

    işte, insan hata yapıyor maalesef, keşke yapmasaydık da bu arkadaşa bir koz vermeseydik. zaten ben de hatamı anlayınca, bu hatadan dönüp entry'imin o kısmını, (uzun sayılabilecek ve başka pek çok şey söyleyen entry'nin) 4 kelimelik o cümlesini sildim. belki tongaya düştük diye editleseydik daha şık olabilirdi.

    neyse olan oldu ben hatamı fark edince düzelttim, gerekli açıklamayı da üç kez yazdım, kendi yanlışlarımı ortaya serdim, keşke yazmasaydım dedim. azıcık insanlık ışığı görsem kendisine sanırım hakkında doğru olmayan bir şey yazdım, kusura bakma da diyebilirdim. ama bir ergenin nasıl laf çaktım ama heyecanından ileri gidememiş bu primitif yapıdan özür dilemek onun oyununa gelmekten başka bir şey olamayacağı için ve doktor dövme ve öldürme dangalaklığını canla başla hala savunduğu için böyle bir şey yapmayacağım.

    ayrıca adam insanlıktan zerre nasibini almadığı için hatadan geri dönmenin ne demek olduğunu anlamıyor. kendi yaptığı gibi diğer insanların da hatalarında ısrar edip, özür dilemek veya hatasının telafisini yapmak yerine inatla hatasını savunmayı içselleştirmiş. halbuki tüm olayların başında o doktor dövmek entrysine bir editle;

    ‘’olayın heyecanıyla oldu, kanser hastası olduğum için panikledim ve zıvanadan çıktım ve sonrasında mahcup olduğum şeyleri yaptım. üzgünüm, o doktordan özür diledim, buradan da yazdıklarımı okuyup haliyle sinirlenen sözlüğün doktor yazarlarından özür diliyorum.’’

    …dese olay çoktan çözülecekti, kimse daha bu işin peşine düşmezdi ama o ne yaptı? hatasında ısrarı sürdürüp kendini eleştiren yazarlara saldırmaya başladı ve şimdi de hakkını alıyor aslında.

    ayrıca prenses sparkle nickli ile kendisinin dedikodusunu yaptığımızı söylüyor, müfteri işte ne olacak. seninle ilgili tek bir kelime konuşmuş olmayı bırak prenses sparkle isimli yazarla tek bir mesajlaşmamız olduysa ben bu sözlüğü, her şeyimi siler, bir tek senden özür dileyen entry’i orada tutup daha da artık burada yazamam deyip hesabımı kapatırım. insanlara dedikoducu diye iftira atıyorsun ya, bana bazı şeyleri ispatlamazsan köpeksin diyorsun ya, ben de aynısını sana diyorum. gıybet yapan, yalan söyleyip iftira eden sensin, şimdi sen benden ve prenses sparkle’dan özür dileyecek misin? hadi bakalım, sen de öyle bir ahlak anlayışı, hatayı telafi etme kaygısı var mı yok mu, göreceğiz.

    neyse biz devam edelim, daha yazacak ve utandıracak çok şey var. geldik hakkımda yazdığı üçüncü entry’e . adamın her cümlesi bir değneklik alameti olduğu için benim işim de gayet zor. bakalım bu sefer ne diyerek değneklik konusunda kendisini aşacak. dramamızın ikinci perdesi geliyor şimdi de ekranlara.

    ***‘’ hoca sana aylık 3.000 lira mayış, senin kadar beni güldüren bir şey olmadı. her farklı bir yazıda ayrı bir sıçış. yemek yok sigortanı da yaparım benim araba da sende kalır. git gel yaparsın ya da vazcaydım. sen şimdi oraya buraya sürtersin beceremezsin. sana bir de adam verelim o da arabayı kullansın o kafa kafaya verdiğin doktorlardan biri olabileee.’’***

    sağ olsun çok bonkör, bize araba filan veriyor, tabi biz araba filan görmedik ya. ha bir de maaşa bağlıyor aklınca bizi. sen böyle aptal saptal entryler yazarsan ben de sana cevap vermeye mecburum güzel kardeşim. sen kim oluyorsun da bani maaşa bağlıyorsun, sana tenezzül eder miyim lan ben? sırf adamın damarın basmak için konuşuyorsun.

    ayrıca şunu da bil ki senin 3.000 liran türkiye’deki hiçbir doktoru yanında çalıştırmaya yetmez. hülyalardan uyan artık. bugün sana ayar çeken yazarlardan bir tanesi mesela kardiyolog, özelde 30.000’den başlıyor maaşları. bu adamın daha fazla kazanmaya sence ihtiyacı olur mu, 30.000 lira ile türkiye’de kuramayacağı bir hayat var mı, bu adam senden az hayat yaşar mı? anladın mı kardeşim, rüyadan uyandın mı?

    belli ki hayatın boyunca kendini hep abarttığın, bir kendinde var sandığın paranla konumlandırmışsın, iyice görgüsüzleşip ben ne oldum delisi olmuşsun ama mağrur olma mühendisim senden de büyük mirasyedi olmayan, bileğinin, çürüttüğü dirseğinin hakkıyla bir yere gelen, tonlarca mürekkep yalamış, boyunu geçen kitapları bitirmiş kardiyologlar var.

    ha bir de gelelim senin şu araba mevzuna, demişsin ki bindiğin arabayı senin baban rüyasında bile göremez, babamın rüyasında bile görmediği araba ne acaba? ferrari, lamborgini, mclaren, hangisi acaba? madem mevzu babam, babamın alamayacağı araba neymiş bakalım? babamın şu anda bindiği arabayı en az 10’a filan katlamalı, 2’ye 3’e katlarsa da yetmez. hayalinde bile göremeyeceği demişsin, iddiayı büyüten sensin.

    lütfen cevapla, özelden yanıtla, buradan yanıtla merak ediyorum. kallavi bir şey bekliyorum bak. martı kanat mercedes , ferrari bilmem ne, lamborgini gallardo filan. aşağısı kurtarmaz dostum. hayallerimizde göremeyeceğimiz egzotik bir şeyler olmalı ve gerçekten ruhsatı da bizzat sana ait olmalı. araba kiralayıp gelme yani :) a serisi mercedesler, bmw 1 serileri, audi a3’ler, volvo s40’lar, mini cooper’lar, insignia’lar, passat cc’ler, accord’lar, mondeo’lar olmaz. bir kere sedansa en az e sınıfından daha iyi bir araba olmalı, spor araba ise egzotik/super sport sınıfından bir şey olmalı, suv ise q7, x6 filan olmalı. mesela öyle bir şey olmalı ki, bir aile hekimi maaşının yarısı ile 5-10 yılda alınamamalı. ne çıkacak gerçekten merak ediyorum.

    tmby2 ile sınırda zeka şov devam ediyor;

    **‘’boktan hayatının zirvesinde kazanıp kazanabileceğin paranın 5 katını ben ilk senemde kazanıyordum. senin babanın dahi binemeyeceği araba da altımda. sizin o birleşip de ıq seviyenizi çift hâneli rakamlara taşıyamadığınız adamları da tek tek dumur ettim.’’***

    dediğine göre ilk senende 6.000 dolar kazanmışsın yaklaşık 12.000 lira yapar, bunun 5’te 1’i 2400 lira yapar. sen bana 2.400 lira kazanan bir doktor göster ben diplomamı yakarım. öyle atıp tutmakla olmuyor kardeşim, hesap ortada. işte sen hesap bilmeyen, kendinden başka herkesi küçük gören, egosu şişip şişip patlatılmış, egosu yama üstüne yama ile dolu yalancı bir adamsın. hala yüzün var mı konuşmaya? seni bu kadar kim şişirdi, kimin gazına geldin.

    senin o baraj yaptığın ilçelerdeki aile hekimlerinin kazancına bir bak bakalım. bir de kaç yıllık hekimlerin, kaç yaşındaki doktorların orada durduğuna bak. emin ol o adamların yaşça (ama sadece yaşça) senden küçüktür. derler ya kişi kendinden bilir işi, ha sen de herkesi kendinle karıştırıyorsun be güzel kardeşim. millet 23 yaşında doktor oluyor, bazısı da 30’una yaklaşmasına rağmen hala üniversite kantinlerinde ondan bundan not dileniyor. gariban seni.

    hepsini geçtim, şu konunun arabayla, parayla, pulla ne alakası var. daha önce ben sana parayla pulla mülkle ilgili bir şey mi dedim? bu neyin reklamı, bu neyin tantanası. sen kimsin lan, sen kimsin ki benim hayatımı boktan buluyorsun, dünyayı üzerine tapu etsen sen benim dengim olabilir misin? evreni satın alsan sen o yüzüne çelik botla vurduğun doktorun tırnağı olabilir misin? sen doğru düzgün bir insan evladı mısın ki seninle kendimi karşılaştırayım. ezik.

    asıl kötü, asıl boktan hayat yaşayan kim biliyor musun? sen. cebindeki abarttığın, başkasında olmadığını sanıp yanıldığın parana, duvardaki diplomana, brövene rağmen insan olamamışsın. şiddet yanlısısın, ağzı bozuksun, küfürbazsın, kabasın, ona buna saldıracak milletin açıklarını arayacak kadar alçalabilen bir tartışma üslubuna sahipsin. müfterisin, yalancısın, görgüsüzsün, hoşgörü sahibi değilsin, ne oldum delisisin, insanları hakir görmek için içindeki tüm pisliği yalan dolanla, iftirayla kusacak kadar içi kokuşmuş, insanlıktan nasibini almamış birisin. fakat bilmediğin şey şu ki sen şu hayatta kimseyi hakir göremezsin ve işin senin adına daha da üzücü tarafı bunu yapmaman gerektiği için değil, yapacak karaktere sahip olmadığın için yapamazsın. böyle şeyleri yapmaya kalktığında alacağın en hafif tepki,
    ‘’sen kimsin lan, dönüp de bir aynaya baktın mı?’’ olur.

    bir de beni reklam yapmakla suçlamışsın, altındaki arabadan ilk bahseden ezik kim acaba? baban bile diyemez kim? okuyor musun yazdıklarını. o kadar eziksin ki haklılığı üslupta, tavırda, ahlakta aramak yerine arabada arıyorsun.

    sen ayrıca insanların damarlarına basmayı çok iyi bilen ve insanları zıvanadan çıkartan bir fasıksın. senin haddine mi düşmüş benim babamı ağzına almak. ulan sen nasıl bir hadsizsin ki babamı böyle bir mevzuya karıştırıyorsun. şu konuyla babamın hayalinde bile göremeyeceği araba arasında ne bağlantı var. tut ki altında altın kaplamalı bir lamborgini var, bu seni yine de babam karşısında seni adam sınıfına sokar mı? babamın tırnağının kiri olabilir misin sen? sen ancak ve ancak kendini fark ettirmek için her türlü ahlaksızlığı yapabilecek bir zavallısın.

    iq mevzusuna gelince, yav he he. 10 doktorun toplam iq’su çift haneli etmiyormuş. demek ki sen mühendis olmana rağmen matematikten de çakmıyorsun, yazık. oğlum tek haneli iq diye bir şey yok, sen bile şu teste girsen 30 ve altı çıkarsın. senin sandığın gibi çoktan seçmeli 4 yanlışın bir doğruyu götürdüğü bir sınav değil bu. anlayacak olsan anlatırım ama mümkün değil, uğraştırma beni. internetten çözdüğün iq testlerine de güvenme, cahil ya, ultra mega cahil. internetten iq testi çözüp gelip bununla sözlükte hava atıyor. değnek ya. bunu yazarken ne güldüm, sağ ol. (lafın gelişi)

    dur dur biraz daha güleyim. şimdi sen hepimizi madara ettin öyle mi? işte kendi dünyasından çıkmamış, mağarada kendi dışkısıyla oynayıp, onda boncuk ve biraz da sindirilmiş iq bulan şizofrenimiz. of ne güldüm ya. oraları eşele bakalım, belki kendini de bulursun.

    ***‘’ e biz aynı sözlükte yazacak adam mıyız? seninle konuşurken aşağıya bakmaktan boynum ağırıyor hekim, bilirsin sen ne yapmak lazım.’’***

    bir kere şu cümledeki türkçeyi kullanım inceliğini görüyor musunuz? şaştım kaldım. evet, kardeşim biz seninle aynı sözlükte yazacak adam değiliz, senin öncelikle tam teşekküllü bir psikiyatri kliniğinde grandiyözite sanrılarını yenmen, psikotik kökenli ruh hastalığından kendini kurtarman gerekiyor. şizoaffektif eğilimler var, maazallah bu entry gibi bir travma sonrası tam şizofreni kliniği de her an oturabilir, aman dikkat.

    gerçi bu sözü senin tehlikeli biri olduğunu düşünerek yazmıştım, sabredersen neden tehlikeli olduğunu da açıklayacağım. ( gerçi açıklamaya da ihtiyaç yok, adam öldürmek isteyen birisi olduğun için tehlikelisin, bu kadar basit işte.)

    boynunun ağrımasını (ağırımak değil, orada ünlü düşüyor kardeşim, öğren bunları öğren) sebebi ise merkezi sinir sisteminin sadece hayati reflekslerinden sorumlu kısımlarıyla yaşadığın için haliyle o bölge çok yoruluyor. o ağrı hayattaki sorunlarını korteks düzeyinde çözmek yerine medulla oblangata ile çözmeye çalışmandan kaynaklanıyor aslında.

    tabi seni insan yerine koyup insan anatomisinden bahsettik ama tahminim sende trake solunumu ve ipsi merdiven sinir sistemi vardır. adli tıpçı entomolog arkadaşlara seni göstermeli. hadi yine iyisin sana psikiyatrdan sonra görünmen gereken bir doktor daha bulduk.

    kaç sayfa oldu bilmiyorum ama devam etmek gerek çünkü henüz hak ettiğin dersi yeterince aldığını düşünmüyorum, o yüzden hız kesmiyorum.

    ***''çok adi ve beyin yoksunusun yazık sana. tek başına 2 kelimeyi birleştiremiyorsun. rte gibisin.''***

    tek başına 2 kelimeyi birleştiremiyormuşum. ulan kurduğum cümlelerin zekatını sana versem, türkçe bilgin beş kat artar. sana ayar üstüne ayar verdiğim cümleleri ben yazmadım zaten, onları 30 kişilik bir ekiple yazdık. herkes bir kelime yazdı da öyle çıktı entryler. hey allah’ım bu nasıl mermer kadar düz ve pürüzsüz bir beyin. o kadar kusursuz bir beyinsizliğe sahipsin ki artık sana bir mucize olarak bakıyorum, anensefalik garibim benim. tüm bu olaylardan sonra da sana değnek dediğimiz için de kızıyorsun. al işte dört dörtlük değneklik değil mi bu söz?

    salyalı susmuyor, susturamıyoruz, adam başlı başına negri cisimciği şu hayatta.

    ***''heh ne diyorduk küfürsüz hakaret içermeyen entry'ler yolladık öyle mi?

    allah'tan belasını bulur kim dedi? anan mı?
    itin götüne sokmak lazım kim dedi? anan mı?
    beni dövmeyi kim istedi? anan mı?
    bana ezik hayvan diyen kim? yine mi anan?
    zavallı diyen kim kim kim, oğlu mustafaaa beyy bir beyin oğluuu zor beyin oğlu. beyinsi mi desem.
    tipimi sikmek isteyen vardı bunu diyen kim? anangil mi?''***

    bir kere bu değnek, daha hakaret ile beddua arasındaki farkı bilmiyor. allah'tan belanı bul demek hiçbir hukuk sisteminde suç değildir. adaletin ilahi yolla tecelli etmesini istiyorsun o kadar. allah büyük, kimin haklı kimin haksız olduğunu çok iyi biliyor, ona göre zaten cezasını er ya da geç veriyor.

    evet, ben de artık doktorsuz acılar içinde bir ölümü senin için allah'tan niyaz ediyorum. umarım; ‘’doktor doktor’’ diye bağırarak ölürsün çünkü sen bir doktorun yardımını hak etmeyecek kadar müsvedde bir kimsesin. sen, seni kanserden de kurtaranın da bir doktor olduğunu unutacak kadar nankör birisin. bu yüzden senin gibi nankörler ve hekimini döven tüm zavallılar, hepiniz doktorsuzluğu hak ediyorsunuz. aç google'a yaz rahatsızlıklarını, oradan da tedavisini bul. sana ve senin gibi değneklere böyle çareler müstahak. olmadı panax filan kullan, tam senin eğitim, görgü ve zeka seviyene göre işler bunlar. sana modern tıp beş boy fazla gelir. zaten daha önce de demiştim sen modern tıbbın konusu olamazsın. şu son yazdığın ikinci doktor dövmek temalı entry’den sonra yanıldığımı anlıyorum ki sen veterinerlik ve veya ziraat mühendisliğinin de bir konusu olamazsın. sen ancak ve ancak bir biyoloğun özellikle de yumuşakçalarla ilgilenen bir biyoloğun nesnesi olabilirsin.

    gelelim, küfürlere. o kadar zeka konusunda sıkıntılı bir insansın ki senin başlığın altında, sana 3 gömlek fazla gelen seviye ile hep cevap verdim, yerin dibine ücretsiz seyahate yolladım fakat sende utanma ve ar adına insani değerler henüz filizlenmediği için sana küfür etmeyen bir insana küfür ediyor diye iftira da bulunuyorsun. sen müfterisin, yalan söylemekten utanmıyorsun. haklı olmak için her türlü çirkefliği yapıyorsun. senin kişiliğinin sorunlu olduğunu gösteren en güzel örnek doktor dövmek. sen, hekimini dövecek kadar alçalmış, aldığın üniversite eğitimine ihanet etmiş bir değneksin. kişiliğinin bozuk olduğunu, bir kişilik bozukluğuna sahip olduğunu bir hekim olarak rahatça söyleyebilirim. senin gibi çözümlerinin sorununda ilkel davranan, aldığı eğitimden zerre nasiplenmemiş, iftira atmaktan ve göz göre göre yalan söylemekten çekinmeyen ve gönül borcu, saygı, hoşgörü gibi şeyleri kavrayamayan ve bu saatten sonra kavrayamayacak, iyi bir insan olma duygusunu tadamayacak, gönlü kara acz içinde görgüsüz bir müsveddesin.

    ayrıca burada diğerlerinin yazdığı şeylerin, tamamına yakını yüz kızartıcı değil. senin hakkında yazılan şeylerin birkaçı hariç hemen hemen hepsi sosyal çevrede çok rahat söylenebilecek şeyler. kimse senin gibi galiz küfürlerde bulunmadı, kimse; ‘’seni öyle bir s*kerim ki anan hamile kalır’’ demedi. kimse senin annen ve baban hakkında tek kelime etmedi. fakat sen, argo, basit ve gayet de lümpence bir dille takla attırılmış küfürler etmektesin. sana yakışanı, aldığın (daha doğrusu alamadığın) terbiyeyi bu sözlerle taçlandırıyorsun. senin dil basitliğin, küfürbaz ve ağzı bozuk biri olman senin en küçük sorunun. o yüzden burada ettiğin küfürleri, entry ve numaralarıyla getirme uğraşına bile girmiyorum. bilinç durumundan hep şüphe de duysam yine de bir ihtimal kendi ettiğin küfürleri bildiğini sanıyorum.

    **''sabaha kadar dumur ediyorum sonra ağlıyorsunuz. geçen de havalimanı geyiğinde ekürini bafiledim o da ağladı. ama ben daha 'küçüküm' sadece imlâ böhuhü.
    şimdi de sen. sazanlandım diye. bunun suçlusu da mı benim. bır de azımsıyor sadece sazanlandım ne var ağabey ezme beni diye. devlet size bohmir mi lovv.''***

    seksist olduğunu küfürlerinle anladık da, başımıza bir de ırkçılığın çıktı, en azından ayrımcılıktan yana ıslah ol. ne diyebilirim ki başka. sana başka ne söylenebilir? bir sorunlar yumağısın kardeşim.

    ben dumur olduğumu zannetmiyorum, intikam amacıyla yazdığın diğer entrylerde kimseyi dumur ettiğini de zannetmiyorum. böyle bir şey yaptığına inanan bir insan olduğunu da zannetmiyorum. o senin kendi hayal dünyan, ah bir oradan uyansan.

    mesela insanlar sana doktor döven bir aciz demiş, sen adamın 5 yıl önceki entry'sini çıkarıp ama sen de havalimanı demişsin diyorsun. tartışma (ara: argumentum ad) yöntemlerine bir bakmanı tavsiye ediyorum. kapasiten gereği bir şeyler anlamayacağından emin de olsam yine de bir umut sana öneriyorum. bu kadar kötü tartışan bir insan daha hayatımda görmedim. biz; bir insanı, bir doktoru dövdün, bu kabul edilemez dedikçe sen şunları dedin. şu söylediklerinin bir tanesinin konuyla ilgilisini göster ben hesabımı kapatayım.

    -doktor dövdün
    -ama ben mühendisim, 2 baraj yapıyorum.

    -doktor dövdün.
    -ama ben pilotum.

    -doktor dövdün.
    -ama ben partilerden partilere koşuyorum

    -doktor dövdün.
    -ama benim hayatım çok güzel, çok kazanıyorum. arabam da çok güzel.

    -doktor dövdün
    -ama ben memlük prensiyim.

    -doktor dövdün
    -ama ben k9 eğitimi veriyorum.

    -doktor dövdün.
    -ama bizim kuru yük gemimiz var.

    -doktor dövdün.
    -ama benim gold card'ım var, abimin bmwx5’i ile gezdim.

    -doktor dövdün.
    -ama sen şu entry’de intihar mektubu yazmışsın.

    -doktor dövdün.
    -ama sen şu entry’de havalimanı yerine havaalanı yazmışsın.

    -doktor dövdün.
    -ama kotumun altında emzik var be ayrıca bu laflar biz de boy boy.

    tartışmada düştüğün şu aciz duruma bakar mısın?

    500 yıl önce yıkılmış, üzerinden osmanlı, kavalalı hanedanlığı, napolyon, ingiltere, hüsnü mübarek, geçmiş memlüklülerin büyük seçim sultanına yakışıyor mu böyle bir tartışma üslubu? bir sultan böyle salakça tartışabilir mi, silkelen ve kendine gel kaba etimin sultanı.

    ayrıca yerinde yeller esen, 500 yıldır olmayan, dolayısıyla ortada geçecek bir taht da olamayan memlüklüler yerine ingiliz kraliyetinin birinci varisi de olabilirsin, fakat bu seni ancak kişiliksiz, onursuz ve ahlaksız bir prens charles yapar.

    adam ben memlük prensiyim dedi ya lan, daha ne için tartışıyoruz. :)

    umarım sevgili sultanımızı çileden çıkartmamışımdır, yoksa cellatlarını yollayıp başımı uçurabilir. çok üstüne gitmesem mi acaba, sonuçta olmayan tahtın varisisin. kuru yük gemili memlük sultanı, ben ve diğer doktor arkadaşlarımı affet, bu canımızı bağışla. biz ettik sen etme. off yine kahkaha attım. dur biraz gülmem geçsin yine yazacağım.

    devam,

    ***''ayrıca sen nereden biliyorsun girip durduğumu beni mi dikizleyip duruyorsun değil mi? gossip girl.''***

    seni niye takip edeyim, dişe dokunur bir şeyler yazsan takip edeyim. ben sen miyim ki eski entryleri karıştırıp durarak oradan bir nemalanacak bir şey çıkartayım. ayrıca görgüsüz bir sosyopatın günlüğü dışında bir şey yazabileceğini de sanmıyorum. en nihayetinde ben memlük sultanıyım diyebilecek manyaklaşan garip bir adamsın.

    benim nickim altına yazdığın entryler dışında, doktor dövmek de dahil hiçbir entry'ini bilerek okumadım. peki, o günlerde sözlükte olduğunu nereden anladım, bir psikoloji başlığına bir şey girmiştin, ben de psikiyatr olmak isteyen birisi olarak tıkladım. hakkında olumsuz onlarca entry'nin girildiği bir gün sözlükte olup da tek kelime cevap vermemen benim ilgimi çekti. tabi sen böyle şeyleri anlayamayacak kadar ben-merkezcil bir insan olduğun için bunları sana asla anlatamayız. tüm dünya seni takip ediyor zaten, şizofren. anla ki, dünya senin etrafında dönmüyor.

    ayrıca kendi yaptığın pislikleri başkasına atmakta da üzerine de yok ha. sen, sadece benim değil, sana gerekli ayarı veren herkesin yıllar önceki entrylerini bulup, oradan bir çıkış kapısı arayacak kadar aciz bir insansın. milleti takip edip, acaba benimle ilgili ne yazmış veya acaba saptırıp kullanabileceğim ne var diye araştıran sen değil misin? milleti takip et, çok eski ve alakasız entrylerini bul sonra da beni takip ediyorsunuz diye ağla. seni takip edeceğime, twitter’da doğuş’u takip ederim daha iyi lan. değnek ya.

    ***'' şimdi sen şerefli milletin arkasından konuşmayan bana ayar verecek kadar bilgi, zekâ sahibi ve yalan konuşmayan küfür ve hakaret etmeyen birisi misin?''***

    bana böyle bir soru sormuşsun, benim yanıtım evet. senin aksine ben tam da öyle biriyim. şeref haysiyet gibi mevzularda konu sen dahi olsan bu entry’e kadar hiçbir söz söylemedim çünkü senin aksine bunların ne kadar önemli değerler olduğunu biliyorum. ama artık şeref, ahlak, insanlık konusundaki kusurluluğunu, özrünü gerek iftiraların, gerek yalancılığın, gerek küfürlü ağzın, gerekse de doktor öldürmeyi isteyecek kadar canileşmenle şüpheye mahal vermeyecek şekilde ispatladıktan sonra ben de şerefin konusunda artık eskisi kadar hassas davranmıyorum.

    ayrıca ben kimsenin arkasından konuşmadım, oturup kimseyle seni de konuşmadım, burada milletin, işi gücü yok senin dedikodunu mu yaptığına inanıyorsun. prenses sparkle ile sözlük hayatım boyunca tek kelime etmişliğim yok lan. sana mor ve ötesi’nden gelsin, ‘’uyan dostum uyan o karanlık uykundan.’’

    o gün sana doktor dövmek entry'ne müteakip cevabı verdim, senin o entry'n ile ilgili ne düşündüğümü geldim nick'inin altına yazdım, sana o gün mesaj da attım. ben senin gibi kaçmadım. asla senin dedikodunu yapmadım, bir trollenmeyi arkandan konuştuğumu sanacak konuyu saptırmada çağ açıp çağ kapayan önde giden bir değnek olduğun maalesef bunu da anlayamıyorsun.

    senin nick'inin altında o kadar ağır şeyler yazılmıştı ki, bu beni de dövdü mevzusu onların yanında çok hafif kalıyordu. hyht’yi senin yarattığın şiddetin mağdurlarından biri sandım. sözlük üzerinde hali hazırda sevgili olanlar veya ayrılmış eski sevgililer yok mu? var. ha ben de işte konusu açılmışken hyht'nin seninle ilgili bir şey daha sunduğunu sandım.

    senin, benim iphone 5 mini entry'ime, aldatılıp karakola düştüğüme, intihar mektubuna vs. inandığın gibi ben de bu kızın dediğine inandım. sözlükte böyle bir trollenmeye maruz kalmayan tek bir adam göstersene, bu o kadar sıradan bir şey ki.

    yeniden soruna gelelim; evet, sana ayar verecek kadar bilgili, donanımlı, iyi yetişmiş, iyi aile terbiyesi almış biriyim. hakkımda çok uzun zamandır kötü konuşulduğunu duymadım. tek bir düşmanım yok, sevilmediğimi hissetmediğim tek bir an yaşamadım. hayatım kitap okumakla geçti. hayatta gurur duyduğum şeylerden biri de kütüphanem. okudum, araştırdım, öğrendim. zeka konusuna gelecek olursak herkesin kazanıp okuyamayacağı bir fakülteden mezun oldum, çok zor bir sınav olan tus'a iyi hazırlandım. hayatım boyunca zeka konusunda sıkıntı çekmedim. belki lise 3'te analitik geometri'de ve yine üniversite 3. sınıfta kemik patolojisi dersinde zorlanmadım desem yalan olur şimdi. (: ulan nostalji yaptırdın bana. o dediğim kemik patolojisi notu 80 sayfalık küçücük küçücük yazılmış kalubeladan kalma bir nottu. en son sinirlendim notu yaktım anasını satayım. kemik patolojisini de tus çalışırken öğrendim. hehe :)

    yalan söyleme konusuna da gelince, şu hayatta elbet söylemişimdir. peygamber değilim en nihayetinde. fakat ikimizin arasındaki şu konuya gelirsek sana, okuyanlara yalan söylemedim, niye böyle bir şey yapayım? senin aksine haklılığımı ispat etmem için bir yalana ihtiyacım yok ki. yerden göğe kadar haklıyım sen de yerden göğe kadar haksızsın. küfür ve hakaret mevzuna gelirsek sana söylediğim en ağır söz; müfteridir, yalancıdır. ha gerçekten şerefli bir adama böyle şeyler söyleyebilir miyim? yenilir yutulur sözler mi bunlar ama konu sen olunca maalesef durum değişiyor bu sözler senin için sıradanlaşıyor.

    sen öncelikle olaya aileyi karıştırdın. babamı o pis ağzına alıp kendi çapında hor görmeye kalktın, anan mı anan mı diyerek o adi küfre inceden atıfta bulundun. annem dışında verilebilecek örnek yok muydu mesela, genel de böyle durumlarda ‘’yok deden’’ denir mesela, niçin anneyi seçtin? hiçbir art niyetim yoktu dersen gülerim sana, sen baştan sona art niyet abidesisin.

    ayrıca; adi, beyin yoksunu, şerefsiz, köpek, boktan hayat, dedikoducu, ezik, kotumun altındaki emzik ve daha neler dedin neler. isteyen de nada başlığındaki tmby2 entrylerine bakar, isteyen doktor dövmek başlığındaki tmby2 entrysini okur. şunu çok içten söyleyebilirim ki tmby2'den küfür, hakaret, yalancılık, iftira öğrenilebilir. bu adam bu konuların kompetanı.

    ***''bunların aksini kanıtla yalan söylüyorsun de ben ve diğer arkadaşlar yapmadık bunları yok öyle bir şey de, ispatla ben tek tek özür dileyeceğim.''***

    ben kendi adıma senin tüm zorlamalarına rağmen yani şu entry de dahil yazdığım güne kadar sana hakaret etmedim. hele galiz küfürler, aileye hakaretler gibi ağır sözleri hiç söylemedim. seninle dalga geçtim sadece. kanser hastası olduğunu düşünerek ince davranmak istedim fakat sen hemhal olmaya layık biri değilsin. sen bu küfürsüzlüğü ayar vermek sanacak kadar zihnen gelişmemiş birisin işte. ayarı, küfürde arayan, şiddetle sorun çözen basit kişilikli ve tüm basit kişiliğine rağmen oldukça sorunlu birisin. bunlar da ispatı işte. adamsan benden özür dilersin işte, teker teker açıkladım durumu ama anlaman için kaç ay kaç yıl geçecek gerçekten bilmiyorum.

    ***''senden tek konu hakkında özür dilerim o da zekâ ve bilgi konusunda bu kadar senden yüksek olmama rağmen acımayıp sabahlara kadar ezmemeliydim. orantısız güç oldu.
    bir dahakine sadece omuriliğimle geleceğim.''****

    şizofren, gerçekliği yarım, çık hayal dünyandan konuşalım.

    benden zeka konusunda üstünmüşsün, e o zaman neden geri zekalı gibi davranıyorsun kardeşim. yoksa beyaz perdede geri zekalı bir ergen irisini canlandıracaksın da metot oyunculuk mu çalışıyorsun. bana sorarsan, eğer hepimizi bu taklidinle kandırmıyorsan senin tuvalet terbiyesi edinmen, acıkınca yemek yemen filan gerçekten mucize. senin zekan seviyendekiler genellikle öz bakımlarını yapamazlar. iyi, iyi, aferin.

    bilgi konusunda geçebileceğin tek yer var o da ağzı bozukluk. senin kadar salyalı şeyler yazamam ben.
    beni ezdiğini düşünüyorsun. bu da işte senin sorunun. senin dünyan gerçek değil, kendini gördüğün yer ile olduğun kişi arasında dağlar kadar fark var.

    sen kendini kökü soylu bir geçmişe dayalı(memlük prensi geliyor kaçın), zengin, (para bir sen de var) entelektüel (anadilini kullanamayan bir entelektüel) ve zeki (404 not found) birisi olarak görüyorsun. ben ise seni; bulunduğu yeri zerre hazmedememiş, görgüsüz, küfürbaz, kaba, şiddet ile sorunlarını çözmeye çalışan zeka geriliğinden muzdarip bir ruh hastası olarak görüyorum, ayrıca insani değerlerden nasibini almamış ve müfteri ve de yalancı birisin.

    omurilik mevzusuna gelince bir insanın omuriliği columna vertabralis içindeki spinal kanalda bulunur. medulla spinalis'e sahip olabilmen için önce bir columna vertebralis edinmem gerek. evrim süreçlerini çok hızlandırsan bile senin böyle bir yapıya sahip olman 30-40 milyon yıldan fazla alır. maalesef, sen yine de çalışmaya şimdiden başla, belki acıkınca yemek yiyeceğini öğrenmen gibi mucizevi bir işe imza atarsın, kim bilir?

    ***''ben şimdi çıkıyorum. eski şirketteki arkadaşlar yazlıkta bana süpriz parti yapmayı düşünüyorlarmış gideyim de bozayım. hepsi de pilottur. ''***

    kendini övmelere doyamayan bir görgüsüzsün işte. şu konuyu pilotların verdiğe partiye nasıl kusurlu bir zeka bağlar, gerçekten anlayamıyorum. fındık kadar küçük, mermer kadar pürüzsüz. nereye gideceğini sorduk mu, ilgileniyor muyuz? ne yapalım yani, plaket mi takalım, madalya mı verelim? sen böyle şeyler yazınca biz de etkilenip; ‘’vay be adam partilerden partilere koşuyor, doktor dövmek onun bir numaralı hakkıdır.’’ mı diyeceğiz? ciddi ciddi bunu mu sanıyorsun?

    ya bir de şu pilotluğu neden bu kadar yere göğe sığdıramıyorsun anlamıyorum. lütfen şu pilotluğun kerametini bana anlat. planör mü kullandın, airbus mı kullandın, f16 mı kullandın, zirai ilaçlama uçaklarından mı kullandın? hangi havayolunda çalıştın, en fazla kaç yolcu taşıdın? gerçekten bunları merak ediyorum, bu kadar övündüğüne göre havacılıkta çok önemli işlere imza atmış olmalısın.

    ya yanlış anlamayın sakın, pilotluğu küçümsemek değil derdim, her mesleğin erbabına duyduğum saygının aynısını pilotlara şüphesiz duyuyorum. 10.000 metrede, saatte 900 km hızla ilerlemek, o kocaman uçakları indirip kaldırmak büyük maharet. ayrıca insanların mesleklerini niye küçümseyeyim, böyle şeyleri ancak ve ancak tmby2 ve zavallılar yapar.

    benim derdim konumuzla kel alaka olan pilotluğu iki de bir buraya sıkıştırıp neyi amaçladığını anlamak. pilot diyerek, kime neyin havasını atıyorsun? anlat ki biz de bilelim. partiye gidiyorum demek yerine pilotlarla parti yaptığını söyleyince kendine nasıl bir saygı gösterilmesini umuyorsun gerçekten anlamıyorum. o kadar kompleksli ve ego sorunlarıyla dolu bir adamsın ki böyle şeylerden medet umuyorsun. pilotlarla parti yaptığını okuyup da vay be diyen bir allah’ın kulu çıkmış mıdır? havacılık manyağı bile olsa, birisi sana özenmiş midir? biraz aş kendini lan. azıcık aş.

    bir de o kadar az nörona sahipsin ki, nefes alırken düşünemiyorsun bile, beynin hem nefes alıp hem de düşünmeyi aynı anda yapacak kadar kapasiteye sahip değil. nefesini tutarak düşündüğünden hipoksik zihnin ancak böyle salak sonuçlara varıyor. pilot ve mühendisim demek ki çok süperim diyorsun ama insanlıktan zerre nasibini almamışsın, o ne olacak peki?

    yaptığımız işleri bu kadar abartmanın da bir anlamı yok. baraj dikiyorum, uçak kullanıyorum, helikopterden helikoptere atlarken havada şarjör değiştiriyorum vs. bir sakin ol arkadaş, bu ülkede sen daha doğmamışken millet keban barajını yaptı, insanoğlu 100 yıldır gök yüzünde, 60 yıl önce uzaya, 50 yıl önce aya gitti. hala neyin tantanasını yapıyorsun? bir sakin ol, elini yüzünü yıka. hem para hem de meslek konusunda görgüsüzsün.

    ayrıca doktor dövmeye de karşı olmamın sebebi doktor olmam veya doktorluğun kutsal olarak görülmesi vs değil. hekimlik de namusuyla para kazanan her insanın yaptığı iş kadar şerefli, bundan ne eksiği ne de fazlası olan bir iştir. önemli olan senin kaybettiğin gibi namus mefhumunu kaybetmemek, yaptığı ileri hazmedip, ne oldum lan delisi olmamak.

    doktor dövmeye insan dövmekten daha fazla karşı değilim ama sağlık çalışanlarının; çocuk, yaşlı, kadın gibi özel bir grup olduğunu düşünüyorum. bu ülkede sağlık çalışanları, trafikte arabalarından sen bana nasıl korna çalarsın diye indirilip dövülmüyor ki. ya da biz böyle bir olaya hekimlere yönelik şiddet demiyoruz ki, trafik kavgası diyoruz, şehir magandalığı diyoruz ama kalkıp da bunu hekime yönelik şiddet sınıfına sokmuyoruz.

    hekime yönelik şiddet hastanelerde oluyor. yüzlerce insana yardım etmeye çalışırken, mesleklerinden dolayı o an hedef olarak görülüyorlar ve aynı anda 5 kişinin hatta son olaydan bildiğimiz kadarıyla 50 kişinin hücumuna uğruyorlar. tam bir vahşet, tam bir barbarlık, tam senin kalemin.

    yoksa burada hiçbir doktorun, doktorların mesleklerinin kutsal olduğunu öne sürüp, bu özelliğinden dolayı onları kimse dövmemelidir fakat kasiyerler ise daha sıradan bir iş yaptıkları için onlar dövülebilir demiyor. aslına bakarsan kimse senin pilotluğa atıfta bulunduğun gibi fazladan bir pohpohlanma beklemiyor. bu ancak senin gibi aciz kişiliklerin kuruntusu, hekim karşısında komplekse giren kıskançların işi olabilir. biz insana şiddete karşıyız ve çocuk, yaşlı, kadın, sağlık çalışanı gibi özel gruplara yönelik şiddetin bir baskı unsuru haline gelip kadını sindirmesinin, çocuğu korkutulmasının, yaşlıya zulmedilmesinin, sağlık çalışanlarının şiddetle mesleklerini icra edememesinin önüne geçmek istiyoruz. anladın mı benim %100 hatadan ibaret kardeşim.

    ***''yazarken düşünmez aklına düşen dimağına düşer. ağır konuşurmuş sonra siliyormuş.'’***

    edit konusuna neden bu kadar hassas anlamadım, aklıma yatmayan şeyleri silerim de düzeltirim de. senin gibi hatamda ısrar edecek kadar basit bir insan değilim benim değnek kardeşim. mesela hazır yeri geldi açıklayayım, kalkıp babamı olayın içine karıştırdıktan sonra, onun hayalinde bile binemeyeceği bir arabaya biniyorum gibi konuyla zerre alakası olmayan ancak görgüsüzlüğünü ispatlayan bir entry'den sonra, kaç yaşında araba sahibi olduğumu, nereden mezun olduğumu, okuduğum kolejin eğitim ücretini, istifa ederek bıraktığım parayı, oturduğum evi vs. yazdım. şimdi kalkıp da yok yazmadım deyip yalancı olmanın gereği yok. bunları yazdım ve daha sonra yaptığım hatanın farkına vardım, seninle aynı potada görgüsüz olmamak için 2-3 saat sonra o entry'i sildim.

    bir yerde senin görgüsüzlük tuzağına düştüm. senin olayı kişiselleştirme çabanı sonuca ulaştıracak pek de hoş olmayan bir entry'i sinirle yazdım çünkü bana taksan beni kendi çapında hor görmeye kalksan bunu senin zavallılığına veririm ama söz konusu babam olunca, olayı bir şerefsizlik manevrası ile babama getirince ben de zıvanadan çıktım. anne- babamın bana sunduğu iyi hayatı anlattım. bunu doğru üslup ve cümlelerle anlatmayınca( bir sinirle sana karşı ispat çabası içine girince) bana yakışmayan bir entry yazdım. nerelerde okuduğumdan, kaç yaşında arabaya sahip olduğumdan, hangi evde oturduğumdan kime neydi ki ayrıca? bunların daha fazla sözlükte durmasının bir anlamı olmayacağını düşünerek sildim.

    senin gibi görgüsüz ve yaşantısını hazmedememiş bir salak gibi görünmek istemedim ve eleştirilince de bu hatamın farkına varıp entry'i sildim, yazdıklarıma sahip olmaktan utanmadım, bunları yazmış olmaktan utandım. senin bunun farkına dahi varamayacak kalitesizlikte bir insan olduğunu bildiğim için bunun altını kalın bir çizgiyle çiziyorum.

    ayrıca her insanın hassas noktaları vardır, benim de zaafım babam. babama, anasız babasız büyüyüp bir köyden çıkıp zor koşullarda okuyup aile sahibi olan ve eşi ve çocuklarını bir gün dahi üzmemiş, çocuklarını okutmuş, iyi şartlarda yetiştirmiş, onları iş güç sahibi yapmış, onları canından çok sevmiş mükemmel bir aile babasına, benim canım babama senin babanın bile göremeyeceği arabaya biniyorum demen beni resmen çıldırttı. keşke o sözü bana deseydin, zerre alınırsam namertlikte ekürin olayım.

    hayatımda o cümleye sinirlendiğim kadar çok az şeye sinirlenmişimdir yemin ediyorum. senin haddine mi düşmüş benim babamla kendini kıyaslamak. hem babam işçi, annem bir ev hanımı ben de lise mezunu işsiz bir adam da olabilirdim. gerçekten bir bmw x5'e binmek sadece bizim değil tüm sülalenin göremeyeceği bir hayal de olabilirdi. senin türkiye gerçeklerinden haberin yok ama benim var. türkiye'de 2 milyon insan günlük 2 dolardan az parayla geçiniyor. sadece 1,5 milyon ailenin toplam aile gelirlerleri 4.000 lirayı aşıyor, 250.000 iibf mezunu işsiz, asgari ücret 800 liradan az, madenlerde çalışan adamlar 1200 liraya yerin onlarca metre altında canını hiçe sayarak çalışıyor. fakat bunların hiçbiri ama hiçbiri onları şeref, haysiyet yoksunu yapmıyor. romantik değilim, gerçeklerin farkındayım sana da gerçekleri hatırlatıyorum.

    abinin bmw'sine binmiş olman senin kusurlarını örtmez, hatalarını affettirmez, doktor dövmeni haklı kılmaz ama sen kendini mal, mülk, unvanla şu hayata konumlandırmış biri olduğun için böyle şeyleri anlayamazsın. ezdiğin beğenmediğin insanların yarısı kadar insanlık, sevimlilik, akıllılık, terbiye, ahlak, şeref, haysiyet yok sende. zihnin o kadar kötü çalışıyor ki artık konuları istemeden saptırdığını düşünüyorum. alakasız olaylara alakasız konularla cevap veriyorsun. oğlum ali koç olsan, hacı sabancı olsan senin bir allah'ın kulunun kulağını çekme hakkını sana verir mi? sen herhalde memlük masallarından çok etkilenip kendini hala sultan filan sanıyorsun. uyan demokrasiye geçtik, köylü mehmet'ten, işçi ali'den, doktor mert'ten, şatış elemanı ayşe'den veya koç ceos'undan farkın yok ama sen şizofrenik bir dünyada yaşadığın için demokrasiyi de, eşitliği de, hukuku da anlamıyorsun. deden tez kellesi vurula demiş olabilir ama senin bu ülkede yapabileceğin tek şey iyi bir avukat tutup dava açmaktan başka bir şey değil.

    senin gibiler yüzünden bu ülke belini doğrultamıyor işte. hala kendini imtiyazlı, farklı, hukuktan üstün, diğer insanlardan farklı sınıfta say, kendi pisliğin içinde boğuluyorsun farkında değilsin. memlük sultanıymış, zavallı. senin sokaktaki insanlardan tek farkın onların çoğundan daha kötü niyetli, bazı şeyleri henüz aşamamış, paranın bir tek kendisinde olduğunu sanan zavallılıkta birisi olman. dünyanın senin etrafında döndüğünü sanmaktan uyan artık dostum. önce şeref, haysiyet, ar, namus, doğru konuşma, yalan söylememe, hakaret etmeme, iftira atmama, şiddete başvurmadan sorun çözme, düzgün bir ağızla konuşma, hatalarını kabul etme, onları düzeltme yoluna gitme gibi şeyleri edinmeye bak. ha bunların üstüne pilot mu oluyorsun, doktor mu oluyorsun, ressam mı oluyorsun, ne olursan ol ama temel ahlak değerlerini tez elden edin. biliyorum senin için çok zor ama en azından dene.

    ***''sen dediklerime cevap ver
    o saydıklarımı tek tek cevaplamazsan veya kanıtlayamazsan ben bir daha karşılık vermeyeceğim sana.''***

    böyle bir yazı yazmama bu cümle neden oldu, senin sözlerine dosdoğru yanıtlar verdim. ha sen bunları anlamayıp yine salyalı bir entry yazacaksın, seni tanıdım artık. öyle bir enty’i yaz da zaten. sen o salyalı entry’leri yazdıkça kaybeden sen oluyorsun o yüzden susman değil konuşman benim işime gelir. senin nasıl biri olduğunu, ağır ruh hastalığını ve kişilik bozukluğunu herkes anlasın. bunu 3-4 saattir yazıyorum ama senin aslında tek bir cümlen nasıl biri olduğunu, nasıl bir müsvedde olduğunu öyle güzel özetliyor ki, yazılan onlarca şeyden daha etkileyici oluyor. bu yüzden sen konuş, konuş ki millet senin nasıl rezil biri olduğunu görsün.

    saçmaladığı son entry'e geliyoruz, bu adama 4 saat harcamış olmam gerçekten benim ayıbım ama daha fazla sessiz kalıp bu zavallının kendini haklı sanmasına daha fazla dayanamazdım. son entry'e geliyoruz.

    **''ortada dyslexia oldugu kesın adam soru soruyor cevaplıyorum baslıyor aglamaya ama bu konuda ezılmez ayıptır bıdı bıd bıdı. bak kardes tekrar dıyorum aglayacaksan oynayalım.
    bunlara ragmen benım sordugum onca soruya cevap bıle verememıs yalancı arkadastır.''

    sorduğun şeyleri daha önce de tek tek cevapmıştım anlamadım, bu entry ile tekrar cevaplıyorum ama yine anlamıyorsun. o sevgilisini döven cesur yürek mevzusunu 100 kez açıkladım, kafan basmıyor ama her şeyiyle anlattım ama sen konuları sapıtmada uzman biri olarak konuyu yine çeviriyorsun, eminim yine çevireceksin. elinde başka bir şey yok çünkü.

    konumuz ne? senin doktora uyguladığın şiddeti gelip sözlükte ballandıra ballandıra anlatman. ben buna itiraz ettim ve seni sadece bu konuda uyararak hakaret etmeden yerin dibine soktum fakat sen konuları alakasız yerlere taşıyarak, pilot, parti, araba, babanın hayal bile edemeyeceği araba, yat, gold card, cesur yürek, memluklülere getiriyorsun.

    sana 100.000 defa anlattık ama anlamıyorsun, benim sana sevgilisini döven cesur yürek demem senin insanlık dışı tavır ve sözlerini meşrulaştırmıyor. hem ayrıca senin gibi, görgüsüz, kaba, saba, ağzı bozuk, eğitimine ihanet etmiş, aile terbiyesi almamış bir insan sevgilisini dövse, şaşırmam. kadın dövmek senden beklenecek, çizdiğin profile tamamen uyan bir şey ayrıca. bu dedikodu değil, çıkarım. kafan böyle şeyleri maalesef almadığı için bunu dedikodu olarak görüyorsun. bir insana şiddet uygulamış bir insan çok rahat başka insana da şiddet uygular, sorunlarını tekme ve küfürle çözmeye çalışan bir adamın, kadın dövmesine şaşırılmaz.

    ***''gene edıt yedırmıs. bu adam ılkın bır sıcıyor pasalar sonra gotu tutusuyor aman an ne yapacagım rezıl olacagım dıyor ve ya edıt getırıyor bu lafa da kılım duzeltıyor ya da sılıyor.''***

    senden korktuğum, beni rezil edeceğini düşündüğüm için bir entry'i silmişsem veya editlemişsem senden daha beter olayım. bir entry'imi senin kadar görgüsüz görünmemek için sildim, bir entry'imi de aynen bu yazıya aldım. sildiğim iki entry’nin akıbeti bu oldu. onun dışında bir entry'de de beyin metastazı dediğim için onu beyin krizi olarak çevirdim. insanlar, hastalığın ile ilgili dalga geçtiğimi düşünebilir diye bu ifadeden rahatsız olup sildim. halbuki niyetim hastalığınla dalga geçmek değil, zihinsel sorunlarına organik bir sebep bulmaktı ama dediğim gibi yanlış anlaşılmaya müsaitti ve ortada hassas da bir durum vardı.

    onun dışında genellikle paragrafsız yazarım ve yazıyı paragraflara sonra bölerim. bazen imla hatası olur, anlatım bozukluğu olur, noktalama eksik olur, yazım hatası olur, hatta bazen ingilizceden gelip dilimizde birebir karşılığı olan sözlerin türkçeleri yerine ingilizcelerini yazdığımı görsem sırf onun için bile yazımı düzeltirim. mesela senin yazdıklarının içinde onlarca yazım hatası var. ben senin gibi sürpriz yerine süpriz yazsam, aldığım eğitimden, okuduğum onlarca kitaptan utanıp fark eder fark etmez düzeltirdim. orada bir cehalet timsali gibi duracağına varsın alt tarafta edit tarihi olsun hiç önemli değil. yazdıklarımı çok doğru bir türkçeyle anlatabilmek için eksikse virgül ekliyorum, rahatsız olduğum devrik cümle varsa düzeltiyorum, anlatımı daha temiz kılmak istiyorum. belki de yazdığım entry’lerin yarısından fazlası böyle sebeplerden dolayı düzeltilmiştir. edit konusunda çok şikayetçi isen ssg’ye söyle de kaldırsın.

    fakat sen şizofren olduğun için o entrylerde sana hakaret edilip sonra sen gelmeden de silindiğini düşünüyorsun. al sana perseküsyon, al sana grandiyözite, al sana paranoya, al sana dış dünyayla uyuşmayan iç gerçeklik. sen dört dörtlük bir şizofrensin kardeşim. acilen bir psikiyatra gitmen gerekiyor yalnız sana şizofren teşhisi koyunca onu da dövmeye kalkma. gerçi sen gastriti aniden başlayan mide kanseri sanacak kadar cahil birisin, şizofreniyi ne sanırsın allah bilir. onlar deli değil güzel kardeşim, ilaçları var, ilaçlarını düzenli kullanırsan bu sanrılardan kurtulup normal bir yaşam sürebilirsin. her yıl daha güçlü fakat yan etkisi daha az anti-psikotikler çıkıyor, derdi veren allah dermanı da veriyor benim ruh hastası kardeşim.

    ***''pekı ya bu duzeltmenın orıjınalı nerede pasa, (bkz: #35983406) bu bana tatava yapıyordu gorgusuz dıye geldı butun mal varlıgını acıkladı yok 17 yasımda arabam vardı da hocamda c4 vardı da bende bmw olsa ayıpmıs. ''***

    o düzeltmenin orijinali işte bu entry’de, oradan alıp aynen buraya taşıdım.

    of of,gerçekten bir zavallısın. ulan düdük, ben mi durduk yere konuyu mala mülke mi bağladım? daha ilk cümleden;

    ‘’boktan bir hayat yaşıyorsun, senin kazanıp kazanabileceğin paranın 5 katını ben daha ilk seneden kazanıyorum’’ dedin mi demedin mi?

    ‘’babanın hayal bile edemeyeceği arabaya biniyorum.’’ dedin mi, demedin mi?

    sen, bana 3.000 lirayla iş vermeye kalkmadın mı, kalkmadın mı?

    peki ben bunlardan sonra sinirlenip, bu sözlerin üzerine o entry'i yazdım mı, yazmadım mı?

    salak herif, ben gelip senin nick altına girip; ''merhaba doktor dövmek konusunda yanılıyorsunuz, bu arada benim 17 yaşımda arabam vardı demek ki ben haklıyım'' mı dedim?

    sen konuyu, benim bir hikayemdeki yazımdan yola çıkıp; ‘’şu boktan hayatında kazanabileceğin paranın 5 katını daha ilk senemde kazandım’’ dediğin için sinirlerime hakim olamayıp yazdım sonra da senin gibi görgüsüz bir salak görünmemek için o entry'i sildim. birazcık sakinleşmem yaptığım hatadan beni döndürdü.

    ulan silmeyip de senin gibi onun bunun eğlencesi, aşağıladığı adam mı olayım, paradan puldan medet umacak kadar zavallı mıyım, o zavallı sensin, o haysiyeti bozuk sensin. kendinle beni, diğer hekim arkadaşları karşılaştırma. dedeni, abinin arabasını, kredi kartının limitini, kuru yük gemisini sözlüğe kim taşıdı arkadaş. yine sinirlendiriyorsun beni ama daha da senin haysiyetsiz tuzaklarına düşmem.

    ***'bak bak gorgusuzluk nasıl olur ogren.
    kardes 16 yasımda 206'ım vardı ama kullanmıyordum 20 yaşımda senınkı gıbı altımda arabam yoktu defalarca da kız arkadasımın yanına cebımde para olmadan gıttım ama altımda abımın bmw m5'yi elimde de gold kartım vardı.''***

    ulan görgüsüz ayı, maldan bahseden ilk hangimiz. elini vicdanına koy da söyle, o değnek benim de. seninle hiçbir zaman para pul karşılaştırmasına girmedim, benim babama şu hayatta yapabileceğin büyük hadsizliklerden biriyle hor görmeye kalkınca, ben de babamın bize sunduğu hayatı anlattım. yoksa senin gibi durduk yerde benim altımdaki araba çok süper demedim. bu mal mülk mevzusunun kaynağını sen açıkla bir de bakalım, biz araba mevzusuna nereden gelmişiz. adamsan, önce bu sorunun yanıtını veririsin. eğer bu soruya yanıt vermezsen adam değilsin.

    o kadar zavallısın ki hala para puldan medet umuyorsun, ülkenin en zengin adamı olsan ne olur, sen doktor dövmeyi defalarca savunan hasta ruhlu kokuşmuş bir yaratıksın. durduk yere konuyu paraya getir, olayı saptır saptırabildiğin kadar bakalım, araban da, kartında yerin dibine girsin. ne yapalım lan senin paranı. ben sana fakir olduğun için mi onca lafı söyledim de zengin çıkınca laflarımı mı yutayım. ayrıca şunu da anla para bu dünyada bir tek sizde değil, şu sözlükteki öğrenciler dışındaki çalışan kesim zaten senin hayatına imrenmeyecek paraları kazanıyor, sana bakıp hayıflanıyor mu zannediyorsun. hadi şu sözlükte birkaç mal mülk manyağı olsun, onlar da tutup seni mi kıskanacaklar memlük sultanı? rahmi koç’tan başlasın kıskanmaya ömrü vefa ederse 5.000 yıl sonra sıra sana ancak gelir zaten.

    fındık kadar küçük, mermer kadar pürüzsüz beyinli arkadaşım. hadi sorularla gidelim.

    bizim konumuz neydi?
    senin doktor dövüp bunu sözlükte överek anlatman.

    peki, doktor dövme konusunda susup eski bir entry’i ortaya çıkarıp senin hayatın boktan diyen kimdi?
    sendin arkadaşım, sendin fındığım.

    peki, hemen akabinde benim latımdaki arabayı baban hayal bile edemez diyen kimdi?
    o da sendin arkadaşım, o da sendin fındığım.

    peki, ben neyin üzerine çıldırıp öyle bir entry yazdım?
    senin hadsizliğine tahammül edemediğim, sen kim oluyorsun ki demek için gereksiz bir ispat çabasına girdim. sen boktan dediğin hayat bu, rüyasında bile göremez dediğin babam da bize bunları sağlamış demek istedim.

    peki, ben bu enty’i neden sildim?
    çünkü senin gibi görgüsüz bir embesil yaftasını üzerimde taşımamak için, üslubu yüzünden vermek istediğim mesajı veremediğimi anladığım için entry’i sildim.

    vermek istediğim mesaj neydi, çok zengin olduğumu mu anlatmak istedim?
    hayır asla. bir aile babasının oğlu için verdiği emeğin sadece küçük bir kısmını sana göstermek istedim. hadsizliğini cümle alemin yüzüne vurmak istedim.

    peki, sahip olduklarımdan utandığım için mi sildim?
    bunu düşünecek bir fındık olduğunu bildiğim için tekrar tekrar yazmakta fayda görüyorum.
    1-sahip olduklarımdan niye utanayım, onlar için şükrederim daha iyisi için de çalışıp, çok istiyorsam hayırlısı ile nasip olması için de allah’a dua ederim.

    2-sen öyle olmasını çok istiyorsun ama senin araban yanında kendi arabamın ezileceğini düşünerek silmedin. bir yerde de bunu ima etmişsin zaten. onu sildiğimde sen sadece ‘’babanın bile hayal edemeyeceği arabaya biniyorum’’ demiştin. daha henüz görgüsüzlükte çıtayı aşıp mal beyanında bulunmaya başlamamıştın zaten. o entry’i korkup silmem, mantık olarak da sürece uygun değil zaten.

    3-parayla pulla kendini adam yerine koydurmaya ancak fındıklar çalışır, ben de, sen değilim ki malın mülkün eksikliğinden hicap duyayım. ben sen değilim ki durduk yere arabadan bahsedecek kadar görgüsüz olayım.

    o kadar tartışma mantığından uzaksın ki, kafana yatmayan şeyler söyleyen insanların daha ikinci cümlesi bile bitmeden dövdüğün, o fındığı o kadar kullanmadığın ortada ki konuları saptırıyorsun da saptırıyor.

    ***''tamam mı koç demiştin değil koç'un adamlarının zamanında bizim şirkete gelip beraber çalışalım diye her ay geldiğini bilirim.
    kalkavanlarda devallarda bır tane gemı varken bızde 4 tane vardı ıclerınden bırısının adı da beyhandır. turkıye'nın zamanında en buyuk kuru yuk gemısıydı.

    ıngıltere kralıyet aılesının gemısıydı. tamam mı sekerım.

    mısır dedın kamıle malum olur mu cıdden pasa ben memluk sultanı tomanbay'ın oz torunuyum mahlas da oradan gelır. cok sukur yedı sulalemıze yetecek kadar da orada toprak sahıbıyız.

    heee gelelım sana kolejmıs de 40-50.000 para harcamısmıs. pılotaj egıtımı ıcın 100.000 dolar harcandıgını bılmıyorsun galıba.''***

    vay be adam türkiye gsmh'sının %10'unu oluşturan koç grubu bunların peşinde koşturuyormuş. yav he he deyip bunu geçiyorum. senin meslek eğitimin 100.000 dolarmış, emin ol benim ilköğretim masrafımdan yine de çok değil, o dediğin ücretler seneliği 5.000 lira olan dershane mi var ki kolej olsun ezik.

    onları da geç velev ki ben devlet okulunda okudum ki hayatı boyunca devlet okullarında okuyup hacettepe’yi kazanıp, tus'ta derece yapan arkadaşım var yani devlet okuluymuş, özel okulmuş o da hikaye. bunu bir sinirle yazdım ve sonra da sildim, senin gibi görgüsüz olmamak, arkamdan kendine şu görgüsüze bak dedirtmemek için, sinirim yatışınca sildim anladın mı değnek kardeşim. 1000 sefer anlatsan anlayacağını sanmıyorum ama neyse, anlamaya çalış en azından.

    çok toprağın varmış, yetmez biraz bu toprak ağalığının üzerinde düşünmek için seni ülkenin en büyük toprak ağası yapalım.,binlerce hektar tarlan, binlerce dönüm arazin olsun diyelim.

    bir, bu seni doktor dövme konusunda haklı yapar mı? kesinlikle hayır.

    iki, toprak ağalarının ağası dahi olsan, bu toprak seni önemli bir adam yapar mı, seni bu kişilikle adam sınıfına sokar mı? buna da cevabım kesinlikle hayır.

    bu sadece ve sadece ülkenin kamburlarından olan kendini imtiyazlı sanan bir zümrenin hazır yiyici bir ferdi olduğun anlamına gelir. böyle toprak ağaları yüzünden bu ülkenin üreticisi, köylüsü yoksul, çalışanı, şehirlisi evsiz kaldı. mirasla bölüne bölüne toprağı küçülüp, aileyi besleyemez olup aç kalınca toprağını bıraktı kente gitti, toprak ağalarının şerefiyle hizmetçilik yaptı, asgari ücrete razı gelmek zorunda kaldı. toprak ağalı, bu insanlar birilerinin kapı kulu yapmaya devam ediyor. tabi senin kafan böyle şeylere basmadığı için çalışıp didinerek değil de hazır yiyicilikle gold kartının keyfini çıkartırsın. dedenla kalanla bunları bir an bile düşünmeden övünürsün. allah, bu ülkeye kambur olan, kendini imtiyazlı sanan o kesimin belasını versin, tez zamanda batsın hepsi, batın da kurtulalım şu kamburlarımızdan.

    ha şunu da muhakkak belirmeliyim, ben senin gibi hazır yiyici olmadım. ben, okumanın değerine daha çocukluktan inanmış, ana babasız büyüyen köylü bir babanın, hayatla mücadele ederek, inanıp sebat ederek, ankara'da okurken yurduna otobüs parası vermemek için kar altında yürüyerek giden babanın , inandığı değerlerle yetiştirdiği çocuğuyum . tabi sana bunlar ancak ajitasyon gelir, gelir alay edersin ancak.

    babamın hayat mücadelesini hiç unutmamaya çalıştım bunu unutup o entry'i yazdım ama sakinleşince yakışmaz deyip işte tam da bu sebepten sildim. dedim ya, inan bana takıp, beni kendi çapında hor görmeye kalksaydın, sana sadece güler geçerdim fakat şu hayatta bir şey olamamış bir adamın, babamı hor görmeye kalkmasına sakin kalıp gülüp geçemezdim. o sinirle yazdım fakat babamın öğrettiklerine aksi duracağını düşünüp sildim. bunun dışında başka sebebi de yok kaptan mağara adamı kardeşim.

    ***''ılk senemde 6000 dolar alıyordum ıkıncı senemde de 14000 su an havacılıkla da hıcbır baglantım kalmadı sızın gıbı aglamayıp lanet olsun dedım ve muhendıslık egıtımıne devam edıp sırketımızın basına gecmeyı dusundum tamam mı ınsan demosu.''***

    koç grubunun peşinde koştuğu bir şirketin varisine göre ne kadar da mütevazı paralar. hayalleri uğruna milyon dolarları bırakıp 30.000 lira maaşa razı gelen adamın hazin öyküsüne bakar mısınız? bilememişiz senin kıymetini. ''atom fiziğine de pilotluğa da lanet olsun'' demiş 30 yaşında mühendislik yollarına düşmüşsün ya dostum. tebrikler. alkış alkış, şak şak şak.

    o değil de, sana parayı pulu soran oldun mu? bu neyin ispat çabası arkadaşım?

    bir de şeyi açıklarsan sevinirim biz neye ağlıyormuşuz? hey allah'ım. sabır, sabır.

    bir de farkında mısın doktor dövmekle ne alakası var bunların. kendi reklamını yapmaya doymuyorsun köftehor. bu kadar reklamı hangi amaçla yapıyorsun gerçekten anlamadım. bu neyin ispat çabası? evet hala görgüsüz, ahlaksız, yalancı, müfteri, küfürbaz ve doktor döven adamsın, ayda 1 milyar dolar dahi kazanıyor olman bu durumu değiştirmeyecek.

    belki vakti zamanında iki kuru yük geminiz olsaymış daha az yalancı olabilirmişsin mesela. mantığa bak, kuru yük gemim var demek ki ben haklıyım. iki kuru yük gemim var herkes haksız, üç kuru yük gemim var adam dövebilirim, dört kuru yük gemim var demek ki artık rahatça utanmadan yalan söyleyebilirim. beş kuru yük gemim ve abimin bmw x5'i var demek ki insanlara iftira atabilirim. mantığa bakın, çay demleyin.

    oğlum, dünyan olsa ne olur, sende kişilik, ahlak, terbiye, doğruluk, tevazu yok ki, onları edin önce. garibim. ben senin kadar insanlıktan fakir bir adam daha tanımadım. neyin olursa olsu böyle olduğun sürece yeryüzünün en fakir insanlarından biri olarak kalacaksın. insanlığa açsın.

    ***''arabası varmıs da bılmem ne utanıyorsun oglum kendınden sen utanma mal varlıgımı ben doktum ben utanayım.
    namusunla yalan soylemedıgın ıftıra atmadıgın surece sorun yok kı hepsını de yaptın yalan da soyledın ıftıra da attın. '''****

    noktalama işareti gibi şeyleri kullanmadığın için bu cümleyi anlamakta zorlanıyorum. arabamdan mı utanayım, niye utanayım oğlum, mal mıyım ezik miyim ki arabamdan utanayım. bizim dönemde 150 arkadaş vardı, belki 10- belki 20 kişinin arabası vardı. arabası olmayanlar ölsünler mi yani. bir arkadaşım vardı, belki ailesinin dahi arabası yoktu, bugün, sadece iki sene de hayatı boyunca çalışmasının emeklerini almaya başladı, gitti iyi bir araba aldı. araba aldığını duyunca sanki kendim almış kadar sevindim. onunla verdiği, emekle gurur duydum. demem o ki benim arabam da olmayabilirdi ama bu senin sandığın kadar büyük bir sorun değil. baksana, adam öğrenciyken hep sağ koltuğuma otururdu, şimdi a5’e biniyor. çalıştıkça insanın her şeyi olur, allah yeter ki çalışmayı engelleyecek bir musibet vermesin. onun dışında, her şey ama her şey zamanı gelince olur. insanın bir şeylere sahip olabilmesi için kendisine dedesinden bir şeylerin de kalmasına da gerek yok. sen bu çocuktaki mücadele azmini görüyor musun? babasının arabası yok, kendisi 25 yaşında kendi kazancı ile öyle bir arabaya biniyor. senin araban, dünyanın en ultra lüks spor arabası dahi olsa bu çocuğun arabasının değeriyle ölçüşebilir mi?

    işin bir de diğer yüzüne bakalım. babamın bana aldığı arabayı öper başıma korum, niye beğenmeyeyim arkadaş, babamın bana aldığı arabadan mı utanacağım. adamdan rica etmişim, kırmamış almış. nankör müyüm ben? ayrıca hiç de olmayabilirdi, ölmezdim ya, kendim çalışır yine alırdım. araba almak dert mi? ha ilk arabam bmw x5 olmaz da fiesta olur, 5 sene sonra focus olur, 10 sene sonra passat olur. bu insanların çoğu böyle yapmıyor mu? ayrıca, bunlar olmasa da olur.

    allah, insanı gördüğünden geri koymasın ve de verdikleriyle de görgüsüz bir ayı yapmasın yeter. biz şükretmeyi biliyoruz. keşke o hocam kadar başarılı bir mesleğine aşık ve ameliyathanede çok iyi işler çıkaran bir doktor olsam da citroen c4'e binsem. 45 yaşında cerrahi profesörü olayım da varsın c4'üm olsun. senin gibi mirasyediler de isterse ferrari'ye binsin.

    öyle örnekler var ki, bugün bu ülkede 5 milyon kanser hastası var, 180 tane de onkoloji doçenti ve profesörü var. 30.000 kanser hastasına maalesef bir hoca düşüyor. dahiliye stajımı onkoloji de yaptığımdan bu hocalardan bir tanesini tanımak şerefine eriştim, zaten koca sivas'ta sadece bir tane onkolog vardı. bu adam hacettepe tıp, hacettepe dahiliye, gazi onkoloji ihtisasları yapmış bir adamdı 35-36 yaşındaydı, 10-12 senedir de doktordu ama bindiği araba 2011'de 10 yaşında bir golf'tü, kendi söyledi henüz evi dahi yoktu, hala kiradaydı.

    ama görmeniz gerekirdi, bu adama gelen özel üniversite davetleri artık spam seviyesine ulaşıyordu, adam muayenehaneye her girdiğinde elinde en az 1-2 üniversiteden afili davetiyeler yer alıyordu. cuma günleri hasta yoğunluğu azalınca; ben, dahiliye asistanı ve hocamız öyle havadan sudan konuşuyorduk. laf lafı açtı, ben de cesaret bulup hocam size ne teklif ediyorlar diye sordum, adamın söylediği, ''en az teklif eden burada kazandığımın 5 katını teklif etti.'' bana yalan borcu olmadığına göre söylediği doğruydu.

    demek ki burada en kötü 8.000 alsa, istanbul'da mantar gibi çoğalan bir fakültenin birinde en az 40.000 lira alacak. çok acayip bir para, madem o kadar sordum bari devamını getireyim dedim ve şunu sordum; ''peki hocam neden gitmiyorsunuz?'' adamın dediği şu oldu, ''görüyorsun her gün 100-120 hastaya bakıyoruz, ben burada olmasam sivaslı kanser hastaları tedavi olmak için en yakın yer kayseri'ye gidecek. kayseri sivas arası 180 km, bu adamlar alibaba'dan (merkezden uzak bir semt) hastaneye gelirken bile yeri geliyor zorlanıyor, köylerden gelen kaç hastanın geri dönüş için cebine yol parası koyduğumu hatırlamıyorum bile. yani ben burada olmasam bazısı kayseri'ye gidebilecek ama bazıları sadece yol paraları olmadığı için evlerinde ölümü bekleyecek, reva mı bu onlara. boş ver böyle daha iyi.'' dedi ve der demez gözümde öyle bir büyüdü ki bunu yazarken bile tüylerim diken diken oldu. o hoca gibi bir hoca olayım üniversiteye otobüsle gidip geleyim anasını satayım. bir saniye olsun arabasızlığımla ilgili gocunursam senden daha az şerefliyim. o adam gibi olayım da geçim sıkıntısı çekeyim. zerre üzülürsem namerdim. adamdaki insan aşkına, insana verdiği değere, meslek saygısına bakar mısın?

    doktorların çoğu ülke standartlarına göre iyi hayat yaşıyor doğru ama bu mesleği para kadar paradan puldan çok daha değerli bir şey için de yapıyor. bunu senin gibi vicdanda kusur bulunan kimseler anlayamaz. bir insanı iyi etmenin, allah senden razı olsun doktor bey lafını ondan duymanın güzelliği hiçbir şeyle ölçülmez.

    olay, arabada, evde değil. dedim ya o yazdığım ben de bu var, ben de şu da var temalı entry beni utandırdı, hicap duydum ve ben senin kadar görgüsüz olmamam deyip sildim. yoksa niye utanayım, inançlı bir adamım, utanma gibi bir gaflete düşeceğime veya senin gibi ultra görgüsüz olacağıma allah'a şükrederim. şükürler olsun.

    ***''gramer naziliğiyle, trollükle, fake hesaplarla çözmeye çalıştı.' kıza fake dedın ıftıra attın mı eveettt''***

    of değnek, 6 saattir yazıyorum sanırım sözlükteki en uzun yazımı yazdım, bu kadar beton kafalı olmasan yarım saatte sana derdimi anlatırdım fakat kafan o kadar kalın, aklın anlayıştan kıt ki anlamıyorsun.

    kıza fake demedim, fake olmasından şüphelendim. kızın senin hakkında yazdığı 3-5 entry dışında neredeyse hiçbir entry'si yok, sözlüğe doğru dürüst uğramamış bile, kızı inceleyince ben de böyle bir intiba uyandı, fake veya yancı dedim. tamam fake değilmiş, hadi yancın da olmasın. ne taktın be.

    hata ettik, sonra sildik, kız bana fake geldi ama şüphe dışında bir kanıtım yok dedim mi demedin mi? daha ne yapayım anasını satayım? senin gibi bir adamdan özür dilememi bekliyorsan çok yanılıyorsun, senin gibi gün aşırı doktor dövmeyi yücelten bir adamdan özür dilersem bir daha mesleğimi yapacak yüzüm olmaz.

    o kız mevzusuna gelince evet ondan özür diliyorum. senin gibi müsveddenin fake hesabı olmakla suçladığım için iki kere özür diliyorum. ilk özrüm ona fake dememden, ikinci ve daha büyük özrüm ve asıl af dilediğim nokta ise senin gibi bir insan ile onu bir tutuşum. böyle bir şeyi gerçekten insan insana yapmaz. onu, seninle bir tutarak gerçekten çok büyük hata yaptım tekrar özür diliyorum. umarım affeder, hakkını helal eder. kızcağıza ben de gerçekten büyük haksızlık yapmışım. bu kadar uzun yazıyı okur musun bilmiyorum ama olur da okursan hakkını helal et kardeşim.

    ***'pekı burada nasıl aglıyorsun hemen bakalım (bkz: #35987219) 'adama zerre küfür etmemişim gelmiş başkalarının söylediklerini ben etmişim gibi çıkıp anlatıyor.' demıssın o mesajlastımlarım bana ne demıs pekı.

    allah'tan belasını bulur kim dedi? anan mı?
    itin götüne sokmak lazım kim dedi? anan mı?
    beni dövmeyi kim istedi? anan mı?
    bana ezik hayvan diyen kim? yine mi anan?
    zavallı diyen kim kim kim, oğlu mustafaaa beyy bir beyin oğluuu zor beyin oğlu. beyinsi mi desem.
    tipimi sikmek isteyen vardı bunu diyen kim? anangil mi?''***

    valla kimse yerine bir şey söylemek istemem ama milleti çileden çıkaran bir entry yazıp sonra da tebrik mesajları beklemek ancak senin şizofren dünyanda mümkün olur sanırım. aç yazdığın entry'e bak, ettiğin küfürleri birkaç kez oku, doktorun kafasına çelik botla tekme atıp yerde debelenişini nasıl keyifle anlattığının, onu öldürmek istediğinin farkına var da sonra milleti eleştir. sanki temiz, derli toplu bir entry yazdın da bu insanlar durduk yere geldi sana küfretti. bu senin kaleminden bir sosyopatlık olur ancak.

    olayı düzgünce mi anlattın yoksa şiddeti öve öve mi?

    olayı doğru yollarla mı çözdün yoksa şiddetle mi?

    temiz bir ifadeyle mi derdini anlattın yoksa galiz küfürler ederek mi?

    mesela şöyle mi yazdın da milletten anlayış bekliyorsun;

    -doktor dövme haberlerini okuyunca olmaz öyle şey ne ayıp diyordum ama bugün neredeyse bir doktoru dövecektim. midem ağrıdı, gecenin bir yarısı panik yaptım malum eski kanser hastasıyım, midem de ağrıyınca korktum, kanıyor filan zannettim. doktorun yanına gittim, önce şoförle muhatap oldum, adam işgüzarlık yapıp doktoru çağırmadı ben de iyice sinirlendim, o sinirle doktorun yanına gittim. doktorun uyuduğunu gördüm, uyandırmak istedim kalkmadı, ben de ona; ''sen nasıl doktorsun lan!'' diye bağırdım. içimden dövmek istedim ama bana yakışmaz diye önce allah'a sonra şantiye şefine, sonra da bakanlığa şikayet ettim. hastasıyla ilgilenmeyi kendine zul addeden hekimden hesabımı soracağım. hekimin hastasıyla ilgilenmemesi en az hekime yönelik şiddet kadar kabul edilemez. hekimler, hastalarıyla biraz daha ilgilensinler lütfen. böyle hekimlik olmaz.

    diye yazdın da sana bu doktorlar bu yüzden mi küfrettiler. atılan özel mesajları bilmiyorum ama ben sana özel mesajım yoluyla asla hakaret etmedim, bu entry'e kadar senin başlığında da sana da hakaret etmedim ama bu entry'de hakaretsiz konuşmaya değmeyen birisi olduğunu anladığım için ben de rahat davrandım ama yine de senin kadar ileri gitmedim.

    bir kere insanlara bu kadar küfür edip sonra da küfür yememeyi beklemek zaten aptalca. senin o bozuk, salyalı ağzından küfürsüz, argosuz bir şey çıktı mı da insanlardan saygı bekliyorsun? insanlar seni çoktan unutmuşken, doktor dövmeyi senin cahilliğine vermişken bir anda intikam diye bağırıp herkese bir kulp bulmaya çalışan sensin. insanların 2-3 yıl önceki entry'lerini arayıp buldun, o entrylerdeki açıklarını aradın, malından mülkünden bahsettin, kapında çalıştırmaktan bahsettin, annelerin- babalarına laf attın, kelime hatalarından medet umdun. doğru düzgün anadilini bile yazamayan birisi için gerçekten iyi cesaret. insanların tercihleriyle dalga geçmeye çalışarak nasıl bir ultra mega cahil ve mağara gülü olduğunu cümle aleme ispatladın. senin yazdığın entryler, o kadar aşağı bir seviyeden yazılmış ki inan benim hakkımda yazdıklarını okurken ben nasıl böyle olamamış bir adamlar tartışıyorum hissi yaşıyorum. keşke şu kadar yazdığıma değecek birisi olsaydın.

    ***''haa ılla ıstıyorsan al sana kendınkılerı gostereyım dur.
    (bkz: #35987219)
    'dövmeyi savunan mal değneklerine ne anlatabilirsin? '
    mal degnegı demıssın. kı asıl mal sensın hala dovmeyı savunan dıyorsun aptal mısın yok yok yok oyle bır sey ya gerızekalı gıbı takıldın kaldım savunmuyorum dıyorum oglum aptal mısın?

    aynı yazıntı da 'allah'ın görgüsüz malı' demıs mısın?
    yıne aynı yazın ' geri zekalı ' demıs mısın?

    (bkz: #35053597) 'allah'tan belasını en kısa zamanda bulur umarım.' bunu kım demıs.

    (bkz: #35863308)'
    adamın "mağaradan yeni çıkmış" halleri ne' bunu kım demıs.
    bır de bana kufurbaz dıyor. sen hem kufurbaz hem de yalan soyleyen asagılık kompleksıne sahıp kısısın..''***

    senin hakkında yazdığım ilk entrylerin hiçbirinde hakaret yoktu, gayet alaycı bir dille senin doktor döveme onu savunma rezaletinle alay ederek ve gülerek yazmıştım onları. hadi erkeksen ilk entrylerde de hakaret bul. kim kime ilk önce hakaret etmiş bakalım. bana hakaret edip durduktan, yalan ve iftiralarınla çileden çıkardıktan sonra daha çok şeyi hak etmiş olmana rağmen adece birkaç şey söyledim. ayrıca ben, senin hakkında senin herkese ettiğin iğrenç küfürlerin yanında gayet basit ve temiz kalan sözler söyledim. önce aç bak bana neler demişsin, sonra bak bakalım ben sana ne demişim fakat sen de sıradan bir insanın zekasının zekatı dahi olmadığı için bunları karşılaştıramazsın, karşılaştırıp da farklarını anlayamazsın.

    ayrıca küfür ayrı, hakaret ayrı. ‘’mağaradan yeni çıkmış’’ sözü, söyleyen insanın hicap duymasını gerektiren bir küfür değildir. küfürden öte aslında ad aktarması yoluyla yapılmış bir söz sanatıdır fakat sen mağaradan bir türlü çıkamadığın için böyle şeyleri anlayamazsın.

    gelelim ‘’görgüsüz’’ sözüne. görgüsüz senin içinde bulunduğun durumu çok güzel anlatan tam da üzerine dikilmiş bir sıfat. ayrıca görgüsüz de küfü değildir. hadi bu hakaretse sana görgüsüz dediğim için git beni mahkemeye şikayet et. bakalım ne cevap alacaksın?

    son olarak allah'tan belasını en kısa zamanda bulur umarım sözü de hakaret değildir, bu söz sözlükte bile gg gerekçesiyle silinmez. adaletin ilahi yoldan tecellisi için allah'ıma yalvarıyorum, sana lanet okuyup beddua ediyorum. allah'ımla benim arama mı giriyorsun fasık? senin belan olurum veya şimdi benden belanı bulacaksın deseydim seni tehdit etmiş olurdum fakat ben belanı en yüksek merciden talep ediyorum. evet, gerçekten de umarım ki allah'tan, hak ettiğin belayı tez zamanda bulursun.

    mal değneği ve geri zekalı kısmına gelecek olursam onları gelip senin başlığının altına yazmadım, yani sana, bana yaptığın gibi doğrudan gelip nick altında adi, beyinsiz vs demedim gittim kendi başlığımda ‘’doktor döven ve bunu savunanlar’’ için bir şey yazdım ve doktor döven ve savunanlara mal değneği ve geri zekalı dedim. doktor dövecek kadar aslan, geri zekalıyı üzerine alınacak kadar alıngan bir kedi olman ise sadece senin sorunun.

    ayrıca önce adam ol sonra bizden adamlık bekle. ayrıca bana küfürbaz diyen adama bakın hele;

    -beynini s*kerim,
    -dinini s*kerim,
    -seni öyle s*kerim ki anan hamile kalır,
    -a*cık
    -p*ç
    -g*tümün dumanı
    -adi beyinsiz
    -eziklerin neferi
    -beş para etmezler
    -ne onur ne gurur var
    -dedikoducu yaratık
    -anangil
    -yalancı dedikoducu ve şeref yoksunun
    -kotumun altındaki emziği verem mi?
    -hayvanın yavşağın önde gideni
    -köpekler gibi
    -düdük
    -kotalı zeka sahibi
    -aptal mısın, geri zekalı mı?
    -s*ktiğim götü bana bir daha siktiriyorsun
    -5 para etmez beyinli
    -aciz, ezik

    vs diyen adam, ‘’mağaranın gülü’’ sözüne alınıyor, böyle bir komedi olur mu arkadaşım ya. adam galiz küfürlere takla attırıp yeni küfürler buluyor sonra da mağaranın gülü dediğim için bana küfürbaz diyor, gülmekten öldüm lan. yav he he.

    ben küfürbazım, sen terbiyeli çocuk. doktor dövme konusunu babamın hayal bile edemeyeceği arabaya bağlayan yetinmeyip konuyu memlük sultanı olduğuna bağlayan bu adam kalkmış bana aşağılık kompleksine sahipsin diyor. sen yazdıklarını okumadan mı yazıyorsun kardeşim. 500 yıl önce yıkılan devletin sultanı olduğunu iddia eden birinden gerçi ne beklenebilir ki?

    ***''duzeltme getırıp arabanın fıyatını paylastıgın yazıntıyı da getırırsen sevınırım. cok pıs ezecegım.cunku

    haa param var dıyorsun al bu da nazarlık olsun bu ne lan o zaman ezık.
    (bkz: #35323719)

    ıcerık:
    internetten 400 lira aldığım yeni oyuncağım. iphone'a 2 bin lira veren "az" akıllılardan olamam ben. 400 lira da iyi para ama yeni bebeğim bu parayı kesinlikle hak ediyor. ''***

    ulan zeka geriliğinden muzdarip, babamın bana 20 yaşındayken aldığı arabayla mı utanacağım. beyin fakiri arabam renault megane cc, 2008 yılında 60.000'e almıştık. bu ne merak anlamadım ama umarım ateşini dindirmişimdir. bmw x5 alamadım diye araba almayalım mı? madem 300.000 liram yok o zaman arabasız mı kalayım diyelim. renault ise renault ne yapalım ne yapayım. sen arabayı beğenmeyeceksin diye benzin döküp yakayım mı? 2008 yılında c sınıfı otomobillerde bir cc furyası vardı, o sene astra cc, eos, 307 cc gibi arabalar çıkmıştı. zaten coupe bir araba almak istiyordum, üstü de açık bir olunca gayet de sevinerek ve severek arabaya 5 sene bindim. sivas'ta okuyan bir üniversite öğrencisi hiç de fena bir araba değil ayrıca. hadi diyelim memluk sultanının gallardo sahibi torununa az geldi, yaşım 25 ve iyi bir mesleğim var, daha iyilerine de binerim güzel kardeşim. vakit çok, hayat uzun, mesleğim güzel.

    babamın aldığı arabadan ne utanayım, allah'a ancak şükrederim. şükrederim ki bana gözü gibi bakan, ricalarımı kırmayan bir ana babaya sahibim. onların bana yaptığı, bana aldığı her şeyin başımın üstünde yeri var ki senin gibi maldan mülkten başı dönmüş ne oldum delisi bir adam olmadığım için sadece sağ olup başımda bulunsunlar yeter. bir şey almasalar da olur diyebiliyorum ama sen minimal zekada çağ açan bir adam olduğun için böyle şeyleri anlayamazsın. sultanım çok ezme beni,çok korkuyorum sultanım, adam öğrenciyken alınan arabam yüzünden beni ezecek. şu parlak zekaya bakar mısın?

    ayrıca ben araba mevzusunu durduk yere yazmadım benim güzel kardeşim. sen alakasız bir şekilde, babamın bile hayal edemediği arabaya şu anda biniyorum deyince ben de çileden çıktım sıfırdan didinip bir yerlere gelip oğluna araba alan bir adam var karşında demek istedim. kusura bakma ama babamın attığı tırnak olamayacak kadar değeri olmayacak bir birisine, görgüsüz bir zibidiye babamı ezdiremezdim. böyle bir görgüsüzlükle babamı hor görmeye çalışman resmen kanıma dokundu, kelimenin tam anlamıyla damarıma bastın. ben de bunun siniriyle babamın sadece benim için yaptıklarını göstermek istedim.

    ama bunu derken senin görgüsüzlüğüne cevap olabilecek bir entry yazarak hata ettim. babam hiçbir şey bile yapmamış olsa senin gibi milyon tane zibididen daha değerli adam. onu öyle savunmak yerine, sen kimsin ki doktor dövmek gibi alçakça bir hareketi bir babanın maddi imkanlarının kısıtlılığı ile aklamaya çalışıyorsun demem gerekirdi. sinirden bana yakışanı yapamadım tam aksi bir entry yazıp sakinleşince yakışmadığını anlayıp sildim ama şimdi ise doğru eleştiri noktasını yakaladım.

    diyorsun ki sizin hayatınız çok kötü, ben senin babanın bile binemeyeceği bir arabaya biniyorum. ulan değnek, böyle bile olsa bu senin barbarlığını haklı çıkarır mı? o kadar acz içinde gömülü bir insansın ki insanların açıklarını bulup tartışmayı o noktaya çekmeye çalışıyorsun. benim hatam, senin güya bulduğun maddi açıkların, ben de hiç olmadığını sana anlatmaya çalışmak oldu. halbuki gerçekten parasız, işsiz, aileden yana maddi yönden şansı olmayan bir adam da olabilirdim. senin dediğin gibi maddi açıdan kötü bir hayatım da olabilirdi fakat bunlar benim eksikliğim olmazdı ancak kadersizliğim olabilirdi.

    bir insanın yeter ki senin gibi ahlaktan, doğruluktan, tevazudan, doğru düşünmeden, kibarlıktan yana sıkıntısı olmasın. yeter ki senin gibi müfteri, yalancı, şiddet yanlısı, küfürbaz, görgüsüz olmasın. sen dediğim gibi tanıdığım en fakir adamsın çünkü insanlıktan zerre nasibini almamışsın.

    gelelim iphone 5 mini mevzusuna. fındık kadar küçük mermer kadar kadar pürüzsüzsün bebeğim. buradaki alaydan anlamıyorsun bile. androios diye bir işletim sistemi mi var ki iphone 5 mini'ye koysunlar. ben o entry'de internette satılan replika ürünlerle dalga geçtim. ulan teknoloji özürlü androios'u da geçtim iphone 5 mini diye bir şey var mı? internetin bu çöplüğünde, teknoloji dedikodu sitelerinde bile yok. merak edip şimdi araştırdım. sonra sana değnek dedikçe kızıyorsun. gerçi sen şizofren olduğun için gerçeği ayırt etme yeteneğine maalesef sahip değilsin, seni de anlıyorum.

    internette her yazana inanma kardeşim. hyht beni nasıl trolledi, ben de seni öyle trollemişim işte. hadi benimkisi gerçekten inanılacak bir şeydi, kadın dövmek aslında tam da senin kalemin peki iphone 5 mini uydurulduğu bariz bir ürünü almış olabileceğime nasıl inanırsın, hani ürün yok ki alayım. allah'tan damarları porçöz ile açmak entry'imi, kalp krizine aspirin veren doktor entry'imi filan okumadın. yoksa ne doktorluğumu bırakırdın ne de tıp bilgimi. açık bula bula bunu mu buldun değnek? hey allah'ım, iyi güldürdün beni.

    ha bir de şunu da çok komik buldum, iphone alıp- alamama ile gelir testi mi yapıyorsun sen? hımm iphone'u var zengin, iphone'u yok fakir mi diye düşünüyorsun?. iphone'un varsa doktor dövebilirsin, iphone'un yoksa doktor dövemezsin. kafan çok güzelmiş güle güle kullan canım. telefonumu merak etmişsin telefonum samsun galaxy s7. 350 liraya internetten aldım. 12 inch ekranı var, henüz kore'de bile kullanan olmamış, adamlar teknoloji kaçakçısı oldukları için ucuza satıyorlar. çok memnunum sen de al. yalnız rehberi biraz geç açılıyor ama olacak o kadar. (sadece senin için yasal uyarı: şaka lan şaka)

    ***''haa bu arada k9 egıtmenı dıye bır sey olamaz k9 egıtımı verılır.

    cahıl cocuk k9 bellı baslı komutları almıs ve bılen kopeklere verılen sertıfıkadır. ''***

    oğlum gramer nazisi olmak istemem ama bana cahil demeden önce bir kendi yazdıklarına bak, şoförü şöfor, sürprizi süpriz diye, ağrıyor ‘u ağırıyor, sanırsın’ı da sanarsın yazmışsın, bir yerde küçümsemek yerine azımsamak kelimesini kullanıp iyi bir anlatım bozukluğu yapmışsın. bunlar temel türkçe kuralları, bunları bilmen için öss’ye çalışman yeterliydi. senin öss pek iyi geçmedi sanırım. sahi ne mühendisisin sen? tahminim jeoloji ya da inşaat. tuttu mu güzel kardeşim? :)

    k9 eğitimi konusunda ise haklısın, eğitimini tamamlamış köpeğe k9 deniyormuş. dolayısıyla eğitimini almış köpeği daha üst düzeyde eğitmeyi kast etmiyorsam -ki ne yalan söyleyeyim kast etmedim- k9 eğitmeni olmaz. k9 eğitmeni yerine alman kurdu eğitmeni filan deniliyormuş bu işle uğraşanlara.

    bununla birlikte bu bir cahillik göstergesi değildir, k9’lar benim hayatım boyunca ilgilendiğim bir konu olmadı, herkes k9 hakkında ne biliyorsa emin ol ben de o kadar biliyorum. haberlerden haberlere ne duyduysak ona biliyoruz işte. ''yeni k9'lar sertifikalarını alıp polis timlerine katıldı'' haberleri var ya, senede bir kez muhakkak olur, hatta köpeğe gösteri filan yaptırılır. işte oradan biliyoruz. yoksa niye k8 değil de k9 veya niye l10 gerçekten bilmiyorum. ilgilendiğim bir konu değil, nereden bileyim. bunlar cahillik emareleri değil bunu sen de biliyorsun, ne olur hata bulacağım diye zorlama güzel kardeşim ama türkçeyi düzgün kullanamamak ise nazarımda dört dörtlük bir cahillik emaresi. bana büyük cesaretle kalkıp cahil demesen inan bu cahilliğini de yüzüne vurmazdım.

    ***''haa ya su.' gramer nazılıgı' lafını da bırak yarı turkce yarı ıngılızce ezıkler gıbı ayrıca 'gramer' ne ben bılmıyorum.''***

    valla burada da haklı olduğun bir nokta var ama her zamanki gibi yine eksiksin, yine yanlışlardasın. açık bulmak için yırtınıyorsun ama bulamıyorsun işte, zorlama güzel kardeşim. haklısın gramer yerine dil bilgisi denilebilir hatta nazilik de bizde olmadığına göre’’ gramer nazisi’’ yerine ‘’dilbilgisi bekçiliği’’ gibi bir söz türetilebilirdi fakat gramer naziliği benim uydurduğum bir şey değil, var olan bir kavram, özellikle 9gag'de çok görüyorum. beynelmilel bir söz gibi kabul edip o yüzden söyledim.

    sen de her ne kadar eksik de olsa türkçeyi en iyi şekilde kullanmak hepimizin vatan borcu. zaten aslında havaalanı/havalimanı ayrımı pek de gramerden naziliğe girmiyor, oradan yaklaşıp eksiğimi bulsan daha iyi olurdu. ama bu kavramların sende oturması bir on yılda alacağı için bu yetersiz çabanı yine de takdir ediyor. aferin.

    ayrıca havaalanı ile havalimanı arasındaki fark teknik bir fark olup bu da cahillik göstergesi değildir. hata bulmak için kendini bu kadar zorlama kardeşim. bu farktan yola çıkıp bir tıp öğrencisine sen cahilsin demek genellemenin dibine vurmak, tartışma metotları içinde en kötüsünü seçmek demektir. ayrıca konumuz kimin cahil olup olmadığı değil, senin doktor dövmen. insanların konuyla alakasız entry'lerine bakıp, açık aramak tekrar söylüyorum bu sözlükteki en aciz tartışma yöntemidir. bunu yapan kişi haklı bile olsa tartışma üslubunu bilmediği için haklıyken haksız konuma düşer. yapma bunu güzel kardeşim, yapma. milletin hatalarına bakacağına bozuk diline, imla kurallarından habersiz yazılarına, büyük anlatım bozuklarına, kişilik noksanlarına ve ruhunun ne kadar hasta olduğuna filan bak.

    ikinci olarak yarı türkçe-yarı ingilizce konuşan adamları ben de senin gibi ezik buluyorum böyle yanlışlara düşmemeye çalışıyorum, ama insanız ve kültür emperyalizmi maalesef her yerde. ayrıca bunu bana demeden önce bir kendine baksan iyi olacak. bu gibi yarı ingilizce yarı türkçe konuşma hatasına bizzat sen de düşmüşsün, bir daha ki sefere dyslexia demek yerine disleksi diyebilirsin mesela, türkçe kaynak kitaplarda bu kelime böyle geçiyor, haberin olsun.

    **''sen demedın mı aynı yerde yazıyoruz dıye
    (bkz: #35055429)'
    adam senin benim gibi yazarlık yapıyor'
    al ıste ben de sana dıyorum bız aynı yerde yazacak adam degılız.
    ya hep boylesın once soruyorsun sonra got edınce aglıyorsun.
    tamam lan tamam aglama bır daha got etmeyecegım patates oldun zaten.''***

    ben senin görgü, terbiyen, bilgi seviyen, zekandan dolayı seninle aynı sözlükte bulunmaktan hicap duymadım. doktor dövmek başlığından önce farkına bile varmamıştım senin. geçmişte senle ilgili ne bir fikrim ne de bir ön yargım var. ben seni tanımıyordum ki? sana neden cehalet, zeka, iş güç, para, pul konuları üzeinden saldırayım?

    ben seni doktor dövmeye yazdığın o entry’den sonra tanıdım ve seni insanlara zarar verebilecek potansiyel bir tehlike olarak gördüm. çünkü o entry’de doktoru öldürmekten bahsediyordun. o entry'n üzerine seninle aynı sözlükte yazmayı gerçekten ve gerçekten tehlikeli buldum ki bu kadar şiddet yanlısı bir adamla aynı sözlükte yazmak gerçekten akıl karı değil. seni tanımayan diğer yazarlar cidden tehlike altında, onlarla tanışıp, bir vesile ile seni sinirlendirdiklerinde onlara hakaret edip, onları dövüp hatta öldürmeyi düşünebilecek olmamdan korkup bunu söyledim. kabul etmek gerekir ki şiddet yanlısı, kaba ve sinirden gözü dönünce ne yapacağı kestirilemez birisin. yoksa senin cahilliğinden bize ne, herkes yazıyor zaten. beni asla rahatsız etmezdi.

    ***''ne demıstın sılmesen daha ıyı olurdu sen demedın mı kı fake olan kızın o kıytırık o entry'e sazanladım ınandım sıldım.

    ıste kardesım sen o kıytırık 5 para etmez yazıntıya ınanacak kadar kıytırık ve 5 para etmez beyınlısın.

    bu kadar basıt.''***

    öncelikle eleştiri değil ama klavyenin i tuşuna ne oldu, adamı cidden rahatsız ediyor, tez elden düzelt şunu veya küçük harfle filan yaz. ben silmesem daha iyi olurdu demedim, yazmasam iyi olurdu dedim. varsa bir hatam neden hatamda ısrar edeyim güzel kardeşim, ben sen miyim?

    ikincisi sen de iphone 5 mini entrysine inanmışsın işte. kendimi savunmak için demiyorum ama hyht'nin entry'sine inanmam için yeterince kanıt vardı, çizdiğin profile göre kimse sana bu adam kadın dövmez diyemezdi. bir de elini o kara vicdanına koy da söyle, iphone 5 mini entry'sine inanan bir adam mı beyinsizdir yoksa doktor dövüp sözlükte ballandıra ballandıra anlatan bir adamın kadın dövmesine inanan biri mi?

    ***''prens mı oldun demıs. ben prens dogdum yumurta memluk sultanının torunuyum.

    sımdı gıt ve kosende agla.

    bu soyledıklerımın hıcbırısıne de her zamankı gıbı cevap veremeyeceksın cunku bılıyorum kı dogum esnasında beynını ıcerıde unutmuslar.

    cok acızsın cok bır o kadar da ezık tanınmak ıcın reklam yapmak ıcın her seyı yaparsın.

    zaten o yazıntından da anlasıldıgı uzere saglıklı bır ruh halın yok. bu halle sen doktorluk yapma cok uzulursun. cok can acıtırsın. ben de uzulurum sonra.

    sonucta benı ıyı eglendırıyorsun.''***

    öncelikle sana kötü haberlerim var, memlüklüler çoktan yıkıldı kardeşim, acını anlıyorum. ikincisi 500 yıldır olmayan ve anadolu'ya adım atmamış bir devletin varisi olman bu ülkenin anayasal hiçbir düzeninde sana ayrıcalık tanımaz, hiçbir insana şiddet uygulayamazsın. cumhuriyetin çocukları, osmanlı hanedanını bu ülkede barındırmadı, 500 yıldır ortalarda olmayan ve üstüne üstlük anadolu dışında kurulan bir devletin, varisi olduğunu iddia eden sana mı imtiyaz tanıyacağız, sana mı kendimizi ezdireceğiz? hazır mısır'da darbe ilan edilmişken, oralarda ortalık karışıkken ben de memlüklü devletinin prensiyim de bakalım adeviya meydanından tahrir meydanına şener şen koşuşu ile koşmak nasıl oluyormuş, tecrübe edersin?

    allah bilir sen halifeliğini de ilan edersin yakında ama pardon o osmanlı hanedanının elindeydi de cumhuriyetin meclisi kaldırdı değil mi? neyse fransa'ya git, kendine bir osmanlı kızı al, oradan yürü bakalım, belki bir şey çıkar bakalım. hadi hayırlısı.

    sen 500 yıldır olmayan bir devletin prensi olduğunu iddia ediyorsun ya sana bir sürprizim var ben de yavuz sultan selim'in 26. kuşaktan torunuyum. yavuz sultan selim ki halifeliği memlüklerden osmanlı’ya getirdi, osmanlı’nın ilk halifesi oldu, mercidabık'ta, ridaniye’de memlük devletini yıkarak halifeliği aldı. lise tarih bilgilerinden hatırladın mı? (yaşasın, lise tarih bilgileri) o gün, halifelik gitti elden diye üzülüp ağıt yaktınız mı? bak doğruyu söyle tomanbey’in torunu. ya adamı böyle ayar manyağı yaparlar işte.

    neyse, şakayı bırakalım. tabi ki yavuz sultan selim'in ne madden ne de manen torunuyum. seçme şansım olsaydı emin ol yine de seçmezdim. ben, cumhuriyetin çocuğuyum. sivaslı hacı ömer'in torunuyum, ali'nin oğluyum. dedem köylü, dedemin dedesi köylü. toprak işleyip karınlarını doyuran, barış zamanı unutulup, savaş çıktı mı hemen çağırılan, o savaşlarda ölen, osmanlı hanedanının şatafatı için vergilerle ezdiği bozkırın köylüsüyüm. ben cumhuriyet'e yeni bir hayat borçluyum. senin gibi üfürükten prensleri bırak, albdülhamit'in kendisi mezarından kalkıp, şu cumhuriyete gelse kendimi ezdirmem.

    senin gibi hanedan artıklarıyla asla kendimi bir tutmam, bu kadar övündüğün şeye bir an olsun özenmem. biz kendini bir şey sanan hazır yiyicilere, ülkenin en büyük kamburu toprak ağalarına, tekel sahiplerine benzemeyiz. biz anadolu'ya tutunan, buraya şerefle hizmet eden ve edecek olan, çalışmanın gücüne inanmış, kurtuluşu çalışmakta bulmuş insanlarız. elbet bir gün senin gibi sırtımıza yük olan yiyici, kemiricilerden de kurtulacağız.

    fakat doktor dövmeyi, benim babamın arabası üzerinden meşru kılmaya çalışan, görgüsüz bir maganda için böyle şeyler çok fazla. anlayamazsın, anlayamayacaksın da, seni zavallı.

    al işte, söylediğin her şeye yanıt verdim, seni yine yeniden acınası bir hale soktum hem de tek kelime küfür etmeden, umarım anlayabilirsin ama bu zeka ile bunu başarman maalesef pek olası görünmüyor. zavallım benim.

    o kadar fındık o kadar nohutsun ki kendi yediğin haltlardan başkalarına iftira ederek kurtulmaya çalışıyorsun. tanınmak için her şeyi sen yapıyorsun değnek. konunun arabayla, gold card'la, partiyle, pilotlukla, memlüklü devletiyle, kuru yük gemisiyle, bmw x5 ile ne alakası var anasını satayım. gelip reklamını sen yapıyorsun.

    hadi ben reklamımı yapmak istesem o yazdığım entry'deki hayat da fena değildi, gidip niye sileyim, bırakırım senin nick altında dururdu. ben senin paranı pulunu, hanedan artıklığını, toprağını bilmeden o entry'i yazdım ve sonra yine sen bunları yazmadan 2 saat sonra da bana böyle bir görgüsüzlük yakışmaz deyip sildim.

    senin sadece geri vitese sahip olan bir beyne sahip olduğunu bildiğim için bunu baştan yazıyorum ki, sonra bmw x5'i görünce utanıp sildi dememen için. ancak senin gibi sıkıntılı bir zeka başkasının parası pulundan kendisine, hicap duyabileceği şeyler çıkarabilir. beynin sağlıklı işlese bir başkasının arabası senden daha iyi diye, arabandan utanmazsın zaten, demek ki senin çevrende işler böyle yürüyor. yok güzel kardeşim, bizde birisi araba alınca onun adına seviniyoruz, allah kazadan beladan korusun deyip işimize bakıyoruz. demek ki sizin oralarda birsinin arabası x3 olunca, x5 olanı görüp eziklik psikolojisine giriyor. yani artık öyle görgüsüz insanlar da pek kalmadı ama söylediklerine göre ,senin habitatında başka görgüsüzlerin olduğunu düşünmekten de kendimi alamıyorum.

    ya bir insan bu kadar iftiracı olabilir mi, kendisi kalkıp paragraf paragraf kendini anlatıyor sonra, reklam için değil de babasını ağzına alıp hadsizlik eden adama gerekli lafı söylemek için sinirle yazılan ve sonradan da kendime yakıştırmadığım, görgüsüzlük olarak gördüğüm için sildiğim bir entry'i gösterip sen reklam yapıyorsun diye suçluyor. 4-5 senedir sözlükteyim, 5000 entry yazmışım kendimin hiç reklamını yapmamışım kalkıp doktor dövme olayında kendimi reklam edeceğim öyle mi? buna aklın eriyor mu seni müfteri?

    ruh sağlığım, başkalarının ruh sağlığını düzeltecek kadar, başarılı bir psikiyatr olacak kadar da sağlam. 4-5 sene sonra uzmanlığımı aldıktan sonra gel, seni de tedavi edeyim. henüz şizofren olmasan da şizoaffektif eğilimler gösteren, yetmezmiş gibi ciddi bir kişilik bozukluğu olan ruh hastalığına sahip olan da sensin.

    önce kendin için yaptığın reklamı, sanki ben yapmışım bana gibi iftira attın şimdi de kendi ruh hastalığını bana yakıştırmak istiyorsun. nasıl bir zihni savunma mekanizması, nasıl hastalıklı bir beyin hayretler içerisindeyim doğrusu.

    ha bir de sana daha önce de dedim birinci tekil şahısla çok hikaye yazdım, birincil tekil şahısla yazmak hem daha kolay hem de kişinin ruh haline daha kolay girebiliyorsun. yazdığım hikayelerin nasıl bir edebi değerleri olduğu tartışılır ama o da senin gibi bir mağara gülüyle tartışılmaz. yazmak için yazmaktan başka hiçbir amacı olmayan entry'ler bunlar. o intihar mektubunda da hem gerçek şeyler, (mesela intörnlükten bıkkınlık vs) hem de hikayesellik katan (mesela gazetecilerin odaya girmesi filan gibi) şeyler var.

    birincil tekil şahısla yazdığım her şeye inanırsan;
    (bkz: bir kişiden alınabilecek en büyük intikam/@de nada),
    (bkz: kalp krizi geçiren hastasına aspirin veren doktor/@de nada)
    (bkz: eski sevgilinin kanser olduğunu öğrenmek/@de nada)
    (bkz: yaşamaya karşı alerjisi olan adam/@de nada)
    (bkz: sbs 2013/@de nada)
    (bkz: benimle evelenecek sözlük erkeği arıyorum)

    gibi yazdığım şeylere göre ben 13 yaşında, mühendisliği kazanmış, hazırlık okuyan aynı zamanda kadın doğumcu, bir yakınını kaybetmiş, en yakın arkadaşı ile sevgilisini yatakta basmış, karakollarda sabahlamış bir adam sonrasında da sözlükten koca arayan bir sosyolog kız olmalıydım.

    o hikayede yazdığım kişinin de o sırada intern doktor olması, bazı diyalogların yaşanmış olması o anlattığımın bire bir ben olduğu anlamına gelmez. insan yazarken herkesten ve her şeyden yararlandığı gibi kendi sorunlarından da yararlanabilir. dostoyevski bir kumarbazdır ve kumarbaz'ı yazmıştır ama aynı dostoyevski suç ve ceza'da raskolnikov'a cinayet işletmiştir ama kendisi bir katil değildir. sadece sana özel not, kendimi tabi ki dostoyevski ile karşılaştırmıyorum sadece örnek veriyorum ve ayrıca çok muhteşem hikayeler yazıyorum, edebiyatta joyce 1, proust 2 ben 3'üm de demiyorum. kendime göre bir şeyler yazıyorum o kadar. yazdıklarımın çok iyi olduğunun arkasında durmuyorum, sadece yazdıklarımın arkasında duruyorum.

    ayrıca sözlükte her yazılana da inanma benim güzel kardeşim, mesela;
    (bkz: iphone 5 mini)
    yok ki alayım veya şuna inanıp;
    (bkz: kalp ve damar sağlığı için porçöz içmek)
    porçözle damarlarını açmaya kalkma sakın.
    ya da twitter'dasözlüğün gazına gelip şunu yazma kardeşim;
    (bkz: #acıkögretimtipistiyoruz)

    ben vaktinde kalp ve damar sağlığı için porçöz içmek başlığındaki yazımı dezenformasyon nedeni ile şikayet eden arkadaşa böyle şeylere dünyanın en aptalı bile inanmaz, şakadan anlamıyor musunuz diye kızmıştım ama adam haklıymış bu entryleri ciddiye alacak akılsızlar gerçekten varmış. örnek burada bir yerlerde işte.

    sonuçta beni iyi eğlendiriyorsun demişsin keşke ben de senin gibi bir akıl kusuruna olsam da durumun vahametini anlayamayıp gülebilsem. o kadar insan tarafından acizlik çukurunun dibine konulup üzerine tonlarca toprak atılmasına rağmen gülebilmek maalesef bir güçlülük göstergesinden öte durumun ciddiyetini kavrayamamandan ileri geliyor. sözlükte ne hale düştüğünü anlayamıyorsun, rezil rüsva edildin görmüyorsun, ayar üstüne ayar aldın ama susmayıp kendini daha da rezil ediyorsun. tüm bu rezilliklere gülebilmek mide bulandırıcı bir şey. yüzü olan bir insan susar oturur, ben nasıl bir yanlış yaptım deyip düşünür. neyse senden çok fazla şey beklemiyorum. susup otursan da yeter sonuçta düşünmek senin gibi adamı gerçekten zorlar.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap