5312 entry daha
  • *** dikkat 70 madde içerir ***

    1. fahişelik dünyanın ilk mesleği değildir. zira fahişelik bir meslek değildir. kimse çocuğunun ilerde fahişe olmasını istemez.
    ayrıca, fahişelik de bir çeşit takastır. bunun için de takas sisteminin gelişmesi gerekiyor. yani ilk meslek neydi diye düşünürsek, fahişelikten önce tüccarlık gelir.

    erkek egemenlik, arkaik çağlardan beri var. anaerkillik bile aslında erkek egemenliğe bağlı.
    erkek, sıcak-hareketli-canlıdır. kan burada çok önemlidir. ölüler, soğuktur, cansızdır, hareketsizdir. çünkü kanları akmaz. kadın her ay kan kaybettiği için de edilgen özelliklerle nitelendirilmiştir.
    bu sebeple erkek etken, güçlü, söz sahibi konumdadır.
    tarım öncesi toplumlarda, aile içi- ensest ilişkiler sakat çocukların doğmasına neden oluyordu. ayrıca her avcı toplayıcı toplum varlığını devam ettirebilecek durumda olmadığından, soylarının devamı için, diğer gruplardan kadın kaçırabiliyorlardı. bu da, kadının bir değiş-tokuş nesnesi olmasına neden oldu.
    gerektiğinde, diplomatik ilişkiler bazında, akrabalık ilişkileri kurmak ve çatışmaya girmeden uzlaşmak için kadınlar topluluklar arasında değiş-tokuş edilir oldu ve erkeğin kadın bedeni üzerindeki baskın gücü böylece oluştu.
    anaerkil toplumlarda da ya erişkinliğe ulaşmamış kızlar ya da menapoza girmiş kadınlara saygı duyuluyordu. yani kanaması olmayanlara.

    2. derrida, hani filozof olan, gençken futbolcu olmak istermiş.
    kaynak: cogito, dünya gözüyle futbol sayısı.

    3. e.t. karakteri, filmden önce bir oyuncaktı.

    4. "acının bile komik bir tarafı vardır." tim roth

    5. tim roth ve gary oldman'ın mesajlaşmak için vücutlarını kullanmaları.

    bunun şöyle bir hikayesi var.
    tim roth koluna "gary oldman bence çok seksisin" yazıyor.
    gary oldman'a bir röportajda, etkileyici bulduğu insanlar hakkında soru soruluyor. gary oldman'da , tim roth bunu okumalı diyerek, koluna "tim roth bunlardan biri" diye yazıyor.
    gary oldman '94'te premiere dergisine verdiği kapak pozunda omzuna, "tim roth bence sen de seksisin" diye yazıyor.
    iş komik bir hal alınca '95 yılında tim roth bir dergiye verdiği pozda, alnına "gary oldman hadi yapalım şunu" yazıyor.

    http://i.imgur.com/ipdrf2f.png

    6. klasik gitarla zombie parçası nasıl çalınır
    * listeye bunu eklememdeki tek sebep piçlik.

    7. o çok sevdiğimiz, leylak boyunlu zerafet abidesi audrey hepburn nazi yanlısı değildir. ancak entry'yi 4-5 ayda hazırladığım için, bu maddeyi sonrasında düzeltmeyi unutmuştum.
    ünlü nazi sempatizanları için
    (bkz: günter grass)

    (bkz: louise ferdinand celine) hem de gecenin sonuna yolculuk'a rağmen.

    8. frida kahlo'nun her daim tek kaşlı ve bıyıklı olmaması.

    9. scott olsen. kendisi ırak'a savaşa giden gönüllü bir asker olarak 2 sene sonra sağ salim ülkesine dönmüştür. 2010 yılındaki occupy eylemlerinde gaz kapsülüyle başından vurulur. beyni hasar görür. 2 hafta hastanede kalır ve bir sürü ameliyat geçirir. tabi hukuksal süreç de başlamıştır. mahkemenin sonunda oakland polis departmanı ile anlaşılır ve 4.5 milyon dolar tazminat ödenir kendisine.
    *
    yorumsuz
    *

    10. fransa’da domuzlara napoleon ismini koymak yasaktır.

    11. modern bilimin her zaman istenilen sonucu verememesi;
    çölleşmeyi geleneksel usullerle yenen adam!

    afrika'nın en büyük sorunlarından biri olarak bilinen çölleşmeye karşı bilim dünyasının şu ana kadar yürüttüğü çalışmaların nedereyse tamamına yakını başarısız olurken, kıtanın ücra köşelerinden birinde yaşlı bir çiftçinin uyguladığı yöntem görenleri hayretler içnide bıraktı. yaşlı çiftçinin uyguladığı yöntem, eski olması nedeniyle ilk başlarda hor görüldü; ancak başarıya ulaşıldığı görülünce herkesin takdirini kazandı.
    bölgedeki toprak, uzun yıllar içinde aşırı ekim, aşırı otlatma ve aşırı nüfus yoğunluğu nedeniyle giderek sertleşmeye, verimsizleşmeye ve sonunda çölleşmeye başlamıştı. uusal ve uluslararası araştırmacılar tarafından uzun yıllardır devam eden çalışmalar ise, toprağı kurtarmak için yeterli olmuyordu. sawadogo çölleşmeye karşı kendi geleneksel yöntemleriyle savaşmaya karar verene kadar...
    yacouba'nın kullandığı teknikler oldukça eski olduğu için bölgedeki çiftçiler tarafından alay konusu oluyordu. fakat yıllar içinde ferk edildi ki, yacouba'nın inatla uyguladığı teknikler, ormanı yeniden var etmeyi, toprağı yeniden zenginleştirmeyi başarmıştı.
    "zai tekniği"
    yacouba'nın eski tekniği eski afrika tarım pratiği olan "zai" tekniği... önce sertleşmiş zemine büyük bir çukur açılıyor, sonra içine bitki artıkları ve gübreden oluşan bir karışım yerleştiriliyor. içine ise bölge şartlarına uygun, dayanıklı ağaç türlerinin tohumlarını konuyor. yağmurlu mevsimlerde suyu emen ve muhafaza eden delikler, kurak dönemlerde bitki için gereken nem ve besini sağlıyor. zai tekniğine göre, zeminin 'kurak mevsimde' hazırlanması gerekiyor. bu da bölgede uygulanan tekniğin tam tersiydi. hiç kimse inanmasa da, o inatla çalışmayı sürdürdü. 20 yıl içinde kuraklıktan zarar görmüş 120 dönümlük kurak araziyi, 60 ayrı tür ağaçtan oluşan yeşil bir alana dönüştürmeyi başardı.

    12. ispanya'da komün başkanına alcade (alkad) denilmektedir. bu da endülüs emevi islam devletinde kalma bir tabir olup, "el-kadı" ile tamamen aynıdır.

    13. çöp kelimesi, farsça "çöb"den gelmekte olup, ağaç, çalı, çırpı, saman ve emsali şeylerin kırıntısı anlamındadır.

    14. mark twain'in sakalsız ve genç hali. buyrun
    ayrıca mantık hakkında da şöyle bi yazısı vardır;
    "yetişkin bir kızı olan bir dul kadınla evlenmiştim.
    babam da üvey kızımla tanışınca, ona aşık oldu ve sonunda da kandırdı ve evlendiler.
    böylece babam damadım oldu.
    üvey kızım da annem durumuna geldi.
    karım bir oğlan doğurdu.
    çocuk tabii ki babamın kayın biraderi ve üvey annemin kardeşi olarak benim dayım sayıldı,
    üvey annem de bir oğlan doğurdu.
    böylece kardeş sahibi oldum.
    ama üvey kızımın çocuğu olduğundan,
    aynı zamanda da torunum sayıldı.
    iş bu kadarla da bitmedi.
    karım annemin annesi olduğu için,
    benim büyük annem sayıldı.
    ben de babamın babası oluyordum.
    sonunda kendimin dedesi olmuştum..."
    -mark twain- (mantık hakkında) - biraz mizahi, ama mantık dolu

    15. ay'ın yaşının yaklaşık 4.47 milyar olması. bir alman, bir fransız, bir de amerika'lı bilim adamı ıssız adaya düşerken yanlarında simülasyon laboratuvarı da götürmüşler. yapılan hesaplamalara göre güneş sisteminin oluşumundan 95 milyon yıl sonra, mars büyüklüğündeki bir meteorun dünya'ya çarpmasıyla, ay'ın oluştuğunu hesaplamışlar. yani ay'ın oluşması için bile 95 milyon yıl geçmesi gerekmiş. böyle şeyler zihin kitlenmesine neden oluyor. bir yanda 4.47 milyar yaşında bir uydu, diğer yanda eski sevgili...
    daha fazlası için editi: http://en.wikipedia.org/…ki/giant_impact_hypothesis

    16. teddy bear adı verilen oyuncak ayının theodore roosevelt ile olan bağı. thodore roosevelt ayı avına meraklıymış. güney eyaletlerine düzenlenen bir gezide ayı avına meraklı olan başkana av sırasında yakaladıkları yavru ayıyı hedef göstermişler. ancak başgan insafa gelmiş ve yavru ayıyı vurmamış. bu olay washington post gazetesinde de yer bulmuş. bunun üzerine brooklyn'de dükkan sahibi olan bir aile peluştan bir oyuncak ayı yapar ve gazetedeki karikatürle birlikte dükkanın vitrinine koyar. oyuncak ayının ilgi görmesi üzerine, oyuncak beyaz saraya gönderilir ve başgandan oyuncağa isim babalığı yapması istenir. roosevelt çok gönüllü olmasa da, oyuncağa teddy bear adı verilir. (1903)
    bunun yanı sıra, siyah oyuncak ayılar, titanik'in batmasından dolayı hem yas dönemini temsilen hem de yardım amacıyla piyasaya sürülmüştür. titanik'ten önce siyah oyuncak ayıya rastlanmamaktadır.

    17. gördüğümüz her şey, görmediğimiz bir şeyin gölgesidir. - martin luther king jr.

    18. nivea'nın kar beyaz anlamına gelmesi***

    19. köfte harcına kakao koymak. değişik lezzetler arayanlar için. denendi, %100 çalışıyor.

    20. mutlu olmaya çalışmanın bir mutsuzluk kaynağı olması*.

    21. 1935 yılında mussolini'nin, 1939 yılında hitler'in, 1945 ve 1948 yıllarında ise stalin'in nobel barış ödülüne aday gösterilmesi.

    22. hepimiz amerika'da kızılderililer'in beyazların soykırımına uğradığını biliriz. ama kaçımız bilir japonya'nın ilk sakinlerinin kafkas kökenli, beyaz tenli, sarı saçlı, mavi gözlü, dünyanın en eski dillerinden birini konuşan bir halk olduğunu? asırlar boyu imha edilmiş aino yerlileri. soykırımdan sağ çıkanlardan kalan 12 bin kişi hokkaido adası'nda hayvanat bahçesinde yaşar gibi üniversiteye bağlı bir inceleme enstitüsünün denetiminde yaşamlarını sürdürüyorlar hala. bunlar da hayatta kalmalarını saf olmamalarına borçlular. irkçı japon egemenleri, gözleri hafif çekikleşmiş olanları katletmemişler.

    23. hitler'in, ingiltere'ye saldırmadan önce kral edward ile sömürgeler hakkında pazarlık yaptığı.

    24. aşkın kanıtının terk etmek/edilmek, olması.

    25. umursamamanın kin gütmemeye ve kıskanmamaya yol açması. öte yandan depresyonun da bir belirtisidir. ayrıca umursamamazlık, iktidarı zayıflatır. iktidarın en korktuğu şey, muhalefet değil, ciddiye alınmamaktır. bu yüzden, umursamaz tavrın hastası olmakta fayda var.

    26. kardinallerin, son iki papa da dahil, çoğunun köylüdür ve vatikan'da ilahi kuantum çalışmalarının yapılmaktadır.

    27. anoreksiyanın belirtilerinden biri, parmaklarda şişliktir.

    28. hamamböcekleri besin almadan 1 ay yaşayabilir ve saatlerce oksijensiz ortamda yaşayabilir. dişi hamamböceği tek bir kez çiftleştikten sonra ölene kadar yumurtalarını taşıyabilir. bu da tek bir yumurtalı dişinin koloni oluşturacak potansiyele sahip olduğunun kanıtıdır.

    29. günümüzdeki ateşli silah miktarı, her 8 kişiye bir silah düşecek kadardır.

    30. barutun (9.yy) ateşli silahlarda kullanılması, tüfeğin icad edilmesine yol açtı.
    tüfek (14.yy) ile vurulan kişinin kurşun yaralarının iyileştirilmeye çalışılması tıbbı geliştirdi.
    tıptaki gelişmeler insanın bir makine olabileceği fikrine zemin hazırladı ve 18. yy'da otomatların yapımına yol açtı.
    bu arada zincir sistemi, dokuma tezgahlarında kullanılırken, bisikletlerde de kullanılmaya başlandı. böylece, uçakların yapımına da yol gösterici oldu.
    uçaklar, radarların kurulmasını sağladı.
    radarlar da ilk bilgisayar oyunlarına zemin hazırladı.
    bugün, tıpta bile makinelerle ameliyat yapılabiliyor.
    teşekkürler güherçile.

    31. düzenli alkol alan bir annenin bebeği, alkol kokusunu diğer kokulara göre daha kolay tanır ve seçer.

    32. hugh laurie’nin takip edilesi bir twitter sayfası olması. toodlepip’in arkadaşça bir şekilde “hoşça kal” demek olduğunu öğrendim sayesinde.

    33. hugh laurie’nin sesinin tom waits’in sesinin çatallaşmamış hali olması. http://www.youtube.com/watch?v=ee7fhppccra

    34."indirimden aldığımız sekizinci tişört ile 3. köprü arasında dümdüz bir bağ var"
    http://www.arkitera.com/soylesi/612

    35. http://i.imgur.com/w7q8sky.jpg - 1940'lar, savaş ve londra sokakları.

    36. ekitap.sonsuzlukkulesi.com/evrenin-dokusu.pdf

    37. filmlerle sosyoloji kitabı hakkında
    “filmler asla "sadece film" ya da bizleri eğlendirmeyi ve dolayısıyla dikkatimizi dağıtarak bizi toplumsal gerçekliğimizle ilgili asıl sorunlardan ve mücadelelerden uzaklaştırmayı amaçlayan hafif kurgular değildir. filmler yalan söylerken bile toplumsal yapımızın can evindeki yalanı söylerler. bu nedenle, bu kitabı yanlızca filmlerin toplumsal gerçeği nasıl yansıttığı ya da meşrulaştırdığıyla ilgilenenler değil, toplumlarımızın nasıl olup da kendilerini ancak filmler aracılığıyla yeniden ürettiği konusunda fikir sahibi olmak isteyenler de okumalı. uzun lafın kısası, tam da bu sebepten dolayı filmlerle sosyoloji'yi hemen hemen herkes okumalı.” - slavoj zizek*

    38. dünyadaki ilk çiçek yaklaşık 100 milyon yıl önce açtı. dinozorların nesli tükenmeden az evvel. ondan önce dünya kahverengi ve yeşil renkliydi.

    39. star wars'un imperial march'ı ile, harry potter'ın tema müziğinin birbirine şaşırtıcı derecede benzerlikleri olması.
    zira ikisini de john williams bestelemiştir.
    imperial march
    harry potter theme

    40. leonardo di caprio'nun sadece bir tane arabasının olması o arabanın da elektrikli olması. kendisi kazandığı parayı dikkatli harcarmış ki, yapmak istediği işlerde seçici olabilsinmiş.

    41. öğle yemeği alışkanlığının türkiye'de, 19. yy'da kırım harbi sebebiyle istanbul'da konaklayan ingiliz askerleri sayesinde ortaya çıkması. ayrıca, askerlerin ihtiyaçları doğrultusunda bir çok batı menşeili dükkan da bu dönemde açılmış olup, türkiye'deki ilk mağazacılık örneklerindendir.

    42. kraliçe ii. elizabeth'in, o zamanlar prensesken, ikici dünya savaşı döneminde orduda araba tamiri hizmetinde bulunmuş olması.
    http://imgur.com/bntfwgb.jpg
    http://www.youtube.com/watch?v=r2grmarttws

    43. anthony hopkins'in oyuncu olmadan önce müzisyen olması ve bir vals bestelemiş olması.
    http://www.youtube.com/watch?v=1lgvgekpszo

    44. avcı-toplayıcı grupların üyelerinin haftada 12-20 saat kadar çalışıyor, geri kalan zamanda da dinleniyor oluşu. medeniyetin köleleri ise neredeyse haftada 70 saat çalışıp yılda 2 hafta tatil yapacaklar.

    45. futbolu sevmesiyle ünlü yazar albert camus'nün, ekonomik koşullar sebebiyle, ayakkabıları eskimesin diye kaleci olduğu.

    46. george best, takım arkadaşlarının arasında times gazetesinin bulmacasını çözebilen tek kişidir. bunu söyleyen de pat crerand'dır. ayrıca eric cantona ile oynayamadığı için üzülürmüş.

    47. tanju okan'ın maça doğru adlı şarkısı.

    48. pass the pound! robbie fowler'ın liverpool'da oynarken, maç sırasında 1 poundu bir başka oyuncuya geçirmesi ve 1 pound oyun sonunda kimde kalmışsa, onun biraları ısmarlaması. fowler leeds uni.'da geçtikten sonra bu oyunu orada da devam ettirmiştir.

    49. devekuşlarının kendilerine ait yumurtaları, yumurtanın içindeki civcivin hava alması için oluşan minik deliklerden tanıyabilmesi. devekuşları kuluçkaya yattıklarında, 20 kadar yumurtadan sorumlu olabilirler. bu yumurtaların hepsinin kendisine ait olup olmadığını üzerindeki izlerden veya yumurtanın boyutundan değil, üzerindeki minik hava deliklerinden ayırmakta.

    50. ekonomik ve siyasi araştırmalar merkezi’nin (center for economic and policy research) araştırmasına göre, abd, batı avrupa’nın zaman kullanımı düzeyine geçse, teknolojik değişmeler olmasa dahi oradaki enerji tüketimi %20 azalabilirdi.

    51.aşırı yağış nedeniyle iptal edilen maçın, sonrasında nüfus mübadelesinden ötürü 84 yıldır tamamlanamamış olması.
    http://www.ksk.org.tr/tr/futbol/haber.php?id=1099

    maç 10 mayıs'ta oynanmış ve 5-5 bitmiştir.

    52. marx'ın göz önünde olmasının tarihi arka planı;
    "marx, kendisinden sekiz yaş küçük ferdinand lassalle’den hiç hoşlanmıyordu.

    ikisi de berlin üniversitesinde hegel üzerine çalıştılar. marx doktorasını demokritos ve epikür üzerine yaptı. lassalle ise heraklitos üzerine çalıştı. her ikisi de sosyalist hareket içerisinde ünlendiler. bir süre sonra lassalle, alman proletaryasının kabul edilen lideri oldu. ve kendisine sosyalist hareket içerisinde marx’tan daha iyi bir pozisyon edindi. bu arada lassalle 1863’te komünist manifesto’ya karşı “işçilerin programı”nı yazdı. işte bu nedenle marx onun için “adam besbelli ki kendisini bizim malımızın varisi olarak görüyor” dedi. ama talih marx’tan yanaydı, 17 yaşında bir kıza âşık olan lassalle, kızın nişanlısı tarafından düelloya davet edildi. ve 28 ağustos 1864’te cenevre’nin varoşlarında yapılan düelloda ağır yaralandı, yatırıldığı otelde üç gün sonra 39 yaşında öldü. lassalle’in ölümü marx için dönüm noktası oldu. lasalle sahneden kaybolunca avrupa’da ünlü sosyalist tek başına kaldı."
    kaynak: http://t24.com.tr/…en-cok-satan-kitap-oluyor,257600

    53. "troubadourlarda olduğu gibi bilinçle ve kendinden emin olarak oluşturulmuş repertuvarların sayısı oldukça azdır. teknik tartışması şiirlerde önemli bir yer tutar ve troubadour şairler tarafından yaratılan şiirlerin tamamı dante hariç olmak üzere ortaçağ şiirinin en yetkin örneklerini oluşturur. “toulouse’lu yedi troubadour” tarafından oluşturulan bir konsül bütün birliği sistematik hale getirerek “gai-savoir” yani öğrenme/öğrenim derecelerini bachelor ve doctor ünvanları ile derecelendirmiştir. * *

    54. leonardo da vinci'nin sıkı bir futbol taraftarı, machiavelli'nin ise oyuncu olması.
    kaynak: gölgede ve güneşte futbol.

    edit54: 16. yy'da futbol oynanıyordu, sadece bugün anladığımız şekliyle değildi. zira keşfedilmemiş kıta güney amerika'da bile maya'lar fitbol oynuyordu ;)

    55. kanarya adalarının adı, sandığımız gibi kuş cinsi olan kanaryadan değil, köpek takım yıldızı olan canis'ten gelir. kuzey yarım kürede köpek takımyıldızı gökte göründüğünde havanın çok sıcak olacağının habercisiymiş. zaten temmuz-eylül aylarında görünüyor. bu yüzden "köpek günü sıcakları" adıyla deyimleşmiş. "dog day afternoon" filmi de adını buradan almış. nereden nereye, insan gerçekten hayret ediyor.

    56. newton'un gözü ile göz boşluğu kemiği arasına çuvaldız sokup aradaki bölgeyi incelemesi ve dayanabilecek kadar uzun süre, çıplak gözle güneşe bakması. güneşe baktıktan sonra bir iki gün boyunca karanlık odada kalması dışında, kendi üzerinde yaptığı iki deneyde de kalıcı hasar oluşmamıştır kendisinde.

    57. einstein'ın ışık hakkındaki teorilerinin televizyon yapımına imkan sağlaması.

    58. dünya futbol kupasında, milli takımların dolayısıyla da o ülkenin en iyi futbolcularının oynaması ve olası sakatlık ihtimallerinin, oyuncuların oynadıkları takımlar tarafından hiç de hoş karşılanmaması. oyuncuyu yetiştiren milli takım değil, oynadığı takımken, milli takımda oynadığı bir maçta sakatlanması direk oynadığı takıma yol-su-elektrik olarak değil, zarar olarak dönmekte. bu da bir başka futbol-fanatizm-milliyetçilik üçgeni...

    59. kısa süreli ilişki arayan kadınların yüzlerinde yara olan erkekleri daha çekici bulması.
    http://news.liv.ac.uk/…ars-increase-attractiveness/

    60. eski bir osmanlıca türkiye haritası

    61. newton fiziği ile gezegen hareketlerinin açıklanabilmesi, ama gezegenlerin nasıl oluştuğunun açıklanamaması.

    62. petrolün bir yakıt olarak kullanılmasında öncülük yapmış kişilerin başında winston churcill geliyor. kendisi 1912'de bahriye nazırıyken, gemilerde yakıt olarak kömür yerine petrol kullandırmıştır.

    63. rusların pavlov'un şartlı refleks araştırmalarından yararlanmaları sonucunda, ikinci dünya savaşında, köpekleri aç bırakıp, sonra da tankın altında yemek bulmaya şartlandırmaları. kasıtlı olarak aç bırakılan köpeklerin, sırtına bir bomba bağlayıp, alman tankları geçerken salı veriyorlar ve köpek tankın altına girdiğinde, boom!

    64. jean paul sartre'ın kedisinin adının nothing olması.
    kedilerle ilgili ilginç detaylar

    65. 1960'larda örgütlenen komünizmle mücadele erzurum derneği kurucusunun fethullah gülen olması.

    66. peynir sadece geviş getiren hayvanların sütünden yapılır.
    http://vimeo.com/62346926

    67. pi'nin sonsuz bir şarkı olması.

    68. avusturalya'da, manzarasını görenlerin hayalkırıklığına uğraması nedeniyle disappointment adlı bir dağın olması.

    69. çöplerden oyuncaklar yapan adam.
    https://www.ted.com/…g_trash_into_toys_for_learning

    70. vader'ın flemenkçe'de baba demek olması. darth baba, büyüksün.
36487 entry daha
hesabın var mı? giriş yap