16 eylül 2014 galatasaray anderlecht maçı

• gruptan çıkmak için muhakkak galip gelinmesi gereken bir maçtı. ama artık bu sonuçtan sonra işler büsbütün zora girdi. kendi evinde iki maç daha oynayacaksın ve rakiplerin arsenal ve dortmund. altı puan yazar diyemezsin. cl'nin bir matematiği vardır. evindeki maçları kazanacaksın, en azından grubun güçlü ekiplerine yenilmeyeceksin ve deplasmandan puan/lar çıkaracaksın.
  
  galatasaray ilk yarıdaki şahsiyetsiz ve silik futbolunun bedelini az kalsın pahalıya ödüyordu. ikinci yarı tam kıpırdanır gibi olmuştu ki yediği golle abandone oldu. işin düzelmesi son dakikada chedjou'nun olağanüstü yaratıcılığı sayesinde oldu. bu da futbol denen oyunun bir cilvesi işte. sen 20 yaşında ilk kez forma giyen bir kaleciye adamakıllı tek bir şut bile çekemeden mağlup olmak üzere iken chedjou ekmeğini taştan çıkarsın.
  
  22 yaş ortalaması olan bir takımla berabere kalmamıza bile sevinmemiz bir yana, her yıl onca gelir elde ettiği ve fenerbahçe'nin cl'ye gidememesinden yararlanıp doğrudan katıldığı turnuvada etkili transferler yapamadığı için takımın ufuklarını bu denli küçülten, bizi veysel sarı izlemeye mahkum eden, transferi son güne bırakıp napoli'nin elden çıkarmaya çalıştığı iki orta karar oyuncuyu bir haltmış gibi önümüze süren yönetimindir başlıca kabahat.
  
  takımın kanatları yok... takımın oyunu çekip çevirecek bir beyni yok. defans desen her topu arkasına kaçırıyor. forvet desen burak'ın insafına bırakılmış. peki ya teknik direktör. iki de birde karakterli takımdan filan bahsediyor ama bu takımda bir karakter de yok. yok oğlu yok işte!..
  
  bir federasyon düşünün ki cl'de ivme kazanmış bir takımını önce teknik direktörünü elinden alarak, sonra da yabancı kuralı gibi neye hizmet ettiği anlaşılmaz bir ucube kararla frenlesin ve kendi takımlarını cl'de eşitsiz bir rekabete mahkum etsin. tüm takımlar ellerindeki yabancıları üstüne para ödeyerek kiralama yoluna gitsin, tazminatlar ödesin, altyapıyla ilgili zorunluluklar getirileceğine, tarık çamdal ve veysel sarı astronomik fiyatlara satın alınsın. işte sonuç ortada.
  
  ey tüpçüler tüpçüsü!... sen ne uğursuz, ne kafasız, ne bozguncu bir herifsin!... el attığın herşeyi kurutup bereketsizleştiriyorsun. takım bu hale geldiyse bunun müsebbibi maddi-manevi tüm takımların kimyasını bozan 5+3 kuralıyla iktidarın tüpçüye yaptırdığıdır.