80 entry daha
  • greg lake'in paris'te yaşadığı dönemde geceleri evine dönerken duyduğu kollu sokak orgunun sesinden etkilendikten yıllar sonra sözlerini peter sinfield ile birlikte yazdığı olağanüstü emerson, lake and palmer parçasıdır. parçanın ortasında paris'teki o melodi de yer alır. söz yazarı ve şair peter sinfield ayrıca king crimson'ın en muhteşem albümü olan "court of the crimson king" ve bu albümden en çok tanınan "epitaph"ın da söz yazarıdır.

    ulaşılamayan aşkı kabullenmişlik ancak bu kadar damardan anlatılabilir:

    "like the sea
    there's a love too deep to show
    took a storm before my love flowed for you
    c'est la vie..."

    fakat özellikle de "like a song, out of tune and out of time..." dediği yerden sonra orkestra girdiğinde artık göz pınarlarınızdaki yaşları daha fazla tutamazsınız...

    sözler:

    "c'est la vie
    have your leaves all turned to brown?
    will you scatter them around you?
    c'est la vie...

    do you love
    and then how am ı to know,
    ıf you don't let your love show for me?
    c'est la vie...

    oh, oh, c'est la vie.
    oh, oh, c'est la vie.
    who knows, who cares for me...
    c'est la vie...

    ın the night
    do you light a lover's fire?
    do the ashes of desire for you remain?

    like the sea
    there's a love too deep to show
    took a storm before my love flowed for you
    c'est la vie...

    oh, oh, c'est la vie.
    oh, oh, c'est la vie.
    who knows, who cares for me...
    c'est la vie...

    like a song
    out of tune and out of time
    all ı needed was a rhyme for you
    c'est la vie...

    do you give,
    do you live from day to day?
    ıs there no song ı can play for you?
    c'est la vie...

    oh, oh, c'est la vie.
    oh, oh, c'est la vie.
    who knows, who cares for me...
    c'est la vie..."

    edit: kamu hizmeti olarak tercümesini de ekleyeyim...

    öncelikle belirteyim: "c'est la vie" fransızca "hayat böyle işte" demek ama bazen bizim "olsun varsın, kısmet böyleymiş" dediğimiz kabullenme belirten anlamda da kullanılır... ben çevirmeden bırakıyorum.

    "c'est la vie...
    yapraklarının hepsi sarardı mı?
    hepsini çevrene saçacak mısın?
    c'est la vie...

    seviyor musun?
    ama ben nereden bileceğim ki,
    sen sevgini bana göstermezsen?
    c'est la vie...

    oh, oh, c'est la vie.
    oh, oh, c'est la vie.
    kim bilir, beni kimin sevdiğini...
    c'est la vie...

    geceleri
    aşıkların ateşini yakıyor musun?
    sana arzunun külleri mi kalıyor?

    bir deniz gibi,
    bu sevgi gösteremeyeceğim kadar derin,
    ancak bir fırtına gerek,
    benim aşkımın sana akması için.
    c'est la vie...

    oh, oh, c'est la vie.
    oh, oh, c'est la vie.
    kim bilir, beni kimin sevdiğini...
    c'est la vie...

    ahenksiz ve usulsüz
    bir şarkı gibi,
    bana tek gereken sana uygun bir şiirdi.
    c'est la vie...

    paylaşıyor musun,
    günü mü yaşıyorsun?
    senin için çalabileceğim hiçbir şarkı yok mu?
    c'est la vie...

    oh, oh, c'est la vie.
    oh, oh, c'est la vie.
    kim bilir, beni kimin sevdiğini...
    c'est la vie..."
31 entry daha
hesabın var mı? giriş yap