61 entry daha
  • görünüşte cidden var olan özgüven. içyüzünü bilemeyeceğim tabi, özlük haklarını ve çalışma koşullarını gerçekten orda çalışmış birine sormak gerekiyor. benim farklı şehirlerde ve farklı şubelerde rastladığım çalışanlarının geneli güleryüzlü, serinkanlı, laf atınca sohbet edebilen ve işini görece olarak iyi yapan tiplerdi. özgüveni millet olarak "fırlamalık, patavatsızlık" şeklinde götümüzden anladığımız için önceki saydıklarım pek tabi bazılarına garip gelebilir.

    öte yandan bazı "özgüvensiz" müşterilerin de ingilizce bir adı olan içecekleri tam telaffuz edemeyince şekilden şekilde girmelerine gerek yok. türkçesi olan şeyi zaten benim de yaptığım gibi "orta boy" vb deyiniz, frappucino gibi alternatifi olmayan içecekleri de söyleyebildğiniz kadar söylersiniz, daha kimseyle alay edildiğini görmedim. hatta kadıköy rıhtımdaki şubede bizzat "üst katta nargile var mı" diye soran benim başörtülü bacıma kasiyer kızın gayet kibar bir şekilde hayır teyzecim vb vb şeklinde açıklama yaptığına da şahit oldum. çalışanların özgüveni sizin özgüvensizliğiniz olmasın yani.

    starbucks'a gidenlere de "zengin - macbook'lu, elit" tipler demeyin kalbinizi kırarım. kapıdan girerken macbook'tan barkod okutmuyorsun, ayrıca kahveye verdiğin para kahve dünyası vb gibi muadilleriyle aynı. üstelik yine çalışanların "cool"luğundan türk işletmeleri gibi yarım saatte bir sipariş verme zorunluluğunuz yok, bir kahveyle bütün gün rahat koltuklarında oturup bilgisayarınızla işinizi görebilirsiniz. kasmayın yani, altı üstü kahve dükkanı.
46 entry daha
hesabın var mı? giriş yap