13 entry daha
  • öğrencilik zamanlarım,o zamanlar meşhur firmada baristalık yapıyorum,akşam kasası da bende,mevsim temmuz akşam saat 21:00 dolayları,bir yandan magazanın rutin kapanış işlemlerine başlamışız,bir yandan da akan misafir yoğunluğu ile uğraşıyoruz ,çok afedersiniz g.tümüzden ter damlayan saatler.
    elemanın biri geldi eller cepte,gayet olağan bir biçimde karşıladık kendisini ,siparişi aldık,ismini rica ettik,eleman arkadaşlarına döndü;"bugün kim olsam ki acaba" esprisini patlattı,ardından"zekeriya kılıbol" dedi(kahkahalar),istifimi bozmadan siparişi kodladım, bardağı gönderdim,ardından kahveyi hazırlayan arkadaş hand off tan(barın sonu) seslendi:" kılıbol beyfendi kahveniz hazır,salon hafiften döndü baktı,bizim ismi söyleyemeyeceğimizi düşünen bu çok fırlama arkadaş gelmeyince,ikinci ve daha yüksek sesle "kılıbol bey latteniz soğuyor" dedi.eleman geldi,"ben size bunun hesabını sorarım bakışları" 'nın ardından,aldığı kahveyi gözümüzün içine baka baka çöpe attı ve gitti. sonraları birkaç kez daha bu arkadaşla denk geldik aynı magaza da,herseferinde kendisine: "hoşgeldiniz kılıbol bey" nezaketini göstermemizden çok memnun kalmış olacak ki bir süre sonra bir daha göremedik kendisini

    kıssadan hisse:isminiz z.kmizde değil(bütün baristalar için diyorum),istersen "gıyaseddin keyhüsrev" deyin.(ki onu da diyen var),hatırlarız,o isimle sesleniriz,kendiniz rezil olursunuz yanınıza sevgilinizi aldığınız bir gün kafeye gelip oturduğunuzda.ondan maceraya,barista ile t.şak geçmeye lüzum yok,efendi olun,barista da göbek atmıyor sizin abidik gubidik isminizi o bardağa yazmaya,

    edit:imla
105 entry daha
hesabın var mı? giriş yap