40 entry daha
  • az önce banyo ardından saçımı kuruturken iki gün önce yere düşürdüğümü, görünce hatırladığım asetat kalemine hamle yaptım. o anda masanın üstünde annemin beş tanesini bir milyon liraya aldığı henüz pakedi açılmamış fiyat performans oranı sınanamamış seloteypler dikkatimi çekti ve öylece kalakaldım. seloteyp aylar ya da yıllar boyu gerek duymayacağım bir şey olarak masamın üzerinde yer edinebilirken ve rahatsızlık yaratıcı olmazken, yerde durmakta olan asetat kalemi sinir bozucu bir hissiyat yaratmaktaydı içimde. durup aslında arasında yetmiş santim gibi bir yükseklik farkı olan iki cismi düşündüm ve yetiştirme tarzımızla yönlendirildiğimiz üzere ya da sadece doğamızda olduğu üzere, yerde duranın daha düzensiz ve rahatsız edici olduğuna bir anda nasıl karar kıldığımı düşündüm. oysaki masamın üstü aylardır bir kaos içerisindeydi, o beşi bir milyona alınmış seloteyplerin bile ne zaman oraya geldiklerinden habersizdim. masamdaki düzendışılık beni hiç rahatsız etmezken yerde masum masum durmakta olan asetat kalemi neredeyse mideme ağrılar sokacaktı, eğer biraz daha onu yerde bırakırsam tüm aklım orada kalacak gibiydi. sonunda ben de dayanamayarak asetat kalemini eğilip aldım ve masamın üzerindeki sonsuz kaosun içine yuvarladım. bu hareketle daha düzenli mi, yoksa daha düzensiz mi, bir odam olduğuma karar veremedim.

    ardından şu ev içindeki düzenliliğime daldım, ikinci katta odamda oturuyordum. yerden, bildiğin toprak seviyesinden tahminen 3-4 metre, deniz seviyesinden ise yüzlerce metre yüksekteydim. dünya üzerinde bile tahminen oldukça dağınık bir noktaydım, ne çevreme başka benzerlerimi topluyor ne de kendimi daha seçilir bir alana koyuyordum. ama bir yandan da yapı kooperatifin müthiş intizamı içerisinde görece bir düzenlilik gösteriyordum başkalarıyla ya da sadece dünya üzerinde bulunarak bu ırkın evren üzerinde bir düzenliliğe sahip olmasını sağlıyordum. ırk seviyesindeki düzenliliğimi belki de evrendeki sırf madde dağılımım açısından bozuyordum. sonunda düzenliliğin mi, düzensizliğin mi daha ağır bastığına karar veremedim. elbette evren düzensizleşiyordu en küçük kavramda bile, ama biz evrene kıyasla küçücük organizmalar hala onu tersi yönde dengelemeye çalışıyorduk, yerden asetat kalemlerini toplayarak. belki de kendi düzenliliğimizi kurarken daha da düzensizleştiriyorduk evreni. nerden bilebiliriz ki? sadece görevi düzensizlik olan küçük varlıklarız belki de...
497 entry daha
hesabın var mı? giriş yap