2 entry daha
  • huxley'in 'cesur yeni dünya'sı gibi kurgularda, üzerinde yürünen çizgi.
    içeriden baktığınızda, aslında tek bir çıkıntı tip hariç insanlar mutlu ve sistem tıkır tıkır işliyor. herkes dahil olduğu sınıftan memnun olacak şekilde koşullanmış, üreme ve kaynak kullanımı denetimli durumda gezegenin de içine edilmeden maksimum verimlilikte yaşanmakta.
    bugün yaşadığımız kaosla, sosyal adaletsizlikle kıyaslayınca insan neredeyse imreniyor.
    ama tam da bu noktada dışarıdan bakma kısmı giriyor devreye, bu kurgudaki insanların şartlandırılma yoluyla mutlu edildiğini biliyoruz, sınıf ayrımı olduğunu biliyoruz, şu an yaşadığımız dünyaya bakarak bu sınıflar arasında bir hiyerarşi görüyoruz ve bir kısım insanın kandırıldığı makineleştiği fikrine kapılıyoruz. oysa belki de aldatılan biziz ve böyle romanlara distopyalara bakarak şu anki özgürlük yanılsamasından memnun olmamız deyim yerindeyse halimize şükretmemiz de bu aldanmayı perçinleyen bir parça olabilir. işlerin böylesine mekanize ve tıkırında olmasının, her şeyin planlı programlı ve en verimli halinde olmasının, belirlenmemişliği en aza indirgeyip güvenli alanlar yaratmanın olumsuz bir durum olduğu fikrine nereden kapılıyoruz?
    yıllardır varolan belirsizlik,ekonomik ve politik anlamda şahsi özgürlük alanları, fırsat ve şans gibi faktörlerle istatistiğe bağlı hayatlara yol açan kaotiklik belki de mutsuzluğumuzun müsebbibi. bu açılardan bakınca işler çok değişiyor.
61 entry daha
hesabın var mı? giriş yap