6 entry daha
  • yazacağım filmlerin bazısı kesin olarak bu listeye ait ama bazısını bana yalnızlık ve melankoli hissettirdiği için koymayı tercih ettim. açıkçası bir yerden sonra sıkıldığım için açıklama eklemedim sondaki filmlere.
    listeyi güncelleyeceğim bu konuda film izledikçe.

    1) nostalghia -andrey tarkovski, 1983

    dünyada yalnız olmak, "ben neden burdayım?" sorusu üzerine bir film. bence tarkovski'nin en iyi filmi.

    2) solyaris -andrey tarkovski, 1972

    lem'in aynı isimli romanından uyarlama. kaybedilmiş yaşamların tekrar hayat bulduğu bir gezegende yalnızlık, insanlık üzerine dolu dolu bir film. tarkovski çektiği filmden memnun kalmasa da izleyicilerinin büyük çoğunluğunu tatmin eden bir film.

    3) offret -andrey tarkovski, 1986

    "hiç hayatının boşa geçtiğini düşündün mü?"

    4) taste of cherry -abbas kiyarüstemi, 1997

    büyük ustanın büyük fimi. intihar üzerine çekilmiş en önemli eser. intihar etmeyi düşünen bir adamın bunu gerçekleştirdikten sonra kendisini gömmesi için birini bulmaya çalışmasını anlatıyor. yalnızlık ve intihar üzerine birçok diyalektiğin geçtiği bu şaheseri izlemeden ölmeyin.

    5) three colours blue -krzysztof kieslowski, 1993

    kocasını ve kızını trafik kazasında kaybeden bir kadının yalnızlıkla baş etmeye çalışması.

    6) three colours red -krzysztof kieslowski, 1994

    insanlıktan ümidini yitirmiş yalnız, nefret dolu bir adam (thomas bernhard'ı hatırlatan bir karakter) ve bu umudu asla kaybetmeyen bir kadının kesişen hayatları.

    7) a short film about love -krzysztof kieslowski, 1988

    bana melankoliyi dibine kadar hissettiren film. kendinden yaş olarak büyük olan bir kadına aşık olan bir gencin hikayesini anlatır.

    8) the double life of veronique -krzysztof kieslowski, 1991

    veronique'in kararlar silsilesinden duyduğu acıyı mistik bir şekilde izliyoruz.

    9) dekalog -krzysztof kieslowski, 1988 (dizi)

    kieslowski'nin on emir üzerine çektiği 10 bölümlük dizi. bence dizi tarihinin zirvesinde.

    10) wild strawberries -ingmar bergman, 1957

    sinemanın filozofu bergman'ın zaman, yaşlılık ve yalnızlık üzerine çektiği film.

    11) winter light -ingmar bergman, 1963

    tanrısı tarafından yalnız bırakılmış bir papaz.

    12) naked -mike leigh, 1993

    sonradan melankoli üzerine daha iyi bir film çekilir mi bilmiyorum ama şu an melankoli üzerine çekilmiş en iyi film. melankoli dediğinizde aklınıza basit bir melankoli gelmesin. varoluşun verdiği acı, yaşanan hayatın şu ana getirdiği acı tecrübeler, toplumun dinamiği, yalnızlık ve din gibi olguların tümü üzerine konuşulan çok kasvetli bir film. filmin çekildiği sırada yönetmen mike leigh ve başroldeki david thewlis'in o sırada sıkıntılı zamanlar çektiği bir dönemde doğaçlama sahneler bulundurduklarını unutmayalım.

    13) oslo 31. august -joachim trier, 2006

    bir filmi izlediğinizde bu filmin şaheser olup olmadığını kolayca anlayabilirsiniz ama öyle filmler vardır ki bu odakla çekilmiş olmadığı halde çok başarılı bir hal alır. oslo 31. august yalnızlık ve bağımlılık üzerine çekilmiş harika bir film. araya küçük edebi parçaların eklenmesi ile film daha da güzel bir hal alıyor. aslında bu filmi listenin başına koymak isterdim ama ustalara saygısızlık etmek istemedim. bu başlık altında mutlaka izlenmesi gereken bir film.

    14) reprise -joachim trier, 2011

    joachim trier'in oslo gibi bir film çekeceğini haber veren ayak sesleri. genç arkadaş grubunda yazarlık macerası bulunun iki üyenin odak noktası olduğu bir film.

    15) another woman -woody allen, 1988

    hayatınızı gözden geçirmenize sebep olan bir film. çok geç olmadan izlenmeli. woody allen'ı aşan bir film. tabi ki gena rowlands faktörünü es geçmemek gerekir.

    16) a single man -tom ford, 2009

    ülkemizde yky tarafından yayınlanan christopher ısherwood'un "tek başına bir adam" adlı romanından uyarlama. ingiliz edebiyatı profesörü george hayat arkadaşını kaybetmesi ardından yalnızlıkla baş etmeye çalışır. cinsel kimliğinin henüz toplum tarafından kabul edilmediği bir hayatın yanına bir de bu yalnızlık gelince karakterimiz derin bir melankoli yaşar. bu filmde de colin firth faktörünü es geçmemek gerekir.

    17) synecdoche, new york -charlie kaufman, 2008

    hayat gibi anlaşılması zor ve karmaşık bir film. filmin bazı bölümlerine anlam veremeyecek olsanız da büyük bir bölümünde hayatınızdan kesitler göreceksiniz. tiyatro yazarı olan caden cotard'ın yazmaya çalıştığı oyun içinde kayboluşu ve bu sırada yalnız kalışı üzerine bir film diyebiliriz ancak izledikten sonra siz farklı şeyler düşünebilirsiniz.

    18) anomalisa -charlie kaufman, 2015

    bir ik uzmanı olan michael stone hayatından sıkılmıştır ve yalnız hisseder. yazmış olduğu kitaplar için bir otelde konferans verecektir. hayatın monotonluğundan neredeyse kafayı yiyecek olan stone farklı bir şey fark eder ve onu kovalamaya başlar.

    19) dancer in the dark -lars von trier, 2000

    lars von trier'in acı filmi. gözleri neredeyse tamamen kör olma noktasında olan björk ablamızın oğluna güzel bir gelecek bırakmak için çabasını izliyoruz.

    20) dogville -lars von trier, 2003

    yalnız ve yabancı olmanın en karanlık yanını izliyoruz.

    32) melancholia -lars von trier, 2011

    o melankoli duygusu nereden geliyor? gezegenlerin etkisi mi yoksa içimizde mi var?

    not: filmdeki tüm erkeklerin basit yaratıklar oluşu da bilemiyorum biraz seksist larscım.

    22) in the mood for love -wong kar-wai, 2000

    şahsen bu filmi sevmiyorum ama yapış yapış romantik filmlerin yanında güzel bir sinematografiya sahip oluşuyla çok önde. iki çift iki ayrı daire birinin kocasını diğerinin karısını pek göremiyoruz. bu yalnızlığın içinde kalan iki insanı izliyoruz.

    not: değişik bir apartman yaşamı var insanların.

    23) chungking express -wong kar-wai, 1994

    umutsuz aşıklar ve yalnızlıkları uzak doğu'da izliyoruz.

    24) angst essen seele auf -rainer werner fassbinder, 1974

    yalnızlıkla başbaşa kalmış yaşlı bir kadının, sınıf ve yaş farkının olduğu varsayılan otantik bir barda tanıştığı ali ile hikayesini izliyoruz. toplum baskısına rağmen hayatını yaşamaya çalışan emmi'nin mücadelesi. kola ve kuskus bu filmde önemli bir yeri vardır.

    25) los lunes al sol -fernando león de aranoa, 2012

    ispanya'da yaşanan grev olayları sonrası işsiz kalan birkaç adamın dostlukları ve yalnızlıklarını izliyoruz. ah o ışık!

    --- spoiler ---

    -bugün günlerden ne?
    +pazartesi

    --- spoiler ---

    26) knight of cups -terrance malick, 2015

    kendini hayatın büyük hareketine kaptıran bir hollywood yazarının kaybolduğunu fark ettikten sonra hayatını yeniden anlamlandırmaya çalışması. film çoğu kişi tarafından sevilmedi ama belki siz de benim gibi seversiniz.

    27) bizim büyük çaresizliğimiz -seyfi teoman, 2011

    aramızdan erken ayrılan seyfi teoman'ın barış bıçakçı'nın aynı isimli romanından uyarlama olan bu film iki arkadaşın yaşamına bir genç kızın girişi ile değişimini izliyoruz. melankolik denmez ama naif bir yalnızlık yanı var.

    28) hotaru no haka -isao takahata, 1988

    ikinci dünya savaşı'nın halka çektirdiklerini yalnız kalan iki kardeş üzerinden izliyoruz. gözyaşı garanti.

    29) kárhozat -bela tarr, 1988

    köpekler, yağmur, çamur ve karanlığın içinde yalnızlığını, umutsuzluğunu mahalle köşesinde tek umut kapısı gibi görünen bir barda arayan bir adamın hikayesi anlatılıyor.

    30) me and earl and the dying girl -alfonso gomez-rejon, 2015

    iki sinefil gencin ve ölen bir kızın hikayesi. fazlasıyla hoş bir film. wes anderson sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir film.

    31) wings of desire -win wenders, 1987

    insanları yukarıdan izleyen meleklerin yalnızlığı, izledikleri ruhların yalnızlığı.

    bir adet nick cave içerir.

    32) paris texas -win wenders, 1984

    insanların kafasına vura vura izletmeye çalıştığım aile ve ikili ilişkiler üzerine mükemmel bir melodram.

    33) biutiful -alejandro gonzález ıñárritu, 2010

    uxbal iyi bir baba olmak istiyor hatta iyi de bir baba, kapitalist düzen kendisini bu uğurda yalnız bırakıyor. barcelona'nın pis sokaklarına, pis evlerine, pis yataklarına giriyoruz.

    34) du levande -roy andersson, 2007

    fazlasıyla sürreal bir film bu filmden ne melankoli ne de yalnızlığa dair bir şeyler de çıkarmaya bilirsiniz.

    35) shame -steve mcqueen, 2011

    kendi yalnızlığı, tatminsizliği içinde boğulan bir adamın uçlarda bir cinsel yaşam sürmesi ve kardeşine duyduğu sevgiye dair vurucu bir film. michael fassbender'in zirve oyunculuğu için bile izlenebilecek bir film.

    36) the station agent -thomas mccarthy, 2003

    nam-ı diğer tyrion lannister'ın döktürdüğü bir film. karakterimiz kendi yalnızlığını sürmek için gözlerden uzak bir yere taşınır ancak insanlar onu pek yalnız bırakmaz.

    37) detachment -tony kaye, 2011

    albert camus'nun alıntısıyla başlayan film camus'un kitaplarında varoluşun biraz daha sert olanını izletiyor bize. öğretmenlik yapan bir adamın umutsuz insanlarla olan ilişkisini, edebiyat ile harmanlanmış olarak izliyoruz.

    38) rosetta-jean-pierre & luc dardenne, 1999

    yalnızlığın en gerçek hali.

    39) gişe memuru -tolga karaçelik, 2011
    40) anayurt oteli -ömer kavur, 1987
    41) sonbahar -özcan alper, 2008
    42) calvary -john michael mcdonagh, 2014
    43) youth -paolo sorrentino, 2015
    44) la grande bellezza -paolo sorrentino, 2013
    45) i stand alone -gasper noe, 1998
    46) uzak -nuri bilge ceylan, 2002
    47) incendies -denis villeneuve, 2010
    48) we need to talk about kevin -lynne ramsay, 2011
    49) jagten -thomas vinterberg, 2012
    50) the science of sleep -michel gondry, 2006
    51) her -spike jonze, 2013
    52) 4 months, 3 weeks and 2 days -cristian mungiu, 2007
    53) l'eclisse -michelangelo antonioni, 1962
    54) la notte -michelangelo antonioni, 1961
    55) amour -michael haneke, 2012
    56) the royal tenenbaums -wes anderson, 2001
    57) hotel chevalier -wes anderson, 2007 (kısa film)

    58) un homme qui dort -bernard queysanne, 1974

    georges perec'in ülkemizde "uyuyan adam" adıyla metis yayınevi tarafından çıkartılan kitabın birebir uyarlaması. insan olmanın verdiği acı.

    59) to vlemma tou odyssea -theodoros angelopoulos, 1995

    2007'de bir yazar yazmış zaten yazılması gerekeni "çok karamsar, yaralayıcı bir filmdir. ama zaten daha çok böyle filmler çıkmıyor akıldan."

    --- spoiler ---

    kurduğumuz tüm hayallere rağmen değişmeyen dünyanın şerefine.
    --- spoiler ---

    60) hayat var -reha erdem, 2008
    61) demolition -jean-marc vallée, 2015
    62) en passion -ingmar bergman, 1969
    63) till det som är vackert -lisa langseth, 2010
    64) garden state -zach braff, 2004
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap