120 entry daha
  • bir kere anlaşalım, paramı geri verin lan seviyesinde bir film değildi, lakin çok derin anlamlar olan film olduğuna da emin değilim..

    seyircinin çözmesi istenen imgeler ve masalsı gerçek kurgu havada uçuşuyor, iyi güzel ancak kabız bir ilerlemeye sebep olan kopuk diyalog ve sahneler, durgun oyunculuklar, hayatın doğal akışını ve istanbulu da hissettirmek için araya sokuşturulan yancı konular tüm kurguyu zedelemiş..

    ama yine de azmettim alt metin okuyup teorimi ürettim.. ferzan özpetek bunları anlatmak istememiş olsa bile, beyin jimnastiği yapmak için birkaç kez daha izlenmeyi hakeden bir film

    --- spoiler ---

    ilk başlarda deniz ve çevresindekiler herşeyi biliyor ve orhan'ı kitabı mükemmel hale getirmesi için bu kurgunun içine sokuyorlar diye düşündüm.. sonra deniz ile orhan'ın aynı kişinin yansımaları olduğu fikri ağır bastı..

    orhan, deniz ve neval'in arabayla partiye gittiği sahnede, deniz romanlarında gerçek ile kurguyu beraber kullanmayı sevdiğini söylüyordu.. yine gökdelendeki partide neval ile orhan arasında masal ile ilgili bir diyalog geçmişti.. aslında bunlar izleyiciye bir uyarı gibiydi bence, izleyeceklerimiz aslında deniz'in romanının bir yansıması, lakin orhan'ın hikayesini barındıran gerçek bir timeline'dan kesitler de var, kişilerin hikayelerini romandan bilen orhan'ın güncel kişilikleri çözmeye çalışmasıyla masalsı şekilde gördüklerimiz de var..

    bir yandan da eğer deniz ile orhan aynı kişilerse bunlar aynı insanın farklı zaman dilimlerindeki yansımaları.. tabi araya serpiştirilen kanat, ölüm teması, arabada-odada kapalı kalma gibi çeşitli imgeler de, aradaki boşlukları doldurmamız için..

    mesela yusuf çatıda orhan'a arabada olanı unutabildin mi dedikten sonra neden zombi dedi?? sen o olaydan sonra yaşayan bir ölüsün mü demek istedi? deniz'in küçükken arabaya kapatılması ile orhan'ın çocuğunun arabada unutularak ölmesi aynı olayın temsilleri miydi? öyleyse tanıyordu orhan'ı yusuf, demek ki orhan deniz'di..

    ve oğuz karakterine kimse anlam veremese de, bir detay, deniz'in odasındaki kurt heykelciğinin yarım kalmış versiyonu oğuz'un gökdelendeki evinde duruyordu ve deniz'in öldüğünü kabullenin diyip yarım kalan romanı kendisi tamamlayacağını söylüyordu.. belki oğuz, bu timeline'da deniz'in (yani şimdiki orhan'ın) gelecekteki haliydi?

    tüm bu anlattıklarımdan yola çıkarak şöyle bir alt metin ve teori sunuyorum; aslında 3 karakter, deniz'in id, ego ve süper egosunu betimliyor; deniz, doyumsuz ve saldırgan arzuları temsil eden "id" ( hatırlayın, teyzeleri deniz için doyumsuz demişti, biseksüel eğilimi, bencilliği ve maymun iştahlılığı ortada); orhan, "ego" ile dengeyi kurmaya çalışan ve sorumluluk bilinci yüksek yönü (yusuf neval ikileminde neval aşkını ön plana çıkaran, alkolü bırakma iradesini göstermeye çalışan, neval'in eşinden bile özür dilerken mantıklı bir açıklama ve açık yüreklilik gösteren, ve hatta hizmetçinin ailesine otogara kadar eşlik edip, belki gelir diye köpeğin su kabını yenileyecek kadar sorumluluk sahibi ); oğuz ise arada hortlayan ve id'in aşırı isteklerini baskılayarak kontrol altına almak isteyen ve egoya hiç güvenmeyen, ve hatta baba figürünün yerine geçen "süperego" (yusuf'a aşık olan değil nefret eden tarafı gösteriyor, içki içmeyen orhan'a da güvenmiyor, deniz'in hayran olduğu bir karakter..)

    ve biz yan karakterler üzerinden deniz, orhan ve oğuz olarak beliren bir karakterin hikayesini izledik.. bunlar bir yandan tek bir kişinin psikanalizi idi, bir yandan da farklı timeline'lardaki yansımaları..
    --- spoiler ---
395 entry daha
hesabın var mı? giriş yap