12 entry daha
  • terörizmin masum insanların hayatlarını nasıl ellerinden aldığını oldukça duygusal bir biçimde? ele alan film.

    -spoiler!-
    filmin geneli oldukça duygusal ve bir o kadar da gerçekçi. özellikle iki hikâye beni derinden etkiledi; ilki, silahını vermeyen polisin hikâyesi. yarım saat sonra mesaisi bitecek ve hoşlandığı kızla yemeğe çıkacakken kötülüğün gelip onu bulması. diğeri ise maraton koşusunu beraber izleyen genç karı koca. o gün evden çıkmayabilirlerdi, çocuk tezini yazmaya devam edebilirdi. ama kader ortağı olarak aynı acıyı aynı şekilde paylaşmak zorunda kaldılar.
    -s!-

    boston patlamasını haberlerde izlediğimde iki adet salak islamcının rezil ve tiksindirici bir saldırısı olarak yorumlamış ve bu olayı tamamen unutmuştum. şimdi ülkemizde birilerinin çıkarları doğrultusunda periyodik olarak bombalar patlarken yaşam ile ölüm, kötülük ile sevgi arasındaki farkı daha çok düşünüyorum.

    ankara'da tren garı önünde yitip giden yüz insan, suruç'ta katledilen gençler... biz bunları hakedecek ne yaptık? bu kadar mı seviyorsunuz gücü? nedir masum insanlarla alıp veremediğiniz? niye bu kadar kindar ve gözü dönmüş caniler oldunuz?

    git gide sevgimiz ve umutlarımız da kararıyor bu ülkede. boston gibi yerde üç kişi can verince hissedilen acı buradaki yüzlerce insanın ölümünden daha gerçekçi geliyor bana. hala kabullenemiyorum, bizi öldürerek ne kazanıyorlar ve daha ne kadar kazanmaya devam edecekler? suçumuz sizin gibi olmamak mı? bütün ilahi varlıkların laneti üzerinize olsun. inşallah bu dünyada da hesaplaşacağız.

    neyse, güzel ve dokunaklı bir film. uzun olmasına rağmen kendini izlettiriyor. vıcık vıcık bir amerikan milliyetçiliği ve popülizmi yok, propaganda yapılmıyor. işine gücüne bakan insanların bir anda terör mağduru olmasını anlatan kaliteli bir film. 8/10.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap