8 entry daha
  • entry'yi ilk okuduğumda ve insanların yardım için sıraya girdiğini gördüğümde şaşırmıştım. hiç araba, yazlık, 8 bin tl maaş olmasa bile kadıköy'de evleri vardı yardım edilen kişilerin. fakat eskiymiş, yenilensinmiş. kanser hastası olan annesi sevinecekmiş. kadıköy'de bir ev sahibi olmak demek şu anda kanser hastası olan çoğu kişiden daha iyi durumda olmak demek.

    kanser hastası iken işinden çıkarılıp kirasını ödeyemeyen, devletin ödediği ilaca göre daha etkili ve yan etkisi daha az olan ilacı parası olmadığı için alamayan, ameliyatını devlette yapacak doktor bulamayan özele de parası yetmeyen o kadar çok insan var ki.

    yardım kampanyalarını desteklesem de asla her ihtiyacı olana ulaşılamayacağı için gerçek bir çözüm olarak görmüyorum. (#çare sosyal devlet) yine de bu koşullarda çaresiz kalan insanlar için hayati öneme sahip. fakat kaynaklar sınırsız değil. bu yüzden, sadece kötü niyetli olanlara karşı dikkatli olmamız değil; ihtiyaçları da öncelik durumuna göre sıralamamız gerekiyor. bahsi geçen yazarın durumu kötü de olsa, annesi ev yenilenince mutlu olacak da olsa kanser hastası olup sorunları çok daha hayati olanlar var.

    sanırım burda mesele şu: iyilik yaparak kendini iyi hisseden iyi insanlar var -ki bu muhteşem bir şey-; fakat iyilik yapıp iyi hissetmeye fazla odaklanmış durumdalar. hatta ben bu görüşlerimi o dönemde yazmış olsam "ne kadar kötü düşünüyorsunuz, iyiliğe inanmıyorsunuz, taş kalplisiniz" benzeri duygusal çıkışlar yapılacaktı. bundan sonrası için, bu mistik havadan çıkıp akılcı bir yaklaşımla soruna ve çözüme odaklanılsın derim ben.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap