5 entry daha
  • hızlanmayı yürümenin karşıtı gibi göstermekte olan kitap.

    "hızlanmak mi istiyorsunuz? o halde yürümeyin, başka bir şey yapın; tekerlekleri kullanın, kayın, uçun! yürümeyin."

    güncel kitapları okuduğumda açıkcası kendimde eleştiri hakkını daha fazla görüyorum, görece daha eski kitapların çoğunu yazıldığı döneme kıyaslayacak bilgi birikimim olmadığından bunu her kitapta yapamıyorum. ama bu kitap güncel. felsefe yapayım derken dünyanın gerçeklerinden kaçmayı tercih etmemeliydi yazar. devamında ise yürümenin ilkel bir iş olduğu, hızlanmanın ise çarpık sistemin bir dayatması olduğunu tespit etmiş. özgürlükleri kısıtlayıcı bir dayatma. bu yaptığı çıkarımla böyle görünse de hayatın kerte kerte ilerleyen gelişimine karşı, cevresine adapte olan ve büyüdükçe adapte etme yeteneğini istemli olarak geliştiren insanoğluna kişisel fikrim olarak bir hakaret içermektedir:
    sayfa 12;
    "...yürümek ticari şeylere (ürünler , taşımacılık, sosyal organizasyonlar) bağımlıymış gibi algılanır [yazar spor ayakkabılarına da gönderme yapmış]. bu mikro özgürlükler, sistemin hızını arttırmaktan başka işe yaramaz; böylece sistem sizi daha fazla sınırlar.

    halbuki zaman ve mekandan sıyrılmanızı sağlayan her şey sizi hızdan uzaklaştırır."

    yoo dostum yoo bu hiç de öyle kelime oyunlarıyla felsefesi yapılacak ucuz bir varoluş konusu değil.

    hızın insanı bağımsız kıldığı da karşıt bir fikir olarak gayet ele alınabilir. düşünsel bir metin hayal edecek olursak; bir kişi kolaylıkla aynı hızda yürüyen, ayni işleri yapan kişilerden sıyrılmanın en kolay yollarından birinin hızlanmak olduğunu hayal edebilir. kimisi de çıkıp metinde olduğu gibi yavaşlamak, iki bacağı üzerinde sadece yürümek olduğunu söyleyebilir. ancak hızın varlığı ve artmaya olan meyili ölçülebilir iken, durağanlık geride kalmaya ve unutulmaya mecburdur.

    fiziksel bir gerçek olarak da zaman ve mekandan sıyrılmanın tek yolu, bir ışık kadar hızlı olmaktan geçer.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap