28 entry daha
  • sertab erenerin aşk ölmez kasedindeki en bayıldığım* şarkılardan biri. hep beraber bakıyoruz:

    oturdum bir ağacın altında

    (peki)

    buda gibi bağdaş kurdum

    (buda, bağdaş... e hadi bakalım)*

    kapattım gözlerimi
    açtım kalbimi
    bir uzadım
    bir kısaldım

    (vaktiyle defaten alice in wonderland'i okumuşluğumuz var tabi)

    boşverdim dünya hallerini

    (e bi uza bi kısal senin de işin zor tabi, boşver)

    oturdum bir ağacın altında

    (iş güç yok ohh, keyif)

    buda gibi bağdaş kurdum

    (bkz: buda the crossleg sitter)

    susturdum içimdeki bütün sesleri
    bir yerdeyim
    bir gökteyim

    (hazerfen ahmet çelebi misali)

    boşverdim dünya hallerini
    bu da gelir
    bu da geçer

    (buda, bu da. diyecek sözüm yok, tek kelimeyle enfes*)

    işte tam bu nokta şarkının ağır aksak gidişinden sıyrılma, neler gelir neler geçer bir bir onları sıralama, dinleyicinin ufkunu açma vaktidir.

    artık ne para ne pul

    (bekara karı boşamak kolay tabi)

    ne iş güç

    (bkz: bir meslek grubu olarak şarkıcılık)

    ne istanbul ne avrupa hayalleri

    (fazla geyik, çok sakil)

    yine de buraya kadar nispeten tolere edilebilir. nedir? dünya berbat bir yerdir, kaotiktir, binbir türlü hali vardır, ama bak budaya naapmış adam oturmuş bir ağacın altına, bağdaşını kurmuş, yummuş gözünü, ki zannederim açmış da ağzını, e tabi ye otur ondan şişmanlamış adamcağız. dert de yok tabi boşvermiş dünya hallerini, ohh! mis. boşvermiş adam ne yapsın parayı pulu işi gücü, bi kendisi bir de ağaç zaten, istanbul avrupa geçmiş bunları.... peki ya sonrası:

    trafik mrafik
    aşk meşk

    (geçişlere dikkat: trafik>aşk. yani sen kalk aşk ölmez diye kaset yap, "dön gel nerdesin" de "gel yine acıt canımı" de ondan sonra boşver aşkı diye salık ver millete. ele verir talkımı sertab yutar salkımı)

    geç

    (bekleme yapma)

    bunları geç

    (devam et, devam et)

    hiç dert etme

    (laf-ı güzaf. içi o kadar boş ki şu lafın, oraya sadece boşluk doldurmak için konduğu çok belli)

    asıl güç kendi içinde

    (işte beni koparan, yerden yere çalan, duvardan duvara çarpan cümle. işte sebeb-i cinnetim. işte dilimi düğümleyen işte kelimeleri kifayetsiz kılan söz öbeği. turuncudan bu yana sertabda görmeye başladığımız bir doğaya, "öz"e dönüş merakı, bir mistik güçler, auralar, çakralar, reikiler, feng shuiler, enerjiler..... kervanına kapılıp gitme ve ama yazık ki bunu kendisine mal edememe en azından adam gibi yansıtamama işin felsefesini bir türlü kavrayamama zaafı.)

    her gün başka biçimde

    (farkedildiği gibi gayet boş ve anlamsız sözler yığını devam ediyor. bir yandan da bu cümle bana biraz ilk kasedi hatırlattı* çalmış ama hakkını vermek lazım değiştirerek çalmış, özgün çalmış:))

    ne imf ne abd
    ne ytl

    (tabi her eurovision sonrası ağzına mikrofonu dayayıp basın toplantıları düzenlersen böyle mesaj kaygısına düşer tabi kadıncaaz, naapsın)

    ne a b c d e f

    (d'ye geldiğinde allahtan alfabemizde 29 harf var ya bi de çinli olaydık diye düşünmedim değil)
84 entry daha
hesabın var mı? giriş yap