parfum

• yazarlar arasında bir diziyi yerden yere vuranlar ile yere göğe sığdıramayan ekstrem uçlarda konumlananlar her zaman oldu, olacak. ancak ilk kez bu kadar hemfikir olmuş yazar gördüm bu mecrada bir dizi başlığı altında. genel kanı; olmamış.
  
  herkesin sebebi farklı gibi, benimki kendimden menkul. şahsen ben genel olarak ruh haline göre kalitesiz prodüksiyonları dahi izlerim, çünkü hayatta bazen halet-i ruhiye beni basit işlerle kafa dağıtmaya yönlendirir. zaten ucuz işçilik ararsın, o da gerekir iyinin kıymetini bilmek için.
  
  netflix yapımı bu alman yapımındaki sorun bence kaliteli olup olmadığına karar vermene izin vermiyor oluşu. şöyle ki;
  
  --- spoiler ---
  mesela, diş ile pezevenk denen karakterler iyi tanımlanmış karakterler iken ikincisi bir anda filmin odağından çıkıyor. kasvetli hava ne güzel yansıtılmış derken nadja karakterinin oyunculuğundaki siliklik o kasveti tamamlamıyor aksine izleyicinin içini şişiriyor.
  en ilgi çekici profil ve belki de dizinin hannibal lector’ı olan parfümcü hikayeye girsin diye bekledikçe bekliyorsunuz. dizinin adı parfum, parfümü yapan adam ortalarda yok.
  bazı sahneler ileri derecede rahatsız edici, masum çocuğu öldüren genç elena’nın travmaları yaptığını mantık çerçevesine oturtmazken kızının elinden alınması da içleri ferahlatmıyor. kadın hapse dahi girmiyor.
  çok fazla loophole sunuluyor ve pek azı tatmin edici şekilde dolduruluyor.
  mesela psikiyatristin annesi ondan ölümünü izleyecek kadar nefret ediyor ama sorgulanırken zerre renk vermiyor.
  bilemiyorum doktor bilemiyorum, güzel bir fikir bulmuşlar ama işleyememişler gibi geliyor.
  
  --- spoiler ---