21 entry daha
  • okuyorsun bitiyor, altını çizdiğin satırları yeniden göz gezdirirken kitabı yeniden okuduğunu fark ediyorsun. keşke bu kadar kısa olmasaydı.

    "bu şehrin sabahlarına uyanmak istemiyorum."

    "yaşlılık böyle bir şey işte. insanın aklına geçmişten bir görüntü geliveriyor ansızın. mutluluk ve hüznün karıştığı -ama hep hüznün hâkim olduğu- birbiriyle ilgisiz anların kopuk resimleri. sanki yılların pis kokulu tortusu akıp gidiyor yaşlanınca, bütün o kirli duyguların çapağı temizleniyor. bir o iki duygu kalıyor geriye ve onların hatırlattıkları."

    "ve yeniden inanıyorum ki, bazen hiçbir şey güzel geçmiş bir çocukluk kadar acı vermiyor."

    "sizin yaşınızdayken insan ne çok şey yaşayacağını sanıyor. oysa öyle kısa bir hikâye ki bu."
    "sizin yaşınızdaki halimi hatırlamıyorum bile. birkaç ufak mutluluk ve hüzün anı hatırımda kalan."

    "şimdi de evlenme yaşın geldi diyor. evlenme yaşı: komikleme ad tamlaması. hayır baba. evlenmeme yaşımdayım ben. hem sevmiyorum erkekleri. kadınları çok sevdiğimden değil, yanlış anlamayın. erkeklere özel bir garezim var. aslında evlenmeliyim belki. böylelikle en azından birinin hayatını zehir etmem garanti olur."

    "asıl sahibini hiç bulamamış eski bir mücevherin, kendisine tanrı kadar yabancı bir cepte yol alışı gibiydi otobüsün arka tarafında, cama kafasını dayamış yalnız halim."
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap