35 entry daha
  • demokrasinin köken itibariyle bağlı olduğu antik çağ'dan oldukça farklı özelliklere sahip bir demokrasi biçimidir. aynı zamanda dünyanın büyük çoğunluğunda yaygın olarak kullanılan ya da kullanıldığı iddia edilen yönetim biçimidir.

    peki antik çağ demokrasisi ile liberal demokrasi arasında ne gibi farklılıklar var? temel ayrımı katılım şekli üzerinden yapabiliriz. antik çağ demokrasisi doğrudan katılımı öngörürken, liberal demokrasiler dolaylı katılımı ya da diğer bir ifadeyle 'temsili' öngörürler. bu sebeple liberal demokrasilere temsili demokrasi de denmektedir.

    peki katılım şeklindeki bu değişimin sebebi nedir? bu değişimin temel sebebi toplumsal ve dönemsel farklılıklardan kaynaklanmaktadır. öncelikli olarak, antik çağ'da yerleşim site adı verilen az nüfuslu birimlerde yapılmaktaydı. nüfusun azlığının yanı sıra, demokrasiye katılabilme koşulları da var olan nüfusu azaltmaktaydı. köleler, kadınlar ve yabancıların katılım hakkı yoktu. yani antik çağ'da demokrasi, özgür, beyaz ve erkek yurttaşları kapsayan bir özelliğe sahipti. öte yandan, liberal demokrasilerin uygulama alanları daha çok ulus-devlet ölçekli büyük birimler olması sebebiyle doğrudan katılımı imkansız hale getirmekteydi.

    kökleri antik çağ'a dayanmasına rağmen, insanlık tarihinin büyük bölümünde demokrasinin egemen yönetim biçimi olmadığını görmekteyiz. tarihte daha çok monarşiler, krallıklar, imparatorluklar, derebeylikleri karşımıza çıkmaktadır. demokrasi uzun bir kesinti döneminden sonra 18. yüzyılda liberal değerler aracılığıyla tekrar tarih sahnesine çıkabildi. liberalizm, demokrasinin temel değerleri özgürlük ve eşitlik fikirlerini yeniden gündeme getirerek demokrasinin liberal zeminde ortaya çıkmasını sağladı.

    liberal demokrasinin asıl zaferi 20. yüzyılın ilk yarısında gerçekleşti. yüzyılın başında monarşi, aristokrasi ve oligarşi meşruiyetlerini kaybederken, ikinci yarısında ise savaş sonrası komünizm, faşizm ve nazizm'in saygınlıklarını yitirmesi sonucu demokrasinin tüm alternatifleri yok oldu. demokrasinin tercih edilmesinin sebebi ise demokrasinin sunduğu değerlerde yatmaktaydı. bu değerler, liberalizmin temel değerleri olan bireysel özgürlük, siyasal eşitlik ve temsil idi.

    liberal demokrasi 20. yüzyılın hızla yükselen yönetim biçimi olsa da yüzyılın son çeyreğinde çeşitli entelektüeller tarafından liberal demokrasiye yönelik eleştiriler yapıldı. bu eleştirilerin temel noktası liberal demokrasiyi oluşturan değerlerin bir kriz içerisinde olduğu yönündeydi. bu eleştirilerin ötesinde, jurgen habermas, john rawls, chantal mouffe gibi isimler yeni modeller ortaya koydular. bu modeller temel olarak 'radikal demokrasi' başlığı altında toplandı. habermas ve rawls müzakereci demokrasi modelini savunurken, mouffe ise
    agonistik demokrasi modelini savunmaktadır. bu modellerin her biri uzun uzun anlatılacak modeller olup başka bir entry'nin konusudur.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap