2 entry daha
  • birkaç yıl önce kızılay’da bir dükkanın önünden geçerken bir ailenin içerde hummalı bir şekilde çalıştığını görmüştüm. bir amca, karısı ve genç çocukları. kadın temizlik yapıyor gençler de masaları düzenliyorlardı. bir lokanta hazırlığı yapıldığı belliydi. içleri umut doluydu. emimin o hazırlık aşamasında ne hayaller kurmuşlardır. eminim o sıralar kadın kocasına “ben yemekleri pişiririm, herkes benim yemeklere bayılır. mis gibi ev yemeği. sen kasada durursun. çocuklar da siparişleri götürüler. ne güzel düzenimizi kurarız.” diyordur. ben ise o hazırlığı izlerken içim burkulmuştu. çünkü kapitalist düzende tutunamayıp batacak bir aile lokantası olacağı çok belliydi ama ailenin tüm fertlerinin gözlerinin içi gülüyordu. ben hüzünle yoluma devam ettim. dört beş ay geçtikten sonra tekrar ordan geçerken lokantanın kapalı olduğunu gördüm. tekrar üzüldüm. keşke haklı çıkmasaydım diye düşündüm. ne zaman bir aile umutla bir iş kurmak için harekete geçse içimden “inşallah başarılı olurlar.” derim ama bir yandan da üzülürüm.
hesabın var mı? giriş yap