167 entry daha
  • bayılıyorum her haltı bilirmiş gibi analiz yapanlara. benim oğlum bu insan. annemin babamın bile yüzüne bakmam. ruh hastalığından ezikliğe, yalancılıktan otorite kurmaya çalışmaya kadar bin türlü şey sallamışlar. bunlar birileri için doğru olabileceği gibi benim için de hiçbirisi doğru değil. aslında bir sebebi de yok. konuşurken bir masada karşı karşıya oturmuyorsak kimsenin yüzüne bakmam. ara ara yüze atılan bir bakışla birlikte çoğu zaman etrafa balarım. hatta bir sürü anlam yüklenen şeyleri de yazayım ortam sakinse yere, duvara veya havaya bakarım. dediğim gibi ara ara konuştuğum kişiye bir bakış attığım olur ama bu bakış da tıpkı gözüne bakmayışım gibi gayriihtiyari bir bakıştır. yüz detaylarını incelemem.

    peki bilmişlerden biri bizim için ne buyurmuş? hemen söyleyeyim "eğer biriyle konuşurken gözlerinin içine bakip konuşunca içinizde derin bir rahatsızlık duygusu hissedip hemen gözlerinizi kaciriyorsaniz burada bir sorun olduğundan bahsedebiliriz. özgüven eksikliği, karşıdakine kendini yabancı hissetme, bulunulan ortamdan rahatsız olmak, suçluluk duygusu gibi faktörlerin bir ya da birkaçından bahsetmek mümkün." demiş. e peki güzel kardeşim ben bim'e** gittiğimde de kasiyerin yüzüne bakmıyorum*. şimdi bunda neyin suçundan veya neyin yabancılığından bahsedeceğiz? bir hocamız vardı ve adam ders boyunca tavana bakarak dersini anlatır çekip giderdi. sadece sorusu olan olursa o ilk "buyrun" deyişi ve ardından soruyu dinleyişi esnasında ilgili kişinin yüzüne bakardı. koca üniversitede profesör adam öz güven problemi mi yaşayacak? yoksa çocuğunun kol gibi kredi kartı ekstresini bize anlatırken bizimle birlikte bulunduğu ortamda rahatsız mı olacak? lisans dersi olsa bir nebze anlaşılır. böyle her şeyi bir soruna bağlamak asıl rahatsızlık bence.
229 entry daha
hesabın var mı? giriş yap