1 entry daha
  • efendim, malumunuzdur ki onbeşinci yüzyıl fransızcasında une journee bir gün manasına geldiği gibi aynı zamanda bir spor müsabakası anlamına gelmekteydi. bu analoji yüzünden bir tenis maçında 4 sayıdan olusan 6 oyun, ve bunların 4 tanesinin birleşiminden oluşan maç biçiminde bir skorlandırmaya gidilmiş, yoksa altımışlık sayı sistemi kullanıyoruz, sayıları tek tek sayma kabiliyetimizi kaybettik gibi bir durum hasıl olmamıştır.

    lakin, yine malumunuz olacağı üzere 60'lı modda 60 sıfır etmekte, buna da yine sıfır diyip, seyircilere matematiksel algı problemleri yaşatmaktansa gelin 45'i biz 40 yapalım, 10 10 devam etsin gençler yoluna gidilmiştir. yoksa üstad cecil adams'ın bu sefer yanılıp da söylediği gibi 45'ı kısaltalımdan falan değil. zaten bu sıfır meselesi de ayrı dert, l'oeuf'den mi geliyor, playing for love'dan mı geliyor; bu sorular onyıllardır tenis aşıklarının kafalarını karıştırmakta, gözlerine uyku sokmamaktadır.

    tabi tüm bu etimolojik ıvır zıvır, neden en başta böyle gudik bir sistem kullanıldığını tam olarak açıklamıyor. (oyun numaralarındaki 1-2 diye giden sayılarla oyunun içindekiler karışmasın diyeymiş, peh!) gelin görün ki jerry seinfeld buna da bir açıklık getirmiş, genç dimağları aydınlatmıştı kendi ismini verdiği eğitici programında: eski filmlerde tenis oynayan insanları düşününüz, hepsi uzun pantolonlar, beyaz gömlek ve süveterler giymişler değil mi? ee, kardeşim güneşin altında saatlerce oynanır mı birer birer altmışa varacağız diye uğraşırken, hadi bu sayı da 15 sayılsın! deme alışkanlığı bu ahval ve şerait içinde hemencecik oluşmaz mı?

    biz tabi ki bu açıklamalardan seinfeld'in olanına sadık kalmalıyız, yoksa sırf tipleri benziyo diye sıfır yerine yumurta diyen memleketin etimolojisine mi güvenilirmiş?
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap