• çalınan hayatlar, sonsuz acılar..

    http://www.milliyet.com.tr/…a=ece temelkuran&ver=25
  • (bkz: kurtaramadığımız kardeşimiz)

    //(...)

    erdal eren. kurtaramadığımız kardeşimiz. idam sehpasının gölgesinde bir çırpıda büyüyüvermiş çocuk. yakın tarihimizin bir dönemecinde bıraktık onu. bütün sarılmamış yaralar gibi hâlâ kanıyor.

    (...)//

    kaynak:

    www.radikal.com.tr/default.aspx?atype=yazaryazisi&articleid=898436&yazar=%20&date=25.08.2008&page=
  • hakkindaki ilginc bir yazi:

    http://www.radikal.com.tr/…21.09.2008&categoryid=77

    soralim biz de :
    will all great neptune´s ocean wash this blood? macbeth

    link ölmesi ihtimaline karsilik 21 eylüül 2008 tarihli radikal gazetesinden alintidir:
    "
    erdal eren öldürmedi, silah kazası’

    12 eylül darbesinden sonra erdal eren, er zekeriya önge ’yi öldürdüğü gerekçesiyle idam edildi. önge’nin memleketi giresun valiliği’nin internet sitesindeki ‘şehitlerimiz’ bölümünde önge’nin kaza sonucu öldüğü belirtiliyor

    istanbul - er zekeriya önge’yi öldürdüğü iddiasıyla 17 yaşında idam edilen erdal eren’i ölüme götüren olayla ilgili kuşkulara bir yenisi daha eklendi. 12 eylül yargısının eren’in silahla öldürdüğünü söylediği önge’nin ölüm nedeni, giresun valiliği’nin internet sitesindeki şehitler bölümünde ‘silah kazası’ olarak geçiyor.
    tarih 30 ocak 1980... yurtsever devrimci gençlik derneği üyesi ve odtü öğrencisi sinan suner mhp’li bakan cengiz gökçek ’in koruması süleyman ezendemir tarafından öldürüldü. bu olayı protesto gösterileri sırasında olaylar çıktı. çatışmada er zekeriya önge öldü. erdal eren ise 24 kişiyle birlikte gözaltına alındı. bundan sonra tarihin en hızlı yargılamalarından biri başladı. eren, önge’yi öldürdüğü gerekçesiyle 19 mart 1980’de idama mahkûm edildi.

    dava birbuçuk ay sürdü
    yargılama süreci sadece bir buçuk ay sürdü. eren’in avukatları kararı temyiz etti. yargıtay 3. dairesi idam kararını bozdu. dava dosyası defalarca yargıtay’a gitti ve bozuldu. zaten dava dosyası şaibelerle doluydu. eren, önden ateş etmiş, asker sırtından vurulmuştu. önge’nin vücudundan çıkan kurşunun eren’in tabancasından çıkıp çıkmadığına dair kesin bir rapor yoktu, otopsi raporu da şüpheliydi, erdal’ın 18 yaşından küçük olup olmadığı da araştırılmadı...
    yargıtay 3. dairesi idam kararını iki kez bozunca başsavcılık itiraz etti. dosya yargıtay daireler kurulu’na gitti. bu kez onandı. eren 13 aralık 1980’de ankara merkez cezaevi’nde idam edildi.
    kafalarda pek çok soru işaretleri bırakan olayla ilgili kuşkulara bir yenisi daha eklendi. internet sitesinde ‘şehitlerimiz’ başlığı altında tüm ilçelerdeki şehitlerin isimlerini, fotoğraflarını ve ölüm nedenlerini yayımlayan giresun valiliği, önge’ye de yer verdi. çamoluk ilçesi şehitleri arasında adı geçen er önge’in ölüm nedeni ise ‘silah kazası’ olarak veriliyor.
    eren’in o dönem avukatlığını yapan nihat toktay, silah kazasının ya kendi silahından ya da arkadaşının silahından çıkmasıyla meydana gelebileceğini belirtiyor: “şehit ailelerinin yakınlarına emekli sandığı’ndan maaş bağlanır. maaş bağlanmadığını öğrendik. bağlanmama gerekçesi olarak da kazayla vurulduğu gündeme gelmiş. erin otopsi raporunda kurşunun girdiği yer yazıyor, başka herhangi bir bilgi yok. ailesine ulaşamıyoruz.”

    umay aktaş salman
  • güz sabahı buğusunda bir salkım üzüm mü avuçlarımdaki ne?
    ayışığı yansıyor yüzüne.
    ben böyle bulutsu yüzü, ben böyle ışıksı yüzü
    bir onyedi yaşındakinde gördüm,
    bir de şimdi düşümde.

    (bkz: aziz nesin)
  • 12 eylül cuntasının affedilemeyecek, unutulmayacak, milyonlarca insanın hala ruhunu karartan anılara sahip olmasına neden olan yüzlerce suçundan birinin kurbanı çocuk. cuntacıların yargılanmasını önleyen anayasa maddesinin kaldırılmasını istemenin en birincil nedeni. henüz hesabı sorulamamış bir ukde.
  • sürekli 17 yasinda kalacaktir.

    bu dünyaya, bu evrene lanet etmeye sebep olan olayin musebbipidir.
  • şimdi bana kızılabilir ama göze alarak diyorum ki, erdal eren'in öldürülmesinin anılması lükstür, gereksizdir ve hatta ülkeye yabancılıktır.

    eğer erdal'dan beridir bu memlekette cinayetler olmuyor olsaydı o zaman yirmi sene önceki bi cinayeti anma hakkımız olurdu. oysa şu haliyle muhalif kesimin "bu ülkede sadece erdal öldürüldü, bütün öfkenizi artık esamesi okunmayan bi cuntaya yöneltin" oltasına gelmesinden başka bi şey ifade etmiyor bana.

    senede ortalama otuz kişinin dur ihtarına uymadıkları gerekçesiyle polis kurşunlarıyla öldürüldüğü, terörist diye on iki yaşındaki çocukları kurşunlarla tarayan polislerin beraat ettiği, okul bahçesindeki çocukların polis panzerleriyle ezilerek öldürüldüğü bi memlekette yaşayıp hala sanki tek öldürülen çocuk erdal eren'miş gibi onun yasını tutmak bana yanlış geliyor.

    üstelik o cunta birini işkenceyle öldürdükleri zaman camdan atıp "intihar etti" derlerdi, bugün artık ölenler için "bana kafa attı, beyni o yüzden kanamıştır" diyerek bizimle dalga bile geçen ve hiç bi hüküm giymeyen, çoğu da terfi eden polisler memleketi olduk. linçsever emniyet müdürleri, önüne geleni istediği gibi öldürebilen güç sahiplerinin memleketinde ben hala erdal eren diyemem artık.

    biz onları da biliyoruz ama erdal'ı da anıyoruz diyeceksiniz. ama bilmiyorum, var bi yanlış burda. ruanda'da beş yüz bin insan öldürüldüğünde birinin çıkıp yirmi yıl önce öldürülen birinin adını sayıp yas tutması gibi.. yanlış.

    bu ülke çoktan bitti. mesela yunanistan'da yirmi sene sonra bile aleksandros için anma törenleri düzenlenebilir. çünkü ölen sadece bir çocuktu. ve önümüzdeki yirmi sene boyunca da yeni bi çocuğu öldüremeyecekleri garanti oldu.

    bizdeyse önümüzdeki yirmi sene içinde sadece dur ihtarına uymadı diye -ortalamadan şaşmazsak- altı yüz insan öldürülecek. işkencelerde öldürülecek olanlar, terörist bahanesiyle kurşuna dizilecekler de eklenince kaça varırız söyleyin bakalım.

    bu ülke bitti. erdal eren öldürüldüğünde hala umut vardı bu ülke için.. artık yok. ve hala onun için bi gündem oluşturmak, ondan sonra öldürülmüş yüzlerce -belki binlerce- diğer insan için haksızlık..
  • henüz 17 sinde katledilendir. belki de postal izinin kalbimizi dağladığı gündür 13 aralık, erdalın fiziken aramızdan ayrılışının yıldönümüdür. ne tuhaftır ki yaşıtı sayılabilecek bir genc ay ve gün olarak yakın tarihlerde komsuda katledilmiştir. tıpkı yunanistan halklarının yarattığı alexis'in geceleri gibi, erdal'ın geceleri de yaratılmalıdır ve yaratılacaktır da. çünkü erdal eren 13 aralıkta sadece fiziken ayrılmıştır aramızdan, ruhen ise ölümsüzleşmiştir. isyan ateşi günü gelecek ülkemizde de alevlenecek denizlerin erdalların katillerinden hesabı soracaktır.
hesabın var mı? giriş yap