• kültürsüz olması,
    erkek gibi maskülen bir tavırda konuşması,
    ağız bakımını yerine getiremediği için çürük ve sarı dişlerinin olması,
    ve en önemlisi çevresinde zibilyon tane erkek "kankası" olup bunlarla sarmaş dolaş olması. başlıca itildiğim özelliklerdir.
  • kötü kokması (buna kötü parfüm seçimi de dahil)
    abi kanka usta falan gibi hitaplarla konuşması
    aşırı feminizm
    bakımsız el ve ayaklar
  • insanların kendi özelliklerini yazdıkları bir başlık olmuş.
  • bir kadın canınızı sıkabiliyorsa büyük bir sorun var demektir. güçlü bir erkeğin midesini hiç bir kadın davranışı bulandıramaz.

    size şöyle uzun güzel bir şeyler anlatayım.

    bir erkeğin özgüveni 2 şekilde sağlanabilir
    1) fiziksel. kas oranınız arttıkça özgüveniniz artar, kilonuz boyunuz bunlar özgüven besleyicidir.
    2) psikolojik. duygusal dokunulmazlığı olan erkekler sorunlar karşısında soğuk kanlıdır ve bu geliştirilebilir. bazı insanlar doğuştan böyledir. daha da uç seviyede bu durum gözlemlenirse psikopat olabilir. tabii böyle anomalilerden bahsetmiyorum.

    bence bir erkek olarak her 2'sini de güçlendirmeniz gerekmektedir. neyi düzeltebiliyorsanız düzeltmelisiniz, kilo mu çok? verin. cılız mısınız? kilo alarak kas yapın fakat unutmayın ki ne kadar iyi fiziksel özelliklere sahip olursanız olun iş psikolojide biter ve her şeyinizi duygularınız yönlendirir.

    psikolojisi zayıf bir erkek ne kadar iyi fiziksel özelliklere sahip olursa olsun yanlış kararlar vermeye meyilli olacaktır, yani kötü bir risk yönetimine sahip olacaktır. örneğin aşk veya ayrılık acısı yüzünden kendine gelemeyecek, aylarca belki evinde kalacak, tek kadınla konuşamayacak, onu bırak yaklaşanlara bile sıcak davranamayacaktır. daha kötüsü kadınlara kötü davranma, "intikam" alma eğilimine girecektir.

    bunlar kaynaklarınızın yanlış kullanılması anlamına gelir ki bana gelen mesajlardan böyle çok fazla erkek olduğunu biliyorum. gerçekten savaş çıksa 2 adamın kafasını koparabilecek güçte adamların bir kız yüzünden önümde ağladığını ve derdimi çöz, acım geçmiyor dediğini çok duydum.

    kısacası birşeyinizi güçlendirecekseniz bu önce duygularınız olmalıdır. beyninizi eğitmeli, bununla başa çıkmayı öğrenmelisiniz. bu da davranış tekrarlıyla olur. şurada temellerini biraz anlattım. aptallaşmayın, çalışın:
    (bkz: insanı aptallaştıran şeyler/@karanlikruya)

    böyle bir kız arkadaşım vardı. "hiç de kötü biri ya da yazdığın gibi biri değilsin" demişti. tabii ki değilim demiştim. işin ilginci aklımdan şu geçti: "kötü olduğumu düşünüyorsan neden benimlesin?" sorusuydu. bu bile kadın doğasını algılamak için yeterli. ne demişler? "no more mr nice guy."

    ... ve bunu zaten anlamış olsaydı altyapımın ve eğitimimin bir anlamı kalmazdı. tabii ki sen öyle olduğumu düşünmelisin ki oyunum çalışsın. siz iyi bir oyuncu olun ki kadın ne yapacağınızı kestiremesin, öyle sansın. o an içimden kötü biri olmadan bunu anlayamazsın diye de geçirmiştim ama hata yaptığında yakından bunu soluyacaksın. sonuçta iyi bir kadına kötü davranmanızın anlamsız olması gibi çoğu erkeğin hatası kötü bir kadına hz. isa gibi diğer yanağını çevirmeleridir. kötüye kötü olunmalıdır, hatta duygusal dünyalarına bir hayalet gibi çökmeniz tavsiye edilir, siz kazık yedikten sonra hiç birinin anlamı kamıyor. bu kadın da hata yaptığı gece terk edildi ve aldatıldı. ardından özürlerinin bir çoğu gibi bir anlamı kalmadı.

    kendi açımdan düşündüğümde geçmişte çok boktan diyebileceğim olaylar yaşadım. bazılarında kendi hatalarım da vardı, bazılarında karşımdaki net olarak kaşarın en adisiydi. üstelik kendilerini iyi insan olarak tanımlayan insanlardı. güzel goller de yedim ama zamanla aslında kadın doğasının abartılacak bir yanı olmadığını anlayarak buna uygun yaşamayı öğreniyorsunuz. yani yapabilecekleri en kötü olay bile beklendik oluyor.

    kural: "beklendik reaksiyonlar canınızı yakamaz."

    belli prensiplerim var. mesela 2 ay boyunca hiç bir kadına bağlanmamak ve anlam yüklememek gibi. işaret aramak ve kadının kişiliğini çözmek ilk göreviniz olmalı ve bu sırada niyetinizi belli etmemelisiniz. pis bir yanım var ki bunu gördüğüm anda kedi-fare gibi oynarım. söylediğinin üstüne giderim, biraz dürtüklerim. bazen haksız çıkarım ve hatta hep haksız çıkmayı isterim. bazen haklı çıkarım. unutmayın ki çarpık bir zihnin saçmalıklarını 1 sene sonra öğrenmek, örneğin başka erkeklere de ilgi duyan bir kadının itirafını geç öğrenmek yıkıcı olabilir. zamanında öğrenip siktir etmek en doğrusudur.

    bu ipucum doğrulandığı anda başka kadınlarla realist biri olarak flört etmeye başlarım. çünkü belli ki bu kadınla olmayacak. hatasını gördüğüm anda da terkederek, flört ettiğim kadına yönelirim.

    bu yöntem pragmatik ve hatta makyevalist bir yaklaşımdır. bana güvenin çoğu erkek bunu okuduğunda belki garipsiyor ama kadınlarn temel davranışı tam olarak böyledir. hani diyorsunuz ya "iyi gidiyorken bir anda bitti, neden böyle oldu?" işte kadın size tam olarak üstte anlattığımı yapıyor. hissettirmiyor, pozitif görünüyor ama arka planda flört ediyor. sonrasında bir bakmışsınız o ilişki çökmüş.

    ...ve siz bu durumlarda stratejik davranarak, "benim kız arkadaş yapmaz" düşüncesinden uzaklaşarak kadınların paternlerini darmadağın etmelisiniz. bunu yapmazsanız kadın sizden önce yapar, kendini rahatlatır, solipsist zihin yapısıyla kafasında sizin işe yaramaz, zayıf bir karakter olduğunuzu ikna eder ve siz ağlarken başka adamlarla takılır. çünkü o ana kadar işaretleri görmemiş, "beni seviyor yanılgısıyla; kadınların romantik görünen realistler olduğunu" * unutursunuz ki zaten çoğunluk da bilmez.

    haketmeyen kadına karşı acımasız olduğum doğru ve emin olun karşınızdaki kadın sizin acımasız olduğunuz kadar karşınızdaki güçsüzleşir. hakeden ve sizi seven kadın zaten sadakata dair herhangi bir konuda hatada bulunmaz. bulunuyorsa da en acı şekilde karşılığını almalıdır.
  • uzun tırnaktan dolayı telefon bile kullanamayan üniversite öğrencisi kızlar, siz okuyacaksınız da... peh. genelde yanlarında kalem defter bile olmaz.
  • kendini bulunmaz hint kumaşı sanması.
    (lafa gelince hiçbiri söylemese de) bacak arasından başka "verecek" hiçbir şeyinin olmaması. huzur dahil.
    sürekli kendisiyle ilgilenmesini istemesi, ilgi göremeyince (kendince) burundan getirme çabalarına girişmesi.
    "şimdi mesaj atmayım" "hemen cevap vermeyim" "her gün vermiyim şımarmasın" gibi planlarla içten pazarlıklı olması.
    1.80 den uzun boylu olması.
  • benim için 3 madde (düşünsem başka çıkar mı bilmiyorum).

    1- bebek sendromu. 2-3 yaşındaki çocuklar gibi konuşanlar gerçekten midemi bulandırıyor. diksiyon benim için önemli sanırım. ağzını yaya yaya konuşanlara, bebeksi konuşanlara dayanamıyorum. aynı durum erkekler için de geçerli, öyle kasıtlı olarak bozuk diksiyonla konuşan birini arkadaş olarak göremem, diyaloğa bile katlanamam.

    2- ilgi budalalığı, her ortamda ilgiyi üzerine çekme çabası. üniversitenin ilk yılında, henüz sınıfla yeni kaynaşırken öyle bir kız arkadaşımız vardı, gruptaki tüm erkeklerin ilgisi onun üzerinde olsun isterdi. girdiğimiz bir kafede satranç tahtası gördük, bilen varsa oynayalım dedim, tam bir arkadaşla oturup oynayacakken bu kız çıktı "ben biliyorum, derecem vardı, ben oynamak istiyorum" vs. diye kendini ortaya attı. karşımda oturan arkadaş da o kızdan hoşlandığı için bir centilmenlik yapıp yerini kıza bıraktı ama sonuç: kız taşları dizmeyi bile bilmiyor, ona yerini veren arkadaş söyledi o hamleyi yaptı, dolaylı yoldan yine arkadaş oynamış sayılır. mesele bilmemesi değil elbette, sadece derece yaptım ben diye öne atılıp kendini öne çıkarması iğrençti. ben bilmiyorum, bana da öğretir misiniz dese hiçbir sorun olmayacak aslında. dikkat çekeceğim diye böyle saçma hareketlere ne gerek var? sonraki dört yılda grupta başka bir kız varsa sürekli onların üzerine oynamaya, onları gömmeye başladı vs. türlü çirkinlikler. dışarıdan komik görünmenin yanında mide bulandırıyor.

    3- sonuncu da çirkeflik, topluluk içinde aile-sevgili kavgası yapmaları. yine bir örnekle anlatacağım: yıllar önce üniversite kaydı için ilk kez istanbul'a gidiyordum otobüsle. günüm zayi olmasın diye de genelde gece bileti alır, otobüste uyuyarak kendimce zamandan tasarruf ederim.
    o gün de böyle yaptım. arka koltukta karı-koca olduğunu tahmin ettiğim bir çift oturuyordu ve daha otobüs terminalden kalkmadan kadın yüksek desibelle adama giydirmeye başladı. "ben sana istanbul seyahatten bilet al demiştim, onun koltukları geniş oluyor ama sen gittin buradan aldın, istanbul seyahatten alsaydın şimdi rahat rahat gidiyor olacaktık bla bla bla". abartmıyorum balıkesir'den bursa'ya kadar aralıksız bu sebeple bağırıp çağırdı kadın otobüs içinde kocasına. adamcağızın da sesi hiç çıkmadı. bu kadar büyütülecek bir konu olduğunu hiç düşünmedim ama adam sana göre büyük bir hata yapmış olsa bile bunun kavgası otobüste mi yapılmalı? eve kadar sabret ve evinde yap dırdırını, tüm otobüs 2-3 saat kadının çemkirmelerini dinledik. bursa'dan sonra sızıp kalmış olmalı ki sesi kesildi de biraz olsun uyuma imkanı bulabildik. o gece o adama çok acıdım ve biraz empati yaptım: böyle bir kadınla evlensem hayatım zehir olurdu muhtemelen diye. kendi halam da böyle bir kişi olduğu için ve eniştemi ağzını açtığı anda bu kadın gibi çenesiyle hemen sindirdiği için bana çok uzak bir profil de değil aslında. işin kötüsü mülayim bir karakterim olduğu için eniştem gibi, otobüsteki o zavallı gibi bu psikolojik şiddet karşısında zamanla ben de sinip kalırdım muhtemelen. bu yüzden böyle çirkef kadınlar midemi bulandırmanın ötesinde beni korkutur da çünkü onlarla mantık çerçevesinde sakin bir üslupla iletişim kurmak imkânsızdır.

    edit: dört numara da şimdi aklıma geldi: 1 numaralı maddenin de içine giren bahar candan gibi hayatında giyim ve makyaj dışında başka hiçbir gayesi olmayan, konuşacak başka bir şeyi olmayan gayesiz kadınlar. orhan veli'nin deyimiyle bir elinde ayna, öbüründe cımbız tutup dünyayı umursamayan tipler. oturup iki lafın belini kıramazsınız bunlarla, küçücük beyinlerinde modadan başka bir alana yer kalmamıştır ve dünya kendisinin etrafında döner; tüm hayatı instagram fenomenlerinden, kimin ne giyip ne sürdüğünden, magazinden ibarettir. küçücük dünyalarında dişe dokunur farklı bir gündem maddesine zerre kadar yer olamaz, en önemli belirtisi kendi ailesi dahil yetiştiği çevreyi küçümseyip hakir görmeleridir "saraylı" olamadıkları için. zaten kabuğa bu kadar değer biçmelerinin sebebi de bu olsa gerek.

    yine de bu kadar uzun ve destansı yazdım diye belirtmek isterim: 3. madde haricinde diğerleri gördüğüm kadarıyla küçük azınlıklardır, kadınlar üzerine kesinlikle genelleme içermez. ama 3. madde yaşlısından gencine bolca var bence bizim toplumda.
  • sigara içmeleri. sevişmeyi yarım bırakmışlığım var.
  • (bkz: ilgi budalalığı)

    ki o da bizi şu bakınıza götürür. (bkz: attention whore)
  • muhabbet konusunda pasif olmaları, sürekli erkeğin muhabbet açmasını beklemeleri, muhabbet esnasında gereken katkıyı ve pası vermemeleri
hesabın var mı? giriş yap